Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/426 E. 2018/711 K. 28.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/426
KARAR NO : 2018/711
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/04/2016
KARAR TARİHİ : 28/06/2018
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 02/08/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili şirketin davalı şirketlerden … AŞ Genel Müdürlüğünden …, … AŞ’nin ise … nolu abonesi olduğunu, müvekkili şirketin ilk önce davalı … AŞ Genel Müdürlüğünden daha sonra …AŞ’den elektrik aldığını, müvekkili şirketin kendisine gönderilen faturaları düzenli olarak ödediğini, davalılara borcunun bulunmadığını, davalı şirketlerin müvekkilinden dava tarihinden geriye dönük olarak abonelik tarihine kadar haksız olarak tahsil ettiği 100,00 TL kayıp kaçak bedeli, 100,00 TL perakende hizmet satış bedeli, 100,00 TL iletim bedeli, 100,00 TL dağıtım bedeli, 100,00 TL sayaç okuma bedeli ile ; bu beş kalem üzerinden alınan 100,00 TL enerji fon bedeli, 100,00 TL TRT payı, 100,00 TL belediye tüketim vergisi bedeli ve bu bedeller üzerinden tahakkuk ettirilen KDV bedellerine ilişkin 100,00 TL olmak üzere toplam 900,00 TL’nin ticari faizi ile birlikte davalılardan; … AŞ Genel Müdürlüğünden müteselsilen tamamının, … AŞ’den ise müvekkili ile sözleşme yaptıkları dönemle sınırlı olmak üzere ve yine diğer davalı … AŞ Genel Müdürlüğünden müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde ve özetle; zamanaşımı yönünden davanın reddine karar verilmesini, davanın muhattabının EPDK olması sebebiyle husumet yönünden davanın reddine karar verilmesini, müvekkili şirketin EPDK mevzuatı ve kurul kararları gereği tespit edilen tarifelere göre faturaları tahakkuk ettirdiğini, müvekkili şirketin kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli vb m adlardaki bedelleri tahsil etme hak ve yükümlülüğünün abonelik sözleşmesine değil kanuna dayandığını beyanla haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde ve özetle; uyuşmazlığın çözümünün adli yargı değil, idari yargının görevi olduğunu, EPDK kararları aleyhine açılacak davanın idari yargıda açılması zorunlu olduğundan davanın görev bakımından reddine karar verilmesini, davaya konu bedellerin EPDK’nın kararları ile faturalara yansıtılmakta olup düzenlenmesinin tedarikçi müvekkilinin inisiyatifinde olmadığını, müvekkilinin tarifeyi değiştiremeyeceğini, tarifede yer almayan bir bedeli de tahsil edemeyeceğini, tarifede yer alan bedeli tahsil etmemezlik de yapamayacağını, dava konusu bedellerin tedarikçi firma sıfatına sahip olan müvekkili şirkete ait olmadığını, ilgili dağıtım şirketine iletim şirketi olan …’a ilgili belediyeye, TRT ve … Bakanlığı’na ait bedeller olduğunu, iletim bedeli bakımından …’a, enerji fonu bakımından …Bakanlığına, TRT payı bakımından TRT’ye, BTV payı bakımından da ilgili belediyeye davanın ihbar edilmesini, sözleşme şartlarına, geçerli mevzuata aykırı olan yasal koşulları oluşmayan haksız davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER /
Abonelik sözleşmesi ve ilgili faturalar dava dosyası arasına alınmıştır.
Dosya rapor tanzimi için Elektrik mühendisi bilirkişi …’a tevdii edilmiş, bilirkişi tarafından tanzim edilen 09/03/2018 tarihli raporda özetle; davalı taraflarca EPDK’nun düzenleyici işlemlerine uygun olarak faturalara yansıtılan toplam kayıp kaçak bedelinin 93.060,07 TL olduğu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları uyarınca taleple bağlı kalınarak davacıdan tahsil edilen kayıp kaçak bedelinin iadesinin mümkün olduğu hususları tespit edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava elektrik abonesi olan davacıdan tahsil edilen kayıp-kaçak vs. bedellerin davalıdan tahsili talepli eda davasıdır.
Taraflar arasında Elektrik Abone Sözleşmeleri’nin düzenlendiği ve sözleşmelerin halen geçerli olduğu uyuşmazlık konusu değildir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sırasında yürürlüğe giren yasal değişiklik karşısında dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi raporunda; davacıdan tahsil edilen bedelin toplam 93.060,07 TL olarak hesaplandığı belirtilmiştir.
Kayıp-kaçak, dağıtım ve iletim bedeli, sayaç okuma ve perakende satış hizmet bedeli ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 tarih ve… E.- …K. sayılı kararı ile Anayasa’nın “Vergi Ödevi” başlıklı 73.maddesinde “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir” şeklindeki düzenlemeye göre kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığından bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne kadar bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğundan EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınması doğru bulunmayarak hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra, 17.06.2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun’un 21.maddesi ile 6446 sayılı Kanun’un 17.maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bent ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; Tüketici Hakem Heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilmiştir.
Ayrıca, 6719 sayılı Kanun’un 26.maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen Geçici 19.madde de; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve Geçici 20.madde de ise, “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyetleri’nin ve mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmıştır.
Dava tarihi olan 19/04/2016 tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin Kanunun 17.06.2016 yürürlük tarihinden önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak tahsil edilmiş dava konusu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır. Buna karşılık davacının talebinin davalı yanca tahsil edilen kayıp kaçak bedellerinin tamamının iadesi olduğu, başka ifade ile davacının kurum işlemlerine dayalı olarak ve mevzuata uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş olsalar dahi kayıp kaçak bedellerinin iadesini talep ettiği göz önünde bulundurulduğunda dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunmayan yukarıda anılı yasal düzenleme kapsamında davalının kayıp kaçak bedellerini kurum işlemlerine uygun tahakkuk ettirip ettirmediği yönündeki bir araştırmaya gidilemeyeceği, anılan düzenleme ile davacının kayıp kaçak bedellerinin iadesi hakkının ortadan kaldırıldığı bu nedenle eldeki davanın konusuz kaldığı anlaşılmıştır.
Davanın devamı sırasında, dava konusu alacağın ödenmesi, menkul malın davacıya teslim edilmesi, gayri menkulün tahliye edilmesi gibi nedenlerle veya davanın açılmasından sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun yada Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı nedeniyle davanın konusuz kalması mümkündür. Davanın konusuz kaldığının tespit edilmesi halinde, mahkemece; esas (asıl talep) hakkında “Davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” ilişkin hüküm kurulması gerekmektedir. Bu tür kararlar, hükümler gibi (eda, tespit, inşai) nihai kararlardandır. Mahkeme kararı, aynı zamanda dava konusu hakkın mevcut olmadığını da tespit ettiği için tespit hükmü niteliğindedir.
Davanın konusuz kalması halinde, mahkemece; yargılamaya devam edilerek davanın açıldığı tarih itibariyle hangi tarafın haklı olduğunun tespit edilmesi, o taraf lehine yargılama giderleri ve vekalet ücretine karar verilmesi gerekir. Başka bir deyişle, yürürlüğe giren yeni yasa nedeniyle konusuz kalan davada, yeni yasanın yürürlüğe girmemiş olması halinde, davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olan ve davasını avukat ile takip eden taraf lehine “maktu vekalet” ücretine hükmedilmesi, yargılama giderlerinin ise karşı taraftan tahsiline karar verilmesi gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.2009 tarih, … E.-… K. sayılı ilamında “Dava tarihinde davasında haklı bulunan davacının, sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği” belirtilmiştir.
Somut olayda, dava tarihi itibariyle HGK kararı uyarınca davacının dava açmakta haklı olduğu anlaşılmaktadır. Yargılama harç ve giderleri, kural olarak davada haksız çıkan aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir (HMK md.326/1). Aynı şekilde, vekalet ücreti yönünden de haksız çıkan taraf aleyhine hüküm kurulur (HMK md.330/1). Dava açıldığı anda haklı durumda bulunan tarafın, yargılama sırasında oluşan yasa değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden, dolayısıyla karşı tarafın vekalet ücretinden sorumlu tutulması olanaklı değildir.
İzah edilen gerekçelerle 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17.maddesine 6719 sayılı Kanunun 21.maddesiyle eklenen 10.fıkra hükmü ile aynı yasa ile eklenen geçici 20.madde hükmü dikkate alınarak konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, konusuz kalan dava hakkında, toplanan deliller çerçevesinde davacının dava tarihi itibariyle haklılığını ispatlamış olduğu anlaşılmakla yapılan yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline ve davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Kısa kararda kanun yolu sehven istinaf olarak belirtilmiş, dava ve karar temyiz kanun yoluna tabi olduğundan bu maddi hata gerekçeli kararda düzeltilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17.maddesine 6719 sayılı Kanunun 21.maddesiyle eklenen 10.fıkra hükmü ile aynı yasa ile eklenen geçici 20.madde hükmü dikkate alınarak konusuz kalan dava hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması 35,90.-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan harçtan mahsubu ile eksik 6,70 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
29,20.-TL başvuru harcı, 29,20.-TL peşin harç, 812,75.-TL masraf toplamı 871,15.-TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacının kendisini bir vekil aracılığı ile temsil ettirdiği anlaşılmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 2.180,00.-TL maktu vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair 5235 Sayılı Kanunun geçici 2.maddesine göre Bölge Adliye Mahkemelerinin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 ve 29525 sayılı Resmi Gazetede ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere Davalı Atek vekilinin yüzlerine karşı, Davalı … ve Davacı vekillerinin yokluklarında verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı
HARÇ BEYANI /
35,90.-TL KARAR HARCI
29,20.-TL PEŞİN HARÇ /
06,70.-TL KALAN HARÇ
DAVACI GİDERİ /
58,40.-TL PEŞİN HARÇ
212,75.-TL POSTA MASRAFLARI
600,00.-TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ /
871,15.-TL TOPLAM