Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1081 E. 2019/1051 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2016/1081 Esas
KARAR NO : 2019/1051

DAVA : Menfi Tespit Davası
DAVA TARİHİ : 07/11/2016
KARAR : DAVANIN REDDİ
KARAR TARİHİ : 26/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı dava dilekçesinde ve özetle; Kendisinin icra dosyasında taraf olan diğer borçlu şirketin ortağı olduğunu, fakat ilişkide sunulan hisse devir sözleşmesinden görüldüğü üzere ortaklığının 31/12/2014 tarihinde sona erdiğini ortak olduğu dönemde banka ileride kredi limit artırımı olabilir diye 150.000 TL’lik teminat senedi aldığını, fakat senet hukuka aykırı şekilde ortaklıktan ayrıldığı dönem sonrası düzenleme tarihi atılarak borçlu gösterildiğini, belirtildiği gibi borcunun bulunmadığını, bu durum hisse devir ile de ortada olduğunu, senette sahtecilik ve tahrifat yapılarak tarafının borçlu gösterildiğini, bu nedenler ile davalıya borçlu olmadığının tespitine, takibe konan senedin iptaline, dava neticesinden mağdur olunmaması için teminatsız olarak tedbir kararı verilmesine, kötü niyetli davanın %20 tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin davalıya yüklenmesini talep etmiştir.

SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Davacının bonodaki imzasını kabul etmekte ancak tanzim tarihini sonradan yazıldığını savunduğunu, dolayısıyla açık bono düzenlendiğini kabul ettiğini, açık bono düzenleyen kişi tanzim tarihinin anlaşmaya aykırı olarak yazıldığını TTK 680. Md uygun olarak yazılı belge ile kanıtlamak zorunda olduğunu, davacı bonoyu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, davacının bononun aslı borçlusu şirketin ortaklığından ayrılmış olması bononun kambiyo senedi vasfını etkilemediğini, hisse devri 3. Kişiler açısından … Gazetesinde yayınlandıktan sonra hüküm ifade ettiğini, davacı hissesini eşi …’e devrettiğini, devir bononun tanzim tarihi olan 22/01/2015’den sonra 17/04/2015 tarihli …Gazetesinde yalınlandığını, davaya konu edilen bono kredi borcunun ifası uğruna borçlu ve müteselsil borçlular/kefiller tarafından imzalanmış ve müvekkili bankaya teslim edildiğini, bonoda hiçbir teminat ibaresi ya da kaydı bulunmadığı gibi bonoya bağlanmış bir anlaşma da olmadığını, Yargıtay kararları gereğince bononun teminat senedi olduğu iddiasının yazılı belge ile kanıtlanması gerektiğini, bu nedenler ile yersiz ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
Davacı taraf; sorumluluğunun bulunmadığından bahisle İstanbul … İcra Dairesi’ nin … Esas sayılı takip nedeni ile davalı tarafa borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı taraf; genel mahiyette iddia olunan vakıaları inkar ile davanın reddini savunmuştur.
Dava; İİK.nun 72. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, davacının davalıya takip konusu senet nedeni ile İstanbul … İcra Dairesinin … E sayılı takip dosyasında borcunun bulunup bulunmadığının tespitine ilişkindir.
Davacı, senet asıl borçlusu olan şirketteki ortaklığının sona erdiğini, şirketin senedi davalı bankaya teminat niteliğinde verdiğini, senetteki keşide tarihinin sonradan yazıldığını, senet nedeni ile borcunun bulunmadığını iddia etmektedir.
İstanbul … İcra Dairesinin… E sayılı takip dosyası incelenmiştir. 01.04.2019 tarihli bilirkişi kök raporu ve 26.07.2019 tarihli ek bilirkişi raporu incelenmiş ve hüküm kurmaya elverişli bulunmuştur. Çekişme konusu senet incelenmiştir. Senedin kıymetli evrak vasfındaki bono olduğu, şekli tüm zorunlu unsurları ve şartları ihtiva ettiği görülmüştür. Senette; asıl borçlunun takip borçlusu olarak gösterilen diğer borçlu …Şti olduğu- 22.01.2015 tarihinde keşide edildiği- vadenin yani ödeme gününün 09.08.2016 olduğu- yetkili Mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olarak belirlendiği- senet bedelinin 150.000,00 TL tutarlı olup davacı …’ in senede avalist olarak müşterek müteselsil kefil sıfatı ile 22.01.2015 tarihinde 150.000,00 TL bedelle geçerli imza attığı görülmüştür. Takibin; senedin sadece ödenmediği iddia olunan ve İstanbul … ATM’ nin… Değişik İş sayılı dosyasından alınan 38.466,00 TL için ihtiyati haciz kararına dayanan 38.890,02 TL senet asıl alacağı ile 78,31 TL işlemiş faiz ile 450,00 TL komisyona dayalı olarak başlatıldığı anlaşılmaktadır. İmzaların bağımsızlığı/ istiklali ilkesine dikkat edilmiştir. Takip dosyası borçlusu davacı icra takibi sırasında takip dosyası alacaklısı davalıya senetten kaynaklanan borcunun bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açmıştır. Davacı davalıya neden paranın verilmesinin lazım gelmediğini ispata mecburdur. İİK 72 ile TMK 6 ve 7 ile HMK 187- 293. maddeleri gereğince ispat hususuna ve ispat kurallarına dikkat edilmiştir. Senedin geçerliliği ve tarafların senet üzerindeki hukuki durumları hukuken TTK uyarınca değerlendirilmiş ve bunun sonucunda TMK m. 2 ve 3 gözetilerek aşağıdaki hükme varılmıştır. Davacı, ortağı olduğu asıl borçlu şirkette eşine hisse devrinin 31.12.2014 tarihinde olduğunu iddia etmektedir ancak senet tanzim tarihi olan 22.01.2015 tarihinden sonra hisse devrinin 17.04.2015 tarihinde ticaret sicil gazetesinde ilan olduğu ve iyi niyetli üçüncü kişilere ( davalı banka ) karşı ilandan itibaren sorumlulukla ilgili savunmanın yapılabileceği değerlendirilmiştir ki dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden bu durumun iddiası senetteki imzaların istiklali ilkesi karşısında bir önem arz etmemektedir, çünkü davacı müşterek ve müteselsil kefil sıfatı ile senede imza atmış olup şirket ortağı veya hissedar sıfatıyla imzası bulunmakta ve bu savunmaya dayanmasına olanak bulunmamaktadır. Ancak davacı senedin teminat senedi olarak verildiği iddiasında da bulunmaktadır. Davalı banka ile dava dışı şirket arasında kredi sözleşmesinin 22.01.2015 tarihinde imzalandığı görülmektedir. Dava konusu senedin teminat senedi olduğuna dair hiç bir bilgi ve belge bulunmamakla senette buna dair de bir ibare bulunmamaktadır. Ayrıca senede düzenleme tarihinin sonradan atıldığını gösterir bilgi ve belge bulunmamakla senet incelendiğinde bu iddianın da soyut kaldığı anlaşılmaktadır. Aksi durum varsayılsa bile boşa imza atan sonuçlarına katlanır hukukun genel ilkesi gereğince de geçerli davacı imzası bulunması karşısında sorumluluktan soyut iddialar ile kurtulması mümkün değildir. Davacı senede şirketten bağımsız olarak kendi şahsi olarak aval vermiş kefil olmuştur, şirket ortağı sıfatıyla veya hissedar sıfatıyla da senede imza atmamıştır. Avalist olması veya senette yazılı olduğu şekli ile müşterek müteselsil kefil olması karşısında davacının şahsen imza attığı görülerek sorumluluğunun devam ettiği anlaşılmıştır. Davacı, senet borçlusu olarak şirketteki ortaklığının sona erdiği iddiasını sorumluktan kurtulmak amacıyla ileri sürmüş ama yukarıda izah olunduğu üzere bu iddiası soyut kalmış ve bu iddianın ispata ilişkin olarak ileri sürülemeyeceği değerlendirilmiştir. Davacı, asıl borçlu şirketin senedi davalı bankaya teminat olarak verdiği iddiası da dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden anlaşılacağı üzere ve yukarıda izah olunduğu üzere ispatlanamamıştır. Davacı senetteki keşide tarihinin sonradan yazıldığını, senet nedeni ile borcunun bulunmadığını dosyaya sunulu bilgi ve belgelerle ispatlayamamıştır. Saptanan ve hukuksal durum karşısında; davacının iddiasını ispatlayamadığına ve davalının savunmalarının aksine dair bilgi ve belge bulunmadığına kanaat getririlmekle aşağıdaki şekilde davanın reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca karar ve ilam harcı olan 44,40 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 666,03 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ ye gelir kaydına, fazla yatırılan 621,63 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine, başvuru ve vekalet suret harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
3-İşbu dava nedeni ile davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin uhdesinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 4.686,02 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır