Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/922 E. 2021/401 K. 21.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/922 Esas
KARAR NO : 2021/401

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 14/07/2010
KARAR TARİHİ : 21/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 11/12/2009 tarihli Kira Sözleşmesi ile … Merkezindeki 2. Kat 16 numaralı bağımsız bölümü davalı … Tic. A.Ş.’nden kiraladığını, Kira Sözleşmesinin 3 yıllık olmasına rağmen, davalının şifahi olarak kiralananı tahliye etmelerini istediğini ve kira sözleşmeleri özel şart 2.3 maddesi uyarınca kontrolünde bulunan banka POST cihazları ile yazar kasayı 16/04/2010 tarihinde hiçbir bildirimde bulunmadan kapatarak ticari faaliyeti durdurduğunu, keşide edilen ihtarname ile uğranılan zararlara karşılık 55.000,00.-TL’nin ödenmesi istenilmesine rağmen hiçbir cevap vermediğini, adı geçen davalı ile diğer davalılar arasında bağıtlanan kök kira sözleşmesi 06/04/2010 tarihinde feshedildiğinden, diğer davalıların işgalci olduklarını belirterek ecri misil talep etmeleri üzerine ve yapılan zorlama sonucunda kiralananın 01/06/2010 tarihinde tahliye edildiğini, davalı … Tic. A.Ş.’nin sözleşmeye aykırı davranarak kiralananı kullanıma uygun halde bulundurmadığını ve müvekkilinin zararına yol açtığını, diğer davalıların ise BK’nin ve taşınmaz kiraları hakkındaki kanunda yer alan sona erme sebeplerinin hiçbirine uygun olmayacak şekilde üst kira sözleşmesini sonlandırarak müvekkilinin zararına yol açtığını, sonuçta davalıların ortak hareket ederek hiçbir fesih sebebi olmamasına rağmen ve müvekkilinin zarara uğrayacağını da öngörerek kira akdini sona erdirip, müvekkilini şagil duruma düşürdüklerini iddia ve beyan ederek, tahsil edilen kira bedellerinin iadesi, boşa giden işletme yatırım zararları, yoksun kalınan kar kaybı ile gerçekleşeceği muhtemel işletme değerindeki eksilmeden kaynaklanan zararın bilirkişi incelemesi ile belirlenmesine ve şimdilik 10.000,00.-TL maddi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalılardan …. A.Ş. ve … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile diğer davalı arasında bağıtlanan Alt Kira Sözleşmesinin sadece taraflar arasında hüküm ve sonuç doğuracağını, kiracının bir alt kira kurarken zarar ve ziyanın kendisine ait olmak üzere davranmak zorunda olduğunu, alt kiracının kiralananı kullanma olgusunun bağımsız bir hakka dayanmadığını, münhasıran kiracının kira sözleşmesinden doğan haklarını onun adına kullanan kimse durumunda olduğunu, bu nedenle alt kiracı olan davacının kiralayana karşı bir talep hakkı bulunmadığını, davacı ile müvekkilleri arasında herhangi bir borç ilişkisi bulunmadığından müvekkillerine borçlu sıfatı ile dava ikame edilmesinin hukuken mümkün olmadığını iddia ve beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … Tic. A.Ş.’ne yasaya uygun olarak tebligat yapılmış olmasına karşın, davaya cevap verilmediğinden, H.M.K.’nın 128. maddesi hükmü gereğince davayı inkar ettiği varsayılmıştır.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, alt kiracı tarafından, asıl kiracı ve asıl kiraya verenler aleyhine kira sözleşmesinin süresinden önce sona erdirilmesi nedeniyle oluşan davacı zararının tazmini amacıyla açılan tazminat ve alacak istemlerine ilişkindir.
Davacı vekili 15/10/2012 havale tarihli ıslah dilekçesi ile; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile dava dilekçesinde talep ettikleri 2.500,00.-TL kar kaybı taleplerini 8.057,00.-TL artırdıklarını, 2.500,00.-TL yatırım bedeli zararlarını 7.068,00.-TL artırdıklarını beyan ederek yasal faizleri ile birlikte 10.557,00.-TL kar kaybı, 9.568,00.-TL işletme yatırım zararı,2.500,00-TL işletme değerindeki eksilme, 2.500,00-TL ödenmiş kira ve komisyon bedellerinin davalılardan müştereken tahsili talebinde bulunmuştur.
Mahkememizin 22/11/2012 tarih, 2010/481 Esas ve 2012/270 Karar sayılı kararı ile; davalılar … A.Ş. ve … A.Ş. haklarındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle HMK’nın 114/1-d ve 115/2 maddeleri uyarınca dava koşulları bulunmadığından usulden reddine, davalı … hakkındaki davanın reddine dair verilen karar, davacının temyiz başvurusu üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 29/01/2014 tarih, 2013/7968 Esas ve 2014/1048 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar vermiştir. Yargıtay Bozma İlamı neticesinde dosyanın Mahkememizin 2014/183 Esasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizin 08/12/2016 tarihli duruşmasında Yargıtay Bozma İlamı uygun görülerek bozma ilamına uyulduktan sonra verilen son kararda davalı asıl kiraya verenler… A.Ş. ve … A.Ş hakkındaki davanın pasif husumet nedeniyle reddine, davacının kiraya vereni olan asıl …Tic. A.Ş. hakkındaki davanın kısmen kabulüne,10.557 TL kar kaybı, 9.568 -TL işletme yatırım zararı toplamı olan 20.125 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte adı geçen davalıdan tahsiline,fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı … A.Ş. vekili tarafından temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 29/03/2016 tarih, 2015/10631 E 2016/2504 K. Sayılı ilamı ile”… 1-Davalı … Tic. A.Ş. vekilinin kâr kaybı alacağına ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Yasasının 96. Maddesine (01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren TBK.nun 112. maddesi) göre alacaklının, borçludan borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle tazminat isteyebilmesi için, bu yüzden bir zarara uğramış olması gerekir. Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olacağı gibi, menfi zarar da olabilir.
Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki farktır. Diğer bir anlatımla, müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır: kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır.
Kâr kaybı, kârdan mahrum kalma karşılığı meydana gelen zarardır. Genelde sözleşmeyi kusuruyla fesheden taraftan istenir. Aslında kâr kaybı açısından kardan yoksun kalan tarafın malvarlığında kusurlu fesihten önce ve sonra bir değişiklik yoktur. Burada kârdan yoksun kalan kusurlu fesih yüzünden mal varlığında ileride meydana gelecek çoğalmadan mahrum kalır. Kâr kaybı zararının müspet zarar kapsamında bulunduğu şüphesizdir.
Uyulmasına karar verilen Dairemizin bozma ilamı gereğince alt kira sözleşmesinin süresinden önce sona ermesine neden olan davalı, davacı alt kiracının sözleşmenin süresinden önce sona ermesi nedeniyle uğradığı zararlardan sorumludur. 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nunun 249. maddesinde(6098 sayılı TBK.nun 301. maddesi) düzenlenen kiralananın kira süresi boyunca kiracının kullanımına sunulması yükümlülüğünü yerine getirmemişlerdir. Bu durumda kiracı kusursuz olduğunu kanıtlayamayan kiraya veren davalıdan kâr kaybı zararı adı altında bir miktar paranın kendisine ödenmesini isteyebilir. Ancak mahkemece kâr kaybı hesabı yapılırken davacı kiracının dava konusu kiralanan ile aynı vasıf ve özelliklere sahip başka bir taşınmazı aynı şartlarda ne kadar sürede kiralayabileceği bilirkişi aracılığıyla tespit edilerek bu süre ile sınırlı olarak kâr kaybı alacağına hükmedilmesi gerekirken kira süresi sonuna kadar olan kâr mahrumiyetinin hesaplandığı bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verilmesi doğru değildir.
2-Davalı …Tic. A.Ş. vekilinin işletme yatırım zararına ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Davacı vekili dava dilekçesinde,davacının kira sözleşmesinin 3 yıl süreceği inancıyla yapmış olduğu ancak boşa giden yatırım zararları,masrafların, yoksun kalınan kâr ve işletme değerinde meydana gelen eksilmelerden oluşan davacı zararının bilirkişi incelemesi ile belirlenerek fazlaya ilişkin haklarını saklı kalmak kaydı ile 10.000 TL nin yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, daha sonra yargılama sırasında davacı vekili 15.10.2012 tarihli ıslah ve açıklama dilekçesi ile taleplerini açıklayarak 10.557 TL kâr kaybı, 9.568 TL yatırım bedeli, 2.500 TL işletme değerindeki eksilme ve ödenmiş olan kira ve komisyon bedeli 2.500 TL’nin davalılardan tahsilini istediğini bildirmiştir. Davacı tarafın “yatırım bedelinden kaynaklanan zarar” talebi ile hangi zararların talep edildiği tam olarak anlaşılamadığı gibi mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundaki yatırım bedelinden kaynaklanan zarar hesabı da anlaşılamamıştır. Mahkemece, davacı tarafa yatırım bedelinden kaynaklanan zarar talebinin açıklattırılarak gerektiğinde bu konuda yeniden uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılıp davacı tarafın açıklamaları doğrultusunda varsa davacının yatırım zararının Yargıtay denetimine elverişli, somut verilere dayalı olarak belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, somut verilere dayanmayan yetersiz ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir. Yargıtay bozma ilamı neticesinde dosyanın Mahkememizin 2016/922 Esasına kaydı yapılmıştır.
Uyulan Yargıtay 6 Hukuk Dairesi’nin 29/03/2016 tarih, 2015/10631 Esas ve 2016/2504 Karar sayılı bozma ilamı gereğince; davacı kiracının dava konusu kiralanan ile aynı niteliğe sahip başka bir taşınmazı aynı şartlarla ne kadar sürede kiralayabileciği tespit edilerek, bu süreyle sınırlı olarak kar kaybı alacağının ve davacının yatırım bedelinden kayanklanan zararının belirlenmesi için, dosya içeriği deliller üzerinde 1 Kiralama Uzmanı Bilirkişi, 1 Tekstil Satış Uzmanı Bilirkişi ve 1 Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiden oluşacak bilirkişi heyetinden bilirkişi raporu alınmıştır.
24/10/2018 tarihli bilirkişi heyeti raporunun sonuç kısmında özetle; dava dosyasında yer alan davalı ve davacı tarafından akdedilen sözleşme, kesilen faturalar, önceki bilirkişi raporları, davalı ve davacının bilirkişi kök ve ek raporlarına yaptıkları itirazlar, Mahkeme ve Yargıtay kararları, emsal piyasa araştırmaları sonucunda, davacının; yatırım zararının 3.451,00.-TL ( dekorasyon ve tadilat ile ilgili faturalar gelirse eklenmesi gerekecektir) olduğu, işletme zararının 7.908,00.-TL (ticari mal zararı) +1.621,97.-TL (hediye puan kesintisi) + 5.751,94.-TL (komisyon bedeli kesintisi) = 15.281,91.-TL olduğu, kar kaybının aylık 293,26.-TL x 12 ay = 3.519,12.-TL olarak hesap ve takdir edildiği, toplam davacı zararının 22.252,03.TL olarak hesaplandığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Dava konusu talepler itibariyle alınan 24/10/2018 tarihli bilirkişi heyeti raporu, davalı tarafın itirazları da dikkate alındığında hüküm kurmaya elverişli görülmediğinden, daha önce rapor düzenlenen heyete, Mahkememizce resen seçilen Tekstil Uzmanı Bilirkişi eklenmek suretiyle, yeni oluşturulan bilirkişi heyetinden ek bilirkişi raporu alınmıştır.
09/12/2019 teslim tarihli bilirkişi ek raporunun sonuç kısmında özetle; davacının 2010 yılı Nisan ayında elinde kalan ürünlerin en az %50’sinin yeni sezon için alınmış olan yazlık ürünler olduğu, bu ürünleri satabilmek için Eylül sonuna kadar vakti olduğu halde davalı tarafından 01/06/2010 tarihinde henüz indirim sezonu başlamadan tahliye edildiği için elindeki ürünleri satamamış olmasının genel tekstil temayülüne göre olağan olduğu, davacının zarar etmesinin, davalının erken tahliye talebinden dolayı ürünleri sezonunda satamamaktan kaynaklandığı, işbu dava dosyası için hesaplanan zararın davacının ürünleri sezonunda satamamasından, davacının POS cihazı ve yazar kasası kapatıldığından komisyon bedeli kesintisi zararlarının davalının davacıyı erken tahliye etmesinden kaynaklandığı, dolayısıyla kök raporda varılan sonuç ve hesaplamaların aynen korunduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davalının itirazının değerlendirilmesi ve Yargıtay Bozma İlamı gereğince davacı kiracının dava konusu kiralanan ile aynı vasıflı özelliklere sahip başka bir taşınmazı aynı şartlarda ne kadara kiralanabileceği hususunda değerlendirme yapılması bakımından Mahkememiz dosyası önceki rapor düzenleyen bilirkişi heyetine tevdi edilerek ek bilirkişi raporu alınmıştır.
07/01/2021 teslim tarihli bilirkişi heyeti 2. ek raporunun sonuç kısmında özetle; tekstil piyasasındaki genel temayüle göre her yılın Ocak ayında yaz sezonu ürünlerin mağazaya alınmaya başlandığı ve mağazadaki ürünlerin ortalama %55’inin yaz sezonu ürünleri olduğu ve bunların satışına başlandığı, yaz sezonu ürünleri için indirim sezonunun Haziran ayının sonunda başladığı ve Eylül sonuna kadar satışının devam ettiği, davacının 2010 yılı Nisan ayında elinde kalan ürünlerin en az %50’sinin yeni sezon için alınmış olan yazlık ürünler olduğu, bu ürünleri satabilmek için Eylül sonuna kadar vakti olduğu halde davalı tarafından 01/06/2010 tarihinde henüz indirim sezonu bile başlamadan tahliye edildiği için elindeki ürünleri satamamış olmasının genel tekstil temayülüne göre olağan olduğu kanaatlerinin değişmediği, bu malları satıp satmadığının ispatının davacı taraftan talep edilmesi gerektiği, davacı tarafın elinde kalan yaz sezonu ürünlerinin henüz yaz sezonu ürün indirimleri dahi başlamadan, 01/06/2010 tarihinde davalı tarafından tahliye edildiği için satamamasının nedeninin davalının erken tahliye talebi olduğu, sezon değiştiği için davacının işbu ürünleri bir yıl sonra satışından kaynaklı zarar oluşmasının piyasa temayüllerine göre normal olduğu ve davacının zarar etmesinin davalının erken tahliye talebinden dolayı ürünleri sezonunda satamamaktan kaynaklandığı, davalının iddiasının aksine satılan ürünlerin sezonunun üzerinden 1 sene değil 1 sezon geçmiş olduğundan kilo ile satılacak kadar değersizleşmemiş emtialar olduğu, kilo ile satılan tekstil ürünlerinin genellikle en az iki sezon öncesi ürünler veya defolu ürünler olduğu ancak işbu dava konusu ürünlerin 2010 yaz dönemine ait olduğu ve 2011 Şubat ayında satılması ile üzerinden sadece 1 sezon geçmiş olduğu ve bu sürenin davalının iddia ettiği kadar bir değer kaybına sebep olmayacağı, kar kaybı hesabı yapılırken davacı kiracının dava konusu kiralanan ile aynı vasıf ve özelliklere sahip başka bir taşınmazı aynı şartlarda ne kadar sürede kiralayabileceği hususunda inceleme ve araştırmalar yapıldığı, bu sürenin ortalama 1 yıl olabileceği, kök rapor yazım tarihinde yapılan araştırmalar sonucunda tespit edildiği, yani, kök raporda bulunan süre ve hesaplanan zararın, süre ile sınırlı hak kaybı alacağı (1 yıllık süre) olduğu, yine aynı şekilde kök ve ek raporda tüm zarar kalemlerinin ayrıntılı şekilde açıklandığı, komisyon bedelleri ve hediye puan bedellerinin, davacı tarafından davalıya kesilen faturalardan yararlanarak hesaplandığı, dava dosyasında yer alan davalı ve davacı tarafından akdedilen sözleşme, kesilen faturalar, davalı ve davacının bilirkişi kök ve ek raporlarına yaptıkları itirazlar, Mahkeme ve Yargıtay kararları, emsal piyasa araştırmaları sonucunda, davacının; yatırım zararının 3.451,00.-TL (dekorasyon ve tadilat ile ilgili faturalar gelirse eklenmesi gerekecektir), işletme zararının 7.908,00.-TL (ticari mal zararı) + 1.621,97.-TL (hediye puan kesintisi) + 5.751,94.-TL (komisyon bedeli kesintisi) = 15.281,91.-TL olduğu, kar kaybının Aylık 293,26.-TL x 12 ay =3.519,12.-TL olarak hesap ve takdir edildiği, toplam davacı zararının 22.252,03.-TL olarak hesaplanabileceği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Bilirkişi raporu dosya kapsamına ve denetime elverişli bulunmuştur.
Davalılar arasındaki asıl kira sözleşmesi 01.09.2008 başlangıç tarihli ve 3 yıl süreyle olup, 06.04.2010 tarihinde karşılıklı olarak süresinden önce feshedilmiştir. Davalı … Tic. AŞ (ilk kiracı) asıl sözleşmeyi süresinden önce feshederek davacı (alt kiracı) ile yapmış olduğu sözleşmenin de süresinden önce sona ermesine neden olduğundan davacı alt kiracının sözleşmenin süresinden önce sona ermesi nedeniyle uğradığı zararlardan sorumludur.
Davacı vekili 04/03/2021 havale tarihli dilekçesi ile; 9.568,00.-TL olan işletme zararı taleplerini, 15.281,91.-TL’ye artırdıklarını bildirerek, 15.281,91.-TL işletme zararı ile 3.519,12.-TL kar kaybının dava tarihinden işleyecek faiziyle davalıdan alınarak taraflarına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’da düzenlenen belirsiz alacak davasına ilişkin hükümlerin bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılan davalara uygulanmasının mümkün olmadığı, dava tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK’da bu konuda yapılmış bir yasal düzenleme olmadığından davanın kısmi dava olarak açıldığı ve HMK 176/2 md “davada ancak bir defa ıslah yoluna başvurulabilir” hükmü gereğince davanın iki kez ıslahı mümkün değil iken davacı vekilinin davayı 15/10/2012 tarihinde ve Yargıtay bozma kararından sonra 04/03/2021 tarihlerinde iki kez ıslah etmesi yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere davada ancak bir kez ıslah yoluna başvurulabileceği ve Mahkememizce bozma öncesi verilen karar davacı tarafından temyiz edilmediğinden davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu dikkate alınarak işletme yatırım zararı talebi yönünden; 9.568,00 -TL’nin, kar kaybı talebi yönünden de; davacı kiracının dava konusu kiralanan ile aynı vasıf ve özelliklere sahip başka bir taşınmazı aynı şartlarda kiralayabileceği sürenin ortalama 1 yıl olabileceğinin bilirkişi aracılığıyla tespit edildiği ve bu süre ile sınırlı olarak hesap edilen 3.519,12-TL olmak üzere toplam 13,087,12.-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalı …Tic. AŞ tarafından karşılanması gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak adı geçen davalı yönünden aşağıdaki biçimde davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı ile davalılar … ve … AŞ arasında bir kira sözleşmesinin kurulmadığı, bu nedenle adı geçen davalılara doğrudan husumet yönetilemeyeceği sonucuna varılarak HMK nun 114/1-d ve 115/2 maddesi gereğince adı geçen davalılar yönünden davanın usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davalılar … A.Ş. ve … A.Ş. hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle HMK nun 114/1-d ve 115/2 maddesi uyarınca dava koşulları bulunmadığından USULDEN REDDİNE,
2-Davalılardan … hakkındaki davanın KISMEN KABULÜNE, 3.519,12.-TL kâr kaybı, 9.568,00.-TL işletme yatırım zararının toplamı olan 13,087,12.-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davacı yararına adı geçen davalıdan tahsiline,
Fazla istemin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi gereğince hesap olunan 59.30.-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsiline, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 471,08.-TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00.-TL maktu vekalet ücretinin, davacıdan tahsili ile davalılar … A.Ş. ve … A.Ş.’ne verilmesine,
5-Davalılar … A.Ş. ve … A.Ş. tarafından yapılan 150,00.-TL yargılama giderinin, davacıdan alınarak … A.Ş. ve …A.Ş.’ne verilmesine,
6-Davalılar …A.Ş. ve …A.Ş. tarafından yatırılan gider avansından artan avans olmaması nedeniyle bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 893,98.-TL nispi karar ve ilam harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan ve 3.madde gereği mahsup edilen harçtan bakiye kalan (471,08.-TL-59,30.-TL) 411,78.-TL peşin harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 482,20.-TL harcın davalılardan … A.Ş.’nden tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan ve 3.madde gereği mahsup edilen harçtan bakiye kalan (471,08.-TL-59,30.-TL) 411,78.-TL peşin harcın, davalılardan … Tic. A.Ş.’nden alınarak davacıya verilmesine,
9-Kabul edilen 13.087,12.-TL yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00.-TL maktu vekalet ücretinin, davalılardan …Tic. A.Ş.’nden alınarak davacıya verilmesine,
10-Reddedilen 12.037,88.-TL yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00.-TL maktu vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalılardan … A.Ş.’ne verilmesine,
11-Davacı tarafından yapılan 17,15.-TL başvurma harcı, 3.577,50.-TL bilirkişi ücreti, posta masrafları ve diğer giderler olmak üzere toplam 3.594,65.-TL yargılama giderinin, davadaki kabul ret oranına göre; 1.872,38.-TL’sinin davalılardan … Tic. A.Ş.’nden alınarak davacıya verilmesine, 1.722,27.-TL’sinin davacı üzerinde bırakılmasına,
12-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından artan avansın, hüküm kesinleştiğinde ve talep edildiğinde davacıya iadesine,
13-Davalılardan … Tic. A.Ş. tarafından yatırılan gider avansı ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
14-Hisar Veraset Ve Harçlar Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne yazılan… tarih ve … Esas sayılı Harç Tahsil Müzekkeresinin iptali bakımından ilgili müzekkerenin yazılmasına,
Dair davacı vekili ve davalılardan … A.Ş. vekilinin huzurunda, diğer davalıların yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.21/05/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır