Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/162 E. 2023/234 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/162 Esas
KARAR NO : 2023/234

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/02/2016
KARAR TARİHİ : 30/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili şirket ile borçlu firma arasında Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi ve Risk Paylaşım Sözleşmesi’nin imzalandığını, bu sözleşme kaynaklı riske maruz kapasite bedelini içeren …, …, … No’lu faturalar düzenlenerek davalı tarafa gönderildiğini, davalı yanın … 16.Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile faturaları iade ettiğini, ikinci kez gönderilen faturaların da … 16.Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı yan tarafından iade edildiğini, bu durum üzerine davalı aleyhine … 29.İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası üzerinden takibe başlandığını, kendisine verilen süreye rağmen borcun ödenmemesi nedeniyle borçlu aleyhine taraflarınca yukarıda numarası zikredilen dosya üzerinden icra takibi ikame edilmiş olup, davalı/borçlunun icra dosyasına sunulan 03/02/2016 tarihli dilekçe ile takibe itiraz ettiğini, itiraz dilekçesinde her ne kadar yetkiye de itiraz etmiş olsa da taraflar arasında imzalanan Elektrik Alım Satım Anlaşmasının 18.2 Maddesinde İstanbul Merkez Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkilendirilmiş olduğunu, kaldı ki itiraz dilekçesinde yetkili icra müdürlüğü belirtilmemiş olduğundan yetki itirazlarının geçerli sayılmamakta olduğunu, borçlunun icra dosyasına vaki haksız, kötü niyetli, usul ve yasaya aykırı itirazı üzerine icra takibinin durduğunu ve müvekkilinin alacağını tahsil etme hakkının engellendiğini, davalı/borçlunun bu haksız ve kötü niyetli itirazı yasal dayanaktan yoksun olup, usule ve tüm yasal mevzuata ve taraflar arasında imzalanan sözleşmeye açıkça aykırı olduğunu, icra takibine konu asıl alacak ve bu alacağa işletilen faiz, mevzuat ve sözleşmeye uygun olarak tespit edildiğini, aksi iddianın, hiçbir şekilde mesmu olmadığını, davalı/borçlu toptan aldığı elektriği kendi müşterilerine perakende satarak para kazanırken müvekkiline borcunu ödemediğini beyanla davalı/borçlunun huzurdaki davaya konu icra takibini sürüncemede bırakmaya matuf, haksız, kötü niyetli, yasal mesnetten yoksun itirazının iptali ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalması kaydı ile takibin, takip talebinde yazılı şartlarla devamına, davalı/borçlu aleyhine itiraza konu meblağın %20’sinden az olmamak üzere icra-inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; taraflar arasında Elektrik Alım/Satım Sözleşmesi ile Risk Paylaşım Sözleşmesi olmak üzere iki adet sözleşme akdedildiğini, davaya konu faturaların Risk Paylaşım Sözleşmesi uyarınca davacı tarafça düzenlendiğini, Risk Paylaşım Sözleşmesinin gerçek bir elektrik alım satım ilişkisine dayanan bir sözleşme olmadığını, nitekim bu durumun Risk Paylaşım Sözleşmesinin ”Amaç ve Konu” başlıklı 3.maddesinde yer alan ifadelerle açıkça belirtildiğini, dava konusu faturaların dayanağı olan Risk Paylaşım Sözleşmesi’nin, Piyasa Takas Fiyatı (PTF) olarak adlandırılan elektrik alış-satış fiyatında günlük meydana gelen dalgalanmalar nedeniyle oluşabilecek finansal kayıpları telafi etmek amacıyla düzenlenmiş bir sözleşme olduğunu, Risk Paylaşım Sözleşmesinin 6.maddesi ile, taraflar arasında belirlenecek olan riske maruz kapasitenin risk yönetimine konu baz fiyatının (referans fiyatının) taraflar arasında belirleneceği, 7.maddesi ile faturalandırmanın taraflar arasında belirlenen referans fiyatına göre ne şekilde hesaplanacağının düzenlendiğini/formülize edildiğini, ancak davacı tarafça faturalandırmanın sözleşmeye uygun şekilde gerçekleştirilmediğini, bunun üzerine TTK md.21/2 hükmü uyarınca faturaların yasal süresi içerisinde … 16. Noterliğinin … tarih, … yevmiye nolu ihtarmamesi ile müvekkili şirket tarafından iade edildiğini, ancak davacı şirketçe faturaların müvekkili şirket olarak taraflarına tekrar gönderildiğini, bunun üzerine … 16.Noterliğinin … tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesi ile; vekili sıfatıyla taraflarına tekrar tebliğ edilen faturaların müvekkili şirket tarafından kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili şirketin yasal hakkını kullanmak suretiyle iade ettiği faturaların yeniden gönderilmesinin hukuken bir sonuç doğurması mümkün olmamakla birlikte, yeniden iade edilmemesi konusunda çekilen ihtarın TTK 21/2.maddesinin müvekkili şirkete tanıdığı yasal hak karşısında geçersiz olduğu beyan edilerek faturaların yeniden iade edildiğini, görüleceği üzere, müvekkili şirketin faturaya konu alacak ve miktarı üzerinde mutabık olmayıp, bu gerekçeyle davaya konu faturaların TTK md.21/2 uyarınca iade edildiğini, netice itibariyle, faturaya konu alacak istemlerinin kabulü mümkün olmayıp, icra takibine itirazlarının hukuka uygun olduğunu, alacak iddiası ve miktarının yargılanmayı gerektirdiğini, bu hususun ancak bilirkişi incelemesi neticesinde açıklığa kavuşacak olup, … tarafından belirlenen takas fiyatlarına ilişkin … nezdindeki her türlü bilgi ve belgenin celbini müteakip elektrik piyasasında uzman bilirkişiler marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, huzurdaki davanın itirazın iptali davası olduğu nazara alınarak, davacının alacağını ve miktarını ispat etmesi gerektiğini, ispat yükünün davacı tarafta olduğu nazara alınarak davacının delillerinin ve taraflarınca sunulacak mukabil delillerin toplanmasını ve ardından bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiklerini beyanla haksız ve mesnetsiz olan davanın reddi ile davacı tarafın %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR /
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, … 29.İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, taraf şirketlerin İTO kayıtları dosyamız arasına alınmış, tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak bilirkişi raporları alınmıştır.
Mahkememizin 11/05/2017 tarihli duruşmasının (3) ve (4) numaralı ara kararı ile; ”…davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi için … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmasına,
Davacının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına…” dair karar verilmiş ve işbu doğrultuda SMMM bilirkişisi … tarafından tanzim edilen 13/11/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
-Davacı firmanın 2015 yılına ait yevmiye, kebir ve envanter defterlerinin açılış tasdikini yasal süresi içinde ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, TTK gereği Yevmiye Defterinin Kapanış tasdikinin yaptırılması gerektiği, 2015 yılına ait yevmiye defterinin e-defter olarak tasdik edilmiş olduğu, defterler TTK hükümlerine uygun tutulmuş olduğundan, davacıya ait 2015 yılı yasal defterlerin sahibi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu,
-Davacı ile davalı arasında aralarındaki ticari ilişkiye ilişkin 03.04.2015 tarihli Risk Paylaşım Sözleşmesi ve 27.04.2015 tarihli Elektrik Alım-Satım Anlaşması’nın var olduğu,
-Dava dosyası, taraf ticari defterleri ve delil niteliği dosyaya sunulu evraklar, tarafınca yapılan incelemeler neticesinde, dava konusu yapılan üç adet faturanın davacı şirket yasal defterlerinde kayıtlı ve toplam tutarının 282.336,71-TL olduğu, takip talebinde de asıl alacak olarak 282.336,71-TL olarak talep edilmiş olduğu,
-Davacı tarafından düzenlenen dava konusu faturaların 6102 sayılı TTK’nın 3. Fatura ve Teyit Mektubu başlıklı 21.maddesi hükmü gereği dava dosyasında davalı tarafından yaşal süre olan … tarih, … yevmiye numaralı … 16.Noterliği tarafından düzenlenen ihtarname ile faturalara itiraz edilip faturaların iadc edildiği, hatta davalı tarafından yasal süre olan … tarih, … yevmiye numaralı … 16.Noterliği tarafından düzenlenen ihtarname ile ikinci defa faturalara itiraz edilip faturaların iade edilmiş olduğu,
-İcra takibinin davalıya tebliği ile ilgili şerhin dosyada mevcut olmadığı, davalı borçlunun ise 04.02.2016 tarihinde itiraz dilekçesini vermiş olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
… 12.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … talimat sayılı dosyasından SMMM bilirkişisi … tarafından tanzim edilen 04/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
-Davalı kayıtlarında davacının takibe konu ettiği toplam bedeli KDV dahil 282.336,71-TL olan 3 adet fatura tutarının iade edildiği belirtilmiş olmasına rağmen KDV ve Kurumlar vergisine konu edilerek 659 Hesapta takip edilen diğer olağan gider hesaplarına konu edildiği ve indirim konusu yapıldığının görüldüğü,
-Davacının takipteki ana para alacağı olarak 282.336,71-TL’nin davalı kayıtlarında olduğu görüş kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 28/02/2019 tarihli duruşmasının (1) numaralı ara kararı ile; “Her ne kadar geçen celse 2 nolu ara kararı ile bilirkişi incelemesinde vazgeçilmiş ise de dosyanın incelemesinde davalının kendi ticari defterlerinde kayıt altına aldığı faturaları sözleşmeye uygun tanzim edilmediklerinden bahisle ihtarname ile davacıya iade ettiği anlaşıldığından 22/03/2018 tarihli 3 nolu ara kararın aynen icrasına,” karar verildiği, Mahkememizin 22/03/2018 tarihli duruşmasının (3) numaralı ara kararının; ”Dosyanın Elektrik Mühendisi bilirkişisi …’ye tevdi ile takibe dayanak faturaların taraflar arasındaki sözleşmeye uygun tanzim edilip edilmediği hususunda rapor tanziminin istenilmesine,” şeklinde olduğu ve işbu doğrultuda Elektrik Mühendisi bilirkişisi … tarafından tanzim edilen 15/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
-Dava dosyasına sunulmuş ve dava konusu icra takibine dayanak olan faturalar incelendiğinde, Risk Paylaşım Protokolünün Başlangıç Tarihi: 15.07.2015 saat 00:00 olmasına rağmen bu faturaların üzerinde, faturanın ait olduğu dönemler belirtilmemiş olup, hepsinin de fatura tarihinin 30.11.2015 olduğunun görüldüğü, bu faturalar üzerinde faturaların hanıgi döneme ait olduğu yani kapsadığı dönem, dönemin başlangıç tarihi ve saati ile faturaların kapsadığı dönemin bitiş tarihinin ve saatinin belirtilmemiş olduğunun görüldüğü, dolaysıyla bu faturaların hesabında, ait olduğu dönem içerisindeki tarih(gün) ve saatlerdeki, … tarafından belirlenmiş olan Piyasa Takas Fiyatlarının uygulanıp uygulanmadığının kontrolünün tarafından yapılamadığını, dolayısıyla taraflar arasında imzalanmış olan “Risk Paylaşım Sözleşmesi” ve Risk Paylaşım Protokolüne istinaden, davacının davalıdan Riske Maruz Kapasite Bedelini yasal olarak davalıdan talep hakkı olmasına rağmen, dava konusu takibe dayanak faturaların taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak tanzim edilip edilmediği hususunda rapor tanzim cdebilmesi için, takibe dayanak olarak sunulmuş olan dava konusu faturaların ait olduğu yani kapsadığı dönem, dönemin başlangıç tarihi ve saati ile faturaların kapsadığı dönemin bitiş tarihinin ve saatinin davacı tarafından belirtilmesi gerektiği, dava konusu faturalar hakkında talep etmiş olduğu bilgilerin davacı tarafından sunulması durumunda, dava konusu takibe dayanak faturaların taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak tanzim edilip edilmediği hususunda tarafınca rapor tanzim edilebileceği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 29/04/2019 tarihli duruşmasının (1) numaralı ara kararı ile; ”Dosyanın daha önce rapor tanzim eden bilirkişiye tevdi ile davacı vekilinin 11/04/2019 havale tarihli açıklama dilekçesinde bildirilen faturaların 1-30 Kasım 2015 tarihlerini kapsadığına yönelik açıklama göz önünde bulundurularak ek rapor tanzimin istenilmesine,” karar verildiği ve işbu doğrultuda Elektrik Mühendisi bilirkişisi Atacan Cebeci tarafından tanzim edilen 25/07/2019 tarihli bilirkişi birinci ek raporunda özetle;
-Davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş olan dava konusu Riske Maruz Kapasite Bedeli faturalarının, taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak tanzim edildiği, fakat dava konusu fatura dönemi (Kasım 2015) için her bir Riske Maruz Kapasite Bedeli faturasının yukarıda rapor içeriğinde de açıklamalı olarak hesaplaması izah edildiği üzere KDV dahil 93.931,19-TL olması gerektiği, üç adet fatura için ise Kasım 2015 dönemine ait Riske Maruz Kapasite Bedeli = 3 * 93.931,19-TL = 281.793,57-TL olması gerektiği, ancak davacı taraf vekili tarafından, dava konusu üç adet faturanın Kasım 2015 dönemine ait olduğu belirtilmişse de, davacı tarafın, davalı adına aynı fatura döneminde (Kasım 2015) neden üç adet ayrı ayrı fatura düzenlediği tarafınca anlaşılamamış olup, bu durum davalının davacı firma ile üç ayrı abonelik sözleşmesinin olduğu, ancak böyle bir durumda aynı fatura döneminde farklı her bir Abonelik sözleşmesi için ayrı faturalar düzenleyebileceği durumunu ortaya çıkardığı, dolayısıyla davacının davalı adına, aynı fatura döneminde (Kasım 2015) neden üç adet ayrı ayrı fatura düzenlediğine dair açıklık getirmesi gerektiği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 07/07/2020 tarihli ara kararının (1) nolu ara kararı ile; “Dosyanın, davacı vekilince dosyaya sunulan protokoller ve 19/11/2019 tarihli açıklama dilekçesi çerçevesinde takip ve dava konusu Kasım 2015 tarihine ait 3 adet faturanın taraflar arasındaki sözleşmeye uygun düzenlenip düzenlenmediği hususunda ek rapor tanzimi için daha önce rapor tanzim eden bilirkişiye tevdine…” karar verilmiş ve işbu doğrultuda Elektrik Mühendisi bilirkişisi… tarafından tanzim edilen 10/08/2020 tarihli bilirkişi ikinci ek raporunda özetle;
-Davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş olan dava konusu Riske Maruz Kapasite Bedeli faturalarının, taraflar arasındaki sözleşme gereği sözleşmeye uygun olarak tanzim edildiği, fakat dava konusu fatura dönemi (Kasım 2015) için her bir Riske Maruz Kapasite Bedeli faturasının yukarıda rapor içeriğinde ve 25.07.2019 tarihli Bilirkişi Raporumda da açıklamalı olarak hesaplaması izah edildiği ve aşağıdaki tabloda görüleceği üzere; ¸
Olması gerektiği,
-Davacının davalıdan; aşağıdaki tabloda belirtilen Riske Maruz Kapasite Bedeli Faturalarından kaynaklanan ve İcra Takibine konu ettiği alacağının dayanağı olan faturaların son ödeme tarihi olan 21.12.2015 tarihinden itibaren, dava konusu İcra Takip tarihi olan 12.01.2016 tarihine kadar olan alacağının;
¸
280.731,57 TL. Asıl Alacak Riske Maruz Kapasite Bedeli Alacağı
1.801,37 TL. İşlemiş Faiz
324,24 TL. İşlemiş Faiz KDV’si
TOPLAM: 282.857,18 TL. Olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporları teknik açıdan yeterli, denetime açık ve bilimsel verilere dayalı görülerek Mahkememizce hükme esas alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE /
Dava, alacağın tahsili amacı ile başlatılan ilâmsız icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.Maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili davasıdır.
… 29.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası kapsamından; davacı tarafın davalı hakkında toplam 284.123,56-TL alacağın eklentileri ile birlikte ödetilmesi istemiyle ve ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunulduğu, davalı tarafından yasal süresi içinde yapılan itiraz sonucu -ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebliğ mazbatasına rastlanılmadığından ve icra müdürlüğünün cevabi yazılarında tebligat parçasına rastlanılmadığı bildirildiğinden, ödeme emrine itirazın Mahkememizce yasal süre içerisinde olduğu kabul edilerek-, icra takibinin İİK’nın 62.maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre itirazın iptali davasının İİK’nın 67.maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı tespit olunmuştur.
HMK’nun 320 maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; taraflar arasında imzalanan Elektrik satışı ve bu sözleşmeye bağlı risk sözleşmesi gereğince davacının davalı hakkında başlattığı … 29.İcra Müdürlüğünün …esas sayılı takip dosyasında 282.336,71-TL asıl alacak ve işlemiş faizle birlikte toplam 284.123,56-TL takibi davalının itirazının iptali noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
4721 sayılı TMK’nın 6. maddesi, 6100 sayılı HMK’nın 190/1. fıkrası ve 6098 sayılı TBK’nın 50/1. fıkrası uyarınca somut olayda ispat yükünün çekişmeli olgulardan kendi lehine haklar çıkaran davacı taraf üzerinde olduğu kabul edilmiştir.
Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan inceleme neticesinde aldırılan ve itibar edilen bilirkişi raporlarına göre usulüne uygun tutulmuş davacı taraf, ticari defterleri itibariyle davalıdan takibe dayanak ve davaya konu faturalar nedeniyle 282.518,42-TL alacaklıdır. Zira taraflar arasında Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi ve Risk Paylaşım Sözleşmesi imzalandığı hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf ise, yukarıda detaylı olarak belirtilmiştir. Mahkememizce dosyaya celbedilen deliller ile taraflarca sunulan delil ve belgeler ile Mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporları nazara alınarak; takibe dayanak ve davaya konu olan 015845, 015846, 015847 No’lu faturaların taraflar arasında akdedilen sözleşmeler gereği sözleşmelere uygun olarak tanzim edildiği, davacı tarafın bu faturalar nedeniyle davalıdan icra takip tarihi itibariyle 280.731,57-TL asıl alacak ve 1.786,85-TL asıl alacağın işlemiş faizi olmak üzere toplam 282.518,42-TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır. Bu hususlar ile HMK’nun 222/3. Maddesi de dikkate alınarak davacının üzerinde bulunan ispat yükünü yerine getirdiği ve alacağın ispat edildiği kanaatine Mahkememizce varılmıştır. Davalının bu durumda, bu bedele ilişkin varsa ödeme hususunu ispat etmesi gerekir. Davalının bu alacak yönünden ödeme savunması da bulunmamaktadır.
Davacı taraf dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur. İİK’nın 67/1.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davanın kabulüne karar verilen alacak miktarının kayıtlara dayalı likit yani belirlenebilir bir alacak miktarı olduğu kanaati ile, İİK’nın 67/2.maddesi gereğince itirazın iptaline karar verilen takip tarihi itibariyle karşılığı olan 282.518,42-TL alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, davalının … 29.İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takibine yaptığı itirazın 280.731,57-TL asıl alacak ve 1.786,85-TL asıl alacağın işlemiş faizi olmak üzere toplam 282.518,42-TL alacak yönünden İPTALİNE, takibin 280.731,57-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %10,50 avans faiz yürütülmek suretiyle ve takip talebindeki diğer koşullarla devamına, fazlaya ilişkin istemin ise reddine,
Hükmolunan 282.518,42-TL’nin %20’si oranında (56.503,68-TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 19.298,83-TL karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 3.431,51-TL harç ile icra dosyasında yatırılan 1.420,62-TL harcın toplamı olan 4.852,13-TL’nin mahsubu ile bakiye 14.446,70-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Kabul edilen miktar üzerinden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 42.552,58-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yapılan 29,20-TL başvuru harcı, 3.431,51-TL peşin harç, icra dosyasından mahsup edilen 1.420,62-TL harç, 2.050,00-TL bilirkişi ücreti ve 412,10-TL posta masrafları olmak üzere toplam 7.343,43‬-TL yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına (%99) göre 7.269,99-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yatırılan ve kullanılan 14,00-TL gider avansının kabul red oranına göre (%1) 0,14 -TL’ sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.30/03/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸