Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1250 E. 2019/293 K. 21.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2016/1250 Esas
KARAR NO : 2019/293
DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/12/2016
KARAR TARİHİ: 21/03/2019
KARAR :KISMEN KABUL-KISMEN RED
Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkili sigorta acentesi davalı sigorta şirketi ile 05/02/2014 tarihinde acentelik sözleşmesi yaptıklarını, davalı sigorta şirketi tarafından 11/01/2016 tarihli… -referans no.lu yazıyla “TTK 121/1 maddesi gereğince, 05/02/2014 tarihinde imzalanmış bulunan belirsiz süreli acentelik sözleşmeniz yazımız tebliğinden itibaren 3 ay son hüküm ifade etmek üzere feshedilmiştir” şeklinde müvekkil acente ile yapılan sözleşme feshedildiğini, söz konusu yazı müvekkil acenteye 13/01/2016 tarihinde tebliğ olduğunu, 11/01/2016 tarihli … referans no.lu yazı örneğinin sunulduğunu, müvekkili acente şirketi de 10/03/2016 tarihinde davalı şirkete sözleşmenin neden feshedildiği hakkında soru amacıyla mail yazıldığını ve maile verilen yanıtta “2 yıllık verimlilik rasyolarınız incelendiğinde; acenteliğinizin 2 yıl üst üste zarar etmesi nedeniyle işbirliğimiz devamı uygun görülmemiştir.” şeklinde sebep gösterildiğini, fesih gerekçesinin somut verilerek dayanmadığını, soyut ucu açık ve afaki bir açıklamalarda gerçekleştirildiğini, müvekkili acenteliğin 2 yıl boyunca davalı şirketin poliçe oranlarını artırmış ve davalı şirkete pek çok müşteri kazandırdığını, zarar etmediğini ayrıca kar elde ettiğini, müvekkili acenteliğin 01/01/2014-31/12/2014 yılları arasında davalı …’ya 1.355 adet poliçe kazandırdığını, 01/01/2015-31/12/2015 yılları arasında da toplam 1.753 adet poliçe kazandırdığını, müvekkili acenteliğin bir yıl içerisinde 398 adet yeni poliçe kazandırdığını, davalının acentelik sözleşmesini feshetmek yerine komisyon oranlarını revize etme yoluna başvurabileceğini, davalı şirketin farklı acenteliklerle sözleşmesini doğrudan feshetmek yerine çeşitli önlemler aldığını, müvekkili acenteliğin sözleşmesini bu yöntemlere başvurmaksızın doğrudan feshettiğini, davalının bu tutumu da TTK.m 18/2’de düzenli basiretli iş adamı gibi davranma yükümlülüğü ile TMK: m 2’de düzenli dürüstlük kurallarına açıkça aykırı olduğunu, davalı şirketin müvekkil acenteliğin acentelik sözleşmesini feshetmesinin gizlemiş olduğu gerçek nedenin davalı sigorta şirketinin işten çıkarmış olduğu eski çalışanı … ile olan husumetini …’nın eşinin müvekkili Başlangıç Sigorta Şirketinin ortağı olması sebebiyle acentelik sözleşmesini feshettiğini, nitekim …’nın iş akdinin feshi ile müvekkil acenteliğin acentelik sözleşmesinin fesih bildirimlerinin yakın tarihlerde olduğunu, acentelik sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle yoksun kalınan kar ile denkleştirme talebinin nedenleri ve nasıl hesaplanmaları gerektiği, Müvekkili acentelik faaliyeti 2 yıl olduğundan, en azından sözleşmenin feshinden sonraki 2 yıllık faaliyetinden kazanabileceği ücreti (2016 ile 2017 yıllarında kazanabileceği) talep etme hakkının mevcut olduğunu, müvekkil acenteliğin 2 yıllık faaliyeti sırasında davalı şirkete kazandırdığı yeni müşteri oranı %29 olduğunu, dolayısıyla yoksun kalınan kar hesaplaması yapılırken 2016 ile 2017 yılları için %29 oranında poliçe sayısının artışı ve bu artıştan doğabilecek toplam komisyon bedelleri tespit edilmesi gerektiğini, müvekkili acenteliğin 2015 yılı için 1.753 poliçe miktarı mevcut olduğunu, 2014 yılı ile 2015 yılı poliçe miktarındaki artış oranı %29 olduğuna göre 2016 yılı için 1.753 poliçe miktarın %29 fazlasıyla 2.261 adet poliçe miktarı kabul edilmesi gerektiğini, 2017 yılı için de 2.261 adet poliçe miktarının %29 fazlasıyla 2.917 adet poliçe miktarı kabul edilmesi gerektiğini, 2016 yılı için ise; 2015 yılında 1.753 adet poliçe miktarından 85.535,70 TL toplam komisyon kazanılmışsa 2016 yılında kabul edilen 2.261 adet poliçe miktarından 110.332,999 TL toplam komisyonunun yoksun kalınan kar olarak kabul edilmesi gerektiğini, 2017 yılı için de 2016 yılında 2.261 adet poliçe miktarından 110.332,999 TL toplam komisyon kazanılmışsa 2017 yılında kabul edilen 2.917 adet poliçe miktarından 142.331,795 TL toplam komisyonun yoksun kalınan kar olarak kabul edilmesi şeklinde örneklendirilebileceğini, yoksun kalınan karın hesabının bu şekilde olduğunu, ancak bilirkişi inceleme ve hesaplaması yapılması gerektiğini, davalı şirketin müvekkili acentenin acentelik sözleşmesini haksız suretle feshettiğinden ve müvekkilin de hakkaniyet gereği denkleştirme tazminatı isteme hakkı bulunduğundan işbu davanın açılması zorunluluğu doğduğunu, fazlaya ilişkin her türlü dava, talep, icra ve ek dava haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL yoksun kalınan kar ilel 75.000 TL denkleştirme talebinin dava tarihinden itibaren yasal faizden az olamamak kaydıyla reeskont avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Davacı tarafın iddia ve taleplerinin haksız olduğunu ve dayanaksız olup reddi gerektiğini, taraflar arasında 05/02/2014 tarihli acentelik sözleşmesi imzalandığını söz konusu sözleşme belirsiz süreli akdedildiğini, davacı şirketin müvekkili şirket verimlilik kriterlerini yerine getirememesi nedeni ile 11/01/2016 tarihli yazı ile TTK 121/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren üç ay sonra hüküm doğurmak üzere sözleşmenin feshedildiğini bildirdiğini, belirtilen sürenin geçmesi sonucunda ise acentenin şifreleri iptal edilerek üretim ekranlarının kapatıldığını, dava konusu olayda kanun hükümlerine uygun hareket edildiğini ve haksız fesihden bahsedilmesinin mümkün olmadığını, davacı taraf aracılığı ile tanzim edilen sigorta poliçeleri ile ilgili olarak tahakkuk eden tüm acentelik komisyonları fesih tarihi ile ilişkilendirilmeksizin tüm poliçe vadelerini kapsayacak şekilde ödendiğini, sözleşme ilişkisinin bitmesinden bir gün önce dahi tanzim edilmiş poliçelerin komisyonları tamamen ödendiğini, bu nedenle davacı tarafın mahrum kaldığı herhangi bir kardan bahsedilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafça müvekkili şirkete bir müşteri portföyü kazandırılması ve bu portföy sayesinde gelir elde edilmesi söz konusu olmadığını, zira davacı tarafın kazandırdığını iddia etmiş olduğu portföy davacı tarafa ait olduğunu, müvekkil şirket herhangi bir portföy devri söz konusu olmadığını, fesih tarihi dikkate alındığında davacı tarafça tanzim edilen poliçelerin önemli bir kısmının vadesi bittiğini, bu poliçelerden müvekkil şirket tarafından doğrudan yenilenerek kazanç elde edilen bir poliçe mevcut olmadığını davacı tarafın hangi müşterisinin poliçesinin müvekkili şirket tarafından doğrudan yenilenerek kazanç elde edildiğinin ortaya konulması gerektiğini, müvekkili şirketin davacı tarafın portföyü nedeni ile önemli kazanç elde etmesi söz konusu olmadığını, davacı tarafın sözleşmesi verimsizlik ve hasar/prim oranlarındaki yükseklik nedeni ile iki yıl üst üste müvekkil şirkete zarar vermiş olması nedeni ile sonlandırıldığını, haksız ve dayanaksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
Davacı, davalı ile aralarındaki acente sözleşmesinin haksız feshedildiği iddiası ile yoksun kalınan kar ile denkleştirme tazminatı alacağını talep etmiştir.
Davalı taraf iddia olunan vakıaları inkarla davanın genel mahiyette reddini savunmuştur.
Dava, acente sözleşmesinin haksız fesih olunup olunmadığı, haksız fesih söz konusu ise acentelik sözleşmesinin haksız feshinden kaynaklanan yoksun kalınan kar ile denkleştirme alacağının varlığı, varsa miktarına ilişkindir.
Bilirkişiler …, …, …tarafından hazırlanan 26/12/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda davalı tarfından incelemeye sunulan 2014-2016 yılı ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, davalı yan ticari defterlerinde ve dosya üzerinde yapılan incelemede davacı acente tarafından 2014 yılında 419.697,73 TL tutarlı 1.355 adet poliçe düzenlediği ve 58.906,07 TL komisyona hak kazanıldığı, 2015 yılında 613.754,06 TL tutarlı 1753 adet poliçe düzenlediği ve 85.827,74 TL komisyona hak kazanıldığı, davalı yan tarafından davacı yanın hak kazandığı komisyon bedelinin tamamının ödenmiş ve davacı yanın davalı yandan cari hesap alacağının kalmamış durumda göründüğü, acentelerin yapmış olduğu poliçelerinden 1 yıl komisyon almakta olduğu (hayat sigortası gibi 3 yıl ileriye dönük poliçelerin davacı tarafça tanzim edilmediği) davalı ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede hak edilen komisyon tutarlarının, davacı yanca beyan edilen tutarlarla örtüştüğü ve tamamının davalı yanca davacı acenteye ödenmiş durumda göründüğü, davacının son iki yıllık (çalışma süresi toplam 2 yıl) komisyon ortalamasının 72.366,91 TL olduğu; bu durumda iki yıllık ortalamadan hesaplanan miktarın 2/5 miktarı yani; azami 28.946,76 TL tazminatın denkleştirme tazminatı olarak ödenebileceği, mahkeme tarafından davacı yanın talebinin haklı olduğu noktasında kanaate varılır ise; davacı yanın TL alacaklarına 3095 sayılı kanuna göre dava tarihi itibariyle 3095 sayılı (md.2) göre değişen oralarda avans faiz talep edebileceği, tarafların manevi tazminat ve diğer benzeri taleplerin mahkemenin takdirinde olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Dosyaya süresinde sunulu ticari kayıt ve belgeler ile tüm bilgi ve belge kapsamında, taraflar arasındaki 05.02.2014 tarihli acentelik sözleşmesi incelenmiş m. 19 sözleşmenin feshi hükümleri ve m.21 anlaşmazlıkların çözümünde davalı ticari kayıtlarına itibar edileceği hususlarına dikkat edilmiştir. TMK 6 ve 7 ile HMK 187- 293. maddeleri gereğince ispat hususuna ve ispat kurallarına dava konusu miktar gözetilerek dikkat edilmiştir. HMK 222 gereğince ticari defterlerin ibrazı ve delil olma vasfına dikkat edilmiştir. Taraflar arasındaki çekişmeye vücut veren komisyon ücretlerinin tamamının ödendiği anlaşılmıştır. Devam eden poliçelerle ilgili bilgi, davacı tarafından (verilen ihtaratlı kesin kanuni süresinde) hiç sunulmadığından devam eden menfaat varlığı çekişmeli kalmış/ ispatlanamamış, yoksun kalınan kara ilişkin davalının davacı acentenin portföyünden devam eden menfaati davacı yanca ispat olunamamıştır. HMK gereği taraflarca getirilme ilkesi doğrultusunda taraflarca sunulan kayıtlardan tespit edilememiş davalı yan kayıtlarından bu hususun ispatı mümkün bulunmamıştır. Taraflar arasındaki sözleşmeye dikkat edilerek TTK kapsamında bulunan aralarındaki ticari işin değerlendirilmesi sonucu; davacının iddialarına, davalının sorumluluğuna genel hükümler dairesinde dava konusu sözleşme gereğince dikkat edilmiş, incelenen kayıtlar gereğince aşağıda belirlendiği şekilde davacının denkleştirme davasının kısmen ispatlandığı, fazlaya ilişkin talebinin yerinde olmadığı, aksine ilişkin bilgi ve belge bulunmadığına kanunen kanaat getirilmiş davanın kısmen kabulünün gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde kanunen, taktiren ve vicdanen karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının kısmen kabulü-kısmen reddi ile;28.946,76 TL dekleştirme tazminatının davalıdan dava tarihi olan 26/12/2016 tarihinden itibaren işletilecek değişen oranlarda ticari avans faiziyle tahsiline davacıya verilmesine, fazla talebin reddine,
2-6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca karar ve ilam harcı olan 1.977,35 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.451,99 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ ye gelir kaydına, bakiye 525,76 TL daha harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ ye gelir kaydına, mahsup edilen 1.451,99 TL harcın davalı tahsili ile davacıya iadesine, başvuru ve vekalet suret harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
3- 6100 S HMK gereğince davacı tarafından sarf edilen bilirkişi ücreti, tebligat gideri, posta masrafı olan 1.949,00 TL yargılama giderinin davanın red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 663,73 sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 3.473,61 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T deki esaslara göre ve 6100 S. HMK gereğince reddedilen miktar üzerinden belirlenen 6.515,86 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6- 6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı diğer tarafın yokluğunda mahkememize yazılı/sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.
Katip
¸e-imzalıdır
Hakim
¸e-imzalıdır