Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/675 E. 2018/1055 K. 25.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2016/675 Esas
KARAR NO : 2018/1055
DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 17/06/2016
KARAR :RED
KARAR TARİHİ : 25/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan istirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;Müvekkilinin davalı şirketlerden elektrik hizmeti satın aldığını, müvekkile her ay kullanmış olduğu elektrik tüketim miktarına göre davalı firmalar tarafından fatura tahakkuk ettirildiğini, müvekkili tarafından her ay düzenli olarak ödenen faturalarda tüketim bedeli karşlığı olmayan “Kayıp Kaçak Bedeli”,”Perakende Satış Hizmet Bedeli”, “PSH Sayaç Okuma Bedeli”, “İletim Sistemi Kullanım Bedeli”, Dağıtım Bedeli”, adı altında haksız ve hukuka aykırı bir bedelin davalı tarafından tahsil edildiğinin, buna ilişkin faturaların sunulduğunu, müvekkilinden tahsil edilen dava konusu fatura bedellerinin açık bir şekilde hukuka aykırı olduğunu, kayıp kaçak bedeli adı altında, bir ücretin müvekkilinden tahsil edileceğine yönelik sözleşme hükümleri TBK. M. 20 vd. Anlamında genel işlem koşulu olduğunu ve müvekkil açısından geçersiz hükümde olduğunu, 11/08/2002 tarih ve 2483 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Perakende satış hizmet geliri ile perakende enerji satış fiyatlarının düzenlenmesi hakkında tebliğ’e dayanılarak günümüze kadar tahsil edilmekte olan dava konusu bedellerin geçmişe dönük olarak ödenmesi gerektiğini, davalının son 10 yıldır müvekkilinden “Kayıp Kaçak Bedeli, Perakende Satış Hizmet Bedeli, PSH Sayaç Okuma Bedeli, İletim Sistemi Kullanım Bedeli ve Dağıtım Bedeli adı altında ne kadar bedel tahsil ettiğinin müvekkilce tespitinin imkansız olduğunu, son 10 yıldır müvekkilinden yapılan tahsilata ve tahsilatın teferruatına ilişkin tüm bilgi ve belgelirin davalılar nezdinde olduğunu, müvekkili tarafından alacağın miktarının tespitinin imkansız olduğundan HMK. Md. 107 uyarınca her bir davalıdan ayrı ayrı olmak üzere şimdilik 4.000,00 TL’nin davalılardan tahsilini talep ettiklerini, uzman bilirkişiden rapor alınması gerektiğini, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydı ile yapılacak yargılama içinde tespit edilecek alacaklarının tamamı üzerinden eksik harcı tamamlanmak üzere şimdilik 4.000,00 TL’nin işin ticari niteliği nedeniyle fatura ödeme tarihlerinden itibaren işletilecek T.C Merkez Bankası’nın kısa vadeli krediler için uyguladığı ticari avans faizi oranında temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsil edilerek müvekkiline ödenmesine , yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalılara yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı … vekili cevap dilekçesinde ve özetle;Davanın yürürlükteki usul ve yasaya aykırı olarak açıldığını, haksız ve yersiz açılan bu davanın reddinin gerektiğini, …’ın bölündüğünü perakende satış işlemlerini artık müvekkili şirketi … tarafından yürütüldüğünü, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmış olmasının yasaya aykırı olduğunu, davaya zamanaşımı yönünden itiraz ettiklerini, EPDK tarafından onaylanıp yayımlanan tarifeyi değiştiremeyeceğini, tarifede yer almayan bir bedeli de tahsil edemeyeceğini, veya düzenlenen tarifeler kapsamında belirlenmiş bir bedeli de tahsil etmeme gibi bir davranışta bulunamayacağını, söz konusu düzenleyici işlemlerin iptal edilmedikçe tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağını, kayıp kaçak bedellerinin bir maliyet unsuru olmasının mevzuat gereği olduğunu, EPDK’nın yetki kullanımında sınırı aştığı konusunda hiçbir somut veri olmadığını, Adli yargı mahkemelerinin bu tedbirlerin yerindeliğinin tartışılacağı merciler olmadığını, kayıp kaçak bedelinin faturada açıkça gösterilmesi şeffaflığın göstergesi olduğunu, müvekkili şirketin daha önce temerrüde düşürülmediğini, eğer bir alacağa (istirdada) hükmedilecekse, faturaların ödenme tarihinden itibaren değil, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini, dava konusu istirdada olan sözde alacağın, 6446 sayılı yasanın 17. Vd. Maddeleri gereği, yönetmelik ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kararlarına uygun olarak tahakkuk ve tahsil edilen bir tutar olduğu için kurul kararı iptal edilmedikçe iadesinin mümkün olmadığını, açılan yersiz ve haksız davanın reddinin gerektiğini, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davacıya aidiyetine karar verilmesini talep etmiştir..
Davalı … vekili cevap dilekçesinde ve özetle;Zamanaşımı yönünden davanın reddinin gerektiğini, husumet yönünden ise davanın reddinin gerektiğini, davanın muhatabının Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu Kurumu olduğunu, davanın EPDK’ya karşı idari yargıda açılması gerektiğini, kayıp kaçak bedellerinin bir maluliyet unsuru olmasının mevzuat gereği olduğunu, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Balkaya Enerji vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddialarını ve davasını tüm usuli ve yasal nedenler ile kabul etmediklerini, yargı yerinin Danıştay olduğunun, bu davada ilgili kararları alan EPDK’nın taraf olmadığını, HGK kararına rağmen halen bu tarifelerin yayımlandığını, ve bu kararlar gereği kesilen bedeller diğer davalı … dağıtım şirketince tahsil ediliyor ise bunun muhatabının tarifeleri veren hazırlayan EPDK ile bu tarifeler gereği dağıtım sistemi kullanma sözleşmesine ve tarifeler yönetmeliğine istinaden tahsil eden diğer davalı dağıtım şirketi … olduğunu bu şirkete davacı kullanıcıya ait dava konusu tutarları fatura karşılığı ödendiğinden iade edilmesi gerekiyor ise iade sorumlusu olduğunu, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçtiğini, kısmi dava açılamayacağını, dava tarihinden önce faiz talep edilemeyeceğini, müvekkili şirketin toptan satış şirketi olduğunu, özel şirket olduğunu, Kayıp Kaçak Önleme- Elektrik Üretme- İletme -Dağıtma- Sayaç Okuma- Gibi hiç bir görevi sorumluluğu, tesisi ve ekibi olmadığını, dava konusu bedeller yasal düzenlemeler çerçevesinde davacı şirketten tahsil edilip, yine yasal düzenlemeler çerçevesinde diğer davalı dağıtım şirketi …A.Ş’ye ödenmekte olduğunu, müvekkilinin yasa dışı bir işlemi olmadığından hakkındaki davanın tümden reddinin gerektiğini, masraf ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; elektrik abonesi olan davacıdan, kayıp-kaçak, perakende satış hizmet, PSH sayaç okuma, iletim sistemi kullanım bedeli, bu bedeller üzerinden alınan TRT payı ve KDV adı altında tahsil edilen bedellerin, davalılardan istirdatı istemine ilişkindir. Tarafların tacir olması ve işin ticari sayılması nedeni ile mahkememiz görevli kabul edilmiştir.
Dava 17.06.2016 tarihinde açılmıştır. Özel ve teknik bilirkişiden dava konusu uyuşmazlığa ilişkin bilirkişi raporu alınmış iddia, savunma, toplanan deliller ile tarafların beyanları raporda karşılanmış, talep edilen bedellerin yasal çerçevede olduğu raporlanmıştır. ( Bilirkişi; Mustafa Kürşat Tezcan tarafından hazırlanan 15/08/2018 tarihli bilirkişi raporu)
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 17/06/2016 tarih 29745 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Yasa ile 6446 sayılı Enerji Piyasası Kanunu’nda bir kısım maddelerde değişiklik yapılarak yeni maddeler ilave olunmuştur. Getirilen değişikliklerin bir kısmının Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla başka mahkemelerce Anayasa Mahkemesine müracaat edilmiştir. Anayasa’nın 152.maddesi Anayasa’ya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi halini düzenlemekte olup, maddenin 3. fıkrasında Anayasa Mahkemesinin işin kendisine gelişinden başlamak üzere 5 ay içinde karar verip açıklayacağı bu süre içinde karar verilmezse mahkemenin davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandıracağı kabul edilmiştir. Aynı yöndeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulü Hakkında Kanun’un 40/5 maddesinde de yer almaktadır. Ayrıca bu sürenin başvuran mahkemeyi bağlayan bir süre olduğu, mahkememizi bağlayan bir sürenin bulunmadığı değerlendirilmiştir yine 5 aylık süre dolmuş, Anayasa Mahkemesince herhangi bir karar verilmediği tespit edilerek yürürlükteki yasa hükümlerine göre yargılamaya devam olunması gerektiği anlaşılmıştır.
Kayıp kaçak, sayaç okuma vb. bedellerle ilgili olarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay … Hukuk Dairesi’ nce verilen kararlar ile bu bedellerin dava tarihi öncesi yürürlükte bulunan mevzuat kapsamında abonelerden tahsilinin hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Mahkememizde açılan dava tarihinde yürürlükte bulunan 17/06/2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun’un 21.maddesiyle 6446 sayılı Kanun’un 17.maddesinin 1, 3 ve 4.fıkraları ile 6.fıkrasının (a,ç,d,f) bendleri değiştirilmiş, aynı maddeye eklenen 10.bend ile “kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda Tüketici Hakem Heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.”hükmü getirilmiştir.
6719 sayılı Kanun’un 26.maddesi ile 6446 sayılı Yasaya eklenen Geçici 20.maddesinde ise “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümleri uygulanır.”hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyetlerinin ve mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkisi sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konuda düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmıştır.
Kanunun yürürlüğü tarihinde açılan iş bu davada davacı yanın tahsilatların EPDK’nın düzenleyici işlemlerine aykırı olduğu yönünde bir iddiası ile tahsilatların haksız ve hukuka aykırı olduğu iddiasıyla davalıdan tahsili ve bu yönde bilirkişi incelemesi istenmiş, EPDK’nın düzenleyici işlemlerine uygunluk denetimi yönünden bilirkişi incelemesi yapılması yönünde bir talepte bulunulmuştur ve inceleme sonucu da dava konusu talep edilen bedellerin yasal çerçevede olduğu değerlendirilmiştir.
Ayrıca 6719 sayılı Yasa ile eklenen geçici 19. Maddede ” bu maddeyi ihdas eden kanunla ön görülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik tebliğ ve kurul kararlarının bu kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve geçici 20. Maddede ise ” kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi , dava ve başvurular hakkında 17. Madde hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyeti ve Mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri , geçmişe de etkili olarak sadece dağıtım , sayaç okuma, perakende satış hizmeti , iletim ve kayıp kaçak bedellerinin kurumun bu konudaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunu DENETİMİ İLE SINIRLANMIŞTIR.
Diğer bir ifade ile yerindelik denetimi yapılamayacağı kabul edilmiştir.
Hal böyle olunca dava tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun ve yapılan değişikliklerin 17/06/2016 yürürlük tarihinde önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayalı olarak tahsil edilmiş ve dava konusu edilmiş olan kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedellerin ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak- istirdat davalarında uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır.
Dava tarihinde geçmişe de etkili olan 17.06.2016 Tarih 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı kanun “17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Mahkememizde açılan dava tarihinde yürürlükte bulunan 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı Yasa ile 6446 sayılı Yasaya getirilen yeni düzenlemeler uyarınca ve teknik rapor gereğince davacının davasında haklı olmadığına kanaat getirilmiştir.
Dava tarihi olan 17/06/2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun’un 21.maddesiyle 6446 sayılı Kanun’un 17.maddesinin 1, 3 ve 4.fıkraları ile 6.fıkrasının (a,ç,d,f) bendleri değiştirilmiş, aynı maddeye eklenen 10.bend ile “kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda Tüketici Hakem Heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.”hükmü getirilmiştir. Mevzuat nedeniyle ,dava konusu edilen bedeller maliyet unsuru haline getirilmiş olmakla , davanın bu sebeple reddi gerektiği gerekçesiyle ,mahkememizce hüküm kurulmuştur.
Dava tarihinde yürürlükte olan mevzuat gereği davacının haksız olması karşısında davanın reddi gereği davacı aleyhine yargılama giderlerine hükmolunması gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde kanunen karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-6100 S HMK ve Harçlar Kanunu uyarınca davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre karar ve ilam harcı olan 35,90 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 204,93 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ ye gelir kaydına, bakiye 169,03 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa talebi ile iadesine,
3-İşbu dava nedeni ile davacı tarafından yapılan yargılama giderinin uhdesinde bırakılmasına,
4-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile kendini vekil ile temsil ettiren davalılara verilmesine,
5-6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili, davalı … vekili davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.
Katip
¸e-imzalıdır
Hakim
¸e-imzalıdır