Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/974 E. 2019/906 K. 21.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/974 Esas
KARAR NO : 2019/906

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/05/2016
KARAR TARİHİ : 21/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; müvekkil şirkete ait davaya konu … plakalı …marka, … tipi … model aracın 15/01/2009 tarihinde davalı … A.Ş.’ den, 103.551,21-TL bedel karşılığında alındığını, alındığı tarihten itibaren araçta sürekli tekrar eden arızalar meydana geldiğini, her seferinde yolda kalan aracın çekici ile servise götürüldüğünü, birçok parçası değiştirilmesine rağmen sorunların devam ettiğin, aracın gizili ayıplı mal niteliğnide olduğu belirterek aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, mümkün olmaması durumda dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birilikte bedel iadesine, ayrıca uğranılan zaralar nedeniyle şimdilik 10.000-TL maddi tazminat ve taleplerin kabul görmemesi karşığılında şimdilik 30.000-TL tazminata hükmedilmesini, dava masrafları ile vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA /
Davalı vekilinin davaya cevap dilekçesi özetle; huzurdaki davanın tacirler arasındaki satıştan kaynaklandığını, olaya Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Garanti Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelik tatbiki imkanın bulunmadığını, davaya konu araçın 15/01/2009 tarihinde trafiğe çıkmış olduğunu, ayıp iddiasının kabulü anlamına gelmemek kaydıyla davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, araç garanti süresini aşmış olduğunu, garanti kapsamında olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla araç üzerinde bir arıza var ise de bu arızanın dava konusu aracın kullanılması sonucu zaman içerisinde oluşabilecek bir olay olduğunu, davacının garanti ve zamanaşımı süresi sona erdikten yaklaşık 6 yıl sonra 05/10/2016 tarihinde davayı ikame ettiğini, araçta ayıp/gizli ayıp veya üretim hatası bulunmadığını, dayanıksız maddi tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, terditli talebin usul ve yasaya aykırı olduğunu, öncelikle usulden davanın reddini, aksi halde haksız ve mesnetsiz açılan davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.

KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, 6098 Sayılı TBK’nun 219 ve devamı maddeleri kapsamında ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme hakkının kullanıldığının tespiti, bedelin iadesi ile maddi ve manevi tazminat alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları; davacı tarafından davalıdan satın alınan … plakalı …marka … otomobil in ayıplı olup olmadığı, ayıbın mahiyetinin ne olduğu, davacının satış bedelinin iadesi ve ayıp nedeniyle maddi ve manevi tazminat alacaklarının varlığı ve miktarının ne olduğu noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Eldeki davada tarafların tacir oldukları ve davanın nispi ticari dava mahiyetinde bulunduğu, bu nedenle uyuşmazlığın 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kalmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı vekiline netice-i talebin somutlaştırılması için kesin süre verilmiş, davacı vekili ibraz ettiği 29/01/2017 ve 14/04/2017 tarihli dilekçeleri ile netice-i talebini somutlaştırmıştır.
Mahkememiz 13/06/2019 tarihli duruşması 1 nolu ara kararında davalı … hakkında açılan davanın 08/02/2019 tarihi itibariyle takipsiz bırakıldığının bildirilmiş olması nedeniyle bu tarih itibariyle işlemden kaldırılmış sayılmasına, iş bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydının yapılmasına karar verilerek Mahkememiz … esas numarasını almıştır.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, servis kayıtları dosya arasında lınmış, dosya uzman bilirkişiye tevdii edilmiştir. 21/06/2018 teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; aracın ekonomik ömrüne göre ortalama 80.000 km gibi periyotlarla DPF değişim gereksiniminin ortaya çıkması, kullanımdan kaynaklanmayan, imalata dayalı, araçtan makul olarak beklenen faydaları ortadan kaldıran önemli arıza netiliğinde olup, yetkili servis tarafından sonuç alınamayan işlemler ile giderilememiş olduğu dikkate alındığında, dava konusu aracın ayıplı sayılmasını gerektirdiği, ayıbın açık ayıp niteliğinde olmadığı, aracın satın alımı esnasında makul süre ile anlaşılması mümkün olmayan, belirli bir kullanım süresi sonrasında ortaya çıkması nedeniyle gizli ayıp niteliğinde olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekilinin manevi tazminat talebi yönünden tanık dinletmek istediği, ticaret şirketlerinde manevi zararın ticari itibar kaybı çerçevesinde değerlendirilebileceği ve bu hususunun tanıkla ispatının caiz olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin tanık dinletme talebi HMK’nun 189/son fıkrası çerçevesinde reddedilmiştir.
Davacı vekilinin 29/01/2017 ve 14/04/2017 tarihli netice-i talebinin somutlaştırılmasına yönelik dilekçeleri birlikte incelendiğinde, davacı tarafça ayıp nedeniyle ödenen satış bedelinin faizi ile birlikte iadesini ve ayıp nedeniyle ortaya çıktığı iddia olunan maddi ve manevi zararlarının tazminini talep ettiği, başka ifade ile sözleşmeden dönmeye yönelik seçimlik hakkın kullanıldığı anlaşılmakla, TBK’nun 227/3 fıkrası da göz önünde bulundurularak, dava konusu aracın onarımının mümkün olup olmadığı, onarım mümkün ise aracı onarılmış hali ile kullanmanın davacıdan beklenip beklenemeyeceği, onarım mümkün değil ise bu durumun araç değerinde meydana getirdiği azalmanın tespiti, ayrıca davacının 29/01/2017 ve 14/04/2017 dilekçelerinde ayıp nedeniyle uğradığını iddia ettiği zararlarının tespiti için dosyanın daha önce rapor tanzim eden bilirkişiye tevdi edilerek ek rapor tanzim ettirilmiştir.
04/10/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; araçtaki ayıbın imalat hatasına bağlı gizli ayıp niteliğinde olduğu, aracın onarımının masrafları davalıya ait olmakla birlikte komple partikül filtresi, fark basınç sensörü, enjektörler ve EGR valfinin değişimi ile giderilebilir nitelikte olduğu, aracın onarılmış hali ile kullanımının davacıdan beklenip beklenemeyeceğinin takdirinin mahkemede olduğu, davacının dosyaya yansıyan maddi zararının 9.861,96-TL olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
6098 Sayılı Kanun’un 219 maddesi; Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur.
Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.” hükmünü içermektedir.
6102 Sayılı TTK’nun 21/1-c bendi uyarınca; “malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.”
6098 Sayılı Kanun’un 223/2 fıkrası; gizli ayıplarda ihbara ilişkin düzenlemeyi içermektedir. Buna göre gizli ayıp mahiyetinde ayıpların ortaya çıkması halinde alıcı derhal ayıp ihbarında bulunma yükümlülüğü altındadır. Aksi halde satılanı ayıplı olarak kabul etmiş sayılır.
6098 Sayılı TBK’nun 227. Maddesinde ise ayıp halinde alıcının seçimlik hakları şu şekilde düzenlenmiştir: “Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.
Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir.
Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.
Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.”
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki 15/01/2009 tarihli satış sözleşmesi uyarınca, dava konusu … plakalı …marka … otomobilin davacıya satılarak teslim ediliği, aracın tesliminden üç yıl sekiz ay kadar sonra araçta 03/08/2012 tarihinde dava konusu DPF arızasının çıktığı, servis kaydından ayıbın davalıya süresinde ihbar edildiğinin anlaşıldığı, bu tariften sonra anılan arızanın giderilmesi için 05/09/2016 tarihine kadar farklı tarihlerde toplam 19 kez yetkili servise başvurulduğu; ancak mahkememizce yapılan keşif sırasında halen arızanın devam ediyor olduğunun görüldüğü, teknik bilirkişi tarafından ayıbın gizli ayıp mahiyetinde bulunduğunun tespit edildiği, davacının 29/01/2017 ve 14/04/2017 dilekçelerinden ayıba karşı tekeffül hükümleri çerçevesinde sözleşmeden dönme seçimlik hakkını kullandığının anlaşıldığı, TBK’nun 227/3 fıkrası uyarınca, alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanabilmesi için durumun bunu haklı göstermesinin, başka ifade ile satılanın onarılmış hali ile kullanılmasının alıcıdan beklenemeyeceğinin kabulünün gerektiği, somut olayda dava konusu aracın 2009 yılında satın alındığı, 2012 yılında dava konusu ayıp nedeniyle arıza verdiği, bu arızanın gizli ayıp niteliğinde olduğu, arızanın giderilmesi için 2016 yılı eylül ayına dek farklı zamanlarda on dokuz kez servise başvurulduğu, her seferinde ayıbın giderilmesi için müdahale edilmesine rağmen, 02/06/2017 keşif tarihi itibariyle ayıbın halen devam ediyor olduğunun bilirkişi tarafından tespit ediliği, her ne kadar bilirkişi tarafından ek raporda, masrafları davalıya ait olmak üzere komple partikül filtresi, fark basınç sensörü, enjektörler ve … valfinin değişimi ile ayıbın giderilebilir nitelikte olduğu tespit edilmiş ise de, yaklaşık beş yıllık süre boyunca ayıbın giderilemediği ve bu süre boyunca tekrarlayan arızalar nedeniyle davacının sürekli aracı servise götürmek zorunda kaldığı gerçeği karşısında, artık davacının araçtan beklediği faydayı elde edemediğinin ve sözleşmeden dönme hakkını kullanmakta haklı olduğunun kabulünün gerektiği, davacı her ne kadar ayıp nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığını iddia etmiş ise de, ayıp nedeniyle ticaret şirketi olan davacının itibar kaybına uğradığının ispat olunamadığı, yine davacının uğradığını iddia ettiği maddi zararların, detayları ek raporun üçüncü sayfasında belirtildiği üzere, 9.861,96-TL’lik kısmını ispat edebildiği anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne, davacının sözleşmenin dönme hakkını kullandığının tespiti ile 103.551,21-TL satış bedelinin dava tarihinden itibaren(sözleşmeden dönme hakkının dava tarihinde kullanıldığı, satış bedelinin iadesi borcunun bu tarihte doğduğu ve davalının bu borç yönünden dava tarihi itibariyle temerrüde düştüğü kabul edilmekle) işletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, dava konusu … plakalı 2009 model …A6 marka aracın davacı tarafından davalıya iadesine, davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 9.861,96-TL’ nin dava tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının ispat olunamayan manevi tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;

H Ü K Ü M /
Davanın KISMEN KABULÜNE;
Davacının sözleşmenin dönme hakkını kullandığının tespiti ile 103.551,21-TL satış bedelinin dava tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 9.861,96-TL’ nin dava tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Dava konusu … plakalı … model … marka aracın davacı tarafından davalıya iadesine,
Davacı tarafın manevi tazminat talebinin reddine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 7.747,18-TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta yatırılan 2.451,49-TL peşin harcın mahsubu ile, bakiye 5.295,69-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 2.451,49-TL peşin harcın davalıdan tahsiline,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 11.822,97-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.616,56-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 650,00-TL bilirkişi ücreti, 221,80-TL keşif ücreti, 388,70-TL posta gideri olmak üzere toplam 1.260,50-TL yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre 995,795 -TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
HMK.nun 333.maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın talep halinde ve hüküm kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinde itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır