Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/279 E. 2019/18 K. 09.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2016/279 Esas
KARAR NO : 2019/18
DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 14.03.2016 ( Mahkememize kayıt tarihi:17/03/2016 )
KARAR :RED
KARAR TARİHİ: 09/01/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında 27/03/2010 tarihinde Acentelik sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşmeye dayalı müvekkili ile davalı arasındaki acentelik sözleşmesinden kaynaklanan iş ilişkisi 2015 yılının Haziran ayına kadar sürdüğünü, müvekkilinin bu süre zarfında davalının talepleri doğrultusunda kendisine yüklenen her türlü yükümlülüğü yerine getirdiğini, Acentelik Sözleşmesinin Ek protokolü Cari Hesap sözleşmesinin 4. Maddesinde gereğince, acenteye ödenecek olan ve acentenin zarar etmesini engelsek amaçlı, belli bir miktar ciro alt sınır alınarak minimum düzeyde hesaplanan masraf kalemlerinin her altı ayda bir gözden geçireceğini konusunda anlaştıklarını, masraf kalemlerinde ülkenin ekonomik şartlarından ve yasalardan kaynaklanan (asgari ücret artışları veya yeni vergi kalemleri vb) artışların 6 aylık periyotlarla acenteye hak ediş bedellerine yansıtılacağı ve masraf kalemlerindeki artışların tek tek güncelleneceği konusunda mutabakata varıldığını, ayrıca sözleşmenin bu maddesi gereğince, davalı şirketin müvekkilinin zarar etmeme garantisi verdiğini, mutabakata konu masraf kalemlerinin Personel özlük hakları, iaşe, SSK giderleri, Kira, aidat ve stopaj giderleri, basılı evrak, kırtasiye ve poşet giderleri, yakıt giderleri, elektrik su, telefon ve ısınma giderleri, Acentalık Sözleşmesinde belirtilen sigorta primleri, araçların ve demirbaşların bakım ve onarım giderleri olduğunu, masraf kalemlerinde artış olmasına rağmen bu farkların en son 01/01/2012 tarihinde yapıldığını, davalının bir çok masraf kalemleri anlamsız bahanelerle ödememeye başladığını, 2012 ocak ayından itibaren eksik ödediği masrafların Personel özlük hakları, iaşe SSK giderlerine göre; müvekkilinin toplam 6 personel görev yaptığını, müvekkilinin 6 personelden daha az personel çalıştırmasının yasak olduğunu, 2011 yılından 2015 yılı arasında; Asgari ücret 887 Tl’den 1201,50 TL’ye yükseldiğini, asgari ücret artışından kaynaklanan ve müvekkiline eksik ödenen tutarın 31.346,60 TL civarında olduğunu, SSK işveren payı ve SSK işçisizlik payından fark ise 17000 TL üzeri olduğunu, Kira, aidat ve stapaj giderlerinin yıllık enflasyon oranında bir artış olduğunu kabul ederlerse yaklaşık olarak 1.250 TL eksik ödeme söz konusu olduğunu, 2011 yılından 2012 yılı arasındaki; Basılı evrak, kırtasiye ve poşet giderleri;Yakıt gideri, Elektrik, su , telefon, ve ısınma giderleri Acentalık sözleşmesinde belirtilen sigorta primleri, araçların ve demirbaşların bakım ve onarım giderlerinin toplam tutarlarındaki değişimin %27 civarında olduğunu, 2013 yılı için 8400 TL eksik ödeme yaptığını, bu masraf kalemlerinde 2014 yılı için 19.200 TL eksik ödeme yaptığını, 2015 yılı için 13800 TL olduğunu, davalı şirketin Acentalık sözleşmesinden kaynaklanan şubenin giderlerindeki artışları ödemesi gerekirken sözleşmeye aykırı davrandığını, davalı şirket taşıma ücretlerine zam yaparken müvekkilinin giderlerinin artışının karşılanmadığını, 2015 yılı Haziran ayında ise tarafların acentalık sözleşmesini sona erdirdiklerini, davalı şirketin kötü niyetli olarak masraf artışlarını ödemediği gibi 2015 Mayıs ve Haziran ayındaki ödemesi gereken masraf faturalarını ödemediğini, müvekkilinin bu faturaları icra yolu ile tahsiline başvurduğunu, ancak davalının kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini, davalının Acentalık sözleşmesi sırasında müvekkilinden teminat olarak aldığı senet için takip başlattığını, ortaya çıkan artışlardan kaynaklanan farkların müvekkiline ödenmesini, 01/06/2012 tarihinden itibaren eksik ödenen alacakları için şimdilik toplam 25000 TL alacakların hak ediş tarihi itibariyle işleyecek olan reeskont faizi ile birlikte tahsilini, müvekkiline eksik ödenen diğer artışlarına istinaden şimdilik toplam 15.000 TL alacağının hak ediş tarihi itibariyle işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte tahsilini dava masrafları ve vekalet ücretinin işleyecek olan yasal faizi ile karşı yana yükletilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle;Taraflar arasında akdedilen Acentelik Sözleşmeleri gereği müvekkili şirket ticari defter ve kayıtlarının kesin delil niteliğine haiz olduğunu, Acentacılık Sözleşmelerinin 43/1/a hükmü uyarınca Madde 43 “Acenta” ile “… Kargo” arasında çıkacak sorunlarda dikkate alınacak hükümlerin “Acenta” ile “… Kargo” arasında çıkacak çekişmelerde “… Kargo”nun defter ve kayıtları geçerli ve kesin delil olacaktır ” ibaresi bulunduğunu, karşı tarafın ticari ve defter ve kayıtlarının dikkate alınmaması gerektiğini, tanık deliline başvurulmasına muvafakatlerinin bulunmadığını, davacının müvekkil şirket alacağını müşterilerden tahsil ederek müvekkiline ödememek sureti ile kasa açığı fiilini işlemesi nedeniyle Acentelik Sözleşmesi ve ekleri Müvekkili Şirket tarafından haklı nedenle feshedildiğini, 07/04/2015 tarihinde Sütçüimam Acentede yapılan denetimde, kasa sayımında 7.729,31 TL’nin birimde bulunmadığı, müvekkili şirket adına müşterilerden tahsil edilmiş olmasına rağmen tahsil edilmemiş gibi gösterilmek suretiyle acente yedine alınmış olduğu yani kasa açığı fiilini işlediği görüldüğünü, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından acenteye ihtarname gönderilmek ve ihtarnamede fesih gerekçeleri de açıkça belirtilmek suretiyle mezkur Acentelik Sözleşmesi ve ekleri Müvekkil Şirket tarafından 20/04/2015 tarihinde haklı nedenle tek taraflı olarak feshedildiğini, ve acentelik ilişkisine son verildiğini, masraf güncellemelerinin sözleşme hükümlerine uygun olarak yapıldığını, davacının zarar etmesini masraf güncellemesi yapılmamasına dayandırma çabasının son derece mesnetsiz olduğunu, aylık acente masraflarının belirlenmesi mühhasıran müvekkili şirkete ati olup taraflarca kararlaştırılan iş bu hüküm uyarınca masrafların artış ya da eksilişine karar verecek taraf … Kargo olduğunu, bu anlamda müvekkil şirkete sözleşme ve kanun kapsamında masraf ödeme veya güncelleme yapma kapsamında herhangi bir mükellefiyet yüklenmiş olmadığını, davacı tarafından maddeler halinde belirtilen masraf kalemleri başlığı altında belirtilen hususlar şube giderleri olarak sözleşmede belirtildiğini, davacının hiçbir şekilde dayanağı dahi bulunmayan örneksemeler ile afaki dayanaksız ve delil listesinde dahi bir ispat aracına dayandırılmayan birtakım rakamsal ifade ve yüzdelerle belirtmiş olduğu parasal değerler tamamen hakikatten ve inindarıcılıktan uzak olduğunu, davacının ödemesi gerekip de fesih sonrası müvekkil şirketin ödemek durumunda kaldığı bedeller ve sebebiyet sonrası müvekkil şirketin ödemek durumunda kaldığı bedeller ve sebebiyet verdiği kasa açığı nedeniyle davacının müvekkil şirkete borçlu durumda olduğunu, davacı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile 23.000 TL asıl alacak ve 923,30 TL işlemiş faiz talebi ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe girişilmiş olup takibin halen derdest olduğunu, haksız davanın reddini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı yana yükletilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
*Bilirkişi … tarafından hazırlanan 27/02/2018 tarihli bilirkişi raporu ( davacıya ait Yasal defterlerin Genel Kabul Görmüş Muhasebe Usul ve Eseslarına Kanun ve Mevzuatlarına uygun olarak tutulduğunu, T.T.K’nun 70. Maddesi gereğince yaptırılması gereken kapanış tasdik işlemlerin süresinde yaptırıldığı, ancak 2015 yılına ait defterlerin açılış tasdikini gecikmeli 30/01/2015 tarihinde yaptırdığını, yevmiye defterinin kapanış tasdikinin ise yaptırılmadığını, davacı …’in incelenen yasal defterlerinde; 31/12/2015 tarihinde davalı … A.Ş’den 11.151,77 TL tutarı alacaklı olduğu, davacı …’in masraf artışlarının yapılmaması sonucu artış farkı olarak;20.596,68- TL ve faiz tutarı 13.121,45- TL Toplam 33.718,13-TL davalı … A.Ş’den alacaklı olduğu, davacı …’in masraf artış farklarından dolayı, davalı … A.Ş’den 33.718,13 TL- alacağının bulunduğu özel ve teknik olarak değerlendirilmiştir.) incelenmiştir.
*Bilirkişi Mehmet Alkan tarafından hazırlanan 26/01/2018 tarihli bilirkişi raporu (davalı tarafından incelemeye sunulan 2010-2011-2012-2013-2014-2015-2016 yılları ticari defterlerin TTK. İlgili hükümleri yönünden usülüne uygun tutulduğu, davalı yanın davacı yandan dava tarihi olan 14/03/2016 tarihi itibariyle 22.171,65 TL alacaklı olduğu, taraflar arasında akdedilen sözleşme ve ek protokole göre; uyuşmazlıkların çüzümünde … Kargo”nun muhasebe kayıtları esas olacağı… ve (masraf kalemleri artışlarına ilişkin ise) Acente’nin de fikri alındıktan sonra; söz konusu değişimlere bağlı artış veya eksilişlerin, masraf tutarına eklenmesi veya çıkarılması konusundaki nihai karar merici “… Kargo” olacağı özel ve teknik olarak değerlendirilmiştir.) incelenmiştir.
*Bilirkişi … tarafından hazırlanan 06/07/2018 tarihli ek raporu (Kasa açığı (23/04/2015 tarihli 11.255,00 TL) davalı yan vekili tarafından sunulan davacı yanın imzası bulunan kasa açığı tutarının 11.047,42 TL olduğu, 11.047,42 TL sinin haklı yere düzenlendiği (Davacının kabulünde olduğu), bildirilmiştir) incelenmiştir.
Davacı, davalı taraf ile arasındaki 27.03.2010 tarihli acentelik sözleşmesi ile ek protokol gereği ve cari hesap alacağı bulunduğu iddiası ile her altı aylık ekonomik- kanuni şube masraflarında ortaya çıkan artış farkının ayrıca eksik ödenen alacak kalemlerinin ve güncelleme eksikliği nedeni ile eksik ödenen artışların tahsili talep edilmiştir.
Davalı taraf, genel mahiyette davanın reddini savunmuştur.
Dava, acentelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın varlığı ve miktarına ilişkindir.
TMK 6 ve 7 ile HMK 187- 293. maddeleri gereğince ispat hususuna ve ispat kurallarına dikkat edilmiştir.
Taraflar arasında acentelik sözleşmesinin varlığında çekişme bulunmamaktadır. Sözleşme serbestisi ilkesi çerçevesinde karşılıklı rızalar ile sözleşmenin kurulduğu bu konuda ihtilaf olmadığı görülmektedir. Taraflar arasındaki sözleşme m. 4.3 gereği davacı acente ile davalı … kargo arasında çıkacak çekişmelerde … kargonun ticari defter ve kayıtlarının geçerli ve kesin delil olacağının hüküm altına alındığı anlaşılmaktadır. Yine ek protokole göre uyuşmazlıkların çözümünde … kargonun muhasebe kayıtlarının esas olacağı, masraf kalemleri ve artışlara ilişkin acente fikri alındıktan sonra söz konusu değişimlere bağlı artış veya eksilişlerin masraf tutarına eklenmesi veya çıkarılması konusundaki nihai merciin … kargo olacağının kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Tarafların; tacir olması hususu da değerlendirilerek dürüstlük ilkesi gereğince sözleşme şartlarının tüm içeriği ile karşılıklı edimler ile birlikte kabul edildiği ancak davacı tarafından acentelik sözleşmesi gereği alacağın bulunduğundan bahisle dava açıldığı anlaşılmaktadır. İfa edilen sözleşme sonrasında veya yürürlüğü esnasında sözleşme şartlarına aykırı alacak talebinin ileri sürülmesinin iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağına kanaat getirilmiştir. Herkes haklarını kullanırken dürüstlük kurallarına uymalıdır. Açıkça hakkın kötüye kullanılamayacağı ve bunun hukuk düzenince korunamayacağına dikkat edilmelidir. Sözleşme serbestisi ilkesinin geçerli olduğu, bunun sonucu olarak serbest iradeler ile sözleşmenin içeriğinin başından ifa süreçleri de dahil kabul edildiği ve kanuni yükümlülüklerin yüklenildiğine dair delillerin toplandığı değerlendirilmiştir. Bu nedenle davacının sözleşmesel değişime dair sözleşme şartlarına uygun olmayan alacak iddiasının dinlenilebilirliği bulunmamaktadır. Bunun aksine bilgi ve belge bulunmamaktadır. Tarafların dosya kapsamında sunduğu ticari kayıtları ve defterleri incelenmiştir. TTK 222. Maddesindeki ticari defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığına dikkat edilmiştir. Ayrıca davacının sözleşme prosedürüne uymayan talebi uygun görülmemekle, taraflar arasındaki sözleşme ilkeleri gereğince davalı defterlerine değer verilmiştir. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; davacının davasını ispatlayamadığı, davacının defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı bu nedenle lehine delil teşkil edemeyeceği ve zaten sözleşme gereği davalı defterlerinin kesin delil olduğu, davalı tarafın defterlerinde davacıya borcunun bulunmadığı, sözleşme serbestisi ilkesinin geçerli olduğu bunun sonucu olarak serbest iradeler ile sözleşmenin içeriğinin başından ifa süreçleri de dahil kabul edildiği ve kanuni yükümlülüklerin yüklenildiğine dair delillerin toplandığı değerlendirilmiştir. Bu nedenle davacının alacağının bulunmadığına kanaat getirilerek davanın reddi gereği aşağıdaki şekilde kanunen, taktiren ve vicdanen karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca karar ve ilam harcı olan 44,40 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 683,10 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ ye gelir kaydına, bakiye 638,70 TL harcın karar kesinleştiğinde, talep halinde davacıya iadesine,
3-İşbu dava nedeni ile davacı tarafından yapılan yargılama giderinin uhdesinde bırakılmasına,
4- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 4.750,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5- 6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana davacı tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır