Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/981 E. 2018/603 K. 30.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/959 Esas
KARAR NO : 2018/592
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 29/09/2016
KARAR : USULDEN RED- GÖREVSİZLİK
KARAR TARİHİ : 29/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Davalı … A.Ş tarafından müvekkil aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkilin konu ile ilgili …A.Ş yetkilileri ile görüştüğünde müvekkilin… A.Ş’ye olan ve Bursa … İcra Müdürlüğünün… ve… Esas sayılı dosyaları nezdinde açılmış olunan kredi kartı ve kredili mevduat hesabı borçlarının davalı … tarafından satın alındığını öğrendiğini, takipsizlik sebebiyle yenilenen Bursa … İcra Müdürlüğünün yeni dosya numaralarının … Esas ve … Esas olduğunu, davalı yanın iş bu alacağın temliği işlemi sonrasında Bursa … İcra Müdürlüğünün …ve … Esas numaralı dosyalarına temlik sözleşmesini sunup bu dosyalar üzerinden takibe devam etmek yerine bu takip dosyalarını da açık tutarak yeniden İstanbul… İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyası nezdinde aynı borç için 2. Bir icra takibi başlattığını, bunun gerekçesini ise …Varlık şirket merkezinin İstanbul’da olması nedeniyle buradan alacağın takibinin daha kolay olduğu şeklinde açıkladığını, davalının sırf keyfi olarak İstanbul…İcra Müdürlüğü nezdinde mükerrer takip açtığını, yeniden icra takibi açılmasının takip hukuku bakımından mükerrerlik yaratacak olup bu uyuşmazlığın giderilerek sonradan açılmış olunan İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası bakımından hem asıl alacak hem de işlemiş faiz ve ferileri yönünden menfi tespit talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, müvekkil …nin… Bakanlığına bağlı bir ilkokulda hizmetli olarak çalıştığını, iş bu yargılama masraflarını karşılayacak maddi gücü olmadığından … Barosuna başvurarak adli yardım talep ettiğini, Baro başkanlığı tarafından iş bu dosyaya adli yardım avukatı olarak atandığını beyan ederek öncelikle HMK madde 334 ve davamı uyarınca Adli Yardım talebinin kabulü ile müvekkilinin yargılama harç ve masraflarından muaf tutulmasına, ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile takibin teminatsız olarak durdurulmasına, menfi tespit davasının kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına konu asıl alacak, işlemiş faiz ve tüm feriler bakımından borçlu olmadığının tespitine, davalının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Huzurdaki davaya konu alacağın… A.Ş. ile müvekkil … A.Ş. arasında akdedilen 25/06/2013 tarihli …Noterliğinin … yevmiye numaralı Temlik Sözleşmesi hükümleri uyarınca … A.Ş.’nin …’ den olan, tüm alacak hakları, alacağın tahsiline yönelik her türlü resmi merciie ve yasal yollara başvurma hakları da dâhil olmak üzere müvekkil… A.Ş.’ye devir ve temlik edildiğini, öncelikle davacı tarafın işbu menfi tespit davasını görevsiz mahkemede ikame ettiğini, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un 3/1-1 maddesinde; “tüketici işlemi” “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile, tüketiciler arasında kurulan eser ve taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık vd. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceğinin ön görüldüğünü, anılan kanunun 73/1 maddesinde; tüketici işlemeleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtildiğini, ancak her ne kadar kanun maddeleri açık bir şekilde tanımlama yapmış olsa da davacı tarafın davaya konu alacağın tüketici işlemlerinden kaynaklanmış olmasına rağmen iş bu davayı kanun maddesine aykırı olarak görevsiz mahkemede ikame ettiğini, kanun maddesinden de açık bir şekilde anlaşılacağı üzere işbu davanın yargılamasında görevli mahkemenin “İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMELERİ olduğunu, bu sebeple, işbu davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmekte olup, dava dosyasının görevli tüketici mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, temlik veren banka tarafından açılmış bulunan Bursa …İcra Müdürlüğünün … ve …Esas sayılı icra dosyalarının takipsiz bırakılması üzerine, söz konusu icra dosyasına tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı icra dosyası müvekkil şirket tarafından açıldığını, söz konusu takip dosyası incelendiğinde de görüleceği üzere takip talebi ve eklerinde davacı vekilinin beyanlarının aksine “tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla” ibaresi bulunduğunu, bütün bu açıklamalar neticesinde, davacı tarafın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun bütün iddialarının reddine karar verilmesi ve sonuç itibariyle de davasının reddine karar verilmesi gerektiğini beyan ederek öncelikle davanın görevsiz mahkemede açılmış olması sebebiyle davanın USULDEN REDDİ İLE MAHKEMENİZİN GÖREVSİZLİĞİNE karar verilmesini, davacı tarafın tedbir talebinin hukuki dayanağı olmaması sebebiyle TEDBİR TALEPLERİNİN REDDİNE karar verilmesini, devamında ise, davacı yanın haksız hukuki dayanaktan yoksun iddia ve beyanların reddi ile DAVANIN REDDİNE KARAR VERİLMESİNİ, davacı aleyhine %20’den az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir: Davacı gerçek kişi tüketici, kredi kartı ve kredili mevduat hesabına ilişkin olarak kendisinin davalı temlik alan…AŞ ye ( temlik eden ve bankacılık sözleşmesinin tarafı temlik eden … AŞ) İstanbul … İcra Dairesi’ nin …E sayılı takip dosyasında borçlu olmadığının tespitini talep etmektedir. Davalı taraf genel mahiyette davanın reddini savunmuştur. Dava, tüketicinin kredi kartı ve kredili mevduat hesabına ilişkin bankacılık sözleşmesinden kaynaklanan alacakta borçlu olmadığına dair menfi tespite ilişkindir. Davacı- gerçek kişi- bankacılık sözleşmesinin tarafı- tacir olmayan ve sözleşme konusu ticari olmayan- tüketici; davalı- bankadan alacağı temlik alan şirkete karşı bankacılık sözleşmesinen kaynaklanan menfi tespit davası açmıştır. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’ un 3/1-k maddesinde tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, 3/1-l maddesinde ise tüketici işlemi ; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmış olup , aynı yasanın 73/1 maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevli kılınmıştır. 6502 sayılı kanunun 83/2 maddesine göre, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğini düzenlemiş olmakla, davacı tüketici sıfatını haiz olmakla bnkacılık işleminden kaynaklanan tüketici işlemi olan sözleşme gereği davalı bankadan alacağı temlik alan şirket aleyhine taraflar arasındaki bankacılık sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit davası açmakla, açılan iş bu davada mahkememizce Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu kabul edilmiştir. HMK 114/1-c maddesi gereğince, mahkemenin görevli olup olmadığına ilişkin dava şartının HMK nun 115 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında re’ sen dikkate alınması gerektiği gözetilerek, saptanan ve hukuksal durum bu olunca mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine kanunen karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. Bu nedenle aşağıdaki şekilde kanunen görevsizliğe karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının 6100 Sayılı HMK’nın 114/1 ve 115/2 maddeleri gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle usulden REDDİNE,
2-HMK.nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin usulen başvurusu halinde dava dosyasının görevli İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3- Yargılama giderlerinin görevli mahkemesince hüküm altına alınmasına,
4-HMK 20. maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde başvuru yapılmaz ise davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği ve yargılama giderleri konusunda karar verileceğinin ihtarına,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda dava konusu miktar dikkate alındığında kesin olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.
Katip …
Hakim …
¸e-imzalıdır