Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/468 E. 2021/81 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/468 Esas
KARAR NO:2021/81

DAVA:Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ:28/04/2016
KARAR TARİHİ:28/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkili firma ile davalı firma arasında 05.02.2010 tarihinde düzenlenen Ana Distribütörlük Sözleşmesi ile davalının müvekkili firmaya ait … ve … markalı ürünlerin … ve … bölgesi pazarlamasında ana distribütör olarak yetkilendirildiğini, tarafların bu sözleşmeye istinaden ticari ilişkilerini bir dönem devam ettirdiklerini ancak davalı firmanın 2011 yılının 9.ayından itibaren müvekkilininden mal alımını kestiğini ve taraflar arasındaki ticari ilişki ve bu ilişkiye dayanak sözleşmenin fiilen sona erdiğini, bu aşamadan sonra da müvekkili firma tarafından, sözleşmenin fiilen sona ermesi nedeniyle, davalı firmaya emanet olarak bırakılan mısır kazanlarının, sözleşmenin 8.maddesi gereği iadesinin talep edildiği ve iadenin gerçekleşmemesi nedeniyle de müvekkili firma tarafından mısır makinelerinin bedeli fatura edilerek, davalıya tebliğ ve teslim edildiğini, daha sonra …Noterliğinin 08.03.2016 tarih ve … yevmiye numarası ile ihtarname düzenlendiğini, ancak davalı tarafça hiçbir ödeme yapılmadığını bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sözleşme gereği iadesi gereken kazanlar bedeli olan toplam 82.600,00.-TL ile yine davalıdan ticari ilişki nedeni ile alacaklı oldukları 13.649,88.-TL’nin (toplam: 96.249,88-TL) davalının temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davacı ile müvekkili şirket arasında 05.02.2010 tarihinde Ana Distribütörlük Sözleşmesi başlıklı sözleşme imzalandığını ancak davacının sözleşmenin 3. ve 4. maddelerindeki yükümlülüklerini yerine getirmemesi veya eksik olarak yerine getirmesi ve 10.maddede yer alan cezai şarta rağmen kendi adına veya başka distribütör aracılığı ile satış yapma yasağını da ihlal etmesi üzerine müvekkili davalı şirket ile davacı şirket arasında problemler yaşanmaya başladığını, bunun üzerine müvekkili şirketin önce 25.01.2011 tarihinde davacının … yakasında bir başka bayilik oluşturmasına izin verdiğini ancak yine davacının yükümlülüklerini yerine getirmemeye devamı sebebi ile mevcut sözleşmenin 29.11.2011 tarihinde karşılıklı olarak tüm hükümleriyle feshedildiğini, aradan 2 yıl geçtikten sonra davacı şirketin…Noterliğinden gönderdiği 31/10/2013 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnameyle 21/10/2013 tarihli, Seri A ve Sıra … numaralı faturayla 44.840,00 TL ve yine 31/10/2013 tarih ve … yevmiye numaralı ihtar ile 21/10/2013 tarih, Seri A ve Sıra … numaralı faturayla 58.410,00 TL’yi müvekkili şirketten talep ettiklerini, bu ihtarname ve faturaların … Noterliğinin 11/11/2013 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarı ve aynı noterliğin 14/11/2013 tarih ve … yevmiye sayılı karşı ihtarnameleri ile davacıya iade edildiğini aynı zamanda iptal edilmiş sözleşmenin 10.maddesindeki cezai şart hatırlatılarak bu şarttan kaynaklanan 100.000 USD’nin de taraflarına ödenmesi, yine sözleşmenin 3. ve 4. Maddelerindeki taahhütlerini yerine getirmemelerinden kaynaklanan alacaklarını saklı tuttuklarını ihtar ettiklerini, aradan 1 yıl daha zaman geçtikten sonra davacının bu defa bu faturaları 2014 yılı Aralık ayında … İcra Müdürlüğünden takibe koyduğunu, müvekkilinin takibe itirazı ile bu takibin de durduğunu ve dosyanın takipsiz kalarak kapandığını, müvekkili davalı şirketin davacı şirkete böyle bir borcu olmadığını, ariyet sözleşmesinin hiçbir zaman yapılmadığını ve dava konusu kazanların müvekkil şirkete teslim edilmediğini, ayrıca sözleşmenin feshinden sonra davacı bu kazanları elinde bulunduran satış noktalarına satışa devam ettiğini beyanla haksız ve dayanaksız davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretlerinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; alacak davasıdır.
Davaya konu 78 adet fatura, irsaliye ve kargo teslim evrak asılları incelenmiş ve mahkememiz kasasına alınmıştır.
Uyuşmazlığın, taraflar arasında akdedilen 05/02/2010 tarihli distribütörlük sözleşmesi nedeniyle davacının istediği 82,600,00 TL iadesi gereken kazan bedeli ve 13,649,88 TL bakiye alacağı olmak üzere toplam 96,249,88 TL’nin 14/03/2016 temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan istemi konusunda olduğu tespit edilmiştir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, taraf şirketlerin İTO kayıtları, davalı şirketin 2010, 2011, 2012 ve 2013 yıllarına ait SGK işçi kayıtları, davacı şirketin 2010, 2011, 2012 ve 2013 yıllarına ait BA-BS formları, …Kargo kayıt ve evrakları, taraf şirketlerin ticari defter ve kayıtları ile dosya ve üzerinde bilirkişi incelemesi ile keşif yaptırılarak dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizin 12/10/2017 tarihli celsesinde tanık …; “Davacı şirket … de depo sorumlusu olarak çalışırım, benim çalıştığım şirket tekstil işi yapar, davalı şirketin dondurulmuş mısır üzerine çalıştığını bilirim, davalı şirkete dondurulmuş mısır ve mısırın sunulması için kağıt bardak, 5 araç, haşlama kazanı ve bu kazanların konulması için 3 tekerlekli araç verdik, bana gösterilen sevk irsaliyelerini ben hazırlamadım ben sadece depo sorumlusuyum, benbu teslim edilen mallardan kağıt bardakları ben götürdüm, bir defa Lüleburgaza götürdüm, … yerlerine de birkaç defa götürdüm, götürdüklerimi depo sorumlusuna teslim ettim, teslim ettiğim şahsın ismini bilmiyorum, bu teslimde bir belge imzalattım ama nasıl olduğunu hatırlamıyorum, kağıt imzalatmadan da teslim etmedim, irsaliyelerde ismi geçen …, … . …, isimli kişileri hatırlamıyorum, ben Lüleburgaza 50 60 tane paket olarak el havlusu ve haşlama kazanı ve kağıt bardak teslim ettim, 50 60 adette haşlama kazanı teslim ettim, biz ayrıca kargoyla da gönderdik ancak ne kadar gönderdik bilmiyorum, teslim eden olarak görünen ve bana okunan bu isimleri hatırlamıyorum.”, Tanık … ise; “Ben muhasebe bölümünde yardımcı tahsilat elemanı olarak çalışırım, çalıştığım şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki olduğunu biliyorum, ben değişikik müşterilere tahsilat için gidiyordum ancak davalı şirkete hiç gitmedim, davalı şirkete dışardan soğutucu arabalarla gelen dondurulmuş mısır, haşlama kazanı, kağıt bardak satışı yapılıyordu, … teki davalı bayine şirket elemanları teslim ediyordu, ben hiç teslim yapmadım, birde … yerleri vardı, genelde oraya kargoyla gönderiyorlardı, bana okunan …, …, … . … isimlerinden … hatırlıyorum çalıştığım şirketin … müşteri temsilcisi idi.”, yine Tanık … ise; “Davacı şirkette fason işleri yapıyorum, tekstil deposunda getir götür işleri yapyorum, davalı şirketi hatırlıyorum, … yerlerine gittim lüleburgazda da yerleri var, … yere dondurulmuş mısır dağıtmak için şirket araba almıştı, 5 adet arabayı davalı şirkete teslim için gittim, arabalar kango tipi yada doblo tipi araçlardandır, davalı şirkete kağıt bardak, haşlama kazanı, onla birlikte şemsiye ,teslim ettik bazende gidip numune mısır alıp tanıtım için diğer yerlere gönderiyorduk, ben davacı şirkette 2005 yılından beri çalışıyorum, irsaliyelerde adına geçen …’ü hatırlamıyorum, ismen olarak bilemedim, istedikleri zaman belki 10 belki 20 adet kazan götürdüm, malı teslim yaparken alan arkadaşlar bazen kaşe bazen de imza veriyordu, imza atanları bilmiyorum.” şeklinde beyanda bulundukları görülmüştür.
Davacı vekilince 02/02/2017 tarihli dilekçesi ekinde sunduğu irsaliyeli fatura asılları kasaya sunulmuştur. Davaya konu faturaların davacının ticari defter ve belgelerinde kayıtlı olup olmadığı, kayıtlı ise ne şekilde kayıtlı olduğu, davacının muhasebesel yönden ve kazan bedelinden dolayı davalıdan alacaklı görünüp görünmediği, görünüyorsa alacak tutarının ne olduğu hususlarında, SGK dan gelen yazı cevabı, irsaliyeli faturalar ve satış faturaları da değerlendirilmek üzere; tüm dosya kapsamı ve tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde SMMM bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Bu doğrultuda SMMM bilirkişi Murat Kutanoğlu tarafından tanzim edilen 20/02/2019 teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; Tarafların defterlerinin HMK 222 uyarınca sahipleri lehine delil niteliğinin olduğu, taraflarca sunulan defter ve hesap ekstrelerine göre hesap farkının 100.071,26-TL’si olduğu, hesap mutabakatsızlığın rapor içeriğinde açıklandığı üzere davalının dayanağı dosya kapsamında belirli olmayan iade faturası ile davacının mısır haşlama makine bedellerine ilişkin tanzim ettiği faturalardan kaynaklandığı, dava tarihi itibari ile davacının cari hesaptan kaynaklı olarak 13.649,88-TL’si ve Mısır Makinelerinin davalı tarafından iade edilmemesi dolayısıyla 82.600,00-TL’si olmak üzere 96.249,88-TL’si alacaklı olduğu, davalının BK 117.maddesine göre dava tarihi öncesinde davalı taraf adına ihtarname keşide etmiş olduğu, ihtarnamenin 10.03.2016 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu dikkate alındığında davalının 14.03.2016 tarihi itibari ile mütemerrit olduğu, bu itibarla davacı asıl alacağına 14.03.2016 temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekeceği, 14.03.2016-28.04.2016 tarihi arası işlemiş faiz ve faizli alacağı toplamının 97.513,16-TL’si olacağı, davacının asıl alacağına 28.04.2016 dava tarihi sonrasında da 3095 Sy.K.nun 4489 Sy.K.nun ile değişik 2.maddesi gereğince TCMB tarafından donemde Kısa Vadeli Avans Kredilerine uygulanan faiz oranlan (01.01.2015-31.12.2016 arası %10,50; 01.01.2017-30.06.2018 arası %9,75; 01.07.2018 sonrası %19,50) üzerinden basit usulde(3095 Sy.K.m3)temerrüt faizi tahakkukunun uygun olacağı, davalının davacı adına tanzim ettiği iade faturasının içeriğinin davacı tarafa tesliminin ispat edilmesi halinde ise davacının alacağından söz konusu iade faturasının bedelinin düşülmesi gerektiği, yine davacı tarafça davalı tarafa teslimleri irsaliye ve kargo fişleri ile ispat edilen Mısır Haşlama Makinelerinin davacı tarafa iade edildiğini ispat edici mahiyette vesaik sunulması durumunda da her bir mısır makinesi için 200,00 TL+KDV = 236,00 TL’sinin davacı asıl alacağından mahsup edilmesi gerekeceği görüşü bildirilmiştir.
Mahkememizce bilirkişi raporu hükme yeterli görülmediğinden Mahkememizin 03/10/2019 tarihli duruşmasının (1) numaralı ara kararı ile; ”Davacının iddiası, davalının savunması, gelen yazı cevabı ve tüm dosya kapsamına göre, ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlıkların halli ve davalı yanın itirazları da göz önünde bulundurularak, davalı çalışanları ile davacı tarafından sunulan irsaliyeli faturalardaki isim ve imzalar karşılaştırılmak suretiyle dava konusu mısır haşlama makinelerinin davalıya teslimi hususunda mahkeme denetimine açık değerlendirme yapılmak üzere tarafların 2010-2016 yılı Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına.” karar verilerek bilirkişi ek raporu tanzimi için dosyanın önceki raporu tanzim eden Bilirkişi …’na tevdii edilmiştir. SMMM bilirkişi … tarafından tanzim edilen 28/01/2020 teslim tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; dava konusu ürünlerin teslimine dayanak olan irsaliyelerin bire- bölümünde davalı çalışanlarının imzasının olduğu, bir bölümünün ise aynı irsaliyede teslim edilen ürünlerin faturalarının davalı tarafça kabullerinin yapılmış olduğu, bu ürünlerde teslim edilen mısır kazanlarının (22 LT) 304 adet olduğu, bunlar haricinde kalan ve teslimleri ispat edilemeyen ürünlerin ise; 300 adet mısır haşlama makinesinin iade edilmek üzere davalıya teslim edildiğine dair ispat edici mahiyette vesaikin bulunmadığı, incelenen irsaliyelerde teslim edildiği iddia edilen mısır kazanlarının (22 LT) toplam adedinin 604 adet olduğu, davacının işbu davada davalı adına tanzim ettiği faturalardaki adedin 350 adet olduğu, bu itibarla kalan 254 adet ile ilgili bir değerlendirme yapılmasına yer olmadığı, davacının davalı tarafa kesmiş olduğu mısır kazanlarının sayısının 350 adet olduğu göz önüne alındığında davacının işbu belirlemelere göre teslimini ispat ettiği mısır kazanı sayısının (350-300) 50 adet olacağı kabul edilmesi durumunda; davacının iade edilmeyen ve geri alınmak üzere teslim edilen (22 LT) mısır kazanları dolayısıyla davalı taraftan; 22.449,88-TL’si olacağı, sayın Mahkemenin irsaliyelerde davalı tarafa teslimi ispat edilen tüm (22 LT) Mısır kazanlarının bedellerini davalı taraftan talep edebileceğine kanaat getirmesi halinde ise davacının iade edilmeyen ve geri alınmak üzere teslim edilen (22 LT) mısır kazanları dolayısıyla davalı taraftan 85.393,88-TL’si olacağı, kök raporda da ifade edilen davalı tarafça iade faturası olarak tanzim edilen 28/02/2013 tarihli, 168966 numaralı ve 17.471,25-TL’lik faturanın davacıya teslimini içeren kaydın dosyaya sunulacağı belirtilmesine karşın davalı tarafça dosyaya işbu fatura içeriğinin davalı tarafa teslimini ispat edici mahiyette vesaikin sunulu olmadığı, bu itibarla hesaplamalarda dikkate alınmadığı, davalının TBK 117.maddesine göre dava tarihi öncesinde davalı taraf adına ihtarname keşide etmiş olduğu, ihtarnamenin 10/03/2016 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu dikkate alındığında davalının 14/03/2016 tarihi itibari ile mütemerrit olduğu, bu itibarla sayın Mahkeme tarafından hükmedilecek davacı asıl alacağına 14/03/2016 temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekeceği, sayın Mahkeme tarafından kabul edilecek davacının asıl alacağına 28.04.2016 dava tarihi sonrasında da 3095 Sy.K.nun 4489 Sy.K.nun ile değişik 2.maddesi gereğince TCMB tarafından donemde Kısa Vadeli Avans Kredilerine uygulanan faiz oranlan (01.01.2015-31.12.2016 arası %10,50; 01.01.2017-30.06.2018 arası %9,75; 01.07.2018 sonrası %19,50) üzerinden basit usulde(3095 Sy.K.m3)temerrüt faizi tahakkukunun uygun olacağı görüşü bildirilmiştir.
Bilirkişi raporları Mahkememizce dosya kapsamına uygun, teknik anlamda yeterli ve denetime elverişli bulunmuştur.
İddia, savunma, tanık beyanları, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi raporlarına göre; öncelikle taraflar arasında 05.02.2010 tarihli Ana Distribütörlük Sözleşmesi imzalandığı hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki Ana Distribütörlük sözleşmesinin 3.maddesi ”Firma tarafından Ana Distribütör’e tahsis edilecek olan 5 (beş) adet Fiat Doblo soğuk havalı (-18 dereceli) araç, ruhsat sahibi FİRMA olmakla beraber pazarlama, dağıtım ve reklam faaliyetleri için Ana Distribütör’e araç teslim tutanağı ile tahsis edilecektir. Araçların ruhsat, trafik sigortası ve taşıt vergileri FİRMA tarafından karşılanacaktır. Araç plakalarına gelecek olan her türlü trafik cezaları Ana Distribütör tarafından karşılanacaktır. Bütün araçlar full kasko yapılacaktır. Yaralanmalı ve ölümlü trafik kazalarından dolayı idari, hukuki, mali ve bilumum cezalardan ana distribütör sorumludur.”, sözleşmenin 4.maddesi ”Ana Distribütör tarafından üstlenilecek olan pazarlama ve dağıtım maliyetlerinden aşağıda belirtilen giderler Firma ve Ana Distribütör tarafından 1/2 veya %50 oranında karşılanacak olup detayları: a)Personel maaşı ve sigortası, b)Araç yakıt giderleri, c)Personel iletişim giderleri, d)Sözleşmede ifade edilmemiş ancak faaliyet masrafları olarak tesbit edilen çeşitli giderler şeklinde belirtilmiştir. Bu gider detayları her ay Ana Distribütör tarafından Firma’ya belgelendirilerek sunulacaktır.”, sözleşmenin 8.maddesi; ”Donuk haşlanmış mısır, okul kantinleri başta olmak üzere perakende satış noktasında sıcak olarak servis edileceği için elektrikli, buharlı kazanı emaneten, konsinye ve bedelsiz olarak verilmekle beraber ariyet sözleşmesi yapılacaktır. Sözleşme bitiminde emanet ve konsinye olarak bırakılan elektrikli buharlı kazanlar Firma’ya iade edilecektir. İade edilmeyen her kazan için 200 (ikiyüz) TL + KDV fiyatla Ana Distribütör’e fatura edilecektir.” ve sözleşmenin 10.maddesi ise; ”Firma bu sözleşmeye bağlı olarak Ana Distribütör’ün yetkilendirildiği alanlarda kendi adına veya bir başka distribütör adıyla satış ve dağıtım yapamaz. Satış ve dağıtım yapması halinde 100.000 (yüzbin) USD ödemeyi gayri kabili rücu kabul, beyan ve taahhüt eder.” şeklindedir. Taraflar arasındaki ihtilaflı husus ise davacının davalı firmaya emanet olarak bırakılan mısır kazanlarının, sözleşmenin 8.maddesi gereği iadesinin talep edildiği ve iadenin gerçekleşmemesi nedeniyle de davacı firma tarafından mısır makinelerinin bedeli olan toplam 82.600,00.-TL ile yine davalıdan ticari ilişki nedeni ile 13.649,88.-TL’nin (toplam: 96.249,88-TL) alacaklı olup olmadığıdır. Mahkememizce dosya kapsamına uygun, teknik anlamda yeterli ve denetime elverişli bulunan aynı zamanda hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre; Tarafların defterlerinin HMK 222 uyarınca sahipleri lehine delil niteliğinin olduğu, taraflarca sunulan defter ve hesap ekstrelerine göre hesap farkının 100.071,26-TL’si olduğu, hesap mutabakatsızlığın rapor içeriğinde açıklandığı üzere davalının dayanağı dosya kapsamında belirli olmayan iade faturası ile davacının mısır haşlama makine bedellerine ilişkin tanzim ettiği faturalardan kaynaklandığı, dava tarihi itibari ile davacının cari hesaptan kaynaklı olarak 13.649,88-TL alacaklı olduğunun belirtildiği, davalının davacı adına tanzim ettiği iade faturasının içeriğinin davacı tarafa tesliminin ispat edilmesi halinde ise davacının alacağından söz konusu iade faturasının bedelinin düşülmesi gerektiğinin bildirildiği, yine Mahkememizce dosya kapsamına uygun, teknik anlamda yeterli ve denetime elverişli bulunan aynı zamanda hükme esas alınan bilirkişi ek raporuna göre ise; dava konusu ürünlerin teslimine dayanak olan irsaliyelerin bir bölümünde davalı çalışanlarının imzasının olduğu, bir bölümünün ise aynı irsaliyede teslim edilen ürünlerin faturalarının davalı tarafça kabullerinin yapılmış olduğu, bu ürünlerde teslim edilen mısır kazanlarının (22 LT) 304 adet olduğu, bunlar haricinde kalan ve teslimleri ispat edilemeyen ürünlerin ise; 300 adet mısır haşlama makinesinin iade edilmek üzere davalıya teslim edildiğine dair ispat edici mahiyette delilin bulunmadığı, incelenen irsaliyelerde teslim edildiği iddia edilen mısır kazanlarının (22 LT) toplam adedinin 604 adet olduğu, davacının işbu davada davalı adına tanzim ettiği faturalardaki adedin 350 adet olduğu, bu itibarla kalan 254 adet ile ilgili bir değerlendirme yapılmasına yer olmadığı, davacının davalı tarafa kesmiş olduğu mısır kazanlarının sayısının 350 adet olduğu göz önüne alındığında davacının işbu belirlemelere göre teslimini ispat ettiği mısır kazanı sayısının (350-300) 50 adet olduğu Mahkememizce kabul edilerek, davacının iade edilmeyen ve geri alınmak üzere teslim edilen (22 LT) mısır kazanları dolayısıyla davalı taraftan; 50 adet mısır kazanı*200,00-TL= 10.000,00-TL + 1,800,00-TL (KDV %18)= 11.800,00-TL ve dava tarihi itibari ile davacının cari hesaptan kaynaklı olarak 13.649,88-TL alacaklı olduğu, dolayısıyla davacının asıl alacağının da (11.800,00-TL +13.649,88-TL) 25.449,88-TL olduğuna, davacının dava tarihi öncesinde davalı taraf adına keşide etmiş olduğu ihtarnamenin 10/03/2016 tarihinde davalıya tebliğ edilmiş olduğu, davalının 14/03/2016 tarihi itibari ile mütemerrit olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne, toplam 25.449,88-TL alacağın 14/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; toplam 25.449,88-TL alacağın 14/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin ise reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 1.738,48-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline, peşin alınan 1.643,71-TL harcın mahsubuna, eksik kalan 94,77-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 10.004,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.643,71-TL peşin harç, 29,20-TL başvuru harcı, 270,45-TL posta masrafları, 1.300,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.243,36-TL yargılama giderinin davadaki kabul oranına göre %26’sının (843,27-TL) davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2.400,09 TL’nin ise davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 14,00-TL yargılama giderinin davadaki red oranına göre %74’ünün(10,36-TL) davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 3,64-TL’nin ise davalı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.28/01/2021

Katip … ¸

Hakim … ¸