Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/324 E. 2018/743 K. 05.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/324 Esas
KARAR NO : 2018/743
DAVA : Menfi Tespit ve İstirdat
DAVA TARİHİ : 29/03/2016
KARAR : RED
KARAR TARİHİ : 05/07/2018
Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit ve istirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Tarafları … A.Ş ve… A.Ş’nin borcuna teminat olmak üzere imzalanan 04/12/2013 tarihli 1.000.000,00 TL tutarlı faktoring sözleşmesindeki borcun tasfiyesi için 10/06/2014 tarihinde yeni bir protokol imza edilerek sözleşmenin revize edildiğini, bu protokole göre asıl borçlu … A.Ş’nin borcunun 1.236.000,00 TL olarak belirlendiğini, sözleşmede aynı zamanda kefil olarak yer alan davacı ve şirket yetkilisi …’ın kefaletinin 600.000,00 TL ile sınırlandırıldığını, davalı Faktoring Şirketine iki kez EFT ile ödeme yapılmış olduğunu, devamında müşterilerden alınan çeklerin ciro edilerek verildiğini, davalının çeklerin ödenmeme ihtimaline karşılık anlaşılandan daha fazla çek talep etmesine karşılık 753.000,00 TL tutarında çek teslim edildiğini, 31/03/2016 tarihli 100.000,00 TL çekin ödenmesi ile toplam ödemenin 753.000,00 TL’ye ulaşacağını, davalının kefalet tutarını geçen 53.000,00 TL ile vadesi gelmeyen 100.000,00 TL çeki iade etmediğini, kefaletin 600.000,00 TL ile sınırlı olmasına karşılık davalının kendisine teminat olarak verilen çeklerin tahsiline devam etme amacında olduğunu, kefalet tutarından fazla ödeme yapılması nedeni ile 31/03/2016 vadeoli çekin tahsilinin tedbiren durdurulmasının talep edilmesinin telafisi güç zararlar doğmaması için zaruri olduğunu beyan ederek 100.000,00 TL çek için tedbir kararı verilmesini, şimdilik fazladan tahsil edilen 53.000,00 TL fazla ödemenin iadesini (100.000,00 TL’lik çekin tahsili halinde davanın ıslah hakkı saklı tutulmak üzere), 04/12/2013 tarihli ana sözleşme ve 10/06/2014 tarihli protokole göre borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davacı tarafından verilen dava dilekçesinde öne sürülen hususlar çerçevesinde…A.Ş…Şubesi üzerine keşideli 100.000,00 TL bedelli çek ile ilgili tedbir karar verildiğini, davacı tarafça çekin dayanağı olan hukuki işlemin yanlış aksettirildiğini, böylece Sayın Mahkemede yanlış kanaat uyandırıldığını, 04/12/2013 tarihinde 1.000.000,00 TL faktoring sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye …’ın müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imza attığını, imzalanan sözleşme zımnında …A.Ş’den olan 850.780 TL alacağın temlik alındığını, 16/10/2014 tarihinde davacının kullandığı kredinin zamanında ödenmemesi üzerine bu krediyi tasfiye amacı ile… A.Ş ile protokol yapıldığını, imzalanan protokole davacının yanı sıra … ve …’ın müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imza attığını, tasfiyeye konu borcun yenilenmediğini, protokole uyulmaması halinde borç için alacaklı şirketin kaldığı yerden yasal müracaatlara devam etmesinin kabul edildiğinin bahse konu protokolde zikredildiğini, protokol taksitleri zamanında mdenmediğinden imzalanan protokolün ortadan kalktığını, davacı ve kefilinin sadece 600.000.00 TL den sorumlu olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, 25/12/2014 tarihinde davacının yükümlülüklerine aykırı hareket etmesi nedeniyle …Noterliğinden …yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 04/12/2013 tarihli sözleşmeye istinaden açılan cari hesabın kat edildiğini, 13/07/2015 tarihinde davacı ile yeni bir faktoring sözleşmesi imzalandığını, yeniden sözleşme imzalanması talebinin davacıdan geldiğini, daha önceki sözleşme döneme ait 1.236.000,00 TL civarında borcun kabul edilerek kapatılmasının hedeflendiğini, 29/07/2015 tarihinde davacının …’den alacağın 731.314,00 TL’lik kısmının temlik edildiğini ve borçtan mahsup edilmesinin açıkça beyan edildiğini, 15/10/2015 tarihinde davacının…Şti’den olan 119.700,00 TL tutarındaki alacağının 100.000,00 TL’lik kısmını temlik ettiğini ve ihtiyati tedbire konu çekin taraflarına verildiğini, borca mahsubunun istendiğini, bu beyanla dava dilekçesinde belirtilen 600.000,00 TL’den değil varlığının kabul ettikleri 1.236.000,00 TL’lik toplam borçtan sorumlu olduklarının davacı tarafından teyit edildiğini beyan ederek ileri sürüldüğü üzere 04/12/2013 tarihli sözleşme ve 10/06/2014 tarihli protokol çerçevesinde değil 13/07/2015 tarihli sözleşme çerçevesinde alınan çek ile ilgili verilen ve yasal dayanağı bulunmayan ihtiyati tedbir kararının yasal dayanağının bulunmadığı gerekçesi ile kaldırılmasını talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
*Bilirkişiler; …ve … tarafından hazırlanan 10/02/2017 tarihli bilirkişi raporu,
Davacı taraf; davalı tarafa verilen çeklerden dolayı 100.000,00 TL borçlu olmadığının tespiti ile fazladan 53.000,00 TL ödeme yapıldığı iddiası ile bu miktarın istirdadını talep etmiştir.
Davalı taraf genel mahiyette davanın reddini savunmuştur.
Dava; menfi tespit ve istidada ilişkindir.
Dosya tüm veriler, deliller toplanarak bilirkişiye tevdi edilmiş; TMK 6 ve 7 ile HMK 187- 293. maddeleri gereğince ispat hususuna ve ispat kurallarına dikkat edilmiştir. Tarafların ticari kayıtları incelenmiştir. Teknik inceleme sonucu; ilk aşamada davacıya dava dışı… Şirketinden olan alacağı temlik alınarak kredi kullandırıldığı, kredinin asıl borçlusunun davacı olduğu, dava dışı…’ ın temlike göre ödeme yapmaması sonucundan davacının asıl borçlu olarak sorumlu olduğu, son imzalanan protokol gereğince yeni bir sözleşmenin dava tarafları arasında imzalandığı, içeriğinin taraflarca kabul edildiği ve bu konuda çekişme bulunmadığı, buna teminat olarak teminat senedinin imzalandığı, taraflar arasındaki ticari ilişkide davacının halen davalı tarafa borçlu olduğu ticari kayıtlardan anlaşılmıştır. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; davacının borçlu olduğu bu nedenle istirdadı gereken bir meblağın bulunmadığı gibi borçlu olmadığının tespitinden bahsedilemeyeceği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde kanunen, taktiren ve vicdanen karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre karar ve ilam harcı olan 35,90 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.612,86 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ ye gelir kaydına, bakiye 2.576,96 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa talebi ile iadesine,
3- İşbu dava nedeni ile davacı tarafından yapılan yargılama giderinin uhdesinde bırakılmasına,
4- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 14.990,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5- 6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen davacı gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.
Katip …
Hakim …
¸e-imzalıdır