Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/684 E. 2018/833 K. 17.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/1223 Esas
KARAR NO : 2018/716
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 08/01/2003
KARAR TARİHİ : 03/07/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Adana ilinde ticari ve sanayi alanında faaliyet gösteren … AŞ tarafından eski… Bankası AŞ …Şubesinden 31.07.1998 tarihinde 1.500.000.-USD harici garanti mektubu kredisi kullanıldığını, kredinin geri ödenmemesi üzerine firmanın hesabı kat edilerek yasal takip yapıldığını, …Bankası AŞ Teftiş Kurulunca düzenlenen 15.09.2000 tarihli inceleme raporunda; 1.500.000 -USD lik kredisi ile ilgili kredilendirme ilkelerine aykırı davranıldığı kanısına varıldığını, Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığınca, ilgili şube ile ilgili inceleme ve soruşturma sonucu hazırlanan 18.7.2001 tarihli raporda; kredi tahsis işlemlerinde bankacılık teknik usül ve teamüllerine aykırılıkların bulunduğunun tespit edildiğini, kredi tahsisi ve kullandırımından ve bunun sonuçlarından imzası bulunan personelin sorumlu bulunduğunu, 3988 sayılı KHK nin 11. Maddesinde belirtilen hükme göre davalılar hakkında dava açma zarureti doğduğunu, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı tutularak 85.687.694.921. -TL nin 30.07.2002 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka reeskont faizi ile 1.616.159.14 ABDolarına 30.02.2002 tarihinden itibaren işleyecek kamu bankalarının 1 yıl vadeli döviz mevduatına verdikleri en yüksek faizi ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı …’in cevap dilekçesinde ve özetle; 1998 yılında … AŞ firmasına 1.500.000,00 -USD lik harici garanti mektubu kredisi açıldığını, firma hükmü şahsiyetinin yanı sıra müşterek borçlu ve kefillerinin imzalarının alındığını, kredinin %50 fazlası oranında natık kambiyo senetleri alındığını, munzam teminat olarak firma ve ortaklarına ait satış kabiliyeti yüksek gayrimenkuller üzerinde ipotekler konduğunu, firmaya ait makina ve teçhizatlar üzerinde işletme rehnini tesis ettiklerini, kusurları bulunmadığını, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … tarafından verilen 27.02.2003 havale tarihli cevap diilekçesi; Adana Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu,kredi verilen firma ve ortaklarının kişisel varlıklarının göz önüne alınarak ipotek ve işletme rehni kefaletleri sağlandığını, teminatların fazlası ile alındığını ve yasal takiplerin devam ettiğini, Adana … İcra Müd.nün 2000/13926 esas sayılı dosyası ile banka alacağı kadar ilamsız, … esas sayılı dosyası ile 1.800.000.000.000.-TL.’lik ipoteğin paraya paraya çevrilmesi yoluyla ve …Esas sayılı dosyası ile de banka alacağı kadar rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipler başlatıldığını, takiplerin kesinleştiğini, takipler sonuçlanmadan ve bankanın zararı oluşmadan bankadan mali mesuliyete dayalı dava açmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili tarafından verilen 4.3.2003 havale tarihli tarihli cevap dilekçesi ile; T.T.K.nun 309. maddesine göre davacı zararı öğrenildiğinden itibaren 2 yıl geçtikten sonra dava açıldığını, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, banka zararının oluşmadığını, banka tarafından bir zararın gerçekleştiğinin kanıtlanamadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili tarafından verilen 02.05.2003 havale tarihli cevap dilekçesi ile; davanın zamanaşımına uğradığını, banka zararının belirlenmesi gerektiğini, kredinin tahsilinde usulsüzlük olmadığını, yeterli teminat alındığını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Recep … vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, kusurlarının bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, kusurlarının bulunmadığını, banka zararının belirlenmesi gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Alp Tekin vekili cevap dilekçesinde ve özetle; zaman aşımı itirazları olduğunu belirterek banka zararının oluşmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, davacı bankanın usulsüz kredi verilmesi nedeniyle zarara uğratıldığı iddiasına dayalı yönetim kurulu üyeleri ile eski çalışanları hakkında açılan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; davacı bankanın dava dışı asıl borçlu … A.Ş ne usulsüz kredi kullandırıldığı, tahsil edilen kredi karşılığında ayni ve şahsi nitelikli teminatlar alındığı, dava konusu kredinin tahsis edilme biçiminin bankacılık tekniği açısından kredi tahsisinde özensiz davranıldığı ve kusurlu davranışa ilişkin delil bulunmadığı, ancak davacı bankanın munzam karşılık ayırmak suretiyle zarara uğradığının kabul edilmesi gerektiği, kredi borçlusu şirket hakkında borcunun tahsili amacıyla takip işlemlerinin sürdüğü ve tahsilatların devam ettiği, davacı talebi ile bağlı kalınarak 1.188,266,00 USD ve 75,00 TL tutarındaki banka zararının davalılardan müteselsilen tahsili gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak yukarıda açıklanan miktar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davadan sonra asıl borçludan yapılan tahsilatlar ile ilgili olarak konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm kurulmuştur.
Mahkememizin kararı taraf vekillerinin temyizi üzerine Yargıta … Hukuk Dairesinin 25/11/2014 tarihli … sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Yargıtay bozma ilamında; Taraflar arasında Görülen davada İstanbul… Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 26/12/2013 tarih ve 2010/143-2013/346 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı … hariç tüm davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Dr. Fatma Karaman Odabaşı tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili Banka’nın eski çalışanları olan davalıların dava dışı … A.Ş’ye kullandırılan kredinin teklif, tahsis ve kullandırılmasında bankacılık usul ve esaslarına ve kredi mevzuatı hükümlerine aykırı davranarak müvekkilini zarara uğrattıklarını ileri sürerek, şimdilik 85.687.694.921 TL’nin ve 1.616.159,14 USD’nın temerrüt faiziyle davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar ve vekilleri, davanın zaman aşımı, yetki ve esas yönünden reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar Dairemizin 19.01.2009 tarih, … E. … K. sayılı bozma ilamı ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, davacı Banka genel kurulunun 04.05.2009 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında …A.Ş. firmasına kullandırılan kredilerle ilgili olarak mali sorumlu eski çalışanlar ve yönetim kurulu üyeleri hakkındaki davaya muvafakat edilmesine ilişkin alınan karar örneği ile banka denetçilerinden alınmış olan vekaletname örneğinin dosyaya ibraz edildiği, davacı Bankanın … Şubesi tarafından dava dışı şirkete 1.500.000,00 USD harici garanti mektubu kredisi kullandırıldığı, adı geçen firmadan riskin tahsil edilemediği, takip işlemleri ve tahsilatların halen devam ettiği, özvarlığı yetersiz, ciro rantabiletisi düşük firmaya kredi tahsis edilmesi sebebiyle bunun sonuçlarından imzası bulunan davalı personelin sorumlu tutulması gerektiği, davacı banka zararı net olarak belirlenememekle birlikte davacı bankanın kullandırılan kredi ile ilgili olarak munzam karşılık ayırmak suretiyle zarara uğradığı, davacı bankanın dava tarihi itibariyle kredi borçlusu şirketten toplam 2.127.003,64 USD alacaklı bulunduğu, bu tutar üzerinden munzam karşılık ayrıldığı, davadan sonra kredi borçlusundan yapılan tahsilatlar sonucunda bankanın karşılık ayırmış olduğu bakiye munzam zararının 1.188.266,00 USD ve 75,00 TL olarak tespit edildiği, davadan sonra asıl borçludan yapılan tahsilatlarla bir kısım banka zararı karşılanmış bulunduğundan bu miktarla ilgili olarak karar aşamasında davanın konusu kalmadığı gerekçesiyle taleple bağlı kalınarak davanın kısmen kabulüne, 1.188.266,00 USD ve 75,00 TL’nin 22.03.2011 tarihinden itibaren USD için 3095 sayılı Yasa’nın 4/A maddesi uyarınca, TL için reeskont faizi yürütülmek sureti ile ve tahsilde tekerrür olmamak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacının aşan miktarlara ilişkin alacaklarının davadan sonra asıl borçlu tarafından ödendiği anlaşılmakla bu miktar yönünden konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalı … hariç tüm davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, mümeyyiz davalılar vekilinin aşağıdaki (2) nolu bendin kapsamı dışında kalan ve zaman aşımına yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, davacı bankanın usulsüz kredi verilmesi nedeniyle zarara uğratıldığı iddiasına dayalı olarak yönetim kurulu üyeleri ile eski çalışanları hakkında açılan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece dosya kapsamına son olarak alınmış bulunan 23.09.2013 tarihli bilirkişi raporunda, kredi dosyası ve tahsilatlara ilişkin banka kayıtları incelenmek suretiyle Ticari Krediler Yönetmeliği’ne aykırı bir uygulamanın bulunmadığı, davalıların kredi tahsis etme işlemlerinin, bankanın kredi tahsis kurallarına ve bankacılık ilke ve teamüllerine uygun düştüğü, tahsis edilen kredi karşılığında ayni ve şahsi nitelikte teminatlar alındığı, dava konusu kredinin tahsis edilme biçiminin bankacılık tekniği açısından kredi tahsisinde özensiz davranıldığına, sözleşmeye aykırılık ve sair türde bir hukuka aykırılığın, kusurlu davranışın bulunmadığına işaret ettiği yönünde tespitler yapılmıştır. Söz konusu rapordan sonra davacı banka tarafından alınan teminatların yeterli olmadığı savunulmamış, Dairemiz bozma ilamından da bahsedilmek suretiyle zararın bulunduğu belirtmiştir. Dairemizin 19.01.2009 tarihli bozma ilamında, davacı banka eski yönetim kurulu üyeleri ve banka çalışanları tarafından gerek bankanın kredi verme koşulları ile ilgili iç mevzuatı ve gerekse de basiretli bir tacir gibi davranma zorunluluklarına aykırı olarak kredi verilmemesi gerekirken kredi verilmiş olması halinde kredinin vadesinde ödenmemesi üzerine bankanın en azından munzam karşılık ayırmak suretiyle zarara uğradığının kabulü gerektiği belirtilmiştir. Bu durumda, mahkemece davalıların bankanın kredi verme koşullarıyla ilgili iç mevzuatı incelenmeden ve bu kapsamda düzenlenen rapor irdelenmeden, basiretli tacir gibi davranma zorunluluğu göz önüne alınarak kredi verilme tarihi itibariyle yeterli teminat alınıp alınmaması, dava dışı şirketin kredi verilebilecek bir şirket olup olmadığı, o tarih itibariyle dava dışı şirkete kredi verilip verilemeyeceği üzerinde durulmadan ve bu hususlar tartışılmadan salt davalı bankanın munzam zarar ayırmak suretiyle zarara uğradığının kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün mümeyyiz davalılar yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, mümeyyiz davalılar vekillerinin zamanaşımına yönelik temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle, mümeyyiz davalılar vekillerinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün mümeyyiz davalılar yararına BOZULMASINA; (3) numaralı bentte yazılı nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalı … hariç tüm davalılara iadesine, 25.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.” denilmektedir.
Yargıtay bozma ilamı yerinde görülerek, uyulmasına karar verilmiş ve bu doğrultuda yargılama devam edilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda düzenlenen 08/08/2017 tarihli ek bilirkişi raporunda; dava tarihi ve bilirkişi raporunun düzenlenmesi tarihi itibarıyla, …Bankası Adana şubesi tarafından… A.Ş ne kullandırılan 1.500,000,00 USD harici kredinin tahsis ve kullandırım aşamalarında Bankalar Kanunu ve bankacılık usul ve temaülleri ile bankanın ticari krediler yönetmeliğindeki esaslar yönünden firma hakkında kredi açma yasağının bulunmadığı, kredi teklif, tahsis ve kullandırım aşamalarında davalı yanlara izafe edilebilecek kusur bulunmadığı, açılan kredinin üç katı tutarında ve birden fazla nakdi teminat karşılığında kullandırıldığı, söz konusu kredi işlemlerinde davalıların kusur ve eylemlerinde BK nın 41.maddesi kapsamında haksız fiil unsurlarından olan zarar, kusur, hukuka aykırılık ve nedensellik bağının olayda mevcut olmadığı, kredi açılmasına yönelik karar ve eylemlerinde göstermeleri gereken dikkat ve özen yükümü ile basiretli tacir gibi hareket etmeleri yükümlülükleri bakımından kusurlarının bulunmadığı, olayda TTK nın 320 ve 360 maddelerinde aranan koşullarının oluşmadığı, davalıların Adana … Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı ceza davasından beraat etmiş oldukları, teminatların paraya çevrilmesi bakımından icra takiplerinin sonuçlanmamış olduğu, tahsil edilemeyen alacağın varlığının rehin açığı ve borç ödemeden aciz belgesi ile kanıtlanamamış olduğu, banka alacağının teminat altında olması sebebiyle kredinin tahsil kabiliyetinin devam ettiğini bildirmiştir.
Ek bilirkişi raporu yerinde görülerek hükme dayanak alınmıştır.
Davalılardan … ve …’in yargılama aşamasında vefatı üzerine ve yasal mirasçıları tarafından mirasın red edilmesi nedeniyle adı geçen davalıların terekesinin resmi tasfiyesi için davacı vekili tarafından davalar açılmıştır. Ankara 2 Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/68 Tereke sayılı dosyasında müteveffa …’in mirasının TMK nın 612.maddesi uyarınca “iflas yoluyla tasfiyesi” istenilmiş, tereke hakimliğince … tasfiye memuru olarak tayin edilmiş ve adresi mahkememize bildirilmiştir. Tasfiye memuruna tebligat yapılarak yargılama sürdürülmüştür. Tasfiye memuru davaya cevap vermemiştir.
Müteveffa Davalı … yönünden terekesinin resmi tasfiyesi için davacı vekili tarafından Ankara… Sulh mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında dava açılmış ise de; müteveffanın herhangi bir mal varlığına rastalanılmadığından terekesinin tasfiyesini borçlu olarak kapatılması içini 02/06/2016 tarihinde 2016/24 karar sayılı karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından … terekesinin kapatılması ile ilgili olarak verilen karara karşı herhangi bir yasa yoluna başvurulmamış ve tasfiyenin ihyası konusunda dava açılmamıştır.
İddia savunma, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre; davacı bankanın Adana şubesi tarafından dava dışı asıl borçlu …A.Ş.ne 1.500.000,00 USD harici garanti mektubu kredisi kullandırılmış ve garanti mektubunun tazmini üzerine asıl borçluya başvurulmasına rağmen risk tahsil edilememiştir. Kredi borçlusu şirket hakkında Adana …İcra Müdürlüğünün … ve … dosyaları üzerinden yasal takibe geçilmiş olup, kısmi tahsilatlar yapılmakla birlikte borç tamamen tahsil olunamamıştır. Kredinin kullandırılması aşamasında davalılardan … kredi teklifini imzalayan müdür, … krediler ilgili ihtisas daire Başkanı …’in önerdiği makam onayına sunan genel müdür yardımcısı olarak görev yaptıkları ve kredi önergesinin davacı banka yönetim kurulunca 06/07/1998 tarih 17/867 sayılı karar ile onaylandığı belirlenmiştir.
Davalılar …, …, …, …, … ve … banka yönetim kurulu olarak krediyi onaylamışlardır.
Asıl borçlu şirketten kredi alacağının tahsil edilemediği, bu nedenle bankanın zarara uğratıldığı iddia edilerek davalı yönetim kurulu üyeleri ile banka çalışanları hakkında tazminat davası açılmıştır. Davacı bankanın takip aşamasında asıl borçludan bir kısım tahsilatlar yaptığı, ancak borcun tamamen sona ermediği anlaşılmaktadır.
Yargılama aşamasında alınan 23/09/2013 tarihli bilirkişi raporunda; kredi kullandırılması ile ilgii olarak bankanın kredi yönetmeliklerine aykırı bir uygulamanın bulunmadığ,ı davalıların kredi tahsis işlemlerinin bankanın kredi tahsis kurallarına, bankacılık ilke ve taammülerine uygun düştüğü, kullandırılan kredi karşılığında kişisel ve ayni teminatlar alındığı, dava konusu kredinin tahsil edilme biçiminde bankacılık tekniği açısından özensiz davranılmadığı,, sözleşmeye aykırılık veya başka şekilde hukuka aykırılığın ve kusurlu davranışın bulunmadığı belirtilmiştir.
Davacı banka tarafından bu rapordan sonra asıl borçludan alınan teminatların yeterli olmadığı konusunda bir itirazda bulunulmamış, bankanın en azından muzam karşılık ayırmak suretiyle zarara uğradığı ileri sürülmüştür.
Yargıtay bozma ilamı sonrasında alınan ve yukarıda özetlenen 08/08/2017 tarihli bilirkişi raporunda; bankanın kredi verme koşullarıyla ilgili iç mevzuatı incelenmiş, bu kapsamda düzenlenen rapor irdelenmiş, kredi kullandırılan şirketin kredinin kullandırıldığı tarih itibarıyla kredi açma yasağının bulunmadığı, verilen kredinin üç katı tutarında şahsi ve ayni teminatlar alındığı, dava dışı şirketin kredi verilebilecek şirketlerden olduğu, davalıların eyleminde BK 41 maddesi kapsamında haksız fiil koşullarından olan zarar kusur, hukuka aykırılık ve nedensellik bağının mevcut olmadığı belirtilmiştir. Başka bir anlatımla; davalıların kredi açılmasına yönelik karar ve eylemlerinde göstermeleri gereken dikkat ve özen yükümü ile basiretli tacir gibi hareket etmeleri yükümlülükleri bakımından kusurlarının bulunmadığı belirlenmiştir. Sadece davalı bankanın munzam karşılık ayırmak suretiyle zarara uğradığı kabul edilerek davalıların sorumlu tutulamayacağı sonucuna varılmıştır. Dava dışı asıl borçlu şirket yönünden alacağın tahsili ile ilgili olarak takip işlemleri devam etmekte olup, kısmi tahsilatlar yapılmış ve alınan teminatlar nedeniyle kredinin tahsil edilebilme olasılığı halen devam etmektedir. Davalılar anılan eylemleri nedeniyle Adana … Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında yargılanmışlar ve beraatları yönünden hüküm kurulmuştur. Açıklanan nedenlerle; dava dışı asıl borçlu şirkete kullandırılan ve tamamı tahsil edilemeyen kredi borcundan dolayı gerçekleşen banka zararı ile davalıların eylemi arasında nedensellik bağının bulunmadığı, kredi borçlusu şirket yönünden gerekli teminatlar alınarak, bankanın iç mevzuatı ve teamüllere uygun şekilde kredi kullandırıldığı, tahsil edilemeyen kredi alacağı ile ilgili olarak henüz rehin açığı ve borç ödemeden aciz belgesinin alınmamış olduğu, davalıların hukuka aykırı eylemlerinin söz konusu olmadığı sonuç ve kanaatine varılarak haklarındaki davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davalılar … ve …’in yargılama aşamasında vefat ettiği belirlendiğinden adı geçen ölü davalılar hakkındaki davanın bu nedenle REDDİNE,
2-Diğer davalılar …, …, …, …, …, …, … haklarındaki davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 35,90-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan harçtan mahsubu ile hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde artan harcın davacıya iadesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan 4.950,00 TL gider avansından geriye kalan 1.746,50 TL’nin hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı … tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 40,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak adı geçen davalı tereke tasfiye memuruna verilmesine,
Davalı … tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 30,00TL yargılama giderinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
Davalı … tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 7,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
Davalı … tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 4,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
Davalı … tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 5,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
Davalı … tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 6,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
Davalı … tarafından yatırılan 200,00 TL gider avansından geriye kalan 160,00 TL’nin hüküm kesinleştiğinde tereke tasfiye memuruna iadesine,
Davacı vekilinin, davalı … vekilinin, Davalı …’nin huzurunda diğer davalıların yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde mahkememize verilecek dilekçe ile YARGITAY’da temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıklandı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …
HARÇ BEYANI /
73.466,01 TL PEŞİN HARÇ
35,90 TL KARAR HARCI
73.430,11 TL. TALEP HALİNDE İADE HARÇ
DAVALI … ALPKETİN GİDERİ
40,00 TL
DAVALI … GİDERİ
30,00 TL
DAVALI … GİDERİ
7,00 TL
DAVALI … GİDERİ
4,00 TL
DAVALI … GİDERİ
6,50 TL