Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/884 E. 2018/152 K. 16.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/654 Esas
KARAR NO : 2018/138
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 06/08/2012
KARAR TARİHİ : 15/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili , dava dilekçesiyle ve özetle ;müvekkillerinin murisi olan … in 19.10.2009 tarihinde vefat ettiğini, murisin vefat etmeden önce “… İST” adresinde bulunan “… Ayakkabı” ve ” … ” mağazası adı altında ticari faaliyetini devam ettirdiğini, 15.10.2007 tarihli kira sözleşmesi ile belirtilen adresteki dükkanın aylık 1.500,00 -TL bedelle davalının kardeşi … dan kiraladığını, kiralama yapılırken bu dükkanın … terekesine ait olduğunun ve kiralayan … nun kiralama hak ve yetkisine sahip olmadığının muris tarafından bilinmediğini, bu durumun öğrenilmesi üzerine 05.08.2008 tarihli dilekçesi ile Şişli 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/27 Tereke sayılı dosyasına bildirimde bulunularak kira bedellerinin tereke hesabına yatırılmak istendiğini, davalı tarafından 25.02.2009 tarihinde murisin kiralama talebinin terekenin menfaatine uygun olduğu ve bu nedenle teklife muvafakat edildiğinin bildirildiğini, tereke temsilcisinin de aynı yönde görüş açıkladığını, 01.04.2009 tarihinde tereke temsilcisi ile muris … arasında yeni bir kira sözleşmesi imzalandığını, bitiş tarihinin 01.11.2009 olarak kararlaştırıldığını, murisin 19.10.2009 tarihinde ani bir kalp krizi sonucu vefat ettiğini, murisin sağlık sorunlarını fırsat bilen davalının söz konusu işyerini 05.10.2009 tarihli vergi açılışı ile işletmeye başladığını, taşınmazın kiralanması ve tasarruf yetkisinin tereke idaresine ait olup, davalının da murisinin hissesi oranında hak sahibi olduğunu, tek başına malik olmayıp tasarrufta bulunma imkanının da olamayacağını, tereke idaresine bildirimde bulunmadan ve diğer mirasçıların onayını almadan hileli işlemlerle ve haksız şekilde işletmeye başladığını, İstanbul 13. Sulh Hukuk Mah.nin 2011/109 E.sayılı dosyasına verdiği muvafakat dilekçesi ile bu durumu açıkça ortaya koyduğunu, murisin alacaklısı tarafından İstanbul …. İcra Md.nün … sayılı dosyası üzerinden 07.10.2009 tarihli talep ile işyerinde haciz işlemi yapıldığını ve haczedilen 500 adet ayakkabının davalıya yeddiemin sıfatı ile bırakıldığını, davalının bu konudaki istihkak iddiasının İcra Mahkemesince reddedildiğini, İstanbul … İcra Md.nün … E.sayılı dosyasında da aynı yönde işlemler yapıldığını, bütün bu işlemlerden anlaşılacağı üzere murise ait işyeri boşaltılmadan haksız bir şekilde içindeki menkul mallarla birlikte davalı tarafından işletilmeye başlandığını, hiçbir meşru hakka dayanmadan davacıların miras payı olan dükkana el koyup 3 yıldır işleten davalının tüm iktisap ve gelirleri tazmin etmek zorunda olduğunu, haksız olarak el koyup işlettiği dükkana ait devir bedeli ile elde ettiği karın, mağazanın isim hakkı ile murisin öldüğü tarihte mağaza bulunan malların bedelinin ve Nisan – Eylül 2009 tarihleri arasında haksız şekilşde muristen alınan kira bedellerinin davalıdan tahsili gerektiğini belirterek HMK nun 107/1 maddesi gereğince “belirsiz alacak davası” açmak sureti ile şimdilik 10.000,00 -TL maddi tazminatın davalıdan alınarak miras payları oranında davacılara ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle, davacının HMK nun 109/2 maddesi hükmünce “Kısmi Dava” açmakta hukuki yararının bulunmadığını, alacağın zaman aşımına uğradığını, davalının söz konusu işyerini davalıların murisi olan … den devralmadığını, murisin işyerini boşaltıp gitmesinden sonra dükkanın boş olarak maliklere teslim edildiğini, kendisinin de bu işyerinde hissedar olması sebebi ile ” … Ayakkabı” ünvanı ile işletmeye başladığını, dava konusu işyerindeki malların davacıların murisine ait olduğu iddiasının kanıtlanamadığını, dava konusu işyerinin ve malların davalıya ait olduğunu belirterek davanın haksızlığını savunmuş ve reddine karar verilmesini istemiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava,davacıların murisine ait olan işyerine ve işyerinde bulunan menkul mallara davalı tarafından haksız şekilde el konularak işletilmesi nedeni ile oluşan zararın davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Somut olayda; tarafların tacir olmadığı ve haksız kullanım iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkin davanın TTK nun 4. Maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği, bu tür uyuşmazlıklara konu olan davalara bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait bulunduğu sonucuna varılarak mahkememizce davanın usulden reddine ve dosyanın İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Mahkememizin 13/12/2012 tarih ve 2012/230 esas 2012/301 karar sayılı görevsizlik kararı üzerine, dosya İstanbul 11.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/178 esas sırasına kaydı yapılmış, İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23/06/2015 tarih 2013/178 esas 2015/304 karar sayılı görevsizlik kararı üzerine dosya Sulh Hukuk Mahkemesine tevzi edilmiş, İstanbul 10.Sulh Hukuk Mahkemesinin 23/02/2016 tarih 2015/1133 esas 2016/144 karar sayılı kararı ile karşı görevsizlik kararı verilmiştir.
Görev Uyuşmazlığının çözümü için dosya Yargıtay’a gönderilmiş, Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin … tarih … esas … karar sayılı ilamı ile mahkememiz yargı yeri olarak belirlenmiştir.
Yargıtay ilamında; “6102 sayılı TTK’nun 4.maddesinde bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5.maddesinin 2.fıkrasında, ir yerde ticaret mahkemesi varsa Asliye Hukuk Mahkemesinin vazifesi içinde buluna ve bu kanunun 4.maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK’nun 4/1 maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bendlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
Somut olayda, davacılar vekilinin , davacıların miras bırakanının tereke malı olduğunu sonradan öğrendiği dükkanı davalının kardeşi olan dava dışı …’dan kiraladığı, … adı ile ayakkabı mağazası olarak çalıştırdığı, dükkanın tereke malı olduğunu öğrenmesi üzerine tereke mahkemesine başvurarak , kirasını bu dosyaya yatırdığı, tereke dosyasında tereke temsilcisi ile miras bırakan arasında başlangıç tarihi 01/04/2009, bitiş tarihi 01/11/2009 tarihi olan yeni bir sözleşme düzenlendiği, davalının davacıların miras bırakanın hastalanması ve iş yerine gelememesini fırsat bilerek işyerini haksız olarak işgal edip kira ilişkisi devam etmesine rağmen hileli işlemlerle işyerini kendi adına kaydettirip işletmeye başladığı, miras bırakandan haksız olarak kira bedeli tahsil ettiği, davalının terekeye dahil mal olan dükkan üzerinde tek başına tasarrufta bulunma hak ve yetkisine sahip olmadığı, davalının dükkana haksız olarak fiilen el koyup işletmesi nedeni ile dükkanın devir bedeli , elde ettiği kar, mağazada bulunan malların bedeli, mağazanın isim hakkı ve haksız olarak tahsil edilen kira bedellerinin tahsili istemiyle dava açtığı, davacılar veya miras bırakanlarını ile davalı akdedilmiş bir kira sözleşmesi , dolayısıyla bir kiracılık ilişkisi bulunmadığı, davacıların miras bırakanı ve davalının gerçek kişi tacir ve uyuşmazlığın da tarafın ticari ilşetmesi ile ilgili olduğu anlaşıldığından, davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçladırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22.maddeleri gereğince İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE “denilmektedir.
Mahkememizce yargılamaya devam edilmiş ve tarafların delilleri toplanmıştır.
Dosya içeriği deliller üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 03.10.2017 tarihli bilirkişi raporunda; davacıların murisi … tarafından kiralanan … adresinde bulunan dükkanda murisin vergi mükellefetiyetinin 22.10.2007 tarihinde tescillendiği, …’in 19.10.2009 tarihinde vefat ettiği, davalı … yanın aynı dükkandaki mükellefiyetinin ise 05.10.2009 tarihinde tescillendiği, ve 02.11.2009 tarihinde “…” isimli mağaza unvanınınn “… Ayakkabı” olarak değiştirilmiş olduğu, 31.12.2012 tarihinde söz konusu iş yerinini dava dışı 3. Kişileri devredildiği, İstanbul 2 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/464 Esas sayılı dosyası ile açılan davanın 21.03.2012 tarihli oturumunda; murisin kardeşi … tarafından dava konusu edilen dükkanın davalı tarafnıdan işletilmeye başlanmasından önce dükkan içinde murise ait herhangi bir eşyanını bulunmadığı belirtildiği, davacının alacak talebinin dayanağının bulunmadığı ve kanıtlanamadığı belirtilmiştir.
İddia, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre;Davacıların murisi olan …’in dava konusu yapılan … adresindeki iş yerini 15.10.2007 tarihinde davalının kardeşi …’dan kiraladığı, kiralayanın yetkisiz olması nedeniyle Şişli 3 Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/27 tereke sayılı dosyasına bildirimde bulunulduğu, ve tereke mümessili ile muris arasında 01.04.2009 -01.11.2009 tarihleri arasında geçerli olacak şekilde kira sözleşmesi bağıtlandığı, murisin vefatından önce 05.10.2009 tarihinde davalının dava konusu iş yerine içerisindeki murise ait mallarla birlikte el koymak suretiyle işletmeye başladığı, ve haksız şekilde ticari faaliyet sürdürdüğü, taraflar arasında herhangi bir kira sözleşmesi bulunmadığı gibi devir işlemininde yapılmadığı belirtilerek alacak isteminde bulunulmuştur.
Davacı vekili 24.11.2016 tarihli dilekçesinde; alacak talebini açıklamış, devir bedeli 2.000,00 TL, dava tarihine kadar kullanma bedeli 2.000,00 TL, İsim hakkı bedeli 2.000,00 TL, mağazada bulunan malların bedeli 2.000,00 TL , haksız alınan kira bedeli 2.000,00 TL olmak üzerne toplam 10.000,00 TL alacağın miras payları oranında tazmin edilerek davalıdan tahsiline ve müvekkilerine ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davaya konu iş yeri davacıların muris tarafından 15.10.2007 tarihli kira sözleşmesi ile davalının kardeşi …dan kiralanmış ise de; Şişli 3 Sulh Hukuk mahkemesinin 2004/27 tekere nolu dosyasına bildirimde bulunmasından sonra tereke temsilcisi ile muris arasında 01.04.2009 tarihli yeni bir kira sözleşmesi bağıtlanmıştır. Muris … 19.10.2009 tarihinde vefat etmiş olup, davalının haksız şekilde bu iş yerinde murisin ölümünden önce 05.10.2009 tarihli vergi açılışıyla işletmeye başladığı belirtilerek tazminat isteminde bulunulmuştur.
Dosyadaki vergi kayıt örneklerinden davalının 05.10.2009 tarihinden itibaren dava konusu iş yerini işletmeye başladğı belirlenmiştir. Davacıların murisinin bu iş yeri ile ilgili vergi mukellefiyeti 22.10.2007 tarihinde tescillenmiştir. Taşınmazın muvazaalı işlemler neticesinde davalı tarafından ele geçirildiği belirtilerek devir bedeli isteminde bulunulmuştur. Murisin vefatından önce davalının buradaki mükellefiyetinin başladığı, buna ilişkin olarak murisin herhangi bir itirazının söz konusu olmadığı ve bu nedenle mirasçıları olan davacılar tarafından da devir bedeli isteminde bulunulamayacağı sonucuna varılmıştır. Yukarıda açıklandığı gibi; davalının murisin vefatından sonra burayı haksız şekilde kullanmaya başladığı iddia edilmiş ise de; kullanımın murisin vefat tarihinden önce başladığı, bu nedenle haksız kullanım bedeli isteminde bulunulamayacağı kabul edilmiştir. Murisin iş yerini çalıştırdğı dönemde “…” unvanı ile faaliyette bulunduğunu bu unvanın 02.11.2009 tarihinde yani davalının vergi mükellefiyetinin tescil edilmesinden sonra “… Ayakkabı” olarak değiştirildiği, isim hakkı isteminin de bu nedenle yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. Dava konusu iş yerinin murisin vefatından önce ve içerisinde bulunan menkul, demirbaş, ayakkabılarla birlikte davalı tarafından el konularak işletilmeye başlandığı iddiası ile murisin mallarına ilişkin alacak isteminde bulunmuştur. Yukarıda açıklandığı gibi, davalının iş yeri açılış tarihi murisin vefatından önce 05.10.2009 tarihi olup, ibraz edilen faturalırnda davalı ile ilgili ve 05.10.2009 tarihinden sonrasına ait olduğu belirlenmiştir.
İstanbul 2 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/464 Esas sayılı dava dosyasında 21.03.2017 tarihli oturumda dinlenen tanıklarda dükkanın davalı tarafından boş olarak teslim alındığını ifade etmişlerdir. Bu nedenle emtia bedeline ilişkin talep yerinde görülmemiştir. Muristen haksız şekilde kira bedeli alındığı iddia edilerek talepte bulunulmuş ise de; davalı tarafından davacıların murisinden davaya konu mağaza ile ilgili olarak kira bedeli tahsil edildiğine ilişkin hiçbir delil bulunmamaktadır. Davacıların murisi bu dükkanın önce davacı …dan kiralamış, daha sonra Şişli 3 Sulh Hukuk mahkemesinin 2004/27 Tereke Dosyasına ödenmek üzere tereke temsilcisi ile yeni bir kira sözleşmesi yapılmıştır. Bu nedenle kira bedeline ilişkin istemin dayanağının bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Yapılan yargılamada toplanan delillere göre; davacıların alacak isteminin somut delillerle kanıtlanamadığı ve davanın reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 35,90-TL maktu karar ve ilam harcının davacılardandan tahsiline, peşin alınan harçtan mahsubu ile hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde artan harcın davacılara iadesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
HMK 333.maddesi gereğince davacılar tarafından yatırılan 1.887,55 TL gider avansından geriye kalan 21,50 TL’nin hüküm kesinleştiğinde davacılara iadesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Davalı tarafından yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Taraf vekilleri huzurunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıklandı.
15/02/2018
Katip …
Hakim …
HARÇ BEYANI /
148,50 TL PEŞİN HARÇ
35,90 TL. KARAR HARCI /
112,60 TL. TALEP HALİNDE İADE HARÇ