Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/469 E. 2019/108 K. 30.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/469 Esas
KARAR NO : 2019/108
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 28/04/2016
KARAR :RED
KARAR TARİHİ: 30/01/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;Sigorta acentesi olan davacı müvekkili şirketin 2015 yılı ve öncesinde davalı şahsa ait bazı araçların sigorta poliçelerini yaptırdığını, sigorta poliçe bedeline ait taksitlerin süresinde ödenmemesi üzerine davalı borçlu aleyhine İstanbul … İcra Müd. …E. Sayılı dosyası kanalıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ve icra takibinin durduğunu, davalı şahsın 2014 yılından kalan ve 2015 yılına devreden borçlarının yanında 2015 yılında kesilen sigorta poliçelerinden de borcu bulunmakta olduğunu, davalı şirketin sigorta poliçe bedellerine ödediğine dair icra dosyasına herhangi bir yazılı belge sunmamış olduğunu, diğer taraftan davalı şirketin borcunu ödemeyerek icra takibine de haksız itiraz ettiğini beyan ederek davanın kabulü ile İstanbul … İcra Müd. …E. Sayılı dosyasına yapılan itirazın 8.585,00 TL alacak yönünden iptalini ve takibin devamını, asıl alacağa ticari avans faizi işletilmesini, davalının takie haksız itirazı nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesini, yargılama giderlri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA / Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Davacı şirket ile aralarında yıllardır süregelen bir ilişkinin mevcut olduğunu, şahsı tarafından sigorta primlerinin ödenmediği gerekçesiyle 2014 ve 2015 yıllarına ait prim alacaklarnıın tahsili amacıyla ilamsız icra yoluna girildiğini, 2015 yılı içerisinde düzenlenen poliçelere ilişkin ödemelerin incelendiğinde herhangi bir borcun gözükmediğini, davalı şirketin takip talebinde borç miktarının 10.000,00 TL olarak gözükmesine rağmen dava dilekçesinde ilgili meblağın 8.575,70 TL olarak gözüktüğünü, borca itiraz sebeplerinin prim borcunun olmadğına ilişkin olmadığını beyan ederek davanın reddi ile İstanbul 13. İcra Müdürlüğü’nün 2015/21146 sayılı dosyaya yapılan itirazın kabulünü, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE / Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
Davacı- alacaklı; İstanbul … İcra Dairesi’ nin … E. sayılı takip dosyası ile davalı- borçlu aleyhine ticari araç niteliğindeki otobüs sigorta poliçesinden doğan alacağının faizleri ile birlikte tahsili için ilamsız takip yapmıştır.
Davalı- borçluya ödeme emri tebliğ edilmiş, davalı- borçlu ödeme emrine 7 günlük yasal sürede itiraz etmiş ve takip durdurulmuştur.
Bunun üzerine davacı- alacaklı İİK m. 67 uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davasını mahkememizde açmıştır.
Davalı taraf genel mahiyette iddia olunan vakıaları inkar etmiş ve davanın reddini savunmuştur.
Dava; taraflar arasında imzalanan sigorta poliçesi alacağından kaynaklanan alacağın varlığı ve varsa miktarına ilişkin davalının takip dosyasındaki itirazının iptaline ilişkindir.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyası incelenmiştir.
Bilirkişi SMMM …’ in davacı ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için talimat mahkemesince görevlendirildiği, 03.05.2017 tarihli talimat tensip zaptı 3 numaralı ara karar uyarınca 6100 Sayılı HMK 222. Maddesine uygun ara karar kurulduğu, bu durumun davacı tarafa 08.06.2017 tarihinde şerhli davetiye gönderilerek ihtar olunduğu, davacı tarafından 30.06.2017 tarihinde iş yeri adresinin talimat mahkemesine bildirildiği görülmüştür. Ancak talimat mahkemesi tarafından seçilen bilirkişi tarafından davacı tarafından davacının kayıtlarının detaylı yapılmadığının/ tutulmadığının teknik olarak tespit olunduğu, cari alacaklar açısından ad ve soyad belirtilerek kayıt yapılmadığının teknik açıdan tespit olunduğu, varsayımlar gereği poliçelere göre 10.000 TL alacaklı olunduğunun ve toplam 5.500 TL davalı ödemesinin bulunduğunun iddia olunduğu ve 8.585,70 TL lik alacağın neye göre davacı tarafından tespit edildiğinin bilinmesinin mümkün bulunmadığının tespit edildiği görülmüştür.
Usule uygun tutulmayan ticari kayıt ve defterlerin sahibi lehine delil teşkil etmeyeceği ticaret hukukuna hakim ilkelerden birisidir. 6100 Sayılı HMK 222. Maddesi bu durumu düzenlemiştir ” … Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. (5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. … ”
İİK m. 67. Hükmü içeriği şu şekildedir ” … Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. “Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.”
İİK 67 ile TMK 6 ve 7 ile HMK 187- 293. maddeleri gereğince ispat hususuna ve ispat kurallarına dikkat edilmiştir. HMK 222 gereğince ticari defterlerin ibrazı ve delil olma vasfına dikkat edilmiştir.
Davacı tarafından iddia ettiğinin aksine dosyada alacaklı olduğuna dair bilgi ve belgeye rastlanmadığı, usule uygun olmayan kayıtların lehine değerlendirilemeyeceğine kanaat getirilmiş, dosyaya sunulan davacı ticari defter ve kayıtların varsayımsal ve kesin nitelikte açık ve net olmaması karşısında usule uygun olmadığı anlaşılarak davacı davasını ispatlayamamış sayılmış, alacaklı olmadığı sonucuna varılmıştır.
Buna ilişkin tarafların iddia- savunma ve toplanan delilleri, bilirkişi raporu ile ticari kayıtlar incelenmiştir. Hukuken denetlenebilen hüküm kurmaya elverişli belirli ve eksiksiz iddia ve talepleri karşılayan ve hükme esas alınan bilirkişi raporu alınmış ve deliller değerlendirilmiştir. Dosya kapsamındaki deliller gereğince kanaatin aksine dair veya borcun varlığına dair dosyada bilgi ve belge bulunmamaktadır. Saptanan ve hukuksal durum karşısında davacı davasını ispatlayamamış sayılmış kötü niyetine dair emare vb bulunmamakla kötü niyetli olmadığına da kanaat getirilmiş bu nedenle aşağıdaki şekilde kanunen karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca karar ve ilam harcı olan 44,40 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 146,61 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ ye gelir kaydına, bakiye 102,21 TL harcın karar kesinleştiğinde, talep halinde davacıya iadesine, başvuru ve vekalet suret harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
3-İşbu dava nedeni ile davacı tarafından yapılan yargılama giderinin uhdesinde bırakılmasına,
4-6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı diğer tarafın yokluğunda mahkememize yazılı/sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır