Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/82 E. 2018/391 K. 13.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/468 Esas
KARAR NO : 2018/219
DAVA : Limited Şirket Ortaklığından Çıkarma, Haklı Nedenle Fesih, Kayyım Atanması
DAVA TARİHİ : 07/05/2015
KARAR TARİHİ : 13/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan Limited Şirket Ortaklığından Çıkarma, Haklı Nedenle Fesih, Kayyım Atanması davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkilinin ortağı olduğu davalı şirketin 26/06/2013 tarihinde kurulduğunu, bir süre sonra davalı …’ın ortak olma isteğinde bulunduğunu ve 16/09/2013 tarihinde %49 payla şirkete ortak olduğunu, şirketin %51 payının ise müvekkiline ait olduğunu, 10 yıl süre ile şirketin her iki ortağın müdür sıfatı ile müşterek imza ile temsil ve ilzamının kararlaştırıldığını, davalı …’ın ortaklık ruhu ile bağdaşmayacak davranışları nedeniyle şirketi fiilen çalışılamaz hale getirdiğini, kendisinin ortağı olduğu …Şti’ne fahiş ödemeler yaptığını, başka firmalarada proje ve danışmanlık adına para aktardığını, şirketi borçlandırdığını, müvekkilini korkutarak ortağı olduğu ve organik bağı bulunan firmalar lehine çek düzenlemeye zorladığını, müvekkilinin ofise gelmesini engellediğini, müşterelere ihtarnameler keşide ederek sözleşmelerin feshine yol açtığını belirterek TTK.nın 636/3.maddesi uyarınca davalı …’ın şirket ortaklığından çıkarılmasına, şirkete kayyum atanmasına, bunun mümkün olmaması halinde davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA /
Davalı … vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davacının kurduğu diğer şirketlere tasfiyesi sürerken aynı merkezde kurulan davalı şirketin faaliyete başladığını, aynı adresin kullanılmasını haklı yanı bulunmadığını, şirket adına sahte fatura kesildiği, boş çek düzenlenerek sonradan doldurulduğu iddialarının gerçeği yansıtmadığı, şirket tarafından yapılan ödemelerin hespisinin alınan hizmetin karşılığı düzenlenen faturala ilişkin olduğunu, müvekkilinin bilgi ve inceleme hakkının kullanarak bilgi ve belgeleri incelediğinde davacının bir çok şirket ile sözleşme yaptığının, müvekkilinden sakladığının, tek başına bu sözleşmeleri imzalayıp kendi hesabına para aktardığının belirlendiğini, bu konuda davacı hakkında İstanbul ATM … Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, davacının iddialarının doğru olmayıp, kendisinin haksız davranışları ile şirketi zor duruma soktuğunu, TMK. 426/3, 427/4.maddelerinde kayyım atanmasına ilişkin koşulların düzenlendiğini, somut olayda şirketin müştereken temsil yetkisinin ortaklara ait olup görevlerini yerine getirmelerinde engel bir durum bulunmadığından kayyım atanmasına gerek olmadığını, kilitlenme hali ve ortaklar arasınndaki uyuşmazlığın şirkete kayyım atanması sonucuna doğurmayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket adına davaya cevap verilmemiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; 6102 Sayılı TTK.nun 636/3. Maddesi ve TMK 427 hükmüne dayalı olarak açılmış olup, davalı …’ın şirket ortaklığından çıkarılması, şirketin feshi ve kayyım atanması istemine ilşikindir.
Getirtilerek incelenen ticaret sicil dosyaları kapsamında; davalı şirketin ticaret sicil memurluğunda kayıtlı merkez adreslerinin Mahkememizin yetki sınırları kapsamında kaldığı ve bu nedenle Mahkememizin kesin yetkili olduğu belirlenmiştir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, davalı şirketin ticaret sicil kayıt örneği, İstanbul …ATM’nin … Esas sayılı dava dosyası örneği, havale dekontu, ihtarname, ödeme belgesi, kira sözleşmesi örnekleri getirtilerek dosya içine alınmış, gösterilen tanıklar dinlenmiş, dosya içeriği deliller ile şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla inceleme yapılarak rapor düzenlenmiştir.
06/01/2017 tarihli Bilirkişi Raporunda; TTK 636/3 maddesi gereğince, haklı nedenlerin varlığı halinde ortağın şirketten çıkarılması durumunun düzenlenmediği, çıkarmanın fesih yerine alternatif çözüm olarak istenmeyeceği, ortağın çıkarılma halinin TTK.nın 640.maddesinde düzenlendiği ve bu hükme göre, çıkarma davasının şirket tüzel kişiliği tarafından açılması gerektiği, ortak olan davacının diğer ortağın çıkarılması isteğinde bulunamayacağı, toplanan delillere göre, somut olayda şirketin feshi için haklı sebeplerin gerçekleştiği belirtilmiştir.
Davalı şirketin sicil dosyası incelendiğinde İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’nun 874187/0 Ticaret sicil numarasında kayıtlı olduğu, davacı ile davalı …’ın şirket ortağı oldukları, şirketin her iki ortağın müşterek imzası ile müdür sıfatı ile şirketi temsil ve ilzam edeceklerinin kararlaştırıldığı belirlenmiştir.
6102 TTK’nun 636/3. Maddesi, aynı yasanın 531. Maddesine paralel olarak düzenlenmiştir. 6102 sayılı TTK’nun 531. maddesinde haklı sebeplerin varlığında sermayenin en az 10/1’ni ve halka açık şirketlerde 20/1’ini temsil eden payların sahiplerinin, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilecekleri belirtilmiştir. Mahkemenin fesih yerine davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer çözüme karar verilebileceği belirtilmiştir. 6102 sayılı TTK’nun 636/2 maddesinde de şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Ticaret Mahkemesinden talepte bulunabileceği belirtilmiştir. Davacının davalı şirkette %51 oranında pay sahibi olduğu belirtildiğinden anılan madde kapsamında dava hakkının bulunduğu kabul edilmelidir.
Haklı sebep; hukuki ilişkinin sürdürülmesini çekilmez hale getiren ve (Bozucu) yenilik doğuran bir bildirim veya dava ile hukuki ilişkiyi sona erdirmek veya değiştirmek yetkisinin kullanılmasını adil gösteren hukuki olgudur. Şirketin kuruluşuna yol açan fiili ve kişisel sebeplerin şirketin işletme konusunu elde edilmesini imkansız kılacak ve güçleştirecek şekilde ortadan kalkmış olmasıdır. Somut olayda, haklı sebebin varlığı olayın niteliklerine ve koşullarına göre değerlendirilecek ve hakimin takdir yetkisi haklı nedenlerin gerçekleşip gerçekleşmediği yönünden önem kazanacaktır. Ortağın şirketten çıkarılması durumu ise 6102 sayılı TTK.nın 640.maddesinde düzenlenmiş olup, haklı sebeplerin varlığı halinde çıkarma davasının şirket tüzel kişiliği tarafından açılması gerekmektedir. Şirket ortağının diğer bir ortağın haklı sebeplerle şirketten çıkarılmasına ilişkin dava açma hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan yasal nedenlerle davacının davalı …’ın şirket ortaklğından çıkarılması istemi yönünden aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı bu istem yönünden davanın usulden reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
TTK. 636/3.maddesine dayanılarak davalı limited şirketinin haklı sebeplerle feshi istenilmiş olmakla bu istemin şirket tüzel kişiliğine yöneltilmesi gerekli ve yeterlidir. Fesih istemi yönünden diğer ortağın davalı olarak gösterilmesi gerekli değildir. Açıklanan nedenlerle davalı … hakkındaki fesih istemine ilişkin davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Tüm delilerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda; davalı şirketin 26/06/2013 tarihinde 10.000,00 TL sermayeli ve tek ortaklı olarak davacı … tarafından kurularak tescil edildiği, davalı …’ın 16/09/2013 tarihinde davacının pay devri sonucu şirket ortağı olduğu ve aynı tarihli karar ile her iki ortağın 10 yıl süre ile şirketi müşterek imzaları ile temsil ve ilzam etmelerine karar verildiği belirlenmiştir.
Somut olayda; davacının pay devrederek diğer davalı …’ı şirket ortağı yaptığı, tarafların 2015 yılı başından itibaren anlaşmazlığa düştükleri, aralarında sorunlar çıktığı, iş yerinde tartışmalar yaşandığı, ihtarnameler keşide ederek birbirlerini şirketin içini boşaltmakla suçladıkları, tanık ifadelerine göre, şirketin kuruluşunu yol açan fiili ve kişisel sebeplerin sona erdiği, bu hali ile şirketin işletme konusunu elde etmesi ve faaliyetinin mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.
Dava dışı şirketlerle yürütülen ticari ilişkiler de ticari defterlere yansıyan kayıtlara göre; dava dışı …Şti’nin 2014- 2015 yılları içinde davalı şirket ile ticari faaliyetinin bulunduğu, inceleme tarihi itibarıyla adı geçen şirketin alacağının bulunmadığı tespit edilmiştir.
Dava dışı … Şti ile davalı şirket arasında 2014-2016 yılları arasında ticari ilişki yürütülüp yürütülmediği yönünden inceleme yapılmış, adı geçen şirketin ve davalı şirketin ticari defterlerine göre, aralarında herhangi bir borç alacak ve ticari ilişkiye rastlanmadığ tespit edilmiştir. Davalının usulsüz davranışlarla şirket zarara uğrattığı, organik bağı bulunan şirketlere para aktardığı yolundaki iddia kanıtlanamamıştır. Ancak; dinlenen tanık anlatımları değerlendirildiğinde tarafların şirketi devam isteklerinin kalmadığı, şirket çalışanlarının yanında dahi sık sık tartışmalar yaşandığı, her iki ortağın birbirine güven duygusunun kalmadığı, karşılıklı olarak birbirlerine şirketin içini boşaltmakla suçladıkları, bu nedenle şirketin işletme konusunun elde edilmesi ve tüzel kişiliğinin sürdürülebilme imkanının kalmadığı, taraflardan birinin daha fazla kusurlu olduğundan bahsedilemeyeceği, her iki ortağın tutum ve davranışları sonucunda şirketin feshi için haklı nedenlerin gerçekleştiği sonuç ve kanaatine varılarak davalı şirketin fesih ve tafsiyesine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davalı şirket hakkındaki davanın KISMEN KABULÜNE,
İstanbul ticaret sicil memurluğunu 874187/0 sicil numarasında kayıtlı bulunan davalı Mimarane İnşaat Taah.İşleri San ve Tic Ltd Şti’nin fesih ve tasfiyesine,
Tasfiye memuru olarak ayda 1.000,00 TL ücretle mali müşavir Nermin Arıcı’nın seçilmesine,
Karar kesinleştiğinde şirketten alınmak üzere tasfiye memurunun ücretinin şimdilik davacıdan alınmasına,
Ortaklıktan çıkarma istemine ilişkin talep yönünden davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığından buna ilişkin davanın HMK’nun 114/1-d ve 115/2 maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE,
Davalı … hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle HMK’nun 114/1-d ve 115/2 maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 35,90 TL nispi karar ve ilam harcının davalı şirketten tahsiline, peşin alınan harcın mahsubuna,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.180,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 1.449,50 TL yargılama giderinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
Davalı … tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 188,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
Davalı … tarafından yatırılan 200,00 Tl gider avansından geriye kalan 12,00 TL’nin hüküm kesinleştiğnide adı geçen davalıya iadesine,
Diğer davalı tarafından yatırılan gider avansı olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan 1.390,00 TL gider avansından bakiye avans kalmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Taraf vekillerinin huzurunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıklandı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …
HARÇ BEYANI /
35,90 TL KARAR HARCI
27,70 TL PEŞİN HARÇ /
8,20 TL KALAN HARÇ
DAVACI GİDERİ /
59,50 TL İLK GİDER
1.390,00 TL POSTA MAS.
1.449,50 TL TOPLAM
DAVALI … GİDERİ
188,00 TL POSTA MAS.