Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1092 E. 2020/786 K. 15.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: … Esas
KARAR NO : 2020/786

DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 11/06/2016
BİRLEŞEN DAVA ….ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ … ESAS
BİRLEŞEN DAVA: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BİRLEŞEN DAVA DAVA TARİHİ : 21/06/2017
KARAR TARİHİ: 15/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; tarafları ile davalı şirket arasında ticari ilişkiler bulunmaktayken, müvekkil şirketin mali problemler yaşaması üzerine davalı şirket tarafından tarafları aleyhine …. İcra müdürlüğünün … E., … E., … E. -yeni dosya no: …. İcra müdürlüğü … E. sayılı dosyalarından icra takibine geçildiğini, icra dosyalarında, taraflarının ortağı merhum …’ e ait “… Mah. … mevkiinde bulunan 144 pafta, 976 ada, 10 parsele kayıtlı taşınmazın ½ payına haciz konulmuş olup bunun üzerine söz konusu hacizlerin fek edilmesi karşılığında ilgili dosyalardaki borçlara teminat olarak 20.03.2007 keşide, 23.03.2007 vade tarihli, 500.000,00-USD bedelli bononun taraflarından davalı şirkete verildiğini, ilgili bononun ne amaçla verildiğine ilişkin yazılı belgenin davalı şirket tarafından taraflarına verildiğini, taraflarından teminat amacıyla verilen söz konusu bononun, davalı şirket tarafından …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasıyla icra takibine konulduğunu, bununla birlikte hacizlerin fek edildiği dosyalardan da tekrar ilgili taşınmaza haciz konulduğunu, … İcra Müdürlüğünün … E., … E., … E., … E., – yeni dosya no: …. İcra Müdürlüğü … E., sayılı dosyalarının 05.08.2016 tarihi itibariyle borç ödenerek infaz dildiğini, ancak söz konusu dosyaların infazıyla davalı şirkete olan borçlarının sona ermesine rağmen, teminat amaçlı olarak verilen bononun taraflarına iade edilmediği gibi …. İcra Müdürlüğünün … E., sayılı dosyasında takibe devam edildiğini, taraflarının …. Noterliğinin 29.07.2016 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle …. İcra Müdürlüğünün … E., … E., … E., … E., – yeni dosya no: …. İcra Müdürlüğü … E., sayılı dosyalarına konu borçları ödendiği, ilgili teminat bonosunun iade edilmesi ve söz konusu bonoya dayalı olarak başlatılan takipten feragat edilmesi hususları ihtar edilmesine rağmen davalı şirket tarafından herhangi bir işlem yapılmadığını ve ilgili bononun iade edilmediğini, davalı şirketin bilerek ve kötü niyetli olarak icra takibine devam ettiğini, ilgili dosyalardaki borçların kapandığını bilmelerine rağmen takibe devam ettiklerini ve teminat senedi niteliğindeki bonoyu müvekkil şirkete iade etmediklerini, İİK 72. Maddesi son fıkrası uyarınca yetkili mahkemenin … Mahkemeleri olduğunu, İİK 72/3. Maddesi uyarınca icra veznesinde bulunan veyahut bulunacak olan paranın davalı şirkete ödenmemesi için telefasi güç zararların doğmaması adına ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, …. İcra müdürlüğünün … E. sayılı dosyasının ilk sırada haczi bulunan taşınmaz …. İcra müdürlüğünün … E. sayılı dosyasıyla satılmış olup kısa bir süre içerisinde dosyada borç görünen miktarın tamamı …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına gönderildiğini, söz konusu paranın sözde alacaklıya ödenmesi halinde müvekkil şirketin zararı doğacak olup mükerrer ödemeye sebebiyet verileceğini, ayrıca davalarının istirdat davasına dönüşse dahi taraflarının sonradan söz konusu parayı geri alabilmesinin oldukça güç olduğunu belirterek;taraflarının davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine, müvekkil şirket tarafından davalı şirkete teminat amaçlı verilen 20.03.2007 keşide 23.03.2007 vade tarihli, 500.000,00-USD bedelli bononun iptaline, ilgili bonoya dayanılarak başlatılan …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra takibinin iptaline, İİK Madde 72/5 gereği davalı şirket tarafından haksız ve kötü niyetli olarak açılan işbu takip konusu alacak miktarının %20’ sinden aşağı olmamak üzere davalı şirketin tazminata mahkum edilmesine, …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasının icra veznesinde mevcut bulunan/bulunacak bedelin davalı şirkete ödenmemesine yönelik ihtiyaten tedbir konulmasına, yargılama giderlerinin ve yasal vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında davacılar vekili dava dilekçesinde ve özetle; … İnş. Sanayi ve Ticaret Adi Komandit Şirketi ile … İth. İhr. Metal San. Ve Tic. A.Ş. arasında ticari ilişkiler bulunmakta iken, … şirketinin mali problemler yaşaması üzerine … şirketi tarafından … şirketi ve müvekkillerin murisi ve … şirketinin ortağı olan … aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas, … Esas, … Esas, … Esas (Yeni dosya numarası: …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas ) sayılı dosyalarından icra takibine geçildiğini, … şirketi tarafından, … şirketine …. Noterliğinin 29/07/2016 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderildiğini, söz konusu ihtarnameyle adı geçen dosyalara konu borçların ödendiğini, ilgili teminat bonosunun iade edilmesi ve söz konusu bonoya dayalı olarak başlatılan takipten feragat edilmesi hususlarının ihtar edilmesine rağmen …, şirketi ve davaıl tarafından herhangi bir işlem yapılmadığını ve ilgili bononun iade edilmediğini, … şirketine karşı müvekkili şirketin borçlu olmadığına ilişkin menfi tespit davasının …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasıyla açıldığını ve devam etmekte olduğunu, … İnş. Sanayi ve Ticaret Adi Komandit Şirketinin borcu olmadığından ve davalının da kötü niyetli olmasından dolayı müvekkilleri tarafından davalıya ödenen 671.784,91-USD ana paranın ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte istirdatına ve 216.958,59 TL icra harç ve giderleri ile icra vekalet ücretinin, ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte istirdatına, ilgili bonoya dayanılarak başlatılan …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas asıyıl icra takibinin iptaline, İİK Madde 72/5 gereği davalı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak açılan işbu takip konusu miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere davalının tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin ve yasal vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini müvekkilleri adına vekaleten talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davalı firmanın aktif husumet ehliyeti bulunmadığını bu sebeple davarının reddinin gerektiğini,menfi tespit davasının, borçlunun alacaklının kendisinden bir hak veya alacak talep etmesi üzerine ileri sürülen, hak veya alacağın doğmadığını ve/veya doğduktan sonra sona erdiğini tespit ettirmek amacıyla açtığı bir dava olduğunu, davanın konusunu oluşturan senet ve söz konusu senede ilişkin icra takibinin alacaklısının … … olduğunu, dolayısı ile davanın direk olarak dosya alacaklısına değil de davalı firmaya yönlendirmesinin hukuken mümkün olamayacağını, davada aktif dava ehliyeti bulunmayan davalı firma açısından husumet yönünden red kararı verilmesinin öncelikle arz ve talep edildiğini, hak düşürücü sürede açılmayan davanın zaman aşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, 6098 sayılı TBK nun 39/1 maddesi, “Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır” hükmünü içerdiğini,dava dilekçesi incelendiğinde, davada ki ana argümanlarına istinaden ileri sürülenlerin, …. İcra dairesinin …, … esas sayılı dosyalarında 20.03.2007 tarihinde fek edilen … deki gayrimenkul üzerine yeniden haciz konulma tarihi 08.05.2007, davaya konu senedin icra takibine konulma tarihi ise 13.06.2007 olduğunu, davacı firmaya icra dosyasına 26.06.2007 tarihinde de mal beyanı dilekçesi verildiğini, tüm bu reel gerçekler içerisinde davacı firmanın davasına dayanak yaptığı sözde iddiaları çerçevesinde yanıltıldığı ve/veya aldatıldığı öğrendikleri tarih öncesindeki işlemleri bir taraf bıraksak bile icra dosyasına mal beyanı verdikleri tarih olan 26.06.2007 olduğunu,davacı firmanın sözde yanıltıldığına, aldatıldığına dayanılarak açtığı menfi tespit davasında, yanılma veya aldatmayı öğrendiği tarih 26.06.2007 olarak bile kabul edilse, yasa gereği dava açma süresi 26.06.2008 tarihinde sona ereceğini, bir yıllık dava açma süresinin hak düşürücü süre olduğunu, yasa gereği bir yıllık dava süresinden dokuz yıl beş ay sonra açılan davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesinin arz ve talep edildiğini, davacı firma dilekçesinde, sözde teminat amacı ile verilen söz konusu bononun davalı firma tarafından …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasından icra takibine konulduğunu, söz konusu dosyaya yapılacak ödemenin mükerrer ödemeye sebep olduğunu iddia edildiğini,davacı firmanın dayanak yaptığı belge incelendiğinde söz konusu senedin, …. İcra Müdürlüğünün … E., … E., … E., … E., sayılı dosya borçlarına ilişkin verildiğine ve senet ödendiğinde belirtilen icra dosyalarından feragat edileceğine ilişkin hiçbir kayıt ve beyan olmadığının tartışmasız kanıt olduğunu, iş bu belgenin kendisi ile de sabit olduğu üzere, 20.03.2007 tarihinde düzenlenen senedin 23.03.2007 tarihinde ödenmemesi halinde hiçbir ihtar veya ihbara gerek olmaksızın yasal işleme konulacağını da içermekte olup, davacı firmanın nasıl bir saik ile senedin teminat senedi olduğu ve ödemelerin mükerrer yapıldığı kanaatine vardığını anlamak ve adlandırmanın mümkün olamayacağını,davaya konu senet davacı firmanın, davalı firmaya olan borçlarına ilişkin verildiğini, davacı firmanın yetkilisi ve aynı zamanda senedin de şahsi borçlusu olan … 2007 yılı haziran ayında davalı firmaya, kendisinin hissedarı olduğu ve üzerine icra dosyalarından hacizler konulan … Mah. 144 pafta, 976 ada, 10 parsel deki gayrimenkulüne hemen hazır alıcı olduğunu, buradan alacağı para ile tüm borçlarını kapatabileceğini, bu nedenle gayrimenkul üzerindeki hacizlerin kaldırılmasını ile tüm borçlarını ödeyeceğinin anlatıldığını, … ile yapılan görüşmeler neticesinde takibe konulan işlemler haricinde, evrakı olmayan açık borç toplamının 500.000,00-USD olduğunu, diğer icra dosyalarına konu borçların yanı sıra bu bedelin de satışını yapacağı gayrimenkulden alacağı para ile ödeyeceğine söz vermesi üzerine, … 10 parsel deki hacizlerin kaldırıldığını ve bakiye alacağa ilişkin senedin de hacizlerin fekki ile birlikte icra dairesinde düzenlenen makbuz ile birlikte davalı vekiline teslim edildiğini, söz konusu makbuz içeriği ile de sabit olan hususun, borçlunun haciz konulan taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunmasını sağlamak ve davalı firmaya olan tüm borçlarının biran evvel ödemesini sağlamak olduğunu, makbuzda sadece bir taşınmaza konulan haczin fek edileceğinin belirtilmiş olduğunu, davaya konu senet ödendiğinde dört icra dosyasının fek edileceğine ve/veya belirtilen dört icra dosyasının ödenmesi halinde davaya konu senedin bedelsiz kaldığından iade edileceğine dair bir hükmün olmadığını, senedin ödeme tarihi geldiğinde ne iş bu senet ne de icra dosyaları ödenmediğinden, … tarafından gayrimenkulü alacak kişi ile birtakım sorunları olduğunu çözeceklerinin belirtildiğini ve kendisinin beklenmesinin talep edildiğini, lakin söz verilen süreden bir buçuk ay geçmesine rağmen hiçbir olumlu gelişme olmaması üzerine, 08.05.2007 tarihinde dört icra dosyasından haczi fek edilen gayrimenkul üzerine yeniden haciz konulduğunu, 13.06.2007 tarihinde de iş bu davaya konu senedin cirolandığı üçüncü kişi tarafından yasal takibe geçildiğini, bu durumun belge ile sabit olduğu ve yukarıda da izah edildiği üzere ne davaya konu senet üzerine ne de dayanarak yapılan makbuz üzerine “Teminat senedi” ibaresinin olmadığını, tüm reel gerçekler yanı sıra yüksek yargı kararıyla da sabit olduğu üzere, “Teminat senedi” ibaresinin varlığının bile tek başına senedin kambiyo senedi vasfını yitirmesine neden olmayacağının tüm yasal veriler ile tartışmasız orta olduğunu, davalı firmanın dokuz yıldan fazla verdiği hukuki mücadele sonucunda, tahsil aşamasına getirdiği dosya alacağından 2.278.397,76-TL yapılan gayrimenkulün satışı akabinde düzenlenen sıra cetveli neticesi dosyaya gönderildiğini, davacı firma ve icra dosyasının diğer borçlularının, 2006 yılından itibaren söz konusu dört adet icra dosyasından ve 2007 yılından bu yana da davaya konu icra takibinden haberi olup, iş bu dosyalara da kendilerince sayısız itiraz ve işlemlerin yapıldığını, tüm reel ve hukuki gerçekler yanında, davacı firmanın sözde iddiasına ilişkin on yıla yakın geçen sürede, icra dosyalarına sayısız işlem ve itirazlar yaparken, hiçbir şekilde iş bu davaya konu iddialarına ilişkin bir itirazlarının olmaması ve/veya bir menfi tespit davası dahi açmamış iken, dosya tahsilat aşamasına geldiğinde ya tutarsa mantığı ile açtıkları iş bu dava, her şeyden önce hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek;davanın öncelikle husumet yönünden reddine, zamanaşımından usulden reddine,esastan da hiçbir dayanağı bulunmadığından reddine karar verilemesini talep etmiştir.
Birleşen ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davaya konu senedin davacı tarafın müvekkilinin yönetim kurulu başkanı olduğu … İth. İhr. Metal San. Ve Tic. A.Ş’ye olan borçlarına ilişkin verildiğini, … İnş. San ve Tic. Adi Komandit Şirketi yetkilisi ve aynı zamanda senedin de şahsi borçlusu olan …’in 2007 yılı Haziran ayında müvekkiline gelerek, kendisinin hissedarı olduğu ve üzerine icra dosyalarından hacizler konulan … Mah. 144 pafta, 976 ada, 10 parseldeki gayrimenkulüne hemen hazır alıcı olduğunu, buradan alacağı para ile hem takibe konu borçlarını hem de karşılığında kambiyo evrakı olmayan açık borcunu ödeyerek kapatabileceğini, bu nedenle gayrımenkul üzerindeki hacizlerin kaldırılmasını talep ettiğini, davaya konu senedi düzenleyen borçlu şirket yetkilisi ve şahsi kefil …’in senedin düzenleme tarihi olan 20/03/2007 tarihinden vefat tarihi olan 06/03/2014 tarihine kadar geçen yedi yılda bu senedin teminaten verildiği için borçlu olmadığına veya yanıltıldığı, aldatıldığına dair bir iddiası olmadığını, herhangi bir dava da açılmadığını, yukarıda arz ve izah edilen nedenler ile hukuki fiili ve reel hiçbir karşılığı olmayan davanın, hak düşürücü süre nedeni ile zamanaşımı yönünden usulden reddine, esasen hiçbir karşılığı olmayan davanın esastan reddine, kötü niyetli davacılar aleyhine dava konusu asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, dava masraf ve vekalet ücretlerinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir..
KANITLAR VE GEREKÇE /
Asıl ve birleşen davalar İİK.nun 72/7 fıkrasına dayalı olarak açılmış olup, davacının davacıların icra takibine dayanak alınan bonodan dolayı borçlarının bulunmadığının tespiti ile icra dairesine ödenen paranın istirdadı istemlerine ilişkindir.
Asıl ve birleşen davalarda uyuşmazlık konusu olan hususlar; birleşen davalı … … tarafından başlatılan … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına dayanak, 20/03/2007 tanzim, 23/03/2007 vade tarihli, 500.000,00-USD bedelli bonodan dolayı, asıl davacının, asıl davalı … şirketine, birleşen davacıların, birleşen davalı … …’na borçlu olup olmadıkları, bu bononun teminat bonosu olarak düzenlenip düzenlenmediği, takibe dayanak bonoda aval imzası bulunan …’in yasal mirasçıları olan birleşen davacıların, takibe dayanak bononun bedelsizliğini yahut teminat bonosu olduğunu ileri sürüp süremeyecekleri, icra dosyasına yapılan ödemenin istirdadı koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, …. İcra Müdürlüğünün … esas, … esas, … esas ve … esas (yeni dosya no: …. İcra müdürlüğü … esas) sayılı takip dosyaları, asıl ve birleşen davalara konu bono ve makbuz aslı, taraf şirketlerin sicil kayıtları dosya arasına alınmıştır.
…. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası incelendiğinde; 20/03/2007 tanzim, 23/03/2007 vade tarihli, 500.000,00-USD bedelli bononun takibin dayanağını oluşturduğu, birleşen davalı … … tarafından, … İnşaat San ve Tic Adi Komandit Şti, … ve … İth. İhr. Metal San Tic. A.Ş. aleyhlerine 13/06/2007 tarihinde takibe geçildiği, takip tutarının 23/12/2016 tarihinde, … İcra Dairesi hesabından aktarılan para ile tahsil edildiği tespit edilmiştir.
Dava ve takip konusu bono aslı incelendiğinde; 23/03/2007 vadeli, 20/03/2007 tanzim tarihli, 500.000,00-USD bedelli, keşidecisi … İnşaat San ve Tic. Adi Komandit Şirketi, lehdarı … İth. İhr. Metal San Tic. Anonim Şirketi olan bonoya, …’in aval sıfatıyla imzasının bulunduğu, bononun lehdardan sonraki ilk cirantasının … … olduğ, ciro silsilesinde kopukluk bulunmadığı, bononun teminat olarak düzenlendiğine dair senet üzerinde herhangi bir ibare bulunmadığı anlaşılmıştır.
Aslı dosya arasında bulunan “makbuzdur” başlıklı belge incelendiğinde; “… İn. San. Tic. Adi. Kom. Şti’nin keşidecisi, …’in Müşterek Borçlu Müteselsil Kefil olarak imzalayanı, …. İhr. Metal San ve Tic. Ltd. Şti’nin lehdarı olduğu; 500.000,00-USD bedelli, 20/03/2007 keşide, 23/03/2007 vade tarihli bir adet bono aşağıda sayılan dosyalardan … adına kayıtlı olan “…, … Mah. … mevkiinde bulunan 144 Pafta, 976 Ada, 10 Parsel sayılı 855.84m2 miktarlı Kargir 2 ev, dükkan ve arsanın 1/2 hissesi”ne konulan hacizlerin fekedilmesi üzerine verilmiş olup, işbu bono vadesinde ödenmediği takdirde başka hiçbir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın takibe geçilecek ve yasal yollara başvurulacaktır.” ifadelerinin yer aldığı, belgenin alt tarafında “…. İcra Müdürlüğünün … E. … E. … E. … E. Sayılı dosyalar” ifadelerinin yer aldığı ve belgenin …. İhr. Metal San ve Tic. Ltd. Şti vekili tarafından imzalandığı görülmüştür.
İİK.nun 72/1. maddesi gereğince; borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığının ispatı için menfi tespit davası açabilir. Anılan yasanın 72/7. maddesi gereğince de; takibe itiraz etmemiş veya itirazın kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek zorunda kalan kişi, ödediği tarihten itibaren 1 yıl içinde genel hükümler kapsamında paranın geri alınmasını isteyebilir.
… İcra Müdürlüğü dosyasında takip tutarı, 23/12/2016 tarihinde tahsil edilmiş olup asıl dava tarihi itibariyle henüz tahsilat yapılmamış olduğundan, menfi tespit davasının yargılama esnasında istirdada dönüştüğü anlaşılmakla, asıl davanın 1 yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığından bahsedilemeyeceği anlaşılmıştır. Birleşen davanın 21/06/2017 tarihinde açıldığı, 23/12/2016 tahsilat tarihine göre bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde ikame edildiği tespit edilmiştir.
… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası incelenmiş; 10/10/2005 keşide tarihli, 50.000-TL bedelli, keşidecisi Nazik Kara, lehdarı …, cirantası … İnşaat ve son hamili … şirketi olan bir adet çeke dayalı olarak, son hamil tarafından tüm kambiyo borçlularına karşı, asıl alacak ve ferileri ile birlikte toplam 59.219,00-TL tutarlı takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası(yeni esas ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası) incelenmiş; 18/02/2006 keşide tarihli 50.000-TL bedelli, keşidecisi …, lehdarı …, cirantası … İnşaat ve son hamili … şirketi olan bir adet çek; 04/03/2006 keşide tarihli 50.000-TL bedelli, keşidecisi …, lehdarı …, cirantası … İnşaat ve son hamili … şirketi olan bir adet çek; 25/03/2006 keşide tarihli, 50.000-TL bedelli, keşidecisi …, lehdarı …, cirantası … İnşaat ve son hamili … şirketi olan bir adet çek; 30/04/2006 vadeli, 15/12/2005 tanzim tarihli, 35.000,00-TL bedelli, keşidecisi …, lehdarı …, cirantası … İnşaat ve son hamili … şirketi olan bir adet bono ve 30/03/2006 vadeli, 15/12/2005 tanzim tarihli, 30.000,00-TL bedelli, keşidecisi …, lehdarı …, cirantası … İnşaat ve son hamili … şirketi olan bir adet bono olmak üzere toplam beş adet kambiyo senedine dayalı olarak, son hamil tarafından tüm kambiyo borçluları aleyhine asıl alacak ve ferileri ile birlikte toplam 240.509,00-TL tutarlı takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası incelenmiş; 31/01/2006 keşide tarihli, 100.000,00-TL bedelli, keşidecisi … şirketi, lehdarı …, cirantası … İnşaat ve son hamili … şirketi olan bir adet çek ile 24/01/2006 keşide tarihli, 50.000,00-TL bedelli, keşidecisi … şirketi, lehdarı …, cirantası … İnşaat ve son hamili … şirketi olan bir adet çek olmak üzere toplam iki adet kambiyo senedine dayalı olarak, son hamil tarafından tüm kambiyo borçluları aleyhine asıl alacak ve ferileri ile birlikte toplam 176.828,00-TL tutarlı takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası incelenmiş; 30/10/2005 keşide tarihli 30.000,00-TL bedelli, keşidecisi Haker şirketi, lehdarı …, cirantası … ve son hamili … şirketi olan bir adet çek; 30/09/2005 keşide tarihli 30.000,00-TL bedelli, keşidecisi Haker şirketi, lehdarı …, cirantası … ve son hamili … şirketi olan bir adet çek ile 12/12/2005 keşide tarihli 40.000,00-TL bedelli, keşidecisi Haker şirketi, lehdarı …, cirantası … ve son hamili … şirketi olan bir adet çek olmak üzere toplam üç adet kambiyo senedine dayalı olarak, son hamil tarafından tüm kambiyo borçluları aleyhine asıl alacak ve ferileri ile birlikte toplam 116.021,91-TL tutarlı takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış ve taraf şirketlerin 2007 ve devamı yıllarına ait ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılarak rapor alınmıştır. 17/07/2020 teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; asıl ve birleşen dosyalara sunulan deliller ve davacı şirket (…) ile davalı şirket (…) defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde; davacı şirketin, Türk Ticaret Kanunu’na göre tutulması gereken ticari defterlerini yasal süreleri içerisinde tasdik ettirdiği dolayısıyla davacı şirketin ticari defterlerinin sahibi lehine delil olma özelliğini taşıdıkları, ancak 2007, 2008 ve 2009 dönemleri yevmiye defterlerine kapanış tasdiki yaptırmadığı, davalı şirketin, Türk Ticaret Kanunu’na göre tutulması gereken ticari defterlerini yasal süreleri içerisinde tasdik ettirdiği dolayısıyla davacı şirketin ticari defterlerinin sahibi lehine delil olma özelliğini taşıdıkları, ancak 2007 dönemi yevmiye defterine kapanış tasdiki yaptırılmadığı, tarafların ibraz edilen ticari defter ve kayıtlarındaki cari hesap bakiyelerinin birbirini teyit etmediği, davalının …. İcra Müdürlüğünün … esas, … esas, … esas ve … esas (yeni dosya no: …. İcra müdürlüğü … esas) sayılı takip dosyalarından davacı murisin taşınmazları üzerindeki hacizlerin fekki için, davacı tarafından, borcun ödenmesi şartı ile dava konusu bononun verildiği, tüm borçlar ödenmesine rağmen bononun iade edilmediği, bononun bedelsiz kaldığı sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Birleşen dosya yönünden yapılan inceleme neticesinde; davacıların, dava konusu 500.00,00-USD bedelli bononun avalisti olan …’in yasal mirasçıları oldukları ve külli halefiyete dayalı olarak eldeki davayı açtıkları, dava konusu bononun teminat bonosu olduğunu, ayrıca …. İcra Müdürlüğünün … esas, … esas, … esas ve … esas (yeni dosya no: …. İcra müdürlüğü … esas) sayılı dosya borçlarının ödenmesi nedeniyle bedelsiz kaldığını ileri sürdükleri anlaşılmıştır. 6102 sayılı TTK’nın 702/2. fıkrası uyarınca( mülga 6762 Sayılı TTK’nun 614/2 fıkrası) aval veren kişinin teminat altına aldığı borç şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da aval verenin taahhüdü geçerlidir. Dolayısıyla aval vereni ayasal mirasçıları olan davacılar, bononun teminat bonosu olduğu yahut bedelsiz kaldığı yönündeki def’ileri davalıya karşı ileri süremeyeceklerinden birleşen davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Asıl dava yönünden yapılan inceleme neticesinde; icra takibine dayanak alınan senedin TTK.nun 776. maddesi hükmünde öngörülen zorunlu unsurları içerdiğinden “Bono” niteliğinde kambiyo senedi olduğu anlaşılmaktadır. Davalı şirket takip alacaklısı olmasa dahi, davacı keşidecinin, davalı lehtara karşı borçlu olmadığının tespitini talep etmekte hukuki yararı bulunduğu gibi, davalı şirketin bu dava yönünden pasif husumeti de mevcuttur. Kambiyo senedi, hukuksal niteliğince, sebebini içermeyen bir borç ikrarı senedi niteliğindedir. Soyut borç ikrarı içeren senedin bedelsizliğini veya teminat bonosu olduğunu lehtara karşı ileri süren taraf, önce bu senedin bir sebebi olduğunu veya teminat senedi olduğunu, sonra da sebebin veya teminat senedinin tahsilini talep koşullarının gerçekleşmediğini, HMK.nun 200 ve izleyen maddeleri uyarınca yasal ve yazılı deliller ile kanıtlamak durumundadır. Davacı tarafça yazılı delil olarak ileri sürülen “makbuzdur” başlıklı belge incelendiğinde, “bono vadesinde ödenmediği takdirde başka hiçbir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın takibe geçilecek ve yasal yollara başvurulacaktır.” ifadesini içerdiği görülmektedir. Şu halde bu bononun teminat bonosu olmadığı açıktır. Davacı iddiası, bononun teminat bonosu olmamakla birlikte, …. İcra Müdürlüğünün … esas, … esas, … esas ve … esas (yeni dosya no: …. İcra müdürlüğü … esas) sayılı takip dosyalarına konu borçların ödenmesi amacıyla verildiği yönünde yorumlansa dahi, davalı tarafça, davacı şirket yetkilisi …’in 2007 yılı haziran ayında kendilerine başvurduğunun, hissedarı olduğu ve üzerine icra dosyalarından hacizler konulan … Mah. 144 pafta, 976 ada, 10 parsel deki gayrimenkulüne hemen hazır alıcı olduğunun belirtildiğinin, buradan alınacak para ile tüm borçların kapatılabileceğinin, bu nedenle gayrimenkul üzerindeki hacizlerin kaldırılmasını ile tüm borçların ödeneceğinin beyan edildiğinin, … ile yapılan görüşmeler neticesinde; takibe konulan işlemler haricinde, evrakı olmayan açık borç toplamının 500.000,00-USD olduğu, diğer icra dosyalarına konu borçların yanı sıra bu bedelin de satılacak gayrimenkulden gelecek para ile ödeneceği konusunda anlaştıklarının, kendilerince … 10 parsel deki hacizlerin kaldırıldığının ve bakiye alacağa ilişkin bonoun da hacizlerin fekki ile birlikte icra dairesinde düzenlenen makbuz ile birlikte davalı vekiline teslim edildiğinin, burada amaçlananın, borçlunun haciz konulan taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunmasını sağlamak ve davalı firmaya olan tüm borçlarının biran evvel ödemesini sağlamak olduğunun savunulduğu görülmüştür. Davalı taraf özetle; dava konusu bononun …. İcra Müdürlüğünün … esas, … esas, … esas ve … esas (yeni dosya no: …. İcra müdürlüğü … esas) sayılı takip dosyalarına konu borçların ödenmesi amacıyla verilmediğini, davacının bono tutarı kadar kendilerine ayrıca borçlu olduğunu, hacizlerin fekkinin ise davacı şirket yetkilisinin taşınmazını satabilmesi amacıyla kaldırıldığını savunmaktadır. Gerçekten de “makbuzdur” başlıklı metinde bononun anılan dosyalardan …’e ait bir adet hiiseli taşınmaz üzerine konulan hacizlerin fekkedilmesi üzerine verildiğinin yazılı olduğu, takibe konu borçların tahsili amacıyla verildiğinin yazılı olmadığı anlaşılmaktadır. Takip tutarları ile bono tutarı birbiri ile örtüşmediği gibi, her iki tarafın ticari defterleri de birbiri ile örtüşmemektedir. Bu nedenle anılan belgenin dava ve takip konusu teminat bonosu olduğu veya …. İcra Müdürlüğünün … esas, … esas, … esas ve … esas (yeni dosya no: …. İcra müdürlüğü … esas) sayılı takip dosyalarına konu borçların ödenmesi amacıyla verildiği ve bedelsiz kaldığı yönündeki iddiaları ispatlar mahiyette bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacı tarafın yemin deliline de dayanmadığı anlaşıldığından ispatlanamayan asıl davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 54,40-TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan harcın mahsubu ile alınan harçtan mahsubu ile hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde artan harcın davacıya iadesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 88.563,75 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça yapılan ve aşağıda dökümü gösterile 119,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafça yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
2- Birleşen davanın TTK 702/2 fıkrası uyarınca REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 54,40-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan harçtan mahsubu ile hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde artan harcın davacıya iadesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 110.153,07 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinde itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/12/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır