Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/157 E. 2018/317 K. 28.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/157 Esas
KARAR NO : 2018/317
DAVA : İstirdat Davası
DAVA TARİHİ : 16/02/2016
KARAR : ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA
KARAR TARİHİ : 28/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan istirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 18/09/2013 tarihinde akdedilen Elektrik Enerjisi Tedariki ve Tüketimine ilişkin Sözleşme gereğince davalının elektrik dağıtım hizmetinden yararlandığını, sözleşme kapsamında elektrik satış bedeli dışında kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli, TRT payı, Enerji fonu, belediye tüketim bedelinin tahsil edildiğini, bu kesintilerin yasal dayanağı bulunmadığından bahisle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davalı şirketçi kayıp kaçak bedeli için tah sil edilen şimdilik 25.312,87-TL’nin ödeme tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıtan tahsiline,yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraftan tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 03/10/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile; Bilirkişi incelemesi ile kayıp kaçak bedellerinin genel toplamının 29.715,000-TL olarak tesbit edildiğinden taleplerini 4.402,13-TL artırılmak sureti ile 29.715,00-TL olarak ödeme tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Taraflar arasında bağıtlanan sözleşme içeriğini doğrulamış, müvekkili firmanın tedarikçi konumunda bulunduğunu, elektrik enerjisinin dağıtımını yapan firmanın … ve … olup, kayıp-kaçak bedelleri ve sayaç okuma bedellerinin davalı müvekkil tarafından davacıdan tahsil edildikten sonra yine Fatura karşılığında … ve …’a ödendiğini, müvekkili firmanın dolaylı tahsildar durumunda bulunduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; elektrik abonesi olan davacıdan, kayıp-kaçak, perakende satış hizmet, PSH sayaç okuma, iletim sistemi kullanım bedeli, bu bedeller üzerinden alınan TRT payı ve KDV adı altında tahsil edilen bedellerin, davalıdan istirdatı istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespitiyle uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilmiştir.
HMK 114/1-h maddesi uyarınca davalılar davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını ileri sürmüşlerdir. Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olmadığı anda belirsiz alacak davası açılabilmesi mümkün olduğundan davalıların HMK 114/1-h maddesi kapsamındaki itirazları dikkate alınıp yerinde olmadıkları gözetilerek esas hakkındaki yargılamaya devam olunmuştur.
Ayrıca tarafların ticari şirket olduğu, davanın ticari nitelikteki abonelik sözleşmesinden doğan istirdat davasına yönelik olduğu değerlendirilerek mahkememizin görevli olduğu hususu dikkat alınmıştır.
Davalı tarafından davacı adına düzenlenen fatura suretleri celp edilmiştir.
Yargılama sırasında 17/06/2016 tarih 29745 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Yasa ile 6446 sayılı Enerji Piyasası Kanunu’nda bir kısım maddelerde değişiklik yapılarak yeni maddeler ilave olunmuştur. Getirilen değişikliklerin bir kısmının Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla başka mahkemelerce Anayasa Mahkemesine müracaat edilmiştir.Anayasa’nın 152.maddesi Anayasa’ya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi halini düzenlemekte olup, maddenin 3.fıkrasında Anayasa Mahkemesinin işin kendisine gelişinden başlamak üzere 5 ay içinde karar verip açıklayacağı bu süre içinde karar verilmezse mahkemenin davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandıracağı kabul edilmiştir. Aynı yöndeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulü Hakkında Kanun’un 40/5 maddesinde de yer almaktadır. Ayrıca bu sürenin başvuran mahkemeyi bağlayan bir süre olduğu, mahkememizi bağlayan bir sürenin bulunmadığı değerlendirilmiştir yine 5 aylık süre dolmuş, Anayasa Mahkemesince herhangi bir karar verilmediği tespit edilerek yürürlükteki yasa hükümlerine göre yargılamaya devam olunması gerektiği anlaşılmıştır.
Kayıp kaçak, sayaç okuma vb. bedellerle ilgili olarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nce verilen kararlar ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında abonelerden tahsilinin hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Mahkememizde açılan davadan sonra 17/06/2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun’un 21.maddesiyle 6446 sayılı Kanun’un 17.maddesinin 1, 3 ve 4.fıkraları ile 6.fıkrasının (a,ç,d,f) bendleri değiştirilmiş, aynı maddeye eklenen 10.bend ile “kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda Tüketici Hakem Heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.”hükmü getirilmiştir.
6719 sayılı Kanun’un 26.maddesi ile 6446 sayılı Yasaya eklenen Geçici 20.maddesinde ise “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümleri uygulanır.”hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyetlerinin ve mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkisi sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konuda düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmıştır.
Kanunun yürürlüğünden önce 16.02.2016 tarihinde mahkememizde açılan iş bu davada davacı yanın tahsilatların EPDK’nın düzenleyici işlemlerine aykırı olduğu yönünde bir iddiası bulunmayıp yapılan tahsilatların haksız ve hukuka aykırı olduğu iddiasıyla davalıdan tahsili ve bu yönde bilirkişi incelemesi istenmiş, EPDK’nın düzenleyici işlemlerine uygunluk denetimi yönünden bilirkişi incelemesi yapılması yönünde bir talepte bulunulmuştur. Bilirkişi raporu alınmış ve davacı taraf tarafından 03.10.2017 tarihinde dava 4.402,13 TL daha artırılarak ıslah edilmiştir.
Ayrıca 6719 sayılı Yasa ile eklenen geçici 19. Maddede ” bu maddeyi ihdas eden kanunla ön görülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik tebliğ ve kurul kararlarının bu kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve geçici 20. Maddede ise ” kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi , dava ve başvurular hakkında 17. Madde hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyeti ve Mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri , geçmişe de etkili olarak sadece dağıtım , sayaç okuma, perakende satış hizmeti , iletim ve kayıp kaçak bedellerinin kurumun bu konudaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunu DENETİMİ İLE SINIRLANMIŞTIR.
Diğer bir ifade ile yerindelik denetimi yapılamayacağı kabul edilmiştir.
Hal böyle olunca dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun ve yapılan değişikliklerin 17/06/2016 yürürlük tarihinde önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayalı olarak tahsil edilmiş ve dava konusu edilmiş olan kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedellerin ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da GEÇMİŞE ETKİLİ OLACAK ŞEKİLDE UYGULANMASI GEREKTİĞİ ANLAŞILMAKTADIR.
Yargılama sırasında; geçmişe de etkili olan 17.06.2016 Tarih 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı kanun “17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Bir davanın yargılaması sürerken yürürlüğe giren yeni bir Kanun ya da Anayasa Mahkemesinin iptal kararı nedeniyle davanın konusuz kalması mümkündür. Bu durumda mahkemece davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmektedir. Mahkememizde açılan davanın yargılaması sırasında 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı Yasa ile 6446 sayılı Yasaya getirilen yeni düzenlemeler uyarınca dava konusuz kalmıştır. Yürürlüğe giren yeni yasa nedeniyle konusuz kalan davada yeni yasanın yürürlüğe girmemiş olması halinde davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olan ve kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gereklidir. Davadan sonra 17/06/2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun’un 21.maddesiyle 6446 sayılı Kanun’un 17.maddesinin 1, 3 ve 4.fıkraları ile 6.fıkrasının (a,ç,d,f) bendleri değiştirilmiş, aynı maddeye eklenen 10.bend ile “kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda Tüketici Hakem Heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.”hükmü getirilmiştir. Dava açıldıktan sonra meydana gelen mevzuat değişikliği nedeniyle ,dava konusu edilen bedeller maliyet unsuru haline getirilmiş olmakla , davanın bu sebeple konusu kalmadığı gerekçesiyle ,mahkememizce hüküm kurulmuştur. Bu durumda, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti yönünden, HMK.nun 331/1 maddesindeki düzenlemeye göre karar verilmesi,yani davanın başlangıcındaki haklılık durumunun dikkate alınması gerekliliğine dikkat edilmiştir. Lisans sahibi şirketlerce kayıp-kaçak bedellerinin tahsil edilmesi üzerine,Yargıtay’ ın çok sayıda içtihatları esas alınarak, aboneler ödemiş oldukları kayıp-kaçak bedellerin istirdadı için çok sayıda dava açmışlardır. Davacı da bu uygulamanın haksız olduğu iddiası ile işbu davayı açmıştır. Nitekim bu yasal düzenlemeye göre , dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 Sayılı Kanun yürürlük tarihi 17.06.2016 tarihinden önce açılan kayıp-kaçak davalarında da anılan yasa hükümleri uygulanacaktır. O halde, mahkemece mevzuat değişikliği gözönünde tutularak yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılması ve davalı yararına ücreti vekalete hükmedilmemesi gerekmiştir. Mahkememizde açılan davanın tarihi itibariyle gerek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu gerekse Yargıtay …Hukuk Dairesi kararları ile davacının bu davayı açmakta haklı olduğu sabittir. Dava açıldığı anda haklı durumda olan tarafın yargılama sırasında oluşan yasa değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden ve dolayısıyla karşı tarafın vekalet ücretinden sorumlu kılınması da mümkün değildir. Bu nedenle davanın açıldığı tarih itibariyle davasında haklı olan davacı taraf lehine maktu vekalet ücreti takdir edilmiş, yapılan yargılama giderlerinin de davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İş bu dava konusu çıkan yeni bir kanun nedeni ile artık dava (esas talep) hakkında yargılama yapılmasına ve hüküm verilmesine gerek kalmamış olduğundan Davacının davasının 25.312,87-TL talebi üzerindenden davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer ( gerek) olmadığına karar vermek gerekmiştir. Davacının 03/10/2017 tarihli ıslah beyanı gereğince ise yasal düzenleme sonrasında beyanda bulunduğu ve dava konusunun değerini arttırdığı bu miktarın 4.402,13-TL olduğu ancak ıslah tarihi itibariyle kanunun hali hazırda yürürlükte olduğu ve kanunen düzenleme altına alınan hususla ilgili bir talebin bulunduğu hususuna dikkat edilmiş ve bu kısım açısından dava ret olunmuştur. Davada konusuz kalan kısım ile ilgili 6100 S HMK m. 323 ve 331/ 1 gereği ile 330,332 uyarınca yargılama giderine hükmolunması gerektiği, reddedilen kısım ile ilgili 6100 S HMK m. 323 ve 326 gereği ile 330,332 uyarınca yargılama giderlerine hükmolunması gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde kanunen karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının 25.312,87 TL talebi üzerinden davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacının 03/10/2017 tarihli ıslah beyanı gereğince 4.402,13 TL talebi üzerinden davasının reddine,
3-6100 S HMK 331/1 gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre karar ve ilam harcı olan 35,90-TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 423,29-TL harçtan mahsubu ile Hazine’ye gelir kaydına, bakiye 396,39-TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa talebi ile iadesine, mahsup edilen 35,90-TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya iadesine, başvuru ve vekalet suret harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
4- 6100 S HMK 331/1 gereğince bilirkişi ücreti, tebliğat gideri, posta masrafı olan toplam 725,50-TL yargılama giderinin davanın red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 618,02-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye kısmının davacı uhdesinde bırakılmasına,
5- 6100 S HMK 331/1 gereğince davalı tarafından yapılan tebliğat gideri, posta masrafı olan toplam 55,00-TL yargılama giderinin davanın red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 8,14-TL’sinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, bakiye kısmının davalı uhdesinde bırakılmasına,
6- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. Deki esaslara göre ve 6100 S HMK 331/1 gereğince belirlenen 2.180,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7- Ret edilen kısım dikkate alınarak davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8- 6100 S. HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin, ihbar olunan … ve ihbar olunan … vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.Katip …
Hakim …
¸e-imzalıdır