Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/98 E. 2021/805 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/98
KARAR NO : 2021/805

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 19/01/2016
KARAR TARİHİ : 02/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13/06/2015 tarihinde … önünde yaya olan müvekkiline sürücüsü ve plakası bilinmeyen bir aracın çarpması sonucu yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza hasebiyle müvekkilinin ciddi mahiyette kalıcı maluliyete duçar olduğunu, müvekkilinin tüm tedavilere rağmen eski sağlığına kavuşamadığını, esaslı oranda daimi sakat kaldığını, bu kazanın oluşumunda kusurlu olan ve plakası bilinmeyen aracın geçerli bir poliçesi olmadığından güvence hesabı tazminatını gerektirin derecede kusurlu olduğunu beyan ederek müvekkili için 100 TL geçici ve 100 TL kalıcı iş görememezlikten ileri gelen 200,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınması zaruretiyle yukarıda saniyen belirttikleri veçhile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere kaza tarihinden, aksi halde dava tarihinden başlayarak işleyecek ticari faiziyle veya yasal faiziyle ile birlikte toplam 200,00 TL maddi tazminatın davalıdan tazmin ve tahsilini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının plakasının tespit edilemeyen bir aracın çarpması neticesinde yaralandığı iddiasının somut delilere ispat edilmesi gerektiğini, aksi takdirde davanın reddine karar verilmesini gerektiğini, kusur durumunun bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesi gerektiğini, maluliyet raporunun Adli Tıp Kurumundan alınmasını talep ettiklerini, müvekkili kurumun sorumluluğunun bedensel zararlarla sınırlı olduğunu, geçici iş göremezlik zararının bedensel zarar olmadığını, geçici iş göremezlik zararının maddi zarar olarak kabul edilse dahi 6111 sayılı yasa gereğince bir tedavi gideri zararı olan geçici iş göremezlik zararından SGK’nın sorumluğu olduğunu beyan ederek kazanın gerçekliğinin somut delillerle ispat erilmemesi halinde davanın reddini, kusurun Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi tarafından yapılacak bilirkişi incelemesi ile tespitini, geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddini, itirazlarının kabulü ile davanın reddini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tarafların bildirdiği belgeler, davacıya ait nüfus kaydı, davacıya ait tedavi evrakları, davacıya ait sosyal ve ekonomik durum araştırmasına araştırması, 13/06/2015 tarihli Ölümlü/Yaralanmalı trafik kazası tespit tutanağı, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası, atk ve bilirkişi raporları delil olarak değerlendirilmiştir.
Mahkememizce alınan Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi Başkanlığınca düzenlenen 30/10/2019 tarihli rapor da özetle; … kızı, 23.11.2005 doğumlu …’un 13.06.2015 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı resmi gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmelik dikkate alındığında; Alt esktremiteye ait sorunlar, Tablo 3.33.b Tibia şaft kırığı (dizilim bozukluğu) 12 derece açılanma %20, Tablo 3.10 ekstansiyon kısıtlılığı hafif %7, Balthazard formülüne göre %25.6 olduğu, tablo 3.2 ye göre %13 olduğu, Kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının %13(yüzdeonüç) olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce kusur raporu alınmak üzere dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığına gönderildiği, Adli Tıp Kurumunca düzenlenen 04/03/2020 tarihli rapor da özetle; Olayda; Kimliği ve plakası tespit edilemeyen motosiklet sürücüsünün %30 (yüzde otuz) oranında kusurlu olduğu, Davacı yaya …’ un %70 (yüzde yetmiş) oranında kusurlu olduğu kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce alınan Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi Başkanlığınca düzenlenen 26/01/2021 tarihli rapor da özetle; … kızı, 23.11.2005 doğumlu …’un 13.06.2015 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak: Gr1 XII (33Ba……….15) A % 19 E cetveline göre % 14.3(yüzdeondörtnoktaüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, 2)İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişi …’nın mahkememize sunmuş olduğu 08/05/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; 17.07.2020 tarihli Anayasa Mahkemesi kararı ve Karayolları Trafik Kanun’undaki değişiklik uyarınca vede … BAM 3. Hukuk Dairesinin İstinaf Kararı da dikkate alınarak kurumlar arasında ortak görüş ve uyum sağlanıncaya, “ulusal mortalite tablosu” oluşturuluncaya ve ilgili kurumlarca görüş değişikliği yapılıncaya kadar yaşam tablosu olarak PMF-1931 tablosu kullanılarak Progresif Rant Yönetmine göre hesap yapıldığını, dosya kapsamında yer alan evraklar incelendiğinde … Hesabı ya da SGK tarafından davacılara yapılan herhangi bir geçici veya sürekli iş göremezlik ödemesinin bulunmadığı görüldüğünden davacının zararından herhangi bir indirimin söz konusu olmadığını, kazazede …’un hesaplanan Sürekli İş Göremezlik Tazminatı tutarının 74.003,11 TL olduğunun
görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair 16/09/2021 tarihli celsede dosyanın bilirkişiye tevdi edilmesine karar verilmiş, bilirkişi …’nın mahkememize sunmuş olduğu 05/10/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Kazazede davacı kız çocuk … ‘un olay tarihi itibariyle 9 Yıl 6 Ay 21 Günlük ve efor dönemi içerisinde ve de kazanç getiren herhangi bir işte çalışmasının söz konusu olamayacağını, takdir ve nihai kararın Mahkememize ait olmak üzere Geçici iş göremezlik dönemi boyunca efor dönemi içerisinde yer alan Kazazede davacı kız çocuk … için yerleşik Yargıtay Kararlarına istinaden Geçici İş Göremezlik zararı hesaplanamadığını, kaza tarihinden itibaren Sürekli İş Göremezlik zararı hesaplandığını, Mahkememezin 16.09.2021 tarihli 15. Celsesindeki görevlendirmesi gereği, Karayolları Trafik Kanunu “nun bazı maddelerinde değişiklik yapan, 09.06.2021 Tarihinde TBMM “de Kabul edilerek 19.06.2021 tarihinde Resmi Gazete ‘de yayınlanan kanunun yürütmesi ile ilgili “Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu” tarafından hesap tarihi itibariyle henüz bir Yönetmelik Yayınlamadığı için, Rapor/Hesap tarihi esas alınarak yapılan hesaplamada en güncel yüksek yargı kararlarından olan T.C. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/3292E. 2021/1848K Sayılı İlamı ve T.C. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi “nin 2021/14963E. , 2021/2953K. Sayılı İlamı da dikkate alınarak; ilgili kurumlarca görüş değişikliği yapılıncaya kadar yaşam tablosu olarak TRH-2010 Yaşam Tablosu kullanılarak Progresif Rant Yöntemine göre hesaplama yapıldığını, dosya kapsamında yer alan evraklar incelendiğinde … Hesabı ya da SGK tarafından davacılara yapılan herhangi bir geçici veya sürekli iş göremezlik ödemesinin bulunmadığı görüldüğünden davacının zararından herhangi bir indirimin söz konusu olmadığını, kazazede kız çocuk …’un hesaplanan Sürekli İş Göremezlik Tazminatı tutarının 84.857,46 TL olduğu, görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, haksız fiilden kaynaklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesi gereğince maddi tazminat istemine ilişkindir.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma numaralı dosyası üzerine yapılan incelemede, mağdurunun …, müştekisinin …, şüphelisinin meçhul sanık olduğu, yardım bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeme ve taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan dolayı yapılan soruşturmada 02/03/2016 tarihinde daimi arama kararı verildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının trafik kazası nedeniyle yaralanıp yaralanmadığı, davalının davacının yaralanması nedeniyle sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, davacı trafik kazası neticesinde yaralanmış ise tarafların trafik kazasındaki kusur durumları ve davacının geçici ve kalıcı iş göremezlik zararından oluşan maddi tazminatı davalıdan talep edip edemeyeceği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
13/06/2015 tarihinde kimliği ve plakası tespit edilemeyen motosiklet sürücüsü … caddesi üzerinde … caddesi istikametinden 1. sokak yönüne doğru seyir halinde iken, 18 nolu … önüne geldiği esnada, karşıdan karşıya geçiş yapan davacı yaya …’a çarpması sonucu dava konusu trafik kazası meydana gelmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde plakası tespit edilemeyen aracın kazaya sebebiyet verdiğini davacı tarafça ispatlanması gerektiğini ileri sürmüş ise de, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2020/786 E. 2021/2254 K. sayılı emsal içtihatında da açıkça belirtildiği üzere Cumhuriyet Başsavcılığınca, meydana gelen yaralanma sebebi ile daimi arama kararı verildiği ve trafik kazası tespit tutanağı da tutulduğuna göre, kazanın çift taraflı olduğu, diğer bir anlatımla davacı çocuğun yaralanmasına neden olan kazada bir başka aracın/sürücünün de varlığı, soruşturma konusunda yetkili resmi makamın da kabulündedir. Kazanın varlığını ispat yükü davacıda olup, davacı taraf, soruşturma dosyası ile kazanın varlığını ve kazaya plakası tespit edilemeyen başka bir aracın/sürücünün neden olduğunu ispatlamıştır. Bu durumda kazanın tek taraflı olduğu, kazaya karışan başka bir aracın bulunmadığını ispat yükü, bunu iddia eden davalı taraftadır. Davalı tarafçada bu yönde ispata elverişli bir delil sunulmamıştır. Bu nedenle de davalı vekilinin bu yöndeki savunmasına itibar edilmemiştir.
Dava konusu 13/06/2015 trafik kazasında davacı …’un KTK’nun 68. Maddesinde düzenlenen yayaların uymakla yükümlü olduğu kurallara uymadığı ve ilk geçiş hakkında kimliği tespit edilemeyen motorsiklet sürücüsüne bırakmadığı, bu nedenlerle de dikkatsizliği ve tedbirsizliği de gözetilerek davaya konu trafik kazasının oluşumunda %70 oranında kusurlu olduğu, dava dışı kimliği tespit edilemeyen motorsiklet sürücüsünün ise KTK’nun 52/1-b. Maddesini ihlal ettiği ve hızın yol koşullarına göre ayarlamayarak fren tedbirini kullanmadığı ve bu şekilde kazanın oluşumunda %30 oranında kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır. Mahkememizce alınan atk raporunun objektif, gerekçeli, yeterli, denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olması nedenleriyle bu rapora itibar edilmiştir.
Davaya konu trafik kazasında kimliği belirlenemeyen sürücüsünün sevk ve idaresinde altındaki plakası belirlenen aracı ile sebebiyet verdiği kazada davalı Güvence Hesabı’nın 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14/2-a. maddesi ve Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin 9/1-a. maddesi gereği sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/3494 E.2021/4150 K. ve 2021/2626 E. 2021/3923 K. sayılı içtihatlarında belirtilen maluliyet rapor tarih dönemleri dikkate alınarak kaza tarihi olan 13/06/2015 itibariyle Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Bu yönetmeliğe göre düzenlenen 30/10/2019 tarihli atk raporuna itibar edilmiş, dosyadaki diğer atk raporunun ise farklı yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmiş olması nedeniyle diğer rapora itibar edilmemiştir. 30/10/2019 tarihli itibar edilen atk raporuna göre davacının %13,00 oranında özürlüğünün ve 9 ay süreyle de geçici iş göremezliğinin bulunduğu tespit edilmiştir. Bu atk raporu denetime açık, yeterli, gerekçeli, objektif, bilimsel verilere haiz ve hüküm kurmaya elverişlidir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/5646 E. 2017/8285 K. sayılı içtihatı ile dava dilekçesi içeriği dikkate alındığında iş bu dava kısmi dava olarak açılmıştır. Davacı vekilinin 12/03/2021 dilekçesini talep arttırım dilekçesi olarak adlandırmış ise de nitelendirme HMK’nun 33. Maddesi de dikkate alındığında mahkemeye aittir. Belirsiz alacak şeklinde açılmayan iş bu kısmi dava da talep arttırım dilekçesi sunulamaz. Bu nedenlerle de davacı vekilince 12/03/2021 tarihinde sunulan dilekçe ıslah dilekçesidir. Davacı vekilince sunulan 15/10/2021 tarihli dilekçe de ıslah dilekçesi olup HMK’nun 176/2. Maddesi uyarınca aynı davada ikinci kere ıslah yapılamaz. Bu nedenle de 15/10/2021 tarihli dilekçede yapıldığı bildirilen ıslah işlemi mahkememizce dikkate alınmayarak 12/03/2021 tarihli dilekçedeki ıslah edilen 74.003,11 TL kalıcı iş göremezlik zararı ve ilk dava dilekçesinde bildirilen 100,00 TL geçici iş göremezlik zararı olmak üzere dava değerinin 74.103,11 TL olduğu kabulü ile bu miktarlar üzerinden değerlendirme yapılmıştır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/7254 E. 2019/2316 K. ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin 2018/3354 E. 2020/3920 K. ile 2017/1355 E. 2018/1616 K. Sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Davacı …’un 23/11/2005 doğumlu olması kaza tarihi olan 13/06/2015 tarihi itibariyle 9 yaşında olması da dikkate alınarak kazanç getiren herhangi bir işte çalışması sözkonusu olamaz. Davacının gelir getiren bir işte çalıştığı iddia ve ispat edilememiştir. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/2477 E. 2021/2949 K. ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/15525 E. 2018/8321 K. Sayılı içtihatları da bu doğrultudadır. Bu nedenle de davacının geçici iş göremezlik zararına yönelik maddi tazminat talebinin reddi gerekmiştir.
Davacının tespit edilen maluliyet oranına ilişkin olarak Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/14963 E. 2021/2953 K. sayılı içtihatında belirtilen TRH 2010 yaşam tablosuna progresif rant yönetim uygulanarak sürekli iş göremezlik zararının hesaplanması gerekmektedir. 08/10/2021 tarihli nitelikli hesaplama/aktüerya uzmanı ek bilirkişinin raporunda da bu şekilde hesaplama yapılmış olması nedeniyle rapora itibar edilmiştir. Bu nedenlerle davacının kazadaki kusuru dikkate alınarak 84.857,46 TL sürekli iş göremezlik zararının bulunduğu davacı tarafın yukarıda ayrıntılı izah edildiği üzere kalıcı iş göremezlik zararından oluşan maddi tazminat talebinin 74.003,11 TL olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesinde ticari veya yasal faiz talep etmiş ise de, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/2404 E. 2017/9996 K. Sayılı içtihatı ve aynı mahiyetteki yerleşik Yargıtay uygulamaları gereğince avans faize hükmedilmek için aracın ticari nitelikte olması gerekmekte olup dava konusu trafik kazasında yer alan aracın tespit edilememesi dikkate alındığında aracın ticari nitelikte olmayan motorsiklet olduğunun davacılar tarafından bildirilmesi de dikkate alındığında yasal faize hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Dava dilekçesinde bildirilen dava tarihinden itibaren faiz istemi davacı vekilince ıslah dilekçesinde kaza tarihi şeklinde değiştirilmiş ise de, davalı güvence hesabı yönünden 2918 Sayılı Kanunun 99. maddesindeki başvurunun iletildiği tarihten itibaren 8 iş günü sonra temerrüt tarihi oluşmaktadır. Davacının dava öncesi davalı tarafa başvurulmadığı ve davacı tarafça bu yönde herhangi bir delil sunulmadığı anlaşılmakla dava öncesi temerrüt oluşmadığından faiz başlangıç tarihi dava tarihi olan 19/01/2016 olarak tespit edilmiştir.
Bu nedenlerle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 74.003,11 TL kalıcı iş göremezlik zararından oluşan maddi tazminatın dava tarihi olan 19/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 74.003,11 TL kalıcı iş göremezlik zararından oluşan maddi tazminatın dava tarihi olan 19/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 5.055,15 TL karar ve ilam harcının davacı tarafça peşin olarak yatırılan 29,20 TL, 12/03/2021 tarihinde ıslah harcı olarak yatırılan 253,00 TL ve 15/10/2021 tarihinde ıslah harcı olarak yatırılan 59,30 TL olmak üzere toplam 341,50 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ ye gelir kaydına, bakiye 4.713,65 TL harcın davalı taraftan tahsili ile Hazine’ ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan peşin olarak yatırılan 29,20 TL, 12/03/2021 tarihinde ıslah harcı olarak yatırılan 253,00 TL ve 15/10/2021 tarihinde ıslah harcı olarak yatırılan 59,30 TL ve başvurma harcı olarak yatırılan 29,20 olmak üzere toplam 370,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 1.000,00-TL bilirkişi ücreti, 421,65-TL tebliğat ve posta masrafları, 687,00 TL Adli Tıp Kurumu maluliyet raporu ücreti, 323,00 TL Adli Tıp Kurumu maluliyet raporu ücreti, 562,00 TL Adli Tıp Kurumu Kusur raporu ücreti olmak üzere toplam 2.993,65 TL yargılama giderinin davanın kabul/red oranına göre hesap edilen 2.963,71 TL’ sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider-delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 10.420,40 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. uyarınca 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/12/2021

Katip

Hakim