Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/530 E. 2018/613 K. 31.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/530 Esas
KARAR NO : 2018/613
DAVA : İstirdat- iade
BİRLEŞEN DAVA KONUSU: İstirdat- iade
KARAR TARİHİ : 31/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan asıl ve birleşen istirdat-iade davasının
yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili şirketin… ve… numaralı … A.Ş. ve öncesinde …. abonesi olduğunu, müvekkili firmanın sözleşme ile elektrik aldığı tarihten itibaren düzenlenen faturalarda çıplak enerji tüketim bedeline uygulanması gerekir iken bu bedele kaçak kullanım bedeli, dağıtım bedeli, sayaç okuma bedellerinin eklenmesinden sonra fazla KDV çıkarmak suretiyle haksız tahsilat yapıldığını, bu bedele sadece tüketilen enerjinin üzerine eklenmesi gerektiğini tüm bu nedenlerle son 10 yıl içerisinde yasal alacak olarak mesnedi bulunmadan çıplak tüketim üzerinden alınması gereken kalemler eklendikten sonra taraflarından alınan kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli, personel satış hizmet bedeli personel sayaç okuma bedeli, iletişim sistemleri vs. bedellerinin eklenmesi suretiyle fazladan alınan KDV nin geriye doğru 10 yıllık olarak fazlaya ait haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1000 TL belirsiz alacağın değişken reeskont faiz oranı ile taraflara iadesine dava masraflarının ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini, tarafları ve konusu aynı olan İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin…E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin… ve…numaralı … A.Ş. Ve öncesinde …. Abonesi olduğunu, müvekkili firmanın sözleşme ile elektrik aldığı tarihten itibaren düzenlenen faturalarda çıplak enerji tüketim bedeline uygulanması gerekir iken bu bedele kaçak kullanım bedeli, dağıtım bedeli, sayaç okuma bedellerinin eklenmesinden sonra fazla KDV çıkarmak suretiyle haksız tahsilat yapıldığını, bu bedele sadece tüketilen enerjinin üzerine eklenmesi gerektiğini tüm bu nedenlerle son 10 yıl içerisinde yasal alacak olarak mesnedi bulunmadan çıplak tüketim üzerinden alınması gerekir kalemler eklendikten sonra taraflarından alınan kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli, personel satış hizmet bedeli personel sayaç okuma bedeli, iletişim sistemleri vs. Bedellerinin eklenmesi suretiyle fazladan alınan KDV nin geriye doğru 10 yıllık olarak fazlaya ait haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1000 TL belirsiz alacağın değişken reeskont faiz oranı ile taraflara iadesine dava masraflarının ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini, tarafları ve konusu aynı olan İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin …E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı … vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davaya konu abone numaralı sayaçlara ilişkin faturalardaki tüm tahakkuk kalemlerinin hukuka uygun olarak tahakkuk ettirildiğini, davacı tarafın davaya ilişkin tüm iddialarının hukuka aykırı olduğunu, müvekkil şirketin perakende satış tarifeleri ile dağıtım ve iletim tarifelerinin Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği’nin 5. maddesi uyarınca “düzenlemeye tabi” tarife türlerinden olduğunu, bu hususun 6719 Sayılı Kanunun madde 21 hükmü ile 6446 sayılı Kanunun 17. Maddesinin değiştirilen 1. ve 3. Fıkra hükümlerinde ve 4. Fıkranın “ç” ve “d” bentlerinde de tekrar edildiğini, dolayısıyla müvekkilce tanzim edilen faturalarda belirtilmiş olan bedellerin sözü geçen tarifelerin içeriğinde yer almakta olup; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun onayı ile uygulanmakta olduğunu, mahkemelerin yerindelik denetimi yapmak sureti ile EPDK tarafından tarife yolu ile belirlenen bedellerin başvuruculara iadesi durumunda hukuk düzeninin bozulacağını, şöyle ki; başvurucuların yargı yolu ile elde edecekleri haksız kazanç yine tarifler yolu ile maliyet unsurlarına yansımak sureti ile tüm tüketicilere yansıtılacağını ve elektriğin maliyetinin ve fiyatının yükselmesine sebebiyet vereceğini, ayrıca, …,…, …, elektrik dağıtım şirketleri, elektrik perakende satış şirketleri, tedarikçi şirketler vb. sektör içinde pek çok rücu davaları açılarak pek çok hukuki uyuşmazlıklara yol açılacağını beyan ederek haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmilini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Zamanaşımı itirazında bulunduklarını, huzurdaki davanın muhatabı Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu olduğunu, Zira, müvekkil şirketin EPDK mevzuatı ve kurul kararları gereği tespit edilen tarifelere göre faturaları tahakkuk ettirdiğini, müvekkil şirketin kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli vb adlardaki bedelleri tahsil etme hak ve yükümlülüğü abonelik sözleşmesine değil kanuna dayandığını, Kanunun, Eneıji Piyasası Düzenleme Kurumu’na elektrik satışlarında uygulanacak fiyatlandırma esaslarını tespit etme görevini verdiğini, müvekkil şirketin de EPDK’nm bu doğrultuda çıkardığı düzenleyici işlemlerine uyduğunu, bu nedenlerle müvekkil şirketin dava konusu uyuşmazlık nedeniyle sorumluluğunun bulunmadığını, davanın EPDK’ya karşı idari yargıda açılması gerektiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasını kabul etmediklerini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
Davacı; taraflar arasında bağıtlanan Elektrik Enerji Satış sözleşmesi kapsamında davalı şirketten satın alınan Elektrik Enerji bedeli faturaları içinde haksız tahsil edildiği belirtilen kayıp kaçak, PSH sayaç okuma bedelinin kayıp kaçak bedeli ile PSH sayaç okuma bedelinin tahsilini (istirdatına) talep etmiştir.
Davalı taraf genel mahiyette davanın reddini savunmuştur.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, taraflar arasında bağıtlanan Elektrik Enerjisi Satım Sözleşmesi, tahsilatlara ilişkin fatura örnekleri getirtilerek dosya içine alınmış ve dosya içeriği delliler üzerinde uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılarak rapor alınmıştır.
Bilirkişi raporunda; dava konusu faturalara tahukkuk ettirilen ve dava konusu yapılan tutarların EPDK’nun onayladığı tarifelere ve düzenleyici işlemlere uygun olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu hesaplama yöntemi ve gerekçesi itibariyle yerinde görülerek hükme dayanak alınmıştır.
Dava, hukuki niteliği itibari ile; elektrik abonesi olan davacıdan, kayıp-kaçak, perakende satış hizmet, PSH sayaç okuma, iletim sistemi kullanım bedeli, bu bedeller üzerinden alınan TRT payı ve KDV adı altında tahsil edilen bedellerin, davalıdan istirdatı istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespitiyle uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilmiştir.
HMK 114/1-b maddesi uyarınca davalılar yargı yolu itirazında bulunmuşlar, davanın Danıştay tarafından görülmesi gerektiğini ileri sürmüşlerdir. Yargıtay …Hukuk Dairesinin 27/02/2014 tarih … esas … sayılı kararında da açıklandığı üzere uyuşmazlık abonelik sözleşmesi ile kurulan özel hukuk ilişkisi çerçevesinde ve hizmet karşılığında alınan ücrete ilişkin olduğundan uyuşmazlığa bakmaya adli yargı mercileri görevli olmakla davalıların HMK 114/1-b maddesi kapsamındaki itirazları yerinde görülmemiştir.
HMK 114/1-h maddesi uyarınca davalılar davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını ileri sürmüşlerdir. Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olmadığı anda belirsiz alacak davası açılabilmesi mümkün olduğundan davalıların HMK 114/1-h maddesi kapsamındaki itirazları dikkate alınıp yerinde olmadıkları gözetilerek esas hakkındaki yargılamaya devam olunmuştur.
Ayrıca tarafların ticari şirket olduğu, davanın ticari nitelikteki abonelik sözleşmesinden doğan istirdat davasına yönelik olduğu değerlendirilerek mahkememizin görevli olduğu hususu dikkat alınmıştır.
Davalı tarafından davacı adına düzenlenen fatura suretleri celp edilmiştir.
Yargılama sırasında 17/06/2016 tarih 29745 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Yasa ile 6446 sayılı Enerji Piyasası Kanunu’nda bir kısım maddelerde değişiklik yapılarak yeni maddeler ilave olunmuştur. Getirilen değişikliklerin bir kısmının Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla başka mahkemelerce Anayasa Mahkemesine müracaat edilmiştir.Anayasa’nın 152.maddesi Anayasa’ya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi halini düzenlemekte olup, maddenin 3.fıkrasında Anayasa Mahkemesinin işin kendisine gelişinden başlamak üzere 5 ay içinde karar verip açıklayacağı bu süre içinde karar verilmezse mahkemenin davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandıracağı kabul edilmiştir. Aynı yöndeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulü Hakkında Kanun’un 40/5 maddesinde de yer almaktadır. Ayrıca bu sürenin başvuran mahkemeyi bağlayan bir süre olduğu, mahkememizi bağlayan bir sürenin bulunmadığı değerlendirilmiştir yine 5 aylık süre dolmuş, Anayasa Mahkemesince herhangi bir karar verilmediği tespit edilerek yürürlükteki yasa hükümlerine göre yargılamaya devam olunması gerektiği anlaşılmıştır.
Kayıp kaçak, sayaç okuma vb. bedellerle ilgili olarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay … Hukuk Dairesi’nce verilen kararlar ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında abonelerden tahsilinin hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Mahkememizde açılan davadan sonra 17/06/2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun’un 21.maddesiyle 6446 sayılı Kanun’un 17.maddesinin 1, 3 ve 4.fıkraları ile 6.fıkrasının (a,ç,d,f) bendleri değiştirilmiş, aynı maddeye eklenen 10.bend ile “kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda Tüketici Hakem Heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.”hükmü getirilmiştir.
6719 sayılı Kanun’un 26.maddesi ile 6446 sayılı Yasaya eklenen Geçici 20.maddesinde ise “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümleri uygulanır.”hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyetlerinin ve mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkisi sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konuda düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmıştır.
Kanunun yürürlüğünden önce mahkememizde açılan iş bu davada davacı yanın tahsilatların EPDK’nın düzenleyici işlemlerine aykırı olduğu yönünde bir iddiası bulunmayıp yapılan tahsilatların haksız ve hukuka aykırı olduğu iddiasıyla davalıdan tahsili ve bu yönde bilirkişi incelemesi istenmiş, EPDK’nın düzenleyici işlemlerine uygunluk denetimi yönünden bilirkişi incelemesi yapılması yönünde bir talepte bulunulmamıştır.
Ayrıca 6719 sayılı Yasa ile eklenen geçici 19. Maddede ” bu maddeyi ihdas eden kanunla ön görülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik tebliğ ve kurul kararlarının bu kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve geçici 20. Maddede ise ” kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi , dava ve başvurular hakkında 17. Madde hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyeti ve Mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri , geçmişe de etkili olarak sadece dağıtım , sayaç okuma, perakende satış hizmeti , iletim ve kayıp kaçak bedellerinin kurumun bu konudaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunu DENETİMİ İLE SINIRLANMIŞTIR.
Diğer bir ifade ile yerindelik denetimi yapılamayacağı kabul edilmiştir.
Hal böyle olunca dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun ve yapılan değişikliklerin 17/06/2016 yürürlük tarihinde önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayalı olarak tahsil edilmiş ve dava konusu edilmiş olan kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedellerin ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da GEÇMİŞE ETKİLİ OLACAK ŞEKİLDE UYGULANMASI GEREKTİĞİ ANLAŞILMAKTADIR.
Yargılama sırasında; geçmişe de etkili olan 17.06.2016 Tarih 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı kanun “17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Bir davanın yargılaması sürerken yürürlüğe giren yeni bir Kanun ya da Anayasa Mahkemesinin iptal kararı nedeniyle davanın konusuz kalması mümkündür. Bu durumda mahkemece davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmektedir. Mahkememizde açılan davanın yargılaması sırasında 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı Yasa ile 6446 sayılı Yasaya getirilen yeni düzenlemeler uyarınca dava konusuz kalmıştır. Yürürlüğe giren yeni yasa nedeniyle konusuz kalan davada yeni yasanın yürürlüğe girmemiş olması halinde davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olan ve kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gereklidir. Davadan sonra 17/06/2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun’un 21.maddesiyle 6446 sayılı Kanun’un 17.maddesinin 1, 3 ve 4.fıkraları ile 6.fıkrasının (a,ç,d,f) bendleri değiştirilmiş, aynı maddeye eklenen 10.bend ile “kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda Tüketici Hakem Heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.”hükmü getirilmiştir. Dava açıldıktan sonra meydana gelen mevzuat değişikliği nedeniyle ,dava konusu edilen bedeller maliyet unsuru haline getirilmiş olmakla , davanın bu sebeple konusu kalmadığı gerekçesiyle ,mahkememizce hüküm kurulmuştur. Bu durumda, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti yönünden, HMK.nun 331/1 maddesindeki düzenlemeye göre karar verilmesi,yani davanın başlangıcındaki haklılık durumunun dikkate alınması gerekliliğine dikkat edilmiştir. Lisans sahibi şirketlerce kayıp-kaçak bedellerinin tahsil edilmesi üzerine,Yargıtay’ ın çok sayıda içtihatları esas alınarak, aboneler ödemiş oldukları kayıp-kaçak bedellerin istirdadı için çok sayıda dava açmışlardır. Davacı da bu uygulamanın haksız olduğu iddiası ile işbu davayı açmıştır. Nitekim bu yasal düzenlemeye göre , dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 Sayılı Kanun yürürlük tarihi 17.06.2016 tarihinden önce açılan kayıp-kaçak davalarında da anılan yasa hükümleri uygulanacaktır. O halde, mahkemece mevzuat değişikliği gözönünde tutularak yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılması ve davalı yararına ücreti vekalete hükmedilmemesi gerekmiştir. Mahkememizde açılan davanın tarihi itibariyle gerek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu gerekse Yargıtay …Hukuk Dairesi kararları ile davacının bu davayı açmakta haklı olduğu sabittir. Dava açıldığı anda haklı durumda olan tarafın yargılama sırasında oluşan yasa değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden ve dolayısıyla karşı tarafın vekalet ücretinden sorumlu kılınması da mümkün değildir. Bu nedenle davanın açıldığı tarih itibariyle davasında haklı olan davacı taraf lehine maktu vekalet ücreti takdir edilmiş, yapılan yargılama giderlerinin de davalıdan tahsiline karar verilmiştir. İş bu dava konusu çıkan yeni bir kanun nedeni ile konusuz kalmış olup artık dava (esas talep) hakkında yargılama yapılmasına ve hüküm verilmesine gerek kalmamış olduğundan davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer ( gerek) olmadığına dair karara ve 6100 S HMK m. 323 ve 331/ 1 gereği yargılama giderine hükmolunması gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde kanunen karar vermek gerekmiştir.
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN;
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
Birleşen dava; taraflar arasında bağıtlanan Elektrik Enerji Satış sözleşmesi kapsamında davalı şirketten satın alınan Elektrik Enerji bedeli faturaları içinde haksız tahsil edildiği belirtilen kayıp kaçak, PSH sayaç okuma bedelinin kayıp kaçak bedeli ile PSH sayaç okuma bedelinin tahsiline (istirdatına) ilişkindir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, taraflar arasında bağıtlanan Elektrik Enerjisi Satım Sözleşmesi, tahsilatlara ilişkin fatura örnekleri getirtilerek dosya içine alınmış ve dosya içeriği delliler üzerinde uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılarak rapor alınmıştır.
Bilirkişi raporunda; dava konusu faturalara tahukkuk ettirilen ve dava konusu yapılan tutarların EPDK’nun onayladığı tarifelere ve düzenleyici işlemlere uygun olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu hesaplama yöntemi ve gerekçesi itibariyle yerinde görülerek hükme dayanak alınmıştır.
Birleşen dava 20.06.2017 tarihinde açılmakla dava açılmadan,17.06.2016 Tarih 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı kanun “17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile getirilen;
”Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; Tüketici Hakem Heyetleri ile Mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun (EPDK nun) düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü
Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmü
Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmü uygulanacaktır.
Yapılan yasal düzenleme gereğince mahkememizce alınan bilirkişi raporunda davalı tarafça yapılan tahsilatın EPDK’nun bu konudaki düzenleyici işlemlerine, tarife ve yönetmeliklerine uygun olduğu belirlenmiştir
6446 Sayılı Kanunun 17.maddesi gereğince mahkememizin, kayıp kaçak bedellerinin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetlenmesi ile sınırlı yetkisi nazara alınarak, birleşen davanın yasal düzenlemeden sonra açıldığına dikkat edilerek; davacının birleşen davasının yasal olarak davalı tarafça alınan bedellerin istirdadına ilişkin olduğu değerlendirilerek davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının asıl dava yönünden davasının konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-İstanbul … ATM’nin … E. – …Karar sayılı birleşen dava yönünden davacının davasının reddine,
Asıl Dava yönünden;
3-6100 S HMK 331/ 1 gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre karar ve ilam harcı olan 35,90 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 153,70 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ ye gelir kaydına, bakiye 117,80 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa talebi ile iadesine, mahsup edilen 35,90 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya iadesine, başvuru ve vekalet suret harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
4-6100 S HMK 331/ 1 gereğince tebligat gideri, posta masrafı ve bilirkişi ücreti olan 797,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK 331/ 1 gereğince belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Birleşen Dava Yönünden;
6-6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre karar ve ilam harcı olan 35,90 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 67,40 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ ye gelir kaydına, bakiye 31,50 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa talebi ile iadesine,
7- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile kendini vekil ile temsil ettiren davalı tarafa verilmesine,
8- 6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, asıl dava yönünden; davalı birleşen davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere; birleşen dava yönünden dava konusu miktar dikkate alındığında yasa yolu kapalı olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.
Katip …
Hakim …
¸e-imzalıdır