Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1076 E. 2018/1099 K. 08.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1076
KARAR NO : 2018/1099
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 04/11/2016
KARAR TARİHİ: 08/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davalıcı vekilinin dava dilekçesi özetle; davalı borçlunun fuar organizasyonu yapan müvekkili şirket ile 29 Eylül -1 Ekim 2016 tarihleri arasında düzenlenen “…” isimli fuara katılımcı olmak için 04/02/2016 tarihli sözleşmeyi imladığını, davalı borçlunun … Noterliği’ nin 26/08/2016 gün ve… yevmiye sayılı ihtarnamesi ile anılan fuara rakip firmaların da katılımcı olacağının taahhüt edildiğini, ancak rakip firmaların katılımcı olmaması sebebiyle aldatıldığı iddiasıyla sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini, davalının bu ihtarnamesine …Noterliği’ nin 31/08/2016 tarih … yevmiye sayılı ihtaranemesi ile cevap verildiğini, fuarın 29/09/2016-01/10/2016 tarihleri arasında yapıldığını, 29/09/2016 tarihinde… Noterliği’ nin 29/09/2016 tarih ve… yevmiye sayılı düzenleme şeklinde tespit tutanağı ile müvekkili şirketin davalıya ayırdığı standın boş olduğunun tespit olunduğunu, davalı aleyhine İstanbul… İcra Müdürlüğü’ nün… esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi yapıldığını, davalı borçlu vekili vasıtasıyla borca ve ferilerine itiraz ettiğini, davanın kabulü ile davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptaline ve takibin devamına, alacağın % 20′ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekilinin davaya cevap dilekçesi özetle; dava konsu fuar katılım sözleşmesinin müvekkili şirketçe 26/08/2016 tarihinde noter vasıtasıyla haklı sebeplerle feshedildiğini, davalının, sözleşme görüşmelerinden doğan sorumluluklarının müvekkilinin akdin esas unsurlarında yınltması, her hal ve şattta ayıplı hizmet sebebiyle taleplerinin haksız ve hukuki dayanktan yoksun olduğunu, ayrıca davacının, noter vasıtasıyla yapılan açık ihtara rağmen kasten müvekkilinin ticari itibarını ve marka hakkını ihlal ettiğini, haksız rekabete yol açabilecek eylemde bulunduğunu, müvekkili şirketin, basınç, sıcaklık ve seviye ölçümü ürünleri alanında dünyanın pek çok ülkesinde faaliyet gösteren … Grubu’ nun Türkiye iştiraki olduğunu, davacı şirketin 29 Eylül -01 Ekim 2016 tarihleri arasında “… ve Sergisi” başlıklı bir fuar etkinliği düzenleceğinden bahisle müvekkili şirket ile temasa geçtiğini, 04/02/2016 tarihinde fuar katılım sözleşmesinin imzalandığını, müvekkili şirketin fuar katılım sözleşmesinin esaslı unsuru ve ön koşulu olan, kendisine bildirilen ve taahhüt edilen yerleşim planındaki firmaların fuara katılmaması nedeniyle haklı sebeple sözleşmeyi, bu durumu öğrenir öğrenmez derhal feshettiğin, nitekim fesihteki haklığının fuar ile birlikte ortaya çıktığını, öncelikle dava konusu sözleşmenin bireysel nitelikte olmayıp katılmalı nitelikte, formüler bir sözleşme olduğunu, sözleminin taraflarca karşılıklı olarak müzakere edilerek düzenlenmemiş olduğunu, haklı fesih sebebiyle hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, muhakemeye muhtaç bir uyuşmazlık bulunduğundan koşulları oluşmamış icra inkar tazminatının reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmseni talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, İ.İ.K.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası kapsamından; davacı tarafından davalı hakkında toplam 27.081,00 -TL alacağın eklentileri ile birlikte ödetilmesi istemiyle ve ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalı tarafından yasal süresi içinde vaki itirazı sonucu, icra takibinin İ.İ.K.nun 62. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine nazaran da, bu itirazın iptali davasının İİK.nun 67. maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, taraflar arasındaki fuar katılım sözleşmesi incelenmiştir.
Davacı tanığı İlk …; “Ben davacı şirkette Genel Müdür Yard. Olarak çalışıyorum, dava konusu sözleşmenin yapıldığı sırada da aynı görevdeydim, dava konusu fuara katılım sözleşmesinin ön görüşmelerinde davalı şirket yetkileri ile ben görüştüm, firma ile görüşme sırasında fuar için oluşturulan taslakta fuara katılacağını deklare eden firmaların isimleri yazılı idi, bu isimler rezerve olarak değil doğrudan firma ismi olarak yazılır çünkü burayı rezerve gören diğer firmalar sözlemenin kesinleşmediğini düşünerek bu rezerve yerleri isteyebilirler bunu engellemek için firma isimleri rezerve ifadesi bulunmaksızın yazılır, bunları davalı taraf yetkililerine ilettim ancak davalı yan ile aynı yada benzer iş kolunda olan ve taslakta adı geçen firmaların fuara kesinlikle katılacağına dair bir taahhütte bulunulmadı, daha sonra davalı taraf fuara katılmayacağını mail ile şirketimize bildirdi, bunun üzerine ben ikinci bir toplandı daha yaptım ve önemli olanın fuara katılacak firmalar değil ziyaretçi potansiyeli olduğunu söyledim, hatta davalı tarafın fikrini de değiştirdik, ben oradayken davalı şirket yetkilis… Bey … isimli firmayı arayarak kendilerinin fuara katıldığını, onlarında katılmasını istediğini söyledi, ben yalnızca sözleşme ön görüşmeleri ve davalı yanın mailinden sonra davalı şirket yetkilileri ile bir araya geldim, ancak sözleşmenin imzalanması esnasında ben yoktum satış temsilcimiz vardı bilgi ve görgüm bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı …; ” ben dava konusu fuarın yapıldığı tarihte … firmasının genel müdürüydüm, davacı taraf fuar organizasyonu fikir aşamasında iken firmamıza gelerek fuara katılmamazı istediler ancak planlanan fuar tarihi bize uygun düşmediğinden katılmayacağımız belirtik. Daha sonra birden fazla kere bize ikna etmek için firmamıza geldiler ancak katılamayacağımız belirttik buna rağmen fuar tarihi kesinleştikten sonra dağıtılan broşürlerde ve web sitesinde firmamızın fuara katılacak firmalar arasında gösterildiğini gördük, birkaç kez uyardık ancak firmamızın ismi kaldırılmadı daha sonra eğer kaldırılmaz ise yasal yollara başvuracağımız söylenince firmamızın ismini katılacaklar arasından çıkardılar” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı Tanığı …; “… firmasının genel müdürüyüm dava konusu fuara katılmadan önce davacı yanca bize de fuar şablonu gönderildi, bu şablonda fuara katılacak firmaların isimleri yazıyordu bizde, sektörün önemli firmaların fuara katılacağını düşünerek sözleşmeyi imzaladık fakat fuara katıldığımızda bu şablondaki firmaların bir kısmının fuara hiç katılmadıklarını bir kısmının ise yerlerinin değiştirildiğini gördük, bize yalnızca şablon gönderildi, ayrıca şablondaki firmaların tamamının fuara katılacaklarına dair bir taahhütte bulunulmadı, zaten ciddi bir sözleşme görüşmesi süreci de yaşanmadı, bize şablonla birlikte sözleşme formu gönderildi, ve bizde imzaladık, bilgi ve görgüm bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı iddası davalı savunması ve tüm dosya kapsamına göre tespit edilen uyuşmazlıkların halli için Tarafların 2016 yılı ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde, mali müşavir ve fuarcılık sektörü uzmanı bilirkişiler bilirkişi incelemesi yaptırılmış; bilirkişi raporunda özetle; “Fuar genel anlamda, sergileme olanakları içerisinde, … ve yüz yüze iletişimin sağlandığı, aynı ve/veya yan sektörden birçok katılımcı firmayı, ilgili sektörlerin müşteri grupları, ticari, idari ve medya örgütlerini bir araya getiren etkinlik olarak tanımlanabilir. Fuar ekinliği kapsamında önemli iki taraf, fuarı düzenleyen firma(davacı) ve fuara katılım yapan firma (davalı) olarak karşımıza çıkmaktadır. Uygulamada genel durum bu olmasına rağmen fuarın en önemli unsuru nitelikli ziyaretçiler yani müşterilerdir. Fuara katılım yapan firmalar öncelikle ziyaretçi sayısı ve nitelikli ziyaretçilerin kimliği üzerine dururlar. Nitelikli ziyaretçi kimliğinin önemi; bilinen, tanınan alım gücü yüksek müşteri ve müşteri gruplarından hangilerinin, hatta hangi ülkelerin özel ve/veya kamu kurumlarının ya da pazarlama kanallarının fuarı ziyaret edeceğidir. Nitelikli ziyaretçi olarak isimlendirilen müşteriler ise genel olarak bir fuara ziyaretçi olarak gideceklerse, o fuara hangi tanınmış ve sektöre yön veren firmaların katılacağına bakarak karar verirler. Bilinen firmaların katılımcı olmadığı fuarlara, tanınmış nitelikli ziyaretçilerde gelmezler. Bu nedene fuara katılan firmaların %95’i katılım yapacakları zaman nitelikli ziyaretçi olup olmayacağı ve tanınmış sektörün önemli firmalarının bazılarının katılımcı olup olmadığı konusunu fuarı düzenleyen firmadan sorgularlar. Çoğunlukla katılımcı firmalar karar verirken önceki yıllarda fuara katılan ve ziyaretçi olarak gelen firmaların listesini veya fuar raporunu talep ederler. Düzenlemeyi yapacak olan firma genellikle tanınmış katılımcı ve nitelikli ziyaretçi olacağı konusunda olumlu görüş belirtir. Katılımcı firmalarda bazıları olumlu görüşü yeterli görür katılım sözleşmesi imzalar. Bazı katılımcılar bu firmaların katılım yapacağından emin olmak ister. Bu konuda ya fuar planı üzerinde bu firmaların hangi stand alanında katılım yapacağını sorar ya da bu konuda yazılı garanti ister. Fuar düzenleyen firmalar o anda ki bağlantı durumlarına veya potansiyel bağlantılarını da dikkate alarak katılımcılara genel olarak olumlu cevap vermeye çalışırlar. Fuar düzenleyen ve fuar katılımı yapan firmalar arasında fuar öncesi gelişen iletişim dinamikleri yukarıda açıklandığı gibidir. Bunun dışında düzenleyici firmanın ve katılımcı firmanın birbirlerine olan sorumlulukları dışında, aralarında ki iletişimi koparmadan fuarın hazırlıkları konusunda ayrı ayrı sorumlukları, görevleri ve zorunlulukları vardır. Katılımcı firmalar genel olarak fuara sergi ürünlerini, tanıtım malzemelerini, stand seçimini, mevcut veya potansiyel müşterilerini, medyayı, tanınmış iş, siyaset veya aktüel insanları davet ederek veya gündemlerine hazırlanır. Bu hazırlıklar önemli bir zaman dilimi ve büyük bütçe gerektirir. Fuar düzenleyen firmalar bir fuarın yapılması kararını genel olarak bir yıl öncesinde verir ve duyurur, bu duyurular bazen davetlilerin katıldığı bir etkinlik (kokteyl veya yemek) şeklinde olabilir. Düzenleyici firma fuarla ilgili mesai ve masraflara henüz hiçbir gelir elde etmeden başlar, fuar ilanı, duyurusu, tanıtımı, fuar alanı kiralama gibi işlevler fuardan bir yıl ya da on ay önce çözülmesi gereken konulardır. Bu işler için zaman, emek ve bütçe ayırmak gerekir. Akabinde fuar satışları bazen tek tük bir yıl önceden çoğunlukla son yedi sekiz ay kala başlar. Fuarın yapılacağı son haftaya kadar devam eder. Fuara son iki ay ve bir ay kala satış yapmak daha zordur. Katılımcılar veya potansiyel katılımcılar ya da katılım yapmayacak olanlar kararını vermiştir. Bu kadar kısa zamanda fuara hazırlanmak birçok potansiyel katılımcı için problem olarak görünür ve son bir buçuk ay kala müşteri bulmak zorlaşır. Genel olarak satışlardan alınan ödemeler nakit değil fuar tarihine yakın ödeme vaatleri veya aylık bazen ödeme yükümlülükleri ya da bir miktar fuar sonrasına kalan bakiye ödemeler şeklindedir. Fuar düzenleyen firmalar olabildiğince erken satış yapma ve geri dönüşü olmayan akitler imzalama yolunu tercih ederler. Katılımcı olmaya karar vermiş ve sözleşme imzalamış firmaların fuara iki ya da üç aya kala sözleşmeyi feshetmesi, fuar düzenleyen firmaları zor duruma bırakır, zarar etmelerine sebep olur, daha da önemlisi fuara katılımın azalması, fuarın imajına verilecek en önemli zarar olur. Çünkü her sene tekrarlanan bir fuarın düzenlendiği sene katılımcının ve/veya ziyaretçisinin yetersiz olması o fuarın gelecek sene yapılamaması veya daha az katılımcı ile yapılması ya da fuar düzenleyen firmayı katılımcılara taviz (ucuz katılım bedeli veya daha fazla alanı aynı fiyata verme ya da fuarın en iyi alanını daha ucuz fiyata) verme zorunda bırakır. Böylesine sonuçlara katlanmak istemeyen fuar düzenleme firmaları sözleşmede fuardan vazgeçme konusunu kesin olarak vazgeçilmesi imkansız bir şekilde düzenler. Bu madde genel olarak fuara katılan firmalarında bilgisindedir. Yukarıda açıklamaya çalıştığımız fuara yönelik teamüller sonrasın da taraflar arasında ki uyuşmazlığın incelenmesi ve değerlendirilmesi açısından, tarafları uyuşmazlığa götüren kronolojiye bakmak gerekir.
Davacı Fuar Düzenleyen taraf 29 Eylül- 01 Ekim 2016 tarihlerinde … ve Sergisi isimli Fuar etkinliğini düzenleyeceğini duyurmuştur. Davacı yan çalışanı … 19.01.2016 tarihli e-posta mesajı ile davalı yan yetkilisi …’ye fuar hakkında bilgi vermiştir. Söz konusu bilgide ve fuarın düzenleneceği sergi salonuna, tanzim edilmiş olan stand alanları ve katılımcı firmaların isimlerin bulunduğu fuar yerleşim alanı planlaması yer almaktadır. 03.02.2016 tarihinde davacı yan çalışanı … davalı yan yetkilisi …’ye tekrar bir e- posta mesajı ile bu sefer fuar hakkında bilgi broşürü yollamış, bu bilgi broşüründe, fuarda yapılacak sunumlar, fuara katılacak sektörler ve fuarın amacı açıklanmıştır. Bu tarihte yollanan e-posta mesajında katılımcı firma isim ve bilgileri bulunmamaktadır. Davacı yan çalışanı broşür yolladığı posta mesajında şu ilgiye yer vermiştir; “Ekte Modernizasyon Fuarımızla ilgili broşürü paylaşıyorum. Daha öncesinden benden böyle bir paylaşımda bulunmamı İstemiştiniz. Henüz tamamlandı, hemen paylaşmak istedim. Konuyla İlgili net sürecinizi ne zaman öğrenebilirim? Geri bildirimlerinizi rica ederim.” Her iki yazışma tarihinde davalı yan veya yetkilisi …tarafından davacı yana veya çalışanı …’a yazılı bir e-posta mesajı bulunmamaktadır. Davalı yan 04.02.2016 tarihinde fuara katılım sözleşmesi imzalamıştır. 19/01.2016 tarihinde davalı taraf yetkilisi …’ye davacı yan çalışanı … tarafından yollanan e-posta ekine yer alan fuar yerleşim planında, davalı yanın katılımını beklediği yönünde iddiasının olduğu, …, …, …, …, …,…, … firmalarının ismi yer almaktadır. 25/08.2016 tarihinde davacı yanın web sitesinde ve buradan yönlendirilen fuar ile ilgili web sitesinde yukarıda ismi sayılan 7 firmanın hiç birisinin katılımcı olarak bulunmadığının görüldüğünü, ya da isimlerin fuar katılımcı listesinden silindiğini ve fuar düzenleyen davacı firmanın bu konuda davalı yana bilgi vermediğini, davalı yanın bu bilgiye kendi imkanlarıyla ulaştığı belirtilmektedir. Davalı taraf 26.08.2016 tarihinde yani fuardan yaklaşık olarak bir ay önce … Noterliği… yevmiye numaralı davacıya ihbarda bulunarak (özetle); Tarafınızdan 29 Eylül-01 Ekim 2016 tarihinde düzenlenecek olan, … ve Sergisi İsimli fuara katılımcı olmak üzere sözleşme İmzalamak üzere müvekkil şirketle temasa geçilmiştir. Katılımcı olma kararı alınırken, müvekkil şirketin çalıştığı sektörde Türkiye pazarında ve global pazarda önemli firmalar tanınmış rakip firmalar ve bu firmaların müşterilerinin katılımı kesin taahhüt olarak verilmiştir. Davacı şirketin web sitesi ve sözleşme öncesi müvekkiline yollanan emposta ekinde bulunan fuar yerleşim planında …, …, …, …, …,…, … isimli firmaların fuara katılım yapacağı beyan edilmiştir. Davalı müvekkil firmanın rakiplere karşı rekabet gücünü devam ettirebilmek ve aynı zamanda müşteri temaslarını sürdürmek maksadı İle fuara katılmak üzere 04.02.2016 tarihinde fuar katılım formunu imzaladığını, 25.08.2016 tarihinde ise davacının ve fuarın web sitesinin incelenmesi sonucunda söz konusu önemli rakip ve vaat edilen katılımcıların fuara katılım yapmayacakları görülmüştür. Bu firmalar müvekkil şirketin yerel ve global rakipleri veya müşterileridir. Müvekkil şirket bu firmaların fuara katılması şartıyla bu fuarda yer alma kararı almıştır. Davacı tarafından müvekkile sunulan fuar kiralama alanının esaslı unsuru ve hatta müvekkil İçin ön koşulu kendisinin İlk verilen yerleşim alanında yer alan ve yukarıda bir kısmı zikredilen firmaların fuara katılıyor oluşudur. Dolayısıyla bu firmaların fuara katılmıyor oluşu ya müvekkilin sözleşmenin İnşası aşmasında yanıltıldığı ya da davacının sunduğu bu fuar hizmetinin ayıplı olduğu sonucunu doğurmaktadır. Söz konusu değişiklikleri müvekkile davacı yan duyurmamıştır. Bu nedenle müvekkil şirketin davacı yan ile yaptığı 04/02.2016 tarihli sözleşmenin müvekkil tarafından haklı nedenle feshedildiği İhtar eder ve bildiririz” şeklinde beyanda bulunmuştur. Davacı yan bu ihtara 31.08.2016 tarihinde … Noteri …yevmiye sayılı ihtarı ile özetle şu cevabı vermiştir; “İmzalamış olduğunuz sözleşmede söz konusu fuara rakip firmalarınızın katılımcı olması kaydı şartıyla katılacağınıza dair bir ibare bulunmamaktadır. Dolayısıyla sözleşmenin feshine yönelik talebiniz sözleşme serbestisi ve ahde vefa ilkeleri nazara alındığında tek taraflı ve haksız olup, tarafımızdan kabulü mümkün değildir.” 20 09.2016 tadhinde davacı yan e-posta ile davalı yana fuar alanında stand yeri tahsis edildiğini ve stand hazırlandığını bildirmiştir. – Bu konuda davalı yan yetklisi …e-posta ile cevabında özetle; “e mailinizden anlaşıldığı üzere, bütün uyarılarımıza rağmen stand kurma ve marka hakkımızı İhlal konusunda ısrarınız devam ediyor. Sözleşmenin feshi konusunda uyuşmazlık olması hainde bununla İlgili dava açarsanız davayı kazanırsanız talep ettiğiniz ücreti alabilirsiniz.” şeklindedir. -Davacı yan 29Eylül -1Ekim tarihleri arasında düzenlenen … ve Sergisi isimli Fuar alanında … Noteri 29.09.2016 tarih ve…yevmiye sayılı tespit tutanağıyla davalı firmaya ayrılan stand alanın boş olduğunu tespit ettirmiştir. Akabinde uyuşmazlık önce İstanbul … İcra Müdürlüğü…E. Sayılı dosyası ile icra takibine geçmiş, davalı yanın itirazı üzerine huzurdaki dava dosyasına taşınmıştır. Davalı yanın veya davalı yan yetkilisi …’nin davacı taraf veya çalışanı …’a ya da başka bir yetkilisine veya kurumsal kimliğine; fuara katılım sözleşmesi öncesinde …, …, …, …, …,…, … isimli firmaların fuara katılım yapmasını şart olarak öne sürdüğü bir yazılı belgeye rastlanmamıştır. Bunun yanında davacı yanın davalı tarafa bu firmaları katılım yapacağı konusunda teminat veya garanti verdiği bir yazışma görülmemiştir. Davacı yanın 19.01.2016 tarihinde yolladığı e-posta yazış ekinde bulunan planda …, …, …, …, …,…, … isimli firmaların fuar yerleşim planında yer aldığı görülmektedir. Davalı yanın yazıya veya bu plana herhangi bir yorum ve değerlendirmesi görülmemektedir. Davacı tarafından 03.02.2016 tarihinde yollanan e-posta mesajında broşür paylaşımı yapılmaktadır. Davacının yazdığı mesajda ve paylaştığı broşürde katılımcı firma listesi konusu geçmemektedir. Davalı tarafın yukarıda adı geçen firmaların katılım şartını beyan veya ifade ettiği bir belge ya da yazışma var ise bunu dosyaya sunması gerekmektedir. Tarafların fuara katılım yapan firmalardan aldıkları olumlu ve olumsuz görüşlerin bulunduğu, bu görüşlerin bazılarının davalı bazılarının davacı yanın iddialarını destekler mahiyette olduğu, bu görüşlerin taraflardan birini haklı gösterecek derecede olmadığı, bu tür olumlu ve olumsuz eleştirilerin her fuar sonrası yapıldığı bilinmektedir. Tanık beyanlarının değerlendirilmesinde dava sonucu ve fuarcılık teamülleri açısından dikkate alınması gereken beyanın … (davalı tarafın katılımını önemsediği firmalardan biri) isimli firma yetkilisi …’ın beyanı olduğu; “firmanın genel müdürüydüm, davacı taraf fuar organizasyonu fikir aşamasında iken firmamıza gelerek fuara katılmamazı istediler ancak planlanan fuar tarihi bize uygun düşmediğinden katılmayacağımız belirtik. Daha sonra birden fazla kere bize ikna etmek için firmamıza geldiler ancak katılamayacağımız belirttik buna rağmen fuar tarihi kesinleştikten sonra dağıtılan broşürlerde ve web sitesinde firmamızın fuara katılacak firmalar arasında gösterildiğini gördük, birkaç kez uyardık ancak firmamızın ismi kaldırılmadı daha sonra eğer kaldırılmaz ise yasal yollara başvuracağımız söylenince firmamızın ismini katılacaklar arasından çıkardılar” ifadesinin davacı tarafın, bazı tanınmış firmaların isimlerini kullandığını gösterdiğini, aynı zamanda verilen ifade de davacının bu firmayı fuar katılımcısı yapmak için firmayı ziyaret ettiği, birden fazla kez katılımını sağlamak üzere mesai harcadığını beyan etmiştir. Bu ifadenin önemi davacının bu firmaların sadece isimlerini kullanmadığı, bu firmaların fuara katılması için çalıştığını göstermesidir. Netice olarak, davacı yanın fuar düzenlemek üzere karar verdiği, düzenlenecek fuarın ilk etkinlik olacağı, ilk yapılan yani yeni başlayan fuarların tanıtım ve katılımcı bulma konusunda daha fazla handikap ile karşı karşıya kaldığı, ilk defa düzenlenen bu tür etkinliklere katılımcılarında kuşku ile yaklaştığı, davacı yanın sektör firmaları ile görüşmeler yapmaya başladığı, fuarın İlk defa düzenlenmesi ve/veya tarihi nedeniyle istenen katılımın sağlanamadığı anlaşılmaktadır. Davalı tarafın fuara katılım gerekçesinde haklı olmakla beraber, iddiasının bazı sektör firmalarının fuara katılımını şart koşma ile davacı tarafın da valı tarafa bu firmaların katılım yapacağı yönünde garanti vermesinin delil niteliği taşıyan kanıtlarla desteklenemediği, bu nedenle davalının yükümlüğünü ifa etmediği konusunun hukuki takdirinin Sayın Mahkemenize ait olmak üzere, fuarcılık teamülleri açısından gerçekleşmediği düşünülmektedir. Fuarcılık açısından yapılan tespit ve değerlendirmeler ile tarafların ticari defterleri de birlikte irdelendiğinde, davacı şirketin davalıdan 17.10.2016 takip tarihi itibariyle 27 081,00 TL tutarınca alacağının bulunduğu ve bu alacağa takipte yıllık % 10,50 ve sonraki dönemlerde değişen oranlarda avans faizi işletilmesi gerektiği” sonuç ve kanaati bildirilmiştir. İddia, savunma, dosya içeriği deliller, tanık anlatımları, taraflar arasındaki sözleşme, alınan bilirkişi raporuna ve Yargıtay uygulamalarına göre; taraflar arasında davacı tarafça 29 Eylül- 01 Ekim 2016 tarihleri arasında düzenlenen … ve Sergisi isimli Fuar’a davalının katılımı amacıyla görüşmeler yapıldığı ve görüşmeler sonucunda 04/02/2016 fuar katılım sözleşmesi imzalandığı, davalı tarafından davacıya çekilen 26.08.2016 tarihli fesih ihtarında; fuara katılım kararını alma sürecinde etkili olan unsurun …, …, …, …, …,…, … isimli firmaların fuara katılacağına dair kendilerine verilen taahhüt olduğu, ancak fuara ilişkin internet sitesinde yaptıkları incelemede bu firmaların fuara katılmayacaklarını tespit ettikleri, fuardan elde etmeyi bekledikleri faydanın bu şekilde gerçekleşmeyeceği, sözleşmenin kurulması aşamasında davacı tarafça iradelerinin sakatlandığı belirtilerek sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği bildirilmiştir. Davacı tarafça bu ihtara, taraflar arasındaki sözleşmede, sözleşmenin imzalanmasının anılan firmaların fuara katılımını şartına bağlanmadığı, haksız feshin kabul edilemeyeceği bildirilerek cevap verilmiştir. Taraflar arasındaki fuar katılım sözleşmesinin 14/b bendinde, haklı nedenlerden dolayı katılımcıların sergiye katılmaktan vazgeçmeleri halinde, sözleşmenin imzalanmasından itibaren 30 Mart 2016 tarihinden sonra sergiye katılmayacağını yazılı olarak bildiren ve sözleşmenin iptalini isteyen katılımcıların toplam katılım bedelinin %100 ünü ödemek zorunda oldukları kararlaştırılmıştır. Davalı tarafça fesih ihtarının 28/06/2016 tarihinde gönderildiği tartışma konusu değildir. Taraflar arasındaki e-mail yazışmaları ve ekleri sözleşme metni, tanık anlatımları hep birlikte değerlendirildiğinde, davacının …, …, …, …, …,…, … isimli firmaların fuara katılımını davalıya garanti ettiğine dair delil sunulamadığı gibi, davacının sözleşmenin kurulmasını bu şarta bağladığı da ispat edilememiştir. Tacir olan ve basiretli davranma yükümlülüğü bulunan davacının, taraflar arasındaki sözleşmenin 14/b bendi ile bağlı olduğu açıktır. Anılan bende göre davacı haklı nedenle fuara katılmaktan vazgeçse dahi sözleşme bedelinin tamamını ödemek zorundadır. Yapılan bu tespitler çerçevesinde davacının sözleşme katılım bedelinin olan 27.081,00-TL tutarında davacıdan alacaklı olduğu anlaşılmakla; davanın kabulüne, davalı tarafça İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün… esas sayılı takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin takip tutarına takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işletilecek ticari avans faizi ile birlikte devamına karar verilmiş, davacı alacağı likit nitelikte olup, davalının itirazında haksız bulunduğu anlaşıldığından İ.İ.K.nun 67/2. maddesi hükmü gereğince takdiren tespit edilen miktarın % 20’si oranında icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kabulüne, davalı tarafça İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin takip tutarına takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işletilecek ticari avans faizi ile birlikte devamına,
Davalının alacağın likit olması nedeniyle takip tutarı olan 27.081,00-TL ‘ nin %20’ si oranında (5.416,20.-TL) icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 1.849,90.-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline, peşin alınan harcın mahsubuna,
Davacı tarafından icra dosyasına yatırılan 135,41.-TL harcın davalıdan tahsiline,
Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 2.252,77.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.249,72.-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
HMK. nun 333. maddesi gereğince davacı tarafça yatırılan 2.239,00.-TL gider avansından arta kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalı tarafça yatırılan 150,00.-TL gider avansından arta kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinde itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır
HARÇ BEYANI /
1.849,90.-TL KARAR HARCI
327,07.-TL PEŞİN HARÇ /
1.522,83.-TL KALAN HARÇ
DAVACI GİDERİ /
356,27.-TL İLK GİDER
1.700,00.-TL B.KİŞİ ÜCRETİ
196,50.-TL TEBLİĞLER /
2.252,77.-TL TOPLAM