Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1197 E. 2018/810 K. 12.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1197 Esas
KARAR NO : 2018/810
DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/12/2016
KARAR TARİHİ : 12/07/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili ile davalı şirketi arasında 18/07/2011 tarihinde Akaryatık Bayilik sözleşmesi, Bayilik Protokolü, Satış Taahhütnamesi imzalandığını, diğer davalı … ‘nın ise sözleşme ve protokolü garantörü olduğunu, aynı zamanda 18/07/2011 tarihli kefaletname ile şirketinin borçlarına kefil olduğunu, davalının satış taahhütnamesinde üstlendiği her yıl asgari 500 m³ ürün satmayı, eksik satış halinde eksik kalan her m³ için 60 USD ceza-i şart ödemeyi kabul ettiğini, sözlemenin hiçbir döneminde taahhüdünü yerine getirmediğini, 12/07/2016 tarihinde noterden ihtarname gönderilerek satış taahhüdüne uymaları ve ceza-i şart alacağının ödenmesinin ihtar edildiğini, 29/09/2016 tarihli ihtarname ile cari hesap borçları ve cezai şart borcuna karşılık teminat mektubunun nakde cevrildiğini bildirilerek bakiye cezai şart borcunun ödenmesinin istenildiğini, buna rağmen ödeme yapılmadığını belirterek şimdilik 10.000,00 USD ceza bedelinin davalılardan müşterek ve müteselsilen 03/10/2016 tarihinden itibaren yürütülecek akdi faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
SAVUNMA /
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Davaya bakmanın Mersin mahkemeleri kapsamında olduğunu, sözleşme ve taahhütnamelerin doğru olduğunu ancak; davacının 2011 tarihinden davanın açıldığı tarihe kadar çekince koymaksızın ürün vermeye devam ettiğini, bu nedenle davalıdan asgari alım taahhüdüyle ilgili bir uygulamaya gidilmeyeceği konusunda haklı bir güven yaratıldığını, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyandan haksız takip yapıldığını, davacının alacaklı olduğunu iddia etmesine rağmen teminat mektubunu iade ettiğini, istemin MK 2.maddesine aykırı olduğunu belirterek davanın haksızlığını savunmuş ve reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …’ya yasaya uygun olarak tebligat yapılmış olmasına karşın, davayı takip etmediği gibi, yazılı bildirimde de bulunmadığından H.M.K nun 128. maddesi hükmü gereğince davayı inkar ettiği varsayılmıştır.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; Bayilik Sözlemesi ile belirlenen eksik ürün alımı için öngörülen ceza koşulunun ödetilmesi istemine ilişkindir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi, Bayilik Protokolü, Satış taahhütnamesi, kefaletname, tebliğ şerhli ihtarname örnekleri dosya içine alınmış, davalı şirketin ticaret sicil dosyası örneği getirtilerek incelenmiş, davalı şirketin son iki yıla ait Kurumlar Vergi Beyannamesi ve Bilanço örnekleri getirtilerek incelenmiş dosya içeriği deliller üzerinde uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılarak rapor düzenlenmiştir.
12/01/2018 Tarihli bilirkişi raporunda; taraflar arasında bağıtlanan bayilik sözleşmesi, protokol ve taahhütname kapsamında yürütülen ticari ilişkide davalının taahhüdünde rağmen 5 yıl boyunca eksik ürün alımında bulunduğu, sözleşmenin bitmesi ile gönderilen ihtarnamede eksik alım nedeniyle ceza koşulu isteminde bulunulduğu, dava tarihi itibarıyla taraflar arasında yürütülen ticari ilişkide herhangi bir borç alacak durumunun mevcut olmadığı, sözleşmenin başladığı 18/07/2011 ile sona erdiği 18/07/2016 tarihi arasında davalının davacıdan toplam 597,00 m³ ürün aldığı, buna göre; istenebilecek ceza koşulunun 114.084,00 USD olduğu, daha önceki yıllara ilişkin çekince konulmadığından sözleşmenin fesih tarihinden geriye dönük bir yıl için davalının yapmış olduğu alımlar üzerinden hesaplanan ceza koşulu tutarının 30.000,00 USD olduğu, diğer davalı … nın ise davalı şirketin borçlarının 150.000,00 TL kısmı için müşterek müteselsil kefil olduğu belirtilmiştir.
İddia, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre; taraflar arasında 18/07/2011 tarihli bayilik sözleşmesi ile aynı tarihli Bayilik Protokolü, Satış Taahhütnamesi bağıtlanmış olup, davalı … ‘lı aynı tarihli kefaletname ile davalı şirketin davacıya karşı doğmuş ve doğacak borçların 150.000,00 TL lik kısmına müşterek borçlu ve müteselsil kefil olmuştur. Kefaletnamenin düzenlendiği tarihi itibarıyla davalı …nın şirket ortağı olduğu belirlenmiş, kefaletinin TBK 583 ve devamı maddelerine göre geçerli olduğu kabul edilmiştir. Bağıtlanan satış taahhütnamesi uyarınca; davalı şirketin davacıdan her yıl 500 m³ beyaz ürün, 3 ton sair madeni yağ alımını üstlendiği, belirtilen tutarda alım yapılmaması halinde her m³ beyaz ürün için 60 USD ceza koşulu ödeneği kabul ve taahhüt ettiği anlaşılmaktadır. Yürütülen ticari ilişkide davalı bayinin yıllık asgari ürün alımı taahhüdü bulunmasına rağmen yıllar itibarıyla bu taahhüde uymadığı, davacı şirketin de bir çekince koymaksızın ürün vermeye devam ettiği ve bu davranışı ile davalıdan asgari alım taahhüdüyle ilgili ceza-i şart uygulamasına gidilmeyeceği yolunda haklı bir güven yaratıldığı anlaşılmaktadır. Davacının yıllık ürün taahhüdüne uymaması nedeniyle davalılardan ceza-i şart istemesinde kural olarak bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Ancak davacının bu ceza-i şartı istiyebilmesi için ceza-i şartın oluştuğu yıldan sonraki yıllarda ürün verirken ihtirazi kayıt (çekince) koyarak bu hakkını saklı tutması gerekir. Dosya kapsamından davacının 5 yıllık sözleşme süresince yıllar itibarıyla herhangi bir çekince koymaksızın davalı şirkete ürün vermeye devam ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda; ancak sözleşmenin fesih tarihininden itibaren geriye dönük 1 yıl için davalının yapmış olduğu, eksik alım üzerinden hesaplanan ceza koşulunun istenebileceği kabul edilmiştir. Yapılan hesaplama sonucunda; 30.000,00 USD ceza koşulu istenebileceği belirlenmiştir. Davacı başlangıçta 10.000,00 USD istemiş, daha sonra verilen 22/02/2018 tarihli ıslah dilekçesinde 30.000,00 USD ceza koşulu isteminde bulunulmuş ve bu değer üzerinden dava peşin harcı tamamlanmıştır. 6102 sayılı TTK nın 22 maddesi uyarınca; tacir olan borçlunun ceza koşulunun fahiş olduğu gerekçesiyle indirim yapılmasını isteyemeyeceği, ancak yasal düzenleme gereği borçlunun ekonomik yönden yıkımına neden olacak derecede fahiş olduğunun saptandığı hallerde ceza koşulundan indirim yapılacaktır. Belirlenen ceza koşulu alacağının davalıların dosyaya yansıyan ekonomik durumları dikkate alındığında yıkımlarına yol açmayacağı, bu nedenle hesaplanan tutardan indirim yapılmasına gerek bulunmadığı sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur. Davalı … tarafından kefil olunan limit kapsamında kaldığından belirlenen alacaktan her iki davalının müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerekmektedir.
Davalılara gönderilen ihtarnamenin tebliğ tarihi itibarıyla 07/10/2016 tarihinde temerrüde düştükleri ve bu tarihten itibaren 395 sayılı 4/a maddesine göre yasal faiz istenebileceği sonucuna varılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
Davanın KABULÜNE
30.000,00 USD ceza koşulu alacağının 07/10/2016 temerrüd tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek yasal faizi ile birlikte davacı yararına davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 7.138,94 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline, peşin alınan harcın mahsubuna,
Davacının yatırdığı 1.892,19 TL peşin harcın davalılardan tahsiline,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 11.110,64 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 3.396,79 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan 1.520,00 TL gider avansından geriye kalan 48,90 TL’nin hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davalılar tarafından yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Davacı … davalı şirket vekilinin huzurunda, davalı … Karamanlı yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıklandı.
Katip …
Hakim …
HARÇ BEYANI /
7.138,94 TL. KARAR HARCI
1.892,19TL. PEŞİN HARÇ
5.246,75 TL. KALAN HARÇ
DAVACI GİDERİ /
1.925,69 TL İLK GİDER
1.200,00 TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ
271,10 TL TEBLİĞLER
2.105,73 TL TOPLAM