Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/524 E. 2018/668 K. 21.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/524 Esas
KARAR NO : 2018/668
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/05/2016
KARAR : RED
KARAR TARİHİ : 21/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Davacı vekili ile davalı bankanın…Şubesi arasında 8.700,000 TL bedelli 10 yıl vadeli aylık %1,04 / yıllık %12,48 faiz oranlı 19/06/2015 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalandığını, kredi toplam borcunun bir kısmının kapatılması amacıyla müvekkilce 29/04/2016 tarihinde 3.447.600,21 TL erken kapama olarak ödendiğini ve davalı banka tarafından bu bedel içinde %3,91 oranına tekabül eden 135.000 TL erken kapama cezası ile %0,19 oranına tekabül eden 6.750 TL erken kapama komisyon bedeli olmak üzere toplam 141.750 TL haksız kesinti yapıldığını, anılan sözleşme maddesinin TBK Madde 20 anlamında genel işlem şartı olup kapatma halinde ne oranda ceza kesileceğine ilişkin somutluk içermediğinden ve TBK Madde 23 anlamında açık ve anlaşılır olmadığından ötürü TBK Madde 21 anlamında ”yazılmamış sayılmama” hükmüne tabi olarak hukuken geçersiz olduğunu, dolayısıyla erken kapamanın esasen davalı bankanın lehine daha kazançlı olduğu halde davalı bankanın hakim durumunu kötüye kullanarak erken ödeme cezası ve komisyonu adı altında tek taraflı keyfi hukuka hakkaniyet aykırı bir şekilde yaptığı haksız kesinti toplamı olan 141.750 TL’nin içinden şimdilik 50.000 TL’sinin haksız kesintinin yapıldığı 29/04/2016 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davacı müvekkile iade edilmesi için huzurdaki davanyı açmak zorunluluğu doğduğunu beyan ederek fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla bilirkişi incelemesi sonucunda hakkın tespitinin mümkün olması ihtimalinde ”belirsiz alacak davası” olarak olmadığı takdirde ”kısmi dava” olarak şimdilik; davanın kabulüne; 50.000 TL’nin haksız kesintinin yapıldığı 29/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı müvekkiline iadesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin haksız davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Müvekkil … Şubesi müşterisi davacı … A.Ş’nin müvekkil Bankada imzaladığı ve hiçbir zaman içeriğine itiraz etmediği 19.06.2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi kapsamınca ticari krediler kullandığını, kullandığı bu ticari kredileri erken ödeme ile kapatmak istediğini, bu amaçla müvekkil Banka şubesine başvurduğunda kendisinden erken kapama nedeniyle %3,9 gibi bir komisyon talep edildiğini, iddiasına göre alınmaması gereken bu komisyon bedelini de ihtirazi kayıtla ödediğini iddia ederek, söz konusu erken ödeme komisyonunun haksız olarak tahsil edildiği iddiası ile ödenen tutarın müvekkil Bankadan tahsili amacıyla Sayın Mahkemeniz nezdinde işbu haksız ve hukuka aykırı davayı ikame ettiğini, müvekkil banka tarafından gerçekleştirilen tüm işlemleri yasa, sözleşme ve bankacılık uygulamalarına istinaden gerçekleştirilmiş olduğundan, davacının, erken ödeme komisyonu ile ilgili geri iade talebinin hiçbir hukuki dayanağı bulunmadığını, müvekkil …bank T.A.Ş. … Şubesince, kredili müşterisi olan davacıya 19.06.2015 tarih ve 8.700.000,00.-TL meblağlı Genel Kredi Sözleşmesi gereğince, 6.000.000,00-TL bedelli 60 ay vadeli taksitli Ticari Kredi kullandırıldığını, davacı kredili borçlunun 26.04.2016 tarihinde kredi kullandığı müvekkil Banka Şubesine yazılı müracaatta bulunarak, kullanmış olduğu kredileri %2 erken ödeme komisyonu ödeyerek erken kapatmak istediğini bildirdiğini ve kapama taleplerinin hangi şartlarla kabul edileceği hakkında bilgi verilmesini talep ettiğini, söz konusu yazıya istinaden müvekkil Banka tarafından davacıya cevap verildiğini ve kapatma taleplerinin ancak 135.000-TL erken kapama komisyonu ve bunun vergisi olan 6.750,00-TL ödenmesi durumunda mümkün olabileceğinin bildirildiğini, bunun üzerine, davacı taraf 29/04/2016 tarihinde erken ödeme komisyonunu da ödeyerek kredisini kapattığını, müvekkil Banka tarafından 15/07/2013 tarihinde söz konusu kredilerin kapama işlemi ile ilgili olarak tahsil edilen tutarlar hakkında davacı tarafa yazılı olarak bilgi verildiğini, davacı müvekkil banka ile imzaladığı sözleşme hükmü gereği ödemeyi taahhüt ettiği erken ödeme komisyonu ile ilgili bu sefer kötüniyetle huzurdaki davasını açtığını, bankanın yaptığı işlemin taraflar arasında imzalanan Genel Kredi sözleşmesi hükümleri gereği olduğundan davanın reddi gerektiğini, kaldı ki, davacı taraftan alınan erken ödeme komisyonu, diğer bankalar tarafından alınan erken ödeme komisyonları ile karşılaştırıldığında, gayet hakkaniyet ilkesine uygun olup, müvekkil bankanın iyiniyetini de açıkça gösterdiğini, zira diğer bankalar tarafından alınan erken ödeme komisyon oranlarının %10-%20’lere varmakta iken, müvekkil banka tarafından çok daha düşük oranda komisyon alındığını, bu durumun da hakkaniyete uygun olduğunu, müvekkil banka, taraflar arasından imzalanan genel kredi taahhütnamesinde, kendisine erken ödeme komisyonu bakımından serbestçe belirleme hakkı tanındığı halde, bunu davacı taraf lehine iyiniyetli olarak kullandığını, maruz kaldığı kar mahrumiyeti ve zararı dolayısıyla daha yüksek oranda komisyon talep edebilecek durumda iken gayet makul bir oranı davacıya bildirdiğini, ayrıca, taraflar arasında imzalanan ve hiçbir ihtirazi kayıt ve şart içermeyen kredi sözleşmeleri gereğince, müvekkil Bankanın erken kapama talebini kabul edip etmemek ve kabul ettiğinde şartlarını karşı tarafa bildirmek hakkına sahip olduğunu, davacı tarafın erken kapama talebinin müvekkil Bankaya ulaşması akabinde, kapama şartları davacı tarafa bildirildiğini ve bu şartlar dahilinde davacı taraf kredi borcunu ödediğini, ancak, davacı taraf kullandığı kredinin faizinden kurtulmak için kendi menfaati doğrultusunda, müvekkil Bankanın bildirdiği şartlar dahilinde erken ödeme komisyonu ödeyerek kredi borcunu kapatma yolunu tercih ettiğini, bu nedenle, davacı tarafın ödediği tutar için haksız olduğundan bahisle işbu davayı açması kötüniyetinin açık göstergesi olduğunu beyan ederek müvekkil banka aleyhine açılan işbu davanın haksız ve mesnetsiz olması nedeniyle REDDİNE, yargılama gideri ile avukatlık ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
-Bilirkişiler; … ve … tarafından hazırlanan 28/06/2017 tarihli bilirkişi raporu,
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
Davacı, davalı banka ile aralarında akdedilen genel kredi sözleşmesinde erken kapamadan kaynaklanan haksız kesinti yapıldığı iddiası ile haksız kesintinin tarafına iadesini/ istirdadını alacak davası olark talep etmiştir.
Davalı taraf genel mahiyette iddia olunan vakıaları inkar etmekte, davanın reddini savunmaktadır.
Dava; taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan; kredi borcunun davacı tarafından erken kapanması nedeni ile erken kapama cezası, erken kapama komisyon bedeli olmak üzere haksız kesinti olduğu iddiası ile davalı tarafın davacı taraftan tahsil ettiği bedellerin iadesi, iadenin gerekip gerekmediği, kesintinin haksız olup olmadığı, iadesi gerekirse iade edilecek alacağın varlığına ve miktarına ilişkindir.
Buna ilişkin tarafların iddia- savunma ve toplanan delilleri, tarafların ticari kayıtları bilirkişi raporu ile incelenmiştir. Hukuken denetlenebilen hüküm kurmaya elverişli belirli ve eksiksiz iddia ve talepleri karşılayan ve hükme esas alınan bilirkişi raporu alınmış taraf kayıtları incelenmiştir. TMK 6 ve 7 ile HMK 187- 293. maddeleri gereğince ispat hususuna ve ispat kurallarına dikkat edilmiştir. TBK genel hükümleri gereğince sözleşme serbestisi ilkesine, tarafların tacir olduğuna da dikkat edilmiştir. Tarafların dosya kapsamında sunduğu ticari kayıtları incelenmiştir. Bunun sonucuna göre; sözleşme serbestisi ilkesi çerçevesinde tarafların karşılıklı rızaları ile genel kredi sözleşmesini imzaladığı, tüm şartların karşılıklı olarak kabul edildiği, sözleşmenin ifası devam ederken karşılıklı hiç bir sorun yaşanmadığı, sözleşmenin içeriğinin karşılıklı rızalar ile kabul edildiği, sözleşmede erken kapamaya ilişkin hükümlerin davacının malumu olduğu ve bu şartları / hükümleri bilerek erken kapamada bulunduğu anlaşılmaktadır. Tarafların; tacir olması hususu da değerlendirilerek dürüstlük ilkesi gereğince sözleşme şartlarının tüm içeriği ile karşılıklı edimler ile birlikte kabul edildiği ve davacı tarafından kredinin kullanıldığı, kredi borcunun erken kapanması sonrasında sözleşme şartlarının haksız olduğu iddiası ile sözleşme şartlarının geçersizliğinin ileri sürülmesinin iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağına kanaat getirilmiştir. Herkes haklarını kullanırken dürüstlük kurallarına uymalıdır. Açıkça hakkın kötüye kullanılamayacağı ve bunun hukuk düzenince korunamayacağına dikkat edilmelidir. Sözleşme serbestisi ilkesinin geçerli olduğu, bunun sonucu olarak serbest iradeler ile sözleşmenin içeriğinin başından ifa süreçleri de dahil kabul edildiği ve kanuni yükümlülüklerin yüklenildiğine dair delillerin toplandığı değerlendirilmiştir. Bu nedenle davacının haksız kesinti iddiasının dinlenilebilirliği bulunmamaktadır. Kesintinin tarafların özgür iradeleri ile kararlaştırdıkları sözleşme gereği olduğuna bu nedenle haksız olmadığına kanaat getirilmiştir. Bunun aksine bilgi ve belge bulunmamaktadır. Davanın reddi gereği aşağıdaki şekilde kanunen, taktiren ve vicdanen karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca karar ve ilam harcı olan 35,90 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan harçtan mahsubu ile Hazine’ ye gelir kaydına, bakiye harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa talebi ile iadesine,
3-İşbu dava nedeni ile davacı tarafından yapılan yargılama giderinin uhdesinde bırakılmasına,
4- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 5.850,00TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-İşbu dava nedeni ile davalı tarafından dosyaya yatırılan delil avansının harcanmadığı gözetilerek davalıya iadesine,
6- 6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.
Katip
Hakim
¸e-imzalıdır