Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1163 E. 2018/1056 K. 25.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1163 Esas
KARAR NO : 2018/1056
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 02/12/2016
KARAR : USULEN RED- GÖREVSİZLİK- ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 25/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;Davalı firmanın … İli … İlçesi 70 Yataklı Devlet Hastanesi İnşaatı Yapım İşini üstlenmiş bulunan Yüklenici Müteahhit firma olduğunu, davalı yüklenici firmanın kendisinin üstenmiş olduğu Devlet Hastanesi İnşaatı yapım işinde davacıya işçilik yaptırdığını, taraflar arasında “İşçilik İş Sözleşmesi” başlığını taşıyan sözleşme gereğince, yazılı birimi fiyatlar üzerinden müvekkilinin ve işçi ekibinin Şap, Kaba ve İnce Sıva, Yıkamalı Alçı Sıva, 2 Kat Saten Sıva ve Saten Boya, Plastik Boya, Kaba sıva iç mekanlar, Kaba Sıva dış mekanlar, İskele işlerini üstendiğini, Saten Boya 17610 m2 x4.25-TL =74.842,50 TL, Kaba Sıva 12165 m2 x6-TL =72.990.00 TL, Tavan (Sıva-Alçı+ saten alçı+zampara ve boya)=2091,14 m2 X9 TL= 18.820,30 TL, Şap (Hastane Kazan Dairesi+ Güvenlik + Çatı) 11413,5 m2 X5 TL = 57067,50 TL, Yağlı Boya 316 m2 X12.50 =3.950- TL, İnce Sıva 3633,7 m2 x2 7- TL=25435,90- TL Plastik Boya:6220,6 m2 X2- TL =12441,20 TL Sıva (Yıkamalı makine alçı sıva):26180 m2 X4,75 TL=124.355,00- TL, Asmatavan Bant:6300 Metretül (Fiyat belirli olmaksızın) müvekkilince yapılıp teslim edildiğini, fiyatı iş teslim- metraj tutanağında gösterilmeyen 6300 Mt Asma Tavan Bant İşi Dışında müvekkilince yapılarak ve ölçümlenerek teslim edilen işler bedelinin 389.902,4 TL olduğunu, asma tavan bant işi bedelinin ise rayiç bedelinin daha yüksek olmasına rağmen 1mt 10- tl kabul kabul edildiğini, 6300 MT X10 TL’den 63.000 TL daha alacaklarının olduğunu, davacı müvekkilinin metrajlaması yapılarak teslim ettiği işler toplam bedelinin 452.902,4 TL olduğunu, ancak bu tutarın davacı müvekkilinin nihai alacağını göstermediğini taraflar arasındaki “01/03/2016 tarihli sözleşme eki gereğince keşideci müvekkilince bildirilen imalattan kırılan çizilen, su alanların tekrar yapımı için artı yevmiye ile yapılması ve bu işler için ustalık yevmiye hesabı ile ödeneceğinin kararlaştırıldığını, …yevmiye ve 77 önceki yevmiyeler olmak üzere toplam 250 yevmiye karşılığı 31.250 TL de yevmiye alacağı bulunduğunu tüm hak ediş toplamının 484.152,4 TL olduğunu, davalı şirketçe davacı müvekkiline yapılan ödemelerin toplamı … Noterliğinin 27/09/2016 tarih ve…yevmiye no.lu ihtarnamede belirtildiği bu tutarın 375.000 TL olduğunu, davacı müvekkilin ödenmeyen bakiye alacak tutarının …yevmiye ihtarnamenin … yevmiye sehven eklenmediğinden 99.527.4 TL olduğu görülse de 109.152,4 TL olduğunun, İstanbul …. Noterliğinin 06/10/2016 tarih ve … Yevmiye nolu ihtarnamesinde davalı şirketin davacı müvekkilinin yaptığı iş tutarını 431.079,86 TL olaarak kabul ettiğini, ve buna mukabil ödemelerin ise 417.969-TL olduğunu, böylece davacının 13.110,86 TL bakiye alacağı olduğunu belirttiğini, ve kabul ettiğnini, davacı müvekkilin davalı firmadan 375.000 TL ödeme aldığını, kabul ettiğini, davalı firmanın 431.079,86 TL ödeme yapıldığı idiasında olduğundan bu ödemeleri ispat etmesi gerektiğini, davalı şirketçe ödenmeyen ev tafsilatıyla açıklanan 109.152,4 TL alacağının davalı şirketten temürrüt tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte tahsili için bu davayı açtıklarını, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı yana yükletilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı taraftan herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır. Davalı tarafın 6100 S. HMK m. 128 kapsamında süresinde cevap vermemenin sonucu olarak iddia olunan vakıaları tamamen inkar etmiş sayılmıştır.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir: Dava, inşaat yapım sözleşmesinden (eser sözleşmesi) kaynaklanan eksik ödenen hak ediş bedeli olan 109.152,40 TL’nin tahsili talebine ilişkindir. Hukuk mahkemelerinin hangileri olduğu ve bunların kuruluşu 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 4 ve 5 inci maddelerinde düzenlenmiştir. Kanunun 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre asliye hukuk mahkemeleri, sulh hukuk mahkemelerinin görevleri dışında kalan ve özel hukuk ilişkilerinden doğan her türlü dava ve işler ile kanunların verdiği diğer dava ve işlere bakar. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 2 nci maddesiyle de teyit edilmiştir. Anılan maddenin ikinci bendi Hukuk Muhakemeleri Kanununda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesinin diğer dava ve işler bakımından da görevli olduğunu vurgulamıştır. Asliye Ticaret Mahkemeleri de 5235 sayılı Kanunun üçüncü fıkrasında düzenlenmiştir ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinin 1 numaralı bendi uyarınca bu mahkemeler, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bir davanın ticari nitelikte olup olmadığı, bir diğer ifade ile asliye ticaret mahkemesinde görülüp görülmeyeceğinin belirlenmesi işi de Türk Ticaret Kanununun 4 üncü madde-sinde gösterilen ilkelere göre yapılmalıdır. Öğretide de benimsenen görüşe göre ticari davalar mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrılmaktadır. Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin 1 inci bendinin (a) alt bendi uyarınca bu Kanunda düzenlenen hukuk davaları mutlak ticari davalardır. Nispi ticari davalar ise konusu ne olursa olsun, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarıdır (TTK.m.4/1). ( 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatınI haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler. Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.) Kanuni düzenleme uyarınca sadece mutlak ya da nispi ticari davalar asliye ticaret mahkemesinde görülürken, bunlar dışında kalan davalar (istisnalar saklı kalmak kaydıyla) asliye hukuk mahkemelerinde görülmelidir. İş bu davada da ;davacının tacir olmadığı, davalı tarafın tacir olduğu, dava konusunun sadece bir taraf davalı için ticari olması karşısında davacının tacir olmaması nedeni ile dava konusu sözleşmeden kaynaklanan alacağın ticari olmadığı genel hükümlere dayandığı değerlendirilmiştir. Davacı vekili 25/10/2018 tarihli duruşmada müvekkilinin tacir olmadığını, müvekkilinin ticari defter ve kayıtlarının olmadığını, sadece karşı tarafın tacir olduğunu beyan etmiştir. Ayrıca davacı gerçek kişinin tacir olduğuna dair dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı gibi davacı gerçek kişinin tacir olmadığı davacı ikrarındadır. Bu nedenle davacının tacir olmayan gerçek kişi olduğuna kanaat getirilmiş bu durum dosyadan anlaşılmıştır. Davacı tarafı tacir olmayan ve genel hükümlere dayanan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin dava genel hükümlere göre çözülür. İş bu dava yukarıdaki açıklamalara da dikkat edildiğinde ticari dava değildir. Bu nedenle mahkememizce genel görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu kabul edilmiştir. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; 6100 Sayılı HMK.nun 1. maddesine göre, göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olup, m.2 gereğince asliye hukuk mahkemelerinin de görevi belirlendiğine göre; aynı yasanın 114/1-c bendi uyarınca dava şartı olan bu husus, HMK.nun 115/1 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınmıştır. Mahkememiz davaya bakmakla görevsiz olup, bu dava şartı noksanlığının sonradan giderilmesi de mümkün olmamakla, davanın saptanan dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK.nun 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının mahkememizin görevsiz olması nedeniyle usulden reddine,
2-HMK.nun 20. mad. uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin usulen başvurusu halinde dava dosyasının görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3- Yargılama giderlerinin görevli mahkemesince hüküm altına alınmasına, HMK 20 maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde başvuru yapılmaz ise davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği ve yargılama giderleri konusunda karar verileceğinin ihtarına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu. verildi.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır