Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/276 E. 2018/127 K. 14.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/276 Esas
KARAR NO : 2018/127
DAVA : Alacak (Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15.01.2015( tefrik ile kayıt : 17/03/2016)
KARAR TARİHİ : 14/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkil şirketin davalı … A.Ş ile akdedildiği bildirilen sözleşme gereğince 01/01/2012-27/11/2012 tarih aralığında, 27/11/2012 tarihinde akdedildiği bildirilen elektirik enerjisi satışına ilişkin sözleşme gereğince de 27/11/2012-01/01/2015 tarih aralığında müvekkil şirketin … adresinde bulunan AVM yönünden davalı …Şirketinden … abone numarası ile elektrik enerjisini satın aldığını, davalı şirketler tarafından müvekkil şirkete elektrik dağıtım hizmeti sunulduğunu, müvekkil şirketin abonelik başlangıcından bu yana davalılar tarafından kendisine gönderilen elektrik faturalarının ödediğini bu faturalarda hizmet bedeli karşılığı olmayan kayıp kaçak bedeli alındığının tespit edildiğini, kayıp kaçak bedeli ile sayaç okuma, iletim, personel satış hizmet ve dağıtım hizmet bedellerinin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek TCMB en yüksek avans faizi ile birlikte davalı şirketlerden alınarak müvekkil şirkete verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin ise, davalı şirketlerin sorum oldukları dönemsel tarihlerinde dikkate alınarak sorumlu oldukları dönem yönünden karar verilecek bedele ilişkin oranlama yapılarak davalı şirketler üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı … vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davanın muhattabının Elektirik Piyasası Düzenleneme Kurumunun olduğunu, müvekkil şirketin EPDK mevzuatı ve kurul kararları gereği tespit edilen tarafelere göre faturaları tahakkuk ettirdiğini, davanın EPDK’ya karşı idari yargıda açılması gerektiğini, bu nedenle davanın reddini talep ettiklerini, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını kabul etmediklerini, davacı tarafından ödenen bedellerin faturalarda belirli olduğunu, bu itibarla belersiz ya da kısmi alacak davası açılması usul hukukuna aykırı olduğunu, kayıp kaçak bedeli elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin kayıp kaçak bedeli oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedel olduğunu, EPDK’nun 077/12/2011 tarihli ”Kayıp Kaçak Bedeline İlişkin Duruyurusu’nda bu bedellerin neden faturalarda yer aldığının da açıklandığını, ülke genelinde 21 elektrik dağıtım şirketi tarafından uygulanacak tarifeler gereği müşterelerden tahsil edilecek perakende satış, kapıy, kaçak, dağıtım, perakende satış hizmeti, sayaç okuma ve iletim bedeli gibi bedellere ilişkin düzenlemelerin, dağıtım şirketlerinini elektrik piyasası faaliyetlerine ilişkin ilgili mevzuat kapsamında EPDK tarafından belirlendiğini, kurul kararlı ile onaylanarak Resmi Gazetede yayımlanmak suretiyle yürürlüğe girdiğini, sayaç bedeli müvekkilin elektrik kullanım hizmetlerini sağlıklı sürdürebilmesi ve 3516 sayılı Ölçü ve Ayarlar Kanunu gereği zorunlu olduğunu, ödenen bu bedellerin iadesi talebi yerinde olmadığını, periyodik kontrol sonucu değişen sayacın sökme, takma ve kalibrasyon ayar ve bakım bedellerinin aboneden tahsil edilmesi yasa gereği olduğunu,EPDK tarafından elektrik piyasası faaliyetlerine göre onaylanan ve yürürlüğe giren tarifelerin dışında bir fiyat uygulaması, ya da tüketicilerin itirazlarına konu başvurularında ifade edildiği gibi haksız yere bazı bedellerin alınması bazı kesintilerin yapılması gibi uygulamaların bulunmadığını, faturada yer alan kayıp-kaçak tahakkuku kaçak enerji kullanımından dolayı faturada yer alan bir bedel olmadığını, bu bedelin elektirik sisteminde ortaya çıkan teknik ve tenknik olmayan kaybın maliyetinin kayıp-kaçak hedef oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedel olduğunu, EPDK’nun kararı ile onaylanarak yürürlüğe giren tarifelere göre oluşturulduğunu, 01/01/2011 tarih itibari ile geçerli olacak tariflerin 28/12/2010 tarih 2999 sayılı EPDK kararı ile onaylanan mevcut tarifelerde yer alan, Perakende Satış Bedeli, Perakende Satış Hizmetleri, Dağıtım, İletim Sistemi Kullanımı, TRT Payı, BTV(Belediye Tüketim Vergisi) KDV, bedellerine ek olarak Kayıp Enerji ve Perakende Satış Hizmetleri (sayaç okuma ) eklendiğini, müvekkil …’ın da aralarında bulunduğu dağıtım şirketlerinin söz konusu karara aykılırık teşkil edecek bir işlemde bulunmalarının mümkün olamayacağını, müvekkil şirketin tarifeyi uygulayıp uygulamama konusunda inisiyatifinin mevcut olmadığının da dikkate alınarak davanın reddinin gerektiğini, haksız ve yersiz açılan davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
İş bu eldeki dava… E sayılı dosyadan tefrikle yukarıdaki esasa kaydolmuştur. Talep davalı açısından 1.000,00 TL belirsiz alacak içindir.
Dava, hukuki niteliği itibari ile; elektrik abonesi olan davacıdan, kayıp-kaçak, perakende satış hizmet, PSH sayaç okuma, iletim sistemi kullanım bedeli, bu bedeller üzerinden alınan TRT payı ve KDV adı altında tahsil edilen bedellerin, davalıdan istirdatı istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespitiyle uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilmiştir.
HMK 114/1-b maddesi uyarınca davalılar yargı yolu itirazında bulunmuşlar, davanın Danıştay tarafından görülmesi gerektiğini ileri sürmüşlerdir. Yargıtay …Hukuk Dairesinin 27/02/2014 tarih … esas… sayılı kararında da açıklandığı üzere uyuşmazlık abonelik sözleşmesi ile kurulan özel hukuk ilişkisi çerçevesinde ve hizmet karşılığında alınan ücrete ilişkin olduğundan uyuşmazlığa bakmaya adli yargı mercileri görevli olmakla davalıların HMK 114/1-b maddesi kapsamındaki itirazları yerinde görülmemiştir.
HMK 114/1-h maddesi uyarınca davalılar davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını ileri sürmüşlerdir. Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olmadığı anda belirsiz alacak davası açılabilmesi mümkün olduğundan davalıların HMK 114/1-h maddesi kapsamındaki itirazları dikkate alınıp yerinde olmadıkları gözetilerek esas hakkındaki yargılamaya devam olunmuştur.
Ayrıca tarafların ticari şirket olduğu, davanın ticari nitelikteki abonelik sözleşmesinden doğan istirdat davasına yönelik olduğu değerlendirilerek mahkememizin görevli olduğu hususu dikkat alınmıştır.
Davalı tarafından davacı adına düzenlenen fatura suretleri celp edilmiştir.
Yargılama sırasında 17/06/2016 tarih 29745 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Yasa ile 6446 sayılı Enerji Piyasası Kanunu’nda bir kısım maddelerde değişiklik yapılarak yeni maddeler ilave olunmuştur. Getirilen değişikliklerin bir kısmının Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla başka mahkemelerce Anayasa Mahkemesine müracaat edilmiştir.Anayasa’nın 152.maddesi Anayasa’ya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi halini düzenlemekte olup, maddenin 3.fıkrasında Anayasa Mahkemesinin işin kendisine gelişinden başlamak üzere 5 ay içinde karar verip açıklayacağı bu süre içinde karar verilmezse mahkemenin davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandıracağı kabul edilmiştir. Aynı yöndeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulü Hakkında Kanun’un 40/5 maddesinde de yer almaktadır. Ayrıca bu sürenin başvuran mahkemeyi bağlayan bir süre olduğu, mahkememizi bağlayan bir sürenin bulunmadığı değerlendirilmiştir yine 5 aylık süre dolmuş, Anayasa Mahkemesince herhangi bir karar verilmediği tespit edilerek yürürlükteki yasa hükümlerine göre yargılamaya devam olunması gerektiği anlaşılmıştır.
Kayıp kaçak, sayaç okuma vb. bedellerle ilgili olarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay … Hukuk Dairesi’nce verilen kararlar ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında abonelerden tahsilinin hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Mahkememizde açılan davadan sonra 17/06/2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun’un 21.maddesiyle 6446 sayılı Kanun’un 17.maddesinin 1, 3 ve 4.fıkraları ile 6.fıkrasının (a,ç,d,f) bendleri değiştirilmiş, aynı maddeye eklenen 10.bend ile “kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda Tüketici Hakem Heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.”hükmü getirilmiştir.
6719 sayılı Kanun’un 26.maddesi ile 6446 sayılı Yasaya eklenen Geçici 20.maddesinde ise “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümleri uygulanır.”hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyetlerinin ve mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkisi sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konuda düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmıştır.
Kanunun yürürlüğünden önce 15.01.2015 tarihinde mahkememizde açılan iş bu davada davacı yanın tahsilatların EPDK’nın düzenleyici işlemlerine aykırı olduğu yönünde bir iddiası bulunmayıp yapılan tahsilatların haksız ve hukuka aykırı olduğu iddiasıyla davalıdan tahsili ve bu yönde bilirkişi incelemesi istenmiş, denetime elverişli iddia savunma ve toplanan delillerin değerlendirildiği bilirkişi raporu alınmıştır. EPDK’ nın düzenleyici işlemlerine uygunluk denetimi yönünden bilirkişi incelemesi yapılması yönünde bir talepte bulunulmamıştır.
Ayrıca 6719 sayılı Yasa ile eklenen geçici 19. Maddede ” bu maddeyi ihdas eden kanunla ön görülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik tebliğ ve kurul kararlarının bu kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve geçici 20. Maddede ise ” kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi , dava ve başvurular hakkında 17. Madde hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyeti ve Mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri , geçmişe de etkili olarak sadece dağıtım , sayaç okuma, perakende satış hizmeti , iletim ve kayıp kaçak bedellerinin kurumun bu konudaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunu DENETİMİ İLE SINIRLANMIŞTIR.
Diğer bir ifade ile yerindelik denetimi yapılamayacağı kabul edilmiştir.
Hal böyle olunca dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun ve yapılan değişikliklerin 17/06/2016 yürürlük tarihinde önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayalı olarak tahsil edilmiş ve dava konusu edilmiş olan kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedellerin ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da GEÇMİŞE ETKİLİ OLACAK ŞEKİLDE UYGULANMASI GEREKTİĞİ ANLAŞILMAKTADIR.
Yargılama sırasında; geçmişe de etkili olan 17.06.2016 Tarih 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı kanun “17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Bir davanın yargılaması sürerken yürürlüğe giren yeni bir Kanun ya da Anayasa Mahkemesinin iptal kararı nedeniyle davanın konusuz kalması mümkündür. Bu durumda mahkemece davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmektedir. Mahkememizde açılan davanın yargılaması sırasında 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı Yasa ile 6446 sayılı Yasaya getirilen yeni düzenlemeler uyarınca dava konusuz kalmıştır. Yürürlüğe giren yeni yasa nedeniyle konusuz kalan davada yeni yasanın yürürlüğe girmemiş olması halinde davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olan ve kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gereklidir. Davadan sonra 17/06/2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun’un 21.maddesiyle 6446 sayılı Kanun’un 17.maddesinin 1, 3 ve 4.fıkraları ile 6.fıkrasının (a,ç,d,f) bendleri değiştirilmiş, aynı maddeye eklenen 10.bend ile “kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda Tüketici Hakem Heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.”hükmü getirilmiştir. Dava açıldıktan sonra meydana gelen mevzuat değişikliği nedeniyle ,dava konusu edilen bedeller maliyet unsuru haline getirilmiş olmakla , davanın bu sebeple konusu kalmadığı gerekçesiyle ,mahkememizce hüküm kurulmuştur. Bu durumda, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti yönünden, HMK.nun 331/1 maddesindeki düzenlemeye göre karar verilmesi,yani davanın başlangıcındaki haklılık durumunun dikkate alınması gerekliliğine dikkat edilmiştir. Lisans sahibi şirketlerce kayıp-kaçak bedellerinin tahsil edilmesi üzerine,Yargıtay’ ın çok sayıda içtihatları esas alınarak, aboneler ödemiş oldukları kayıp-kaçak bedellerin istirdadı için çok sayıda dava açmışlardır. Davacı da bu uygulamanın haksız olduğu iddiası ile işbu davayı açmıştır. Nitekim bu yasal düzenlemeye göre , dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 Sayılı Kanun yürürlük tarihi 17.06.2016 tarihinden önce açılan kayıp-kaçak davalarında da anılan yasa hükümleri uygulanacaktır. O halde, mahkemece mevzuat değişikliği gözönünde tutularak yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılması ve davalı yararına ücreti vekalete hükmedilmemesi gerekmiştir. Mahkememizde açılan davanın tarihi itibariyle gerek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu gerekse Yargıtay …Hukuk Dairesi kararları ile davacının bu davayı açmakta haklı olduğu sabittir. Dava açıldığı anda haklı durumda olan tarafın yargılama sırasında oluşan yasa değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden ve dolayısıyla karşı tarafın vekalet ücretinden sorumlu kılınması da mümkün değildir. Bu nedenle davanın açıldığı tarih itibariyle davasında haklı olan davacı taraf lehine maktu vekalet ücreti takdir edilmiş, yapılan yargılama giderlerinin de davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İş bu dava konusu çıkan yeni bir kanun nedeni ile konusuz kalmış olup artık dava (esas talep) hakkında yargılama yapılmasına ve hüküm verilmesine gerek kalmamış olduğundan davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer ( gerek) olmadığına dair karara ve 6100 S HMK m. 323 ve 331/ 1 gereği yargılama giderine hükmolunması gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde kanunen karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının konusuz kaldığı anlaşılmakla davanın esası hakkında karar verilmesine gerek olmadığına,
2-6100 S HMK 331/ 1 gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre karar ve ilam harcı olan 35,90 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 34,16 TL harçtan mahsubu eksik 1,74 TL nin davalıdan alınarak Hazine’ ye gelir kaydına, mahsup edilen 34,16 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya iadesine, başvuru ve vekalet suret harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
3- 6100 S HMK 331/ 1 gereğince tebligat gideri, posta masrafı olan 658,00-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK 331/ 1 gereğince belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5- 6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen davacı gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, dava konusu miktar dikkate alındığında kesin olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır