Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/344 E. 2018/336 K. 29.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/344 Esas
KARAR NO : 2018/336
DAVA : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 31/03/2016
KARAR : Usulden Red
KARAR TARİHİ : 29/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Olay günü olan 23/03/2016 günü sürücü…’un sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosikleti ile … istikametine seyir halinde iken … kavşağına geldiği sırada motorunun ön depo kısımları ile yolun sağından … sokaktan dağ istikametinden gelen sürücü…’ın sevk ve idaresindeki… plaka sayılı kamyonetin ön tampon kısımları ile çarpışması neticesinde yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davacı müvekkil …’ın …’un sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosikletinde yolcu olduğunu, kaza tespit tutanağında… plakalı araç sürücüsü …’un 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 52/1-a kuralını ihlal etmesi nedeniyle kusurlu olduğunu, … plakalı araç sürücüsü …’ın ise 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 52/1-a kuralını ihlal etmesi nedeniyle kusurlu olduğunun belirtildiğini, davacı müvekkili söz konusu kaza dolayısıyla yaralandığını, …Devlet Hastanesinde tedavi altına alındığını, femur kırığı tanısı konulduğunu, davacı müvekkilinin ayağından dizine kadar platin mevcut olduğunu, kazaya sebebiyet veren … plaka sayılı aracın davalı … Şirketine…numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk sigorta poliçesi ile kaza tarihinde sigortalı bulunduğunu, kazaya sebebiyet veren … plaka sayılı aracın Zorunlu Mali Sorumluluk sigortasının bulunmadığını, müvekkilin …doğumlu olup kaza tarihi itibariyle 13 yaşında olduğunu, öğrenci olduğunu, müvekkilinin 2918 sayılı yasadan kaynaklanan söz konusu kaza dolayısı ile iş gücü kaybından doğan daimi sakatlık tazminatını alabilmesi için iş bu davayı açma zaruretinin doğduğunu beyan ederek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davacıya ödenmesi gereken iş gücü kaybından doğan toplam 1.000 TL tazminatın 500,00 TL daimi maluliyet tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 1 numaralı davalıdan, 500,00 TL daimi maluliyet tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 2 numaralı davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı …vekili cevap dilekçesinde ve özetle; 2918 Sayılı Kanunun 97 nci maddesindeki değişikliğe göre; ”Madde 97- Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içerisinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” şeklindeki düzenlemeyle, dava öncesinde müvekkil kuruma öncelikle başvuru yapılmış olması şartının getirildiğini, ancak, davacı tarafça maluliyet sebebiyle tazminat talebine ilişkin olarak, dava öncesinde müvekkil kuruma başvuru yapılmamış olduğundan, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, rizikonun meydan geldiği tarihte, … plakalı aracın …A.Ş. nezdinde… nolu poliçe ile kaza tarihini kapsar şekilde sigortalı bulunduğunu, bu nedenle müvekkil kurumun herhangi bir sorumluluğu bulunmamakta olup davanın esasına girilmeden müvekkil kurum yönünden husumet yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, …’nın sorumluluğundan bahsedebilmek için öncelikle trafik sigortası bulunmadığı iddia edilen tescilsiz aracın, trafik sigortası yaptırma zorunluluğu bulunan motorlu taşıtlardan olup olmadığının tespitinin gerektiğini, müvekkil kurum Sigortacılık Kanunu’nun 14. Maddesi ve …Yönetmeliği’nin 9/b maddesi gereğince hak sahibine ödeme yapmak ile yükümlü bulunduğunu, … Yönetmeliği’nin 16. Maddesi ile müvekkili …’na yasada belirtilen nedenlerle yaptığı ödemeler için zarara neden olanlara (aracın işletenine, sürücüsüne, diğer sorumlulara ve mirasçılarına) rücu etme hakkı tanındığını, bu nedenle kaza tarihinde sigortasız olduğu iddia edilen … Plakalı aracın sürücüsü…’a ve aracın işletenine HMK Md. 61 uyarınca davanın ihbar edilmesini sayın mahkemeden talep ettiklerini, ayrıca dosya kapsamından … Plakalı aracın işleteni tespit edilemediğini, bu nedenle ilgili Emniyet biriminden … Plakalı aracın kaza tarihi itibariyle tescil bilgilerinin sorulmasını talep ettiklerini, Sayın mahkemece müvekkil kuruma yalnızca dava dilekçesinin tebliğ edildiğini, başkaca hiçbir delilin tebliğ edilmediğini, davacı tarafından davadan evvel müvekkil kuruma müracaat edilerek hasar dosyası da açtırılmamış olduğundan tazminat talebine konu olayla ilgili davacı vekilinin dava dilekçesinde yer verilen yetersiz beyanlarından başka bir bilgi edinmenin mümkün olmadığını, öyle ki kaza tespit tutanağı tebliğ edilmediğinden kazanın oluş şekli dahi anlaşılamadığını, …’nın sorumluluğu kapsamında bulunan, zorunlu sigortaların sağladığı teminatlara ilişkin olarak; sigortalının belirlenememesi, rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli sigortanın bulunmaması veya çalınmış veya gasp edilmiş araçlarla kazaya sebebiyet verilmesi durumlarında, kazalarda zarar gören kişilerin, sigorta güvencesinden yoksun kalmaları nedeniyle uğrayacakları bedeni zararların karşılanmasından ibaret olduğunu, bu sebeple öncelikle Türkiye Sigortalar Birliği’nden kazaya karışan aracın kaza tarihi ve saatini kapsar şekilde geçerli sigorta poliçesinin olup olmadığının sorulması gerektiğini, ilgili kurumdan gelecek cevabi yazı neticesince müvekkil kurumun sorumluluğunun tespit edilmesi gerektiğini, davacılar vekili tarafından davaya konu kazanın oluşumunda tarafların kusur oranlarına ilişkin geçerli bir raporun ibraz edilmediğini, daimi maluliyetin varlığından söz edebilmek için tıbbi tedavinin sona ermesi ve daimi malûliyetin kati surette tespiti gerektiğini, davacının kaza sebebiyle duçar olduğu daimi sakatlık sonucu meydana gelen sürekli iş gücü kaybı var ise, bunun Yargıtay içtihatları doğrultusunda Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu marifetiyle tespit edilmesi gerektiğini, ayrıca malüliyetin sebebi ve oranının da böylece tespit edilmesi gerektiğini, Karayolu Trafik Kanunu 87. Maddesi ‘’Yaralanan veya ölen kişi, hatır için karşılıksız taşınmakta ise veya motorlu araç yaralanan veya ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmiş bulunuyorsa, işletenin veya araç işletenin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu ve motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk, genel hükümlere tabidir… ‘’ hükmünü içerdiğini, bu nedenle müteveffanın veya yaralananın olayda hatır yolcusu olarak araçta bulunduğunun tespiti halinde TBK 51-52 (Mülga BK.43 ve 44) maddelerinin uygulanması ve tespit edilecek maddi tazminattan uygun bir miktar indirim yapılması gerektiğini, davacının kaza anında emniyet kemeri veya kask takıp takmadığı vb. güvenlik önlemlerini alıp almadığı dosya kapsamından anlaşılmadığını, bu sebeple sayın mahkemece yukarıda belirtilen hususların araştırılmak suretiyle davacının zararın meydana gelmesinde/artmasında müterafik kusuru bulunduğunun tespit edilmesi halinde TBK 51-52 (Mülga BK.43 ve 44) maddelerinin uygulanması ve hesaplanacak maddi tazminattan ayrıca müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini beyan ederek haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın müvekkil şirke…Sigorta tarafından 18.02.2016-2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … no.lu Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, sözü geçen Sigorta Poliçesinin ekte olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, Müvekkil Şirketin Sorumluluğunun Trafik Poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, yapılacak yargılamada araçların kusur durumlarının tespit edilmesi gerektiğini, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası, meblağ sigortası olmadığından, poliçede üst limit olarak belirlenen tutarın her olayda otomatik olarak ödenmesinin mümkün olmadığını, müvekkil şirketin ancak sigortaladığı araç işletenin sorumluluğu nispetinde zarardan sorumlu tutulabileceğini, bunun için öncelikle kazada araçların kusur durumunun tespiti gerektiğini, nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 13.11.2013 tarih … E…. K. Sayılı ilamının da bu yönde olduğunu, ancak her halükarda davacının müterafik kusurunun dikkate alınmasını talep ettiklerini, Sigortalı araca atfedilen kusuru kabul etmemekle beraber, bir an için iddia edildiği üzere sigortalı aracın kusurlu olduğu kabul edilse dahi, davacının iddia olunan zararın meydana gelmesinde ve artmasında müterafik kusurunun dikkate alınmasını, hesaplanacak tazminattan uygun oranda indirim yapılmasını talep ettiklerini, davacının seyir halinde bulunduğu motorsikletin, ehliyet durumu, istiap haddi (motorsiklet için 1 kişidir) Gibi hususlar yönünden de değerlendirilmesini talep ettiklerini, ayrıca kask ve diğer koruyucu ekipmanın kullanılmamış olması nedeniyle de zararın meydana gelmesi ve artmasında müterafik kusur bulunduğunun kabulü gerektiğini, somut olaya bakıldığı zaman davacı istiap haddi 1 kişi olan motosiklete yolcu olarak binerek kazanın oluşumunda ve ya artmasında etkili olduğunu ayrıca ehliyetsiz olan kişinin aracına bindiğini, bu yönüyle de müterafik indirim yapılması gerektiğini, birçok Yargıtay kararında müterafik kusur hususu dikkate alındığını, bu durumda hesaplanacak tazminattan uygun oranda indirim yapılması gerekeceği açıkça ifade edildiğini, dava konusu olayla ilgili olarak ceza soruşturma dosyasındaki tüm delillerin, ifade tutanaklarının, tanık beyanlarının ve nihayet bilirkişi raporunun temini gerektiğini, Ceza dosyası ve varsa Kusur durumunu gösteren bilirkişi raporu celp edildikten sonra 23.03.2016 tarihinde meydana gelen kazada kusur durumlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmesini talep ettiklerini, davacı yanın maluliyet iddialarının değerlendirilebilmesi için Adli Tıp Kurumu …İhtisas Dairesine sevk edilerek yalnızca kaza ile illiyet bağı bulunan maluliyet durumu hakkında rapor alınmasını talep ettiklerini, bu nedenle maluliyet hesabında yalnız fiziki ve sürekli nitelik taşıyan arazların dikkate alınması, buna göre kaza ile illiyet bağı bulunan maluliyet oranının belirlenmesi gerektiğini, davacının sosyal ve ekonomik durumlarının ve hangi Sosyal Güvenlik Kuruluşlarına tabi olduğunun sayın mahkemece tespit edilmesi gerektiğini, bilindiği üzere eğer davacılar Sosyal Güvenlik Kurumundan geçici iş göremezlik ödeneği, tedavi gideri ya da peşin sermaye değeri almış ise, Sosyal Güvenlik Kurumunun kendi özel kanunlarına göre müvekkil şirket Anadolu Sigortaya rücu imkanı doğduğunu, Anadolu Sigortanın davacıların dışında, Sosyal Güvenlik Kuruluşlarının da aynı kazadan dolayı aynı rücu talepleriyle karşı karşıya kalmaması için bu konudaki araştırmaların re’sen yapılması gerektiğini, dolayısıyla davacının Sosyal Güvenlik kuruluşlarından herhangi bir ödeme alıp almadığının tespitini talep ettiklerini, diğer yandan kusur durumu ve maluliyet belirlendiğinde dosyanın hesaplama amacıyla, aktüeryal rapor hazırlanabilmesi için aktüer siciline kayıtlı uzman bilirkişiye verilmesini talep ettiklerini, ancak önemle aktüer hesabı yapılırken kullanılan yaşam tablosuna göre bakiye ömür, bilinen dönem, aktif ve pasif dönemin ayrı ayrı ve denetime elverişli biçimde hesaplanması gerektiğini beyan ederek öncelikle dosyaya sunulan tüm delillerin taraflarına tebliğine, celp edilmesi gereken delillerinin toplanmasına, tarafların kusur oranı ile davacının müterafik kusurunun tespitine, müterafik kusur nedeniyle tazminattan uygun oranda indirim yapılmasına, kusur durumu ve yalnız kaza ile illiyeti bulunan fiziki ve sürekli maluliyet oranının tespiti için kazazedenin Adli Tıp’a sevkedilmek suretiyle Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesi nezdinde bilirkişi incelemesi yapılmasına, dava tarihinden faiz talebinini reddine karar verilmesini, herhalde haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesini saygıyla talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
Davacı taraf davalılardan cismani zararı nedeni ile tazminat talep etmiştir.
Davalılar genel mahiyette davanın reddini savunmuştur.
Dava, haksız fiil olan trafik kazası nedeniyle talep edilen maddi zararın tazminine ilişkindir.
02.12.2016 tarihinde 1. Celsede davacı vekilinin mazeret sunduğu, mazeretin kabul edildiği; 01.02.2017 tarihli 2. Celsede sigorta şirketine başvurunun varlığına dair beyanda bulunulması için davacı tarafa süre verildiği; 22.02.2017 tarihli 3. Celsede önceki celsede verilen sürede beyanda bulunulmadığı ve davacı tarafın mazeret bildirdiği, mazeretin kabul edildiği, yine başvurunun varlığına dair belge ibrazı için sonuçların ihtar edildiği ihtaratlı süre verildiği; 19.04.2017 tarihli 4. Celsede dosyanın 6100 S HMK m. 150 ye göre işlemden kaldırıldığı; yenileme talebinde bulunulduğu dosyanın yenilendiği bunun üzerine yapılan 25.10.2017 tarihli 5. Celsede davacı vekilinin yeniden mazeret dilekçesi gönderdiği, mazeretin kabul edildiği, ayrıca gider avansının yatırılması gerektiği aksi halde davanın dava şartı yokluğundan reddedileceğinin ihtarının yapıldığı iş bu durumun resmi ödenekçe karşılanan gider ile davacı tarafa bildirildiği ve sigorta şirketine başvuru şartının gelecek celse değerlendirileceğinin bildirildiği bu yönde ara karar kurulduğu; 21.12.2017 tarihli 6. Celsede davacı vekilince yine mazeret sunulduğu ve mazeretin kabul edildiği; 18.01.2018 günlü 7. Celsede ön inceleme yapılarak sigorta başvuru şartının aranmadığının tespit olunduğu ancak gider avansının eksikliği nedeni ile tamamlama için davacı tarafa 2 haftalık yasal kesin süre verildiği aksi halde davanın 6100 Sayılı HMK m 120,114/ 1-g ,115 ve HMK Gider Avansı Tarifesi gereğince usulden reddedileceğinin ihtar olunduğu buna rağmen gider avansının tamamlanmadığının 29.03.2018 tarihli 8. Celsede duruşma esnasında UYAP üzerinden yapılan araştırma ile tespit edildiği iş bu celsede de yine davacı vekilince mazeret sunulduğu anlaşılmaktadır. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; gider avansı dava şartı olup davacıya verilen ihtarat sonucunda davanın usulden reddedileceğine dair kanuni kesin sürede davacı tarafından gider avansının tamamlanmadığı anlaşıldığından ve dava şartları her aşamada incelendiğinden aşağıdaki şekilde kanunen davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının usulden reddine,
2-6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca davacıdan alınması gereken karar ve ilam harcı olan 35,90 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 29,20 TL harçtan mahsubuna ve bakiye 6,70-TL daha karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazine’ ye gelir kaydına,
3-İşbu dava nedeni ile davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5- Davalı taraflar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 1.000 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
6- 6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen davacı gider avansının varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda dava konusu miktar dikkate alındığında kesin olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.
Katip
Hakim
¸e-imzalıdır