Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/585 E. 2019/685 K. 18.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2016/585 Esas
KARAR NO: 2019/685

DAVA : Alacak(Rekabet Yasağına Aykırılık Nedeniyle Cezai Şart)
DAVA TARİHİ: 27/05/2016
KARAR TARİHİ: 18/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak(Rekabet Yasağına Aykırılık Nedeniyle Cezai Şart) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili şirketin farklı sekörlerde uzmanlaşmış profesyonel kadrosu ile orta ve üst düzey yöneticileri seçme ve taleple bulunan şirketlere özel istihdam bürosu olarak yerleştirme hizmeti verdiğini, davacı şirket ile davalı şahıs arasında 01.07.2013 tarihinde bir sözleşme akdedildiğini, sözleşme kapsamında 09.11.2015 tarihinde istifa edene dek İnsan kaynakları Danışmanı olarak davacı şirket bünyesinde çalıştığını, sözleşmenin feshe ilişkin olan 9.3.(ii) maddesi ile Borçlar kanunu’nun 444. maddesine uygun olarak; ‘”insan kaynakları danışmanlığı görevi ifa etmek üzere işverenin veya müşterinin rakibi olan bir şirkette, müşteri şirketlerde ve başka bir şirkette veya kendi adına açacağı işyerinde ücret karşılığı olsun veya olmasın, resmi veya gayri resmi, doğrudan veya dolaylı olarak İstanbul ili sınırlan içerisinde fesihten itibaren 1 sene boyunca çalışmamayı ve bu maddeye aykırı davranması durumunda 6 aylık toplam brüt maaşı tutarında tazminat ödemeyi peşinen kabul ve taahhüt eder hükmünün getirildiğini, davacı şirketten ayrılmadan önce almış olduğu son brüt ücretinin aylık 5.683.34.-TL olduğunu davalı şahsın davacı şirketten ayrıldıktan sonra sözleşmesindeki rekabet yasağına aykırı olarak davalı şirkette çalışmaya başlamasının tespit edilmesi üzerine davalılara … Noterliğinin 18.12.2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, davalı şirketin de davalı şahıs ile müteselsilen sorumlu olduğunu. zira davalılar arasında rekabet yasağına aykırı olarak iş ilişkisinin kurulduğunu, davalı şahısın davacı şirket ile aralarında var olan iş ilişkisi kapsamında eğitime tabi tutulduğunu, alanında uzman kişilerden almış olduğu bu eğitimin davalı şahısa kariyeri ile ilgili olarak çok önemli bir değer kattığını, ayrıca davacı şirketin sahip olduğu müşteri ve daya veri tabanına, bunların tüm iletişim bilgilerine çalışmaya başladığı ilk günden itibaren tam anlamıyla vakıf olduğunu, davalı şahısın rekabet yasağına aykırı olarak çalışmaya başladığı diğer davalı şirkette de aynı işleri yapmakta olduğunu, davacı şirkette çalışırken tanıdığı müşteri çevresi ile kişisel ilişki kurmasının, onların kişisel özelliklerini, istek ve ihtiyaçlarını bilmesinin ve bu bilgileri rakip bir firma olan diğer davalı şirketin lehine ekonomik bir değer olarak kullanmasının ve bu bağlamda davacı şirketin müşteri çevresinde azalmaya neden olması ihtimalinin, işbu rekabet yasağının konulmasındaki haklılığı ve hukuka uygunluğu gözler önüne serdiğini, zarar verme ihtimalinin bulunmasının, rekabet yasağına aykırılık kaydının geçerli olması için yeterli olduğunu, hem davalı şirketin hem de davacı şirketin Türkiye çapında müşterilere sahip olmasına rağmen, her ikisinin de müşteri çevresinin büyük bir bölümünün İstanbul ili sınırlarında olduğunu ve aralarında büyük bir rekabet bulunduğunu, ayrıca işin türü bakımından yapılan sınırlandırmanın davacı şirketin faaliyet alanı içerisinde kaldığını iddia ile davalı şahsın diğer davalı şirkette çalışmaya başladığı tarihten itibaren işletilecek yasal faiz dahil olacak şekilde şimdilik 5.000.00.-TL alacağın müteselsilen ödetilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA /
Davalılar vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davacı sirkelin alacağının belirlenebilir ve bölünemez türden olduğunu, bu nedenle kısmi dava olarak ileri sürülen talebin usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davalı şahsın 11.02.2013-09.11.2015 tarihleri arasında davacı işyerinde çalıştığını, ardından 16.11.2015 tarihinde diğer davalı şirkette Kısım Müdürü olarak göreve başladığını, davacı şirketin ihtarname ile davalı şahsın diğer davalı şirkette çalışmasının rekabet yasağına aykırı olduğunu vc altı aylık brüt maaşı kadar tazminatı ödemesini talep elliğini, davalı şahsın cevabi ihtarnamesi ile davacı şirketin kaleme aldığı ihtarname ile özel bilgilerinin paylaşıldığını, rekabet yasağının geçersiz olduğunu, kaldı ki rekabet yasağı oluşturabilecek herhangi bir eylemin olmadığını ve baskı kurulmaya çalışıldığını ifade ettiğini, iş sözleşmesinde hem şekil hem de içerik yönünden geçerli bir rekabet etmeme borcunun bulunmadığını, ibraz edilen sözleşmenin yalnızca son sayfasında davalının imzasının yer aldığını, sözleşmenin rekabet etmeme borcu olduğu iddia edilen bölümde davalıyı bağlayıcı herhangi bir unsurun bulunmadığının görüldüğünü, sözleşmenin kendisine inceletilmeden imza edildiğini, ayrıca bir nüshasının da teslim edilmediğini, davacı şirketin gösterdiği sözleşmenin sıhhat şartına havi olmadığını, talebin bu yönüyle reddinin gerektiğini, davalının müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında haiz olduğu bilgilerin, yalnızca işin görülmesi ile alakalı, sır niteliğini haiz olmayan bilgiler olduğunu, çalışına sırasındaki edindiği malumatın kullanımının dahi işverenin önemli bir zarara sebep olacak nitelikte olmadığını, varlığı iddia edilen rekabet yasağının, davalının ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamaları içerdiğini, davalının davacı şirkette İnsan Kaynakları Danışmanı olarak görev yaparken, yeni başladığı işte Kısım Müdürü konumunda çalıştığını, bu yönüyle aynı işi yaptığından bahsedilemeyeceğini, kaldı ki davalıya yüklenen rekabet etmeme borcunun geniş tutulduğunu, davacı şirkete rakip olan şirketler bir yana davacının müşterilerinin dahi rakip şirketinde çalışmamasının talep edildiğini, davacı şirketin davalının çalışabileceği şirketlerin %72’ine ket vurduğunu, bir işçiden bir yıl boyunca çalışabileceği sahanın %72.5’inde çalışmamasını kararlaştırmanın hakkaniyete uyan bir tarafının olmadığını, iddia edilen düzenlemeye göre. işçi rekabet etmeme borcuna aykırı davranırsa, brüt ücretinin tam altı katını ödeyeceğini, söz konusu hükmün tutar yönünden de kabul edilebilir (aralının bulunmadığını, yeni işveren konumundaki davalı şirkete yöneltilen cezai şart talebinin hukuki dayanağının bulunmadığını, davacı şirketin davalı şirkete yönelik iddialarının TTK.md.55/b-3 kapsamında ele alınması gerektiğini, davalı şirketin bahsi geçen maddeye aykırı, diğer bir deyişle haksız rekabete sebebiyet veren herhangi bir eyleminin bulunmadığını, iş sözleşmesinin devamı sırasında şahsın sadakat borcundan kaynaklanan rekabet etmeme yasağına aykırılık halinde, bu tür davalara bakmakla görevli mahkemenin, iş mahkemesi olduğunu. TTK.md.55/b-3’te şahsın ayartılması sureliyle sırların ele geçirilmesi ve bu şekilde rekabette avantaj sağlanmasının düzenlendiğini, davacı şirketin, herhangi bir ayartma İddiasının dahi bulunmadığım, davacı şirket ile kesişen bir müşterinin de bulunmadığını beyan ile davanın öncelikle usulden, aksi takdirde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 444 maddesi kapsamında rekabet yasağına aykırılık nedeniyle ceza koşulunun ödetilmesi talepli eda davasıdır.
Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan hususlar; davacının davalılardan rekabet yasağına aykırılık nedeniyle 6098 Sayili Kanunun 444.maddesi ve 4857 Sayılı İş Kanunun 23. Maddesi kapsamında cezai şart alacağının varlığı ve miktarı noktalarında toplanmaktadır.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, taraf şirketlerin sicil kayıtları dosya arasına alınmış, davalı … Tütüncülerin … sicil dosyası ve en so0n maaş bordrosu dosya arasına alınmıştır, davacı ile davalı … arasındaki iş sözleşmesi incelenmiş, taraf tanıkları dinlenilmiştir.
Davalı tanığı … mahkememizce alınan beyanında” Ben davalı şirkette tüm birimlerin sorumlu müdürü olarak çalışıyorum, daha önce 2010-2015 yılları arasında davacı şirkette müdür olarak görev yaptım, 2015 yılında kendi isteğimle ayrıldım, davacı şirket ile aramda herhangi bir husumet ya da dava yoktur, davalı … ile davacı şirkette 2 yıl birlikte çalıştık, … burada danışman olarak çalışıyordu, danışman olarak görevi müşterilerimizin talep ettiği pozisyonlara uygun profildeki kişilerin listelerini yaparak bunları müşterilere sunmak, daha sonra müşterilerin uygun gördüğü kişilerin mülakat ve işe alım süreçlerini organize etmek, bu kapsamda müşterilerin insan kaynakları departmanları ile iletişim kurmak ve istihdam şirket itarafından verlien garantilerin takibini yapmak ve son zamanlarına doğru yeni müşteri kazanımlarını sağlamak idi, davalı … bütün diğer danışmanlar gibi davacı şirkette şirket içi eğitim aldı, ancak herhangi bir dış eğitim almadı, davacı şirketin müşterileri çeşitli idi, şirket de bu çeşitlilikten ötürü departmanlara ayrılmıştır, her departmanda farklı danşmanlar çalışıyordu, davalı … tedarik zinciri firmalarından oluşan müşteriler ile ilgilenilen deparntmanda idi dolayısıyla diğer departmanlardaki müşterilere ilişkin bilgi sahibi değildi, ben de davalının çalıştığı dönemde onun çalıştığı departmanın da müdürü olarak görev yaptım, kural olarak farklı departmanlardaki müşterileri ile iletişime geçmesi yasaktı, davalı sadece kendi departmanındaki müşteri firmalarını biliyordu, davalı aynı zamanda bu departmandaki firmalarda çalşımak isteyen adayların da bilgilerine sahipti, fakat bütün bilgisi bununla sınırlıydı, şu anda davalı benim de yöneticisi bulnuduğum diğer davalı şirkette finans departmanın müdürü olarak çalışmaktadır, gerek davalı gerekse davacı şirketler de işçi adaylarının profilleri herkese açık olan internet üzerindeki kariyer plartformlarından bulunuyordu, aday bilgileri herkese açıktır, kaldı ki bu adayların iş bulma süreçleri tamamen kendilerinin iradesine bağlıdır, biz bir işçi adayına internet üzerinden ulaştığımızda müşterimizin firmasında çalışmak istediğini belirtse dahi daha sonra bu isteğinden vazgeçebilir, bu nedenle bu adayların bilgisine sahip olmak bir avantaj sağlamamaktadir, benzer şekilde işveren adayı müşterilere de internet üzerindeki bilgiler kullanılmak sureti ile ulaşılmaktadır, ilgili danışman işveren adayı firmaya telefon ya da mail yoluyla ulaşarak toplantı talep eder, hangi danışmanın hangi işveren adayı müşteri ile hangi tarihlerde görüştüğü ne zaman toplantı yaptığı gibi bilgiler şirketin kapalı sistemine kaydedilir, bu yöntem hem daha önce çalıştığım davacı şirkette hem de davalı şirkette aynı şekildedir, kaldı ki davalı … şu an finans departmanında çalıştığı için davacı şirketteki tedarikçi müşterileri bilgisi herhangi bir avantaj sağlamamaktadır, kapalı sisteme girilen müşteri ve işçi adayı bilgileri hangi müşterinin hangi aday ile görüştüğü ve danışmanların ne kadar yönlendirme yaptıklarına dair bilgiler hem işin takibini sağlamak hem de danışman performansını ölçmek için kullanılır, bu kapalı sistemin her hangi bir şekilde kopyasının alınması mümkün değildir, eğer ilgili danışman sisteme bilgileri girerken gizlemediyse tüm danışmanlar kapalı sisteme girip açık olan bilgileri görebilirler” şeklinde beyanda bulunmuş, davacı vekilinin “Tanığın müvekkil firma ile kendi sözleşmesinde de rekabet yasağına ilişkin düzenleme bulunup bulunmadığının sorulmasını talep ediyorum ve kendisine ihtarname gönderilip gönderilmediğinin sorulmasını talep ediyorum” şeklindeki sorusu üzerine beyanında devamla; bana bir ihtarname gönderilmedi, sözleşmemde rekabet yasağı hükmü yoktu ” demiştir. Bu kez davalı vekilinin, “tanığın çalıştığı dönemde davacı firma benzer istihdam firmalarında çalışan danışmanları istihdam etmiş midir” sorusu üzerine tanık “Alınmıştır” beyanında bulunmuştur.
Davalı tanığı Tanık …mahkememizce alınan beyanında; “Ben davalı firmada danışman olarak çalışıyorum, daha önce davacı firmada 2013-2014 yılları arasında stajyer olarak çalıştım, ben stajyer olarak her işte çalıştım, danışmanlık da yaptım, danışmanlar müşteriler ile işçi adaylarına internet üzerinden sosyal medyadan tespit ederek bunları arayıp müşteriler ile personeli buluşturup işe alma sürecini takip ederler, mülakat organizasyonlarını yaparlar, bu süreçteki işlemlerin çoğunu bu kapalı sisteme kaydederler, bu sistem üzerinde değişiklik yapılamaz, kopya alınamaz ancak tüm danışmanlar sisteme girip bilgileri görebilirler,bu bilgiler danışmanlar veya sistem tarafından gizlenmedikleri sürece görülebilirler, bu sistem sadece şirkete zimmetle masaüstü bilgisayarlarından açılabilir ve USB takılamaz, davalı … mühendislik departmanında danışmandı, ben danışmanların farklı departmanalrdaki müşteriler veya personel adaylarıyla görüşüp görüşmediklerini bilmiyorum, ben davalı şirkette 2015 yılı Nisan ayından beri çalışıyorum, daha önce başka bir benzer firmada çalıştım, ben hem davalı hem davacı firmada çalıştığım süre içerisinde her iki firmada da benzer başka firmada çalışan danışmanlar oradaki işlerini bırakarak bu firmalarda çalışmaya başladılar,bilgi ve görgüm bundan ibarettir, tanıklık ücreti talep etmiyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı … mahkmemizce alınan beyanında; “Ben 2012-2013 yılları arasında davacı şirkettte danışman olarak satış pazarlama departmanında çalıştım, davalı … ile farklı departmanlarda idik, şu anda dava dışı başka bir firmada benzer şekilde danışmanlık yapıyorum, davacı şirketle davamız ya da husumetimiz yoktur, danışmanlar müşterilere aradıkları özellliklere uygun personel bulmak için çalışıyorlardı, ayrıca personel arayan müşteriler de danışmanlar tarafından tespit ediliyordu, işçi adayları kariyer siteleri üzerinden bulunuyor, müşterileri de benzer şekilde internet üzerinden tespit ediliyordu, özetle müşterilere ulaşıp personel ihtiyaçları olup olmadığını işçi adaylarını arayıp iş ihtiyaçları olup olmadığını soruyor ve uygun müşteri ile uygun adayları buluştumak için bir veri tabanı oluşturuluyordu, aynı zamanda müşteri ile personelin buluşmaları mülakatları işe alım sürçleri danışman tarafından organize ediliyordu, müşteri ve adayların bilgileri internet üzerinden herkesin ulaşabileceği bilgilerdir, bunun dışında bütün danışmanlar hem müşteriler ile hem adaylarla yaptıkları her görüşmeyi yahut iletişim çabasını şirketin kapalı sistemine giriyorlardı, hangi müşterininin hangi personelin kaç kere arandığı hangilerinde görüşme yapılıp hangilerinde yapılamadığı, kaç mülakat organizasyonunn gerçekleştiği gibi tüm işlemlerimiz bu sisteme danışman tarafından kadediliyordu, kapalısistemin asıl amacı danışmanların performansını ölçmekti, aynı zamanda bir veri tabanı işlevi de görüyordu, bu sistem sayesinde her danışman işini takip edebiliyordu, bu kapalı sistem bütün danışmanlara açıktı, danışmanlar diğer departmanlardaki danışmanalrın müşteri veya işçiler ile belirli kurallar dahilinde görüşebiliyordu, bir müşteri ile en son hangi danışman görüşmüşse iletişim onun üzerinden devam ediyordu, davalı … mühendislik departmanında çalışıyordu, yukarıda bahsettiğim danışmanlar ile ilgili hususlar onun için de geçerli idi, mühendislik departmanınn kendi altında alt departmanlar vardı,lojistik tedarik zinciri gibi, ayrıca bu kapalı sistemdeki bilgilerin kopyalanması mümkün değildir,davacı şirket ile yaptığım sözleşmede rekabet yasağına ilişkin hüküm olup olmadığını hatırlamıyorum, ben işe başladıktan iki ay sonra sözleşmeyi imzaladım, yüzeysel olarak sözleşmeye baktım, bilgi ve görgüm bundan ibarettir, tanıklık ücreti talep etmiyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … mahkememizce alınan beyanında; ” ben davacı şirkette muhasebe müdürü olarak çalışıyorum davalı … ile 3 yıl süre ile davacı firmada birlikte çalıştık, davalı işe alım danışmanı olarak çalışıyordu, çalıştığı departman parekende sektörü için oluşturdurulan departman idi, tüm çalışanlar ve davalı adaylar ve müşteriler ile ilgili tüm bilgilere erişebiliyorlarda hangi departmanda çalıştıklarının bir önemi yoktu, hem işçi adayları hem de müşteriler bizim internet sitemize yaptıkları başvurularla iş ve pozisyon ihtiyaçlarını bildirler bizim veri tabanımızda bu başvurulardan oluşur, bütün adaylar ve işçi arayan müşterileri ile görüşme notları şirketin ortak sistemine kaydedilir,bu kapalı bir sistemdir, bu sistemden sadece yazılı çıktı alınabilir yahut buradaki bilgiler email yolu ile başkalarına gönderilebilir ancak USB yolu ile kopya almak mümkün değildir veri tabanımızdaki müşteri ve adayların bilgileri dışarıdan internetten ulaşılabilecek bilgiler değildir, bir danışman bir işçi adayı yahut iş veren adayı ile temasa geçtiğinde bütün süreci o yönetir, işçi adayı ile iş veren adayı arasındaki iletişimi bu danışman sağlar , bu veritabanı hem danışman performansını ölçmek hemde tüm müşterilerimize ilişkin güncel bilgilerin kayıt altına alınmasını sağlamak için oluşturulmuştur,tüm departmanların tüm bilgileri tüm danışmanlara açıktır. Davalı 3 yıl boyunca işin öğrenilmesi için aldığı şirket içi eğitimlerden elde ettiği bilgiler ve müşteri portföyüne ilişkin bilgiler ile birlikte diğer dört çalışanımızla birlikte yakın zamanlarda işten ayrılarak davalı şirkette çalışmaya başladı, işten ayrıldığında davalı şirkettin henüz kuruluş aşamasında olduğunu biliyoruz, şirketin şirket veri tabanındaki iş ve işveren adaylarına ilişkin bilgiler yapılan her görüşmede ilgili işçi ve işveren tarafından verilen her yeni bilginini sisteme süreci yöneten danışman tarafından kaydedilmesi ile güncellenir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce dosyanın bir sektör bilirkişisi ve bir hesap uzmanı bilirkişiden oluşan heyete tevdii ile dosya kapsamı üzerinde rapor tanzimi istenilmiş; 26/03/2019 teslim tarihli bilirkişi raporunda; İnsan Kaynakları Danışmanı olan davalı şahsın İş sözleşmesinin sona ermesinden l hafta sonra aynı sektörde rakip olarak faaliyet gösteren davalı şirkette Personel Uzmanı olarak çalışmak sureliyle rekabet etmeme yükümlülüğünü ihlal ettiğinin kabulü halinde talep edilebilecek son aylık brüt ücretinin 6 katı tutarındaki cezai şartın 5.683,34.-TL x 6 = 34.100,04.-TL (Talep – 5.000.00 Tl.) olarak hesaplandığı. İş Kanunumun 23. maddesi uyarınca davalı şahıs ile davalı şirkelin birlikte sorumlu olduğu, söz konusu tutara dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
6098 Sayılı Kanunun somut uyuşmazlıkta uygulanması gerek 444, 445, 446. maddeler, aşağıdaki şekildedir.
Koşulları, Madde 444;”Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir.
Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.”
Sınırlandırılması, Madde 445; “Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamaz.
Hâkim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir.”
Aykırı davranışın sonuçları, Madde 446; “Rekabet yasağına aykırı davranan işçi, bunun sonucu olarak işverenin uğradığı bütün zararları gidermekle yükümlüdür.
Yasağa aykırı davranış bir ceza koşuluna bağlanmışsa ve sözleşmede aksine bir hüküm de yoksa, işçi öngörülen miktarı ödeyerek rekabet yasağına ilişkin borcundan kurtulabilir; ancak, işçi bu miktarı aşan zararı gidermek zorundadır.
İşveren, ceza koşulu ve doğabilecek ek zararlarının ödenmesi dışında, sözleşmede yazılı olarak açıkça saklı tutması koşuluyla, kendisinin ihlal veya tehdit edilen menfaatlerinin önemi ile işçinin davranışı haklı gösteriyorsa, yasağa aykırı davranışa son verilmesini de isteyebilir.”
4857 Sayılı İş Kanununun 23. Maddesi ise; ” Süresi belirli olan veya olmayan sürekli iş sözleşmesi ile bir işverenin işine girmiş olan işçi, sözleşme süresinin bitmesinden önce yahut bildirim süresine uymaksızın işini bırakıp başka bir işverenin işine girerse sözleşmenin bu suretle feshinden ötürü, işçinin sorumluluğu yanında, ayrıca yeni işveren de aşağıdaki hallerde birlikte sorumludur:
a) İşçinin bu davranışına, yeni işe girdiği işveren sebep olmuşsa.
b) Yeni işveren, işçinin bu davranışını bilerek onu işe almışsa.
c) Yeni işveren işçinin bu davranışını öğrendikten sonra dahi onu çalıştırmaya devam ederse.” düzenlemesini içermektedir.
Davacı ile davalı … arasında ki iş sözleşmesinin, fesih başlıklı 9. Maddesinin 9.3/ii bendine göre davalı; iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra, insan kaynakları danışmanlığı görevi ifa etmek üzere davacının veya davacının müşterisinin rakibi olan bir şirkette, davacının müşterisi olan şirketlerde ve başka bir şirkette veya kendi adına açacağı iş yerinde ücret karşılığı olsun veya olmasın, resmi veya gayrı resmi, doğrudan veya dolaylı olarak İstanbul ili sınırları içerisinde bir sene boyunca çalışmamayı, aykırılık halinde ise altı aylık toplam brüt ücreti tutarında cezai şart ödemeyi taahhüt etmiştir.
6098 Sayılı Kanun rekabet yasağına aykırılık anlaşmasının geçerliliğini; işçinin fiil ehliyetinin olması, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içermemesi, hizmet ilişkisinin işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlaması ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılmasının, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse olması koşullarına bağlamıştır. Bu koşullardan birinin eksikliği halinde rekabet yasağına aykırılık anlaşması, hakimin hakkaniyete aykırı anlaşmalar için müdahale imkanı müstesna olmak üzere, kural olarak geçersizdir.
Somut olayda, fiil ehliyeti bulunan davalı … ile yapılan dava konusu iş sözleşmesinin rekabet yasağına ilişkin 9.3/ii maddesinin, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içermediği görülmektedir. Fakat rekabet yasağına aykırılık anlaşmasının geçerliliği aynı zamanda, anılan sözleşmenin davalı …’e davacının müşteri çevresi veya üretim sırları ya da davacının yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlaması ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılmasının, davacının önemli bir zararına sebep olacak nitelikte olması koşuluna bağlı olduğu açıktır. Her ne kadar dava dosyası dava konusu sözleşmeye konu işin niteliği hakkında tespit yapılması da gerektiğinden insan kaynakları uzmanı(sektör) bilirkişisinin de bulunduğu heyete tevdii edilmiş ise de, sektör uzmanı tarafından yeterli sektörel değerlendirme yapılmadığı anlaşılmış, ancak tanık anlatımları ile dava konusu sektöre ilişkin yeterli bilgiye ulaşıldığı anlaşılmakla dosya yeniden heyete tevdii edilmemiştir. Gerek dava ve cevap dilekçeleri içeriğinden gerekse tanık anlatımlarından; davacı ve davalı şirketlerin faaliyetlerinin özünün, işçi arayışındaki işverenler ile iş arayışındaki işçileri buluşturmaktan ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Şirketler, işçi arayışındaki işverenler ile iş arayışındaki işçilere ait tüm bilgilere, internet üzerinden aynı anda herkesin ulaşabildiği çeşitli kariyer platformlarından ulaşmaktadırlar. Başka ifade ile şirketlerin işçi ve işverenlerden oluşan müşteri portföyüne ilişkin bilgiler aslında herkese açık olup, herhangi bir şirketin ticari sırrı mahiyetinde değildir. Zira işçi ve işverenler, ihtiyaçlarına ilişkin detayları internet üzerinde herkese açık biçimde paylaşmakta, davacı ve davalı şirketler gibi insan kaynakları sektöründe faaliyet gösteren şirketler de müşterilerine ilişkin veritabanlarını herkese açık bu bilgilerle oluşturmaktadırlar. Dolayısıyla somut olayda 6098 Sayılı Kanunun 444/2 fıkrasında aranan koşulların oluştuğunu kabule yasal olanak bulunmamaktadır.
Yukarıda yapılan saptamalar çerçevesinde davacı ile davalı arasında geçerli bir rekabet yasağı anlaşmasından bahsedilemeyeceğinden, davacının davalı …’den yasağa aykırılık nedeniyle cezai şart talep hakkı bulunmamaktadır. Diğer davalıdan da cezai şart bedelinin müteselsilen tahsili talep edilmiş olmakla, davacının olmayan cezai şart alacağını her iki davalıdan da talep edemeyeceği mahkememizce sabit görülmüş davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;/
Davanın Reddine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 44,40-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan 85,39-TL harçtan mahsubu ile hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde artan 40,99- TL harcın davacıya iadesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.725,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak red sebebi ortak olan davalılara verilmesine,
HMK 333.maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avanslarından geriye kalan bakiyelerin hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı … tarafından yapılan 46,60-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak ilgili davalıya verilmesine,
Dair, taraf vekilllerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı

HARÇ BEYANI /
44,40- TL. KARAR HARCI
85,39- TL. PEŞİN HARÇ
40,99- TL. TALEP HALİNDE İADE HARÇ