Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/572 E. 2023/491 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/572
KARAR NO : 2023/491

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 24/05/2016
KARAR TARİHİ : 22/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin yerli – yabancı kuruluş ve şirketlere ticari-sınai-hakla ilişkiler, işletmecilik, pazarlama ve finans vs. Konularda ulusal ve uluslararası danışmanlık ve proje yönetimi hizmetleri verdiğini, bu iştigal alanına sahip olan davacı şirkete davalı … ortak olmak istediğini, davacı şirkete savunma sanayinden gelen taleplerin Türk Silahlı Kuvvetleri personeli olan davalı Hakan tarafından karşılanabileceği düşüncesi ile davacı şirket yönetimi kurul, davalının ortaklık talebini kabul ettiğini, davacı şirket ile davalı … arasında %5’lik hisse devrine ilişkin 03/03/2015 tarihli Anonim Şirket Histe Devir Sözleşmesi imzalandığını, akabinde de davacı şirket, davalı …’a iştigal alanına giren konularda eğitim vermiş ve yetiştirdiğini, davalı şirketin, davacı müvekkili şirketten yurt içi veya yurt dışı danışmanlık ve eğitim hizmetleri satın aldığını, davacı şirket şirket ortağı olan davalı …’ı bu projede görevlendirdiğini, davacı şirket için hayati önem taşıyan bu projede davalı …’ın rahat çalışabilmesi için yetki sıkıntıs yaşamaması adına yönetim kurulunun sahip olduğu tüm yetkileri kapsar …ktaş 20. Noterliği’nin … tarih, … yevmiye nolu vekaletnamesi ile kendisine yetki verildiğini, davalı şirketin talebi doğrultusunda hat projesi kapsamında …Subaylarına Katar’da 3 gün süren proje yönetimi eğitimi davacı şirket tarafından verildiğini yine yüksek rütbeye sahip komutanların Türkiye’ye gelerek yine davalı şirketin talebi doğrultusunda üst rütbeli kadroya Türkiye’de sunum yapıldığını ve eğitim verildiğini, davalı …’ın davacı şirketteki görevini bırakıp gitmesinden sonra davalı şirket davacı şirkete hat projesi kapsamında geri dönüş yapmadığını, davacı müvekkili şirket ortağı …, ortak arkadaşları aracılığı ile davalı … Savaşanın davalı … A.Ş.’de işe başladığını ve davacı şirketten alınan hizmetlerin davalı şirket bünyesinde davalı … tarafından ifa edildiği öğrendiğini, davalı … herkesin kullanımına açık olan sitelerde davalı şirket bilgilerini işyeri bilgisi olarak paylaşmaktan çekinmediğini, davalı …’ı mesleki olarak eğiten, yetiştiren ve iş yapma imkanı veren davacı şirket olduğunu, her iki davalı da davacı şirket ile yapmış oldukları çalışmalar esnasında ticari sır mahiyetindeki teknik, ticari, finansal veya işletme ile ilgili bilgileri ile iş, pazarlama reklam stratejileri personel bilgileri, müşteri listeleri, şartnameleri, potansiyel ve fiili müşterilerinin kimliği, tedarikçilere ilişkin bilgileri, analiz ve değerlendirmelerde kullanılan sözlü ve yazılı metodolojileri ve her türlü iyileştirme fikirlerine vakıf olduklarını, ekte sunulan hisse devir sözleşmesinde görüleceği üzere davalı … halen davacı şirketin ortağı olduğunu, davalı …, vekil olarak müvekkili davacı şirketin haklı menfaatlerini gözetmek yerine kendi şahsi menfaatlerini temin etmeyi tercih ettiğini, davalıların müvekkiline verdiği zararın miktarının ne olduğu, henüz bilinmemekte olup; zararın miktarı, gerek sözü edilen HAT projesinden davalıların elde ettiği menfaatin ne olduğunun belirlenmesi keza müvekkilinin sırları, bilgileri ve sair müvekkiline ait unsurların hangi işler için kullanıldığının ve bu işlerden ne kadar menfaat elde edildiğinin belirlenmesinden sonra ortaya çıkacak olup; ancak davalıların elinde bulunan belgelerle ve özellikle davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinden sonra tespit olunabileceğini, davalıların haksız eylemleri ile davacı müvekkili şirketin zararına sebebiyet verdiklerini, davalıların her ikisi uyarılmalarına rağmen haksız eylemlerine devam ettiklerini, haksız ve etik olmayan eylemleri çalışma şevkini kırdığını, sektör içinde rencide olmalarına sebep olduklarını, davalıların gerek maddi gerekse manevi zarara sebebiyet verdiklerini, bu nedenlerle davalıların sır saklama, rekabet yasağı ile haksız eylemleri sebebi ile belirsiz alacağın şimdilik 20.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili … tarafından, davacı .. A.Ş. (… A.Ş.) ve … aleyhine … 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde … Esas sayılı dosya ile alacak davası açıldığını, … … A.Ş.’nin hissedarı ve yönetim kurulu başkanı olduğunu, müvekkilinin hiçbir koşulda davacı şirkette hissedar veya yönetici olmaması sebebiyle davacı tarafından müvekkiline yönelik şirket ve şirket ortaklığına ilişkin Türk Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu’nun ilgili hükümlerine dayalı işbu davadaki iddiaları yasal mesnetten yoksun kaldığını, davacı şirket ve şirket ortağı … kötüniyetle müvekkili hissedar yapma vaatleri ile oyaladığını ve konunun yargıya taşındığını, müvekkilinin hiç bir zaman … A.Ş’nin tam zamanlı kadrolu personeli olarak çalışmadığını, davacı … A.Ş’nin müvekkilini vermiş olduğu taahhütlerle oyalama yoluna gittiğini, bu durum karşısında müvekkilinin kendisine gelen iş teklifini kabul etmiş ve diğer davalı … firmasında “Kıdemli Müdür” pozisyonunda aylık maaşlı olarak çalışmaya başladığını, müvekkilinin … A.Ş’den müşteri ya da bilgi alarak … firmasında işe başlaması asla söz konusu olmadığını, … A.Ş’nin … firmasına verdiği hizmet ile halihazırda müvekkili …’ın … firmasındaki yaptığı iş ve verdiği hizmet çok farklı alanlar olduğunu, davacı … A.Ş.’nin delil olarak dosyaya sunduğu müvekkiline ait fotoğraf ve yazının yer aldığı eğitim kataloğu tamamen reklam amaçlı olarak davacı tarafından düzenlenmiş olup, hiçbir resmi kayda dayanmayan, hukuken ve fiilen hüküm ifade etmeyen bir belge olduğunu, reklam amacı taşıyan ve ne zaman ne şekilde kullandığı belli olmayan bir belgenin hukuken bağlayıcılığının olmadığı izahtan vareste olduğunu, müvekkili tarafından davacı … A.Ş’ne … tarihinde … 17. Noterliği’nden …. yevmiye no ile ihtarname keşide edilmiş ve ilgili tüm alanlardan isminin, yazı ve makalelerinin kaldırılması, çıkarılması, gerekli düzenlemelerin yapılması ihtaren bildirildiğini, ayrıca vekaletname ile ilgili açıklanan nedenlerden dolayı da vekaletin kötüniyet kullanımı söz konusu olmayıp, ne için hangi koşulda verildiği açık ve net olduğunu, Borçlar Kanunu’nun vekalet ve vekaletsiz iş görme hükümlerine aykırılık davada müvekkili yönünden oluşmadığını, müvekkilinin davacı şirkete zarar vermediğini, aksine davacı şirket müvekkilini ağır derecede maddi ve manevi zarara uğrattığını, müvekkilinden çeşitli vaatlerde 75.000 TL alan davacı şirket ortağı … vaatlerini yerine getirmediğini, birçok eğitim ücretini müvekkiline ödemediğini, müvekkili 75.000,00 TL’sini tahsil etmek için yargıla yoluna başvurduğunu, müvekkilinin … firmasında … A.Ş’nin faaliyet alanından tamamen farklı bir alanda “Kıdemli Müdür” olarak yöneticilik yaptığını, davacının tüm taleplerinin reddine karar verilmesini yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili şirket ile kendisi arasındaki ilişkiyi kasten sakladığını, delilleri gizlediğini, gerçek dışı iddialarda bulunduğunu ve böylece kafa karışıklığına yol açarak müvekkili şirket aleyhine olumsuz bir algı yaratma ve haksız kazanç elde etme gayreti içerisine girdiğini, diğer davalı …’ı “…” kapsamında görevlendirdiğini, …’ın Umman’da “…” yetkililerine 3 gün boyunca sunum yaptığını iddia ettiğini, davacının bu iddiasının gerçek dışı olduğunu, proje kapsamında …İşbirliği Konseyi Genel Sekreterliği tarafından müvekkili şirkete yapılan ilk toplantı daveti 21/09/2015 tarihli davet olduğunu, bu toplantıya sadece müvekkili şirket davet edildiğini, yani toplantının veya …İşbirliği Konseyi Genel Sekreterliği’nin davacı ile en ufak bir ilgisi irtibatı ilişkisi olmadığını, müvekkili şirket ile … arasındaki görüşmeler halihazırda devam etmekte olduğunu, müvekkili şirketin teklifi halen kabul edilmediğini, davacı “…” kapsamında hazırladığı dökümanları ve fiyat çalışmalarını … aracılığı ile müvekkili şirkete ilettiğini, ancak müvekkili şirkte tarafından kendilerine herhangi bir dönüş yapılmadığını, akabinde …’ın müvekkili şirkete çalışmaya başladığını öğrenildiğini iddia ettiğini, davacının bu iddialarını da külliyen gerçek dışı olduğunu, …müvekkili şirketin müşterisi olduğunu, … İşbirliği Konseyi ise müvekkili şirketin potansiyel müşterisi olduğunu, bu müşterilerin davacı ile hiçbir ilgileri, irtibatları olmadığını, …nin çok küçük bir bölümü için davacıdan 10.000,00 USD bedelli eğitim alınması üzerine, bu husus ileri sürülerek söz konusu projelerin davacıya ait olduğunun dahası sanki tüm projelerin davacı sayesinde yürütüldüğünün iddia edilmesi ciddiyetten uzak olduğunu, müvekkili şirketin diğer davalı …’a iş teklifinde bulunmasının yegane sebebi, diğer davalı …’ın kişisel ve mesleki nitelikleri olduğunu, nitekim, diğer davalı …’ın müvekkili şirket nezdinde farklı farklı alanlarda “kıdemli müdür” olarak çalışmaya devam ettiğini, hal böyle iken tamamen gerçek dışı iddialar ile ikame edilen işbu huzurdaki davanın dinlenilebilir bir tarafın bulunmadığı açık olduğunu, hiçbir hakkı olmadığı halde dava açan davacı aleyhine HMK m. 329’un uygulanmasına, HMK m.329/1 gereği davacının, müvekkili şirket ile aralarında kararlaştırılan vekalet ücretini ödemeye mahkum edilmesini, HMK m. 329/2 gereği davacının disiplin para cezasına mahkum edilmesini, HMK m 329 gereği davacı aleyhine hükmedilecek vekalet ücreti ve disiplin para cezasına ek olarak, yargılama giderleri ve karşı taraf vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine, sunulan kapsamlı dilekçe ve davacının hukuki dayanaktan yoksun davası nedeniyle sarf etmek zorunlu olunan emek ve çabalarının dikkate alınarak Avukatlık Ücret Tarifesinin 3. Maddesi uyarınca takdir hakkı kullanılarak, hükmedilecek avukatlık ücretinin tarifede yazılı olandan 3 kat fazla takdir edilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada taraflarca bildirilen belgeler, İş Birliği ve Kar Ortaklığı Sözleşmesi surtei, Makbuz ve dekont suretleri, ticari sicil kayıtları, … Sosyal Güvenlik Merkezi’nin …tarihli yazı cevabı, … 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… E. Sayılı dosyası, ticari defter ve kayıtlar ile bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Bilirkişiler SMMM …, Bilgisayar Müh. …, Hukukçu Öğretim Üyesi Doç. Dr. … tarafından hazırlanan 23/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; İncelenen davacı şirkete ait 2015, 2016 ve 2017 yılı ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun yaptırılmış olduğu ve davacı şirketin 2015, 2016 ve 2017 yılı ticari defterlerini TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun tutmasından dolayı davacı şirketin ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, incelenen davalı şirkete ait 2015 yılı ticari defter ve belgelerinin Elektronik Defter Genel Tebliği usul ve esaslarına göre tutulduğu, Elektronik Defterler ile Envanter Defterin yasal süresinde onaylandığı ve davalı şirketin 2015 yılı ticari defterlerini TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun yaptırılmış olmasından dolayı davalı şirketin 2015 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, taraflar arasındaki sözleşme ilişkileri incelendiğinde, davalı …’ın ortaklık ilişkisinden kaynaklı sorumluluğu olup-olmadığı ile ilgili olarak öncelikle halen derdest olan … 14. Asliye Ticaret Mahkemesi (Eski … esas, yeni: … E.) gerekçeli kararının mahkemece değerlendirilmesi gerektiği davalı …’ın işbirliği ve Kar Ortaklığı Sözleşmesinden kaynaklı olarak, davacı tarafa karşı maddi ve manevi zarar sorumluluğunu doğuran dosya içerisinde somut bir veriye rastlanılmadığı, davacı … A.Ş tarafından davalı …’a davalının kendi kalifikasyonu üzerine ek bir yetiştirme sayılabilecek nitelikte verilmiş ve eğitim tespit edilemediği, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinde de sözleşme sonrası rekabet yasağı sözleşmesi, yahut eğitim karşılığı cezai şart hükmüne rastlanmadığı, davacı … A.Ş ile davalı … A.Ş arasında, eğitim hizmetlerinden kaynaklı müşteri ilişkisi haricinde başkaca bir sözleşme ilişkinin tespit edilemediği, … A.Ş.’nin diğer davalı …’ı kendi şirketi bünyesinde hizmet akdiyle çalıştırmasının, …’ın … A.Ş’den istifa ettikten sonraki bir döneme rastladığı, sözleşme sonrası rekabet yasağına ilişkin özel bir düzenlemenin bulunmadığı, davacının düzenlemenin bulunmadığı, davacının iddia ettiği zararları hususunda; dava açarken temel olarak bina ettiği gerekçe olan … (Hat Projesi) ile ilgili olarak, davacı … A.Ş’nin somut bir zararının tespit edilemediği, davalı …’ın da … A.Ş bünyesinde çalışırken söz konusu Proje kapsamında çalışma yaptığına dair somut bir veriye rastlanmadığı, her iki davalı açısından da dosya içerisindeki bilgi, belge ve tanık beyanları incelendiğinde davacının iddia ettiği maddi zarar ve manevi zarar oluştuğu hususunda somut bir verinin tespit edilemediği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, 6102 sayılı TTK’nun 54. ve izleyen maddeleri hükümlerine dayalı olarak haksız rekabet nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık noktaları davacı şirketin ortağı olan davalı …’ın haksız rekabet hükümlerine aykırı olarak diğer davalı şirket lehine eylemde bulunup bulunmadığı, bu nedenle davacı şirketin zarara uğrayıp uğramadığı, bu kapsamda davacının maddi ve manevi tazminat talebinin yerinde olup olmadığına ilişkindir.
4721 sayılı TMK’nın 6. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 190/1. fıkrası uyarınca somut olayda ispat yükünün çekişmeli olgulardan kendi lehine haklar çıkaran davacı taraf üzerinde olduğu kabul edilmiştir.
… 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas …Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacısının …, davalılarının … ve … Tic. A.Ş. olduğu, 19/09/2017 tarihinde açılan hisse devir sözleşmesini geçersizliğinden dolayı bedelin iadesine yönelik başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonucunda 02/07/2018 tarihinde davalı … yönünden açılan davanın husumet yokluğu yönünden reddine, diğer davalı …Tic. A.Ş. Yönünden davanın ise esastan reddine, dair karar verildiği, kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince kaldırılarak davanın reddine karar verildiği, Yargıtay nezdinde yapılan temyiz başvurusunun reddine karar verildiği ve bu nedenle de 07/06/2022 tarihinde hükmün kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce bekletici mesele yapılan … 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas …Karar sayılı dosyasında verilen karar neticesinde davalı …’ın davacı şirketin ortağı olduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili dava dilekçesinde davalı …’ın … içinde davacı şirket adına çalıştıktan bir müddet sonra bu projeyi diğer davalı şirket … Anonim Şirketi (Eski Ünvan: … A.Ş) adına yapmaya devam ettiğini, ileri sürmüştür. Dava dilekçesinde ileri sürülen anlatım ile istem dikkate alındığında davanın yönetici sorununa ilişkin tazminat davası veya TBK’da düzenlenen rekabet yasağına ilişkin tazminat davası olmadığı TTK’da yer alan haksız rekabetin ihlali nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası olduğu kanaatine varılmıştır. Davacı vekilinden HMK’nın 31. Ve 104. Maddeleri uyarınca maddi tazminat talebinin içeriğini somutlaştırması için 30/03/2023 tarihli celse ara kararı ile beyanda bulunmak üzere süre verilmiş ve davacı vekilince de bu kapsamda 02/05/2023 tarihli dilekçe sunulmuş ise de bu dilekçede bildirilen …’ın davalı şirket adına almış olduğu bedellerin tespiti ve ödenmesi talebi ve halen çalıştığı … Şirketinden aldığı ücret, maaş vb. Tüm bedellerin tazmini taleplerinin dava dilekçesinde ileri sürülen hususlardan olmadığı ve iddianın genişletilmesi yasağı kapsamında olduğundan dikkate alınmaması gerektiği kanaatine varılmıştır. Davacının TMK’nın 6. ve HMK’nın 190. Maddeleri uyarınca üzerinde bulunun ispat yükü çerçevesinde …kapsamında davalı şirketin iş yaptığı ve bu işinde diğer davalı …’ın davacı şirket ortağıyken edindiği bilgiler çerçevesinde yapılan bilgi aktarımı nedeniyle oluştuğunun dosya itibari ile ispat etmesi gerekmekte olup, bu kapsamda davacının dosyaya sunduğu bir belge veya bilgi bulunmamaktadır. Mahkememizce alınan ve itibar edilen 03/10/2019 tarihli bilirkişi heyeti raporuna göre de davacı şirketin maddi zarar talebine konu sayılabilecek herhangi bir tespitin yapılamadığı açıkça bildirilmiştir. Zaten …’nin sonradan davalı şirketçe davacı şirketten alınarak devam ettirildiği ve bitirildiği yada bu kapsamda bir hizmet bedeli gibi kazanım elde edildiği de ispatlanmış değildir.
TTK’nın haksız rekabete ilişkin hükümlerinden olan TTK madde 55. 1/b-3, 55.1/c-3, 55. 1-d, 55.1-f maddeleri de dikkate alınarak davalı …’ın davacı şirketin ortağıyken …’ni davalı şirket nezdinde sürdürdüğü ve bu şekilde hem davalı …’ın hem de davalı … Anonim Şirketi’nin maddi tazminata konu olabilecek şekilde yarar sağladığı veya davacı şirkete zarar verdiği iddiası ispatlanamadığından davacının sübut bulmayan maddi ve manevi tazminat davalarının ayrı ayrı reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının maddi ve manevi tazminat davalarının ayrı ayrı reddine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince maddi tazminat davası yönünden alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcı ile manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 683,10-TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 323,30 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kararın mahiyeti gereği üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … Anonim Şirketi tarafından yapılan 66,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … Anonim Şirketi’ne verilmesine,
5-Davalı … tarafından yapılan 72,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
6-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
7-Davacının reddedilen maddi tazminat talebi yönünden; karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’ne göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Davacının reddedilen manevi tazminat talebi yönünden; karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’ne göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Dair, davacı vekili, davalı … vekili ve davalı … A.Ş. vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK m. 341/1. fıkrası uyarınca 2 haftalık kesin süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/06/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır