Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1043 E. 2018/232 K. 14.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1043 Esas
KARAR NO : 2018/232
DAVA : Rücuen Alacak
DAVA TARİHİ : 25/10/2016
KARAR :USULDEN RED- GÖREVSİZLİK
KARAR TARİHİ : 14/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan rücuen alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; davacı sigortalı … A.Ş.’nin… adresindeki işyerini 31.12.2015 -31.12.2016 sigorta dönemi için… numaralı … Sigorta şartları ile sigortalandığını sigortalı işyerine 05 Ocak 2016 ve 12/13 Ocak 2016 tarihlerinde yağan yağmurlar neticesinde …’ ye ait kanalizasyonlardan geri tepen yağmur suları girdiğini işyerinde ve işyerinde bulunan emtealarda hasar oluştuğunu…Şti. Tarafından gerçekleştirilen ekspertiz neticesinde sigortalı zararı (poliçe şartları dahilinde) 113.100,84 TL olarak tespit edilmiş ve davacı sigortalısına tespit edilen hasar bedelini tazminat olarak ödediğini sigortalıdan İbraname/Temlikname aldığını olayın sebebini kanalizasyonların tıkalı olmasını kanalizasyonların bakım, tutum ve onarımı…’nin sorumluluğunda olduğunu, söz konusu zararların meydana gelmesinde …’nin kusurlu olduğunu 2 nolu davalı konsorsiyum ortakları olay yerinde …Metro Hattı Depo Bakım Sahası ve Depo Bağlantı Hatları inşaat işlerini yapmakta olduğunu bu çalışmaları sırasında kanalizasyonların tıkanmasına sebebiyet vermiş olmakla keza kusurlu olduğunu neticeten her iki davalı davacı zararından müteselsilen sorumlu olmakla işbu davayı ikame zarureti hasıl olduğunu beyan ederek 113.100,84 TL’nin 19/04/2016 sigorta tazminatı ödeme tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; 05/01/2016 ve 12/13.01 2016 tarihlerinde… adresindeki işyerinin yağan yağışlar ile birlikte kanalizasyondan geriye tepen sular sebebiyle hasara uğradığını iddia ettiğini yine bahsi geçen kanalizasyon tıkanmasında diğer davalı konsorsiyumun… Metro Hattı depo bakım Sahası ve depo Bağlantı Hatları inşaat işleri yapım çalışmaları sırasında kanalizasyon tıkanmasına sebebiyet verdiğini, iş bu dava ile de sigortalısına ödediğini iddia ettiği 113.100,84 TL’lik hasar bedelinin, ödeme tarihi olan 19.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte rücuen tazminini talep ettiğini, davacı tarafın iddia ettiği şekliyle İdaremiz dışındaki diğer davalıların yaptığı çalışmalar esnasında, atıksu hattına beton basmış olmaları illiyet bağını tamamen ortadan kaldıran bir nitelik arz ettiğini bu nedenle davanın İdare bakımından husumetten reddi gerektiğini, Açılan dava ile ilgili olarak … Abone İşleri Avrupa 1. Bölge dairesi Başkanlığından gelen cevabi yazıda da görüldüğünü, hasarın meydana geldiği yerde yağmur suyu kanalı mevcut olup İlçe Belediyesinin hizmet alanında kaldığını, çatı yağmur suları bina parsel bacalarına bağlı olduğunu, çatı yağmur sularının yola verilmesi veya yağmur suyu kanalına bağlı olması gerektiğini, çatı yağmur sularının atıksu kanalına bağlı olduğunu, hasarın meydana gelmesinde bina atık su bağlantısının iptal edilen ve… işletmesinde bulunmayan hatta bağlanmasının etkili olduğunu, ayrıca hasar meydana geldiğinde havanın yağmurlu olduğunu ve çatı suları da bina parsel bacasına bağlı olduğundan debi artışı sebebiyle baskın yaşandığını, atık su bağlantısının kurumumuz tarafından yapılmamış olduğunu ve…’den görüş alınmadığını, ilgili belediyede binaya ait yapı ruhsatlarının mevcut olduğunu, binaya tadilat ruhsatı verildiğinin görüldüğünü, ayrıca 2004 yılında ruhsat etki projesine aykırı olarak fazla kat yapıldığına dair tutanak tutulduğunun tespit edildiğini, ayrıca bina bağlantısının bağlı olduğu atık su kanalına metro çalışması esnasında hasar verildiğini, hasarlı olan hat iptal edilerek 2002 yılında … tarafından yapılan atkı su kanalına bağlantı yapıldığını, bina yönetimince bina içindeki rögarların iptalinin yapılarak kurtarmayan katları pompa sistemi ile yeni yapılan rögara entegre etmeleri gerektiğini belirttiğini, olayın meydana geldiği tarihte yağan aşırı yağışlar nedeni ile yağmur suları atıksu kanalında aşırı yüklenmeye sebebiyet vermiş ve söz konusu olayın meydana geldiğini yağmur suları ile alakalı olarak yarı yağmursuyu kanalları mevcut olduğunu, hasar gördüğü iddia edilen binanın çatı suları bağlanmaması gerekmesine rağmen yağmursuyu kanalına değil de atıksu kanalına bağlandığını yağmur suları ile alakalı görev ve sorumluluklarının idarelerine ait olmadıklarını, yağmursuyu kanalının olmadığı yerlerde ise atıksu kanalına bağlantının belli şartlar altında yapılması gerektiğini, meydana gelen zarar ile müvekkil … arasında uygun illiyet bağının olmadığını, atıksu parsel bacası ile kanalizasyon şebekesi arasında kalan bağlantı kanalının bakım ve işletmesi gayrımenkul sahiplerinin sorumluluğunda olduğunu, gayrımenkul sahipleri bağlantı kanalnıda meydana gelebilecek tıkanıklıkları açmakla yükümlü olduğunu, dahili tesisatta meydana gelen hasarlardan bina maliklerinin sorumlu olduğunu, su baskınlarına ve dışarıdan gelecek su sızıntılarına karşı ilgililer tarafından betonarme tecrit duvarının yapılması, perde beton, ızgara vb. Tedbirlerin alınmış olmasını ve muhtemel su baskınlarına karşı tahliye pompasının bulundurulması gerektiğini, fen ve sanat kurallarına uygun yapı yapmayanlar, uğranılan zararların tazminini isteyemeyeceklerini bu sebeple zararı meydana getiren sebeplerin ve kusur durumunun tespiti ile binaya ait yapı ruhsatı ve projelerin getirilmesini, binanın projesine uygun yapılıp yapılmadığının İmar Mevzuatına ve … Mevzuatına uygun olup olmadığının araştırılması gerektiğini, söz konusu adreste yağmur sularından dolayı bir zarar meydana gelmişse oluşan zararın, yağmur sularının uzaklaştırması ile ilgili tesislerin yapılması veya bu tesislerin işletilmesinden yasa gereği sorumlu olan Büyükşehir Belediyesi veya ilgili ilçe belediyesi tarafından tazmininin gerektiğini yani yağmur suları nedeniyle oluşan zararlarda muhatap müvekkilin İSKİ’nin olmadığını Büyükşehir Belediyesi veya ilgili ilçe belediyesinin olduğunu, bu nedenle idareleri aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini, diğer taraftan davacı taraf dilekçesinde de ifate edildiği üzere söz konusu bölgede çalışma yapan diğer davalıların eyleminden kaynaklı bir hasar söz konusu olduğundan dolayı da davanın idareleri bakımından reddini, bahsedilen kusur durumunun irdelenmesi ve eğer tazminata hükmedilecek ise bundan tenkis edilmesi gerektiğini, istenilen tazminattaki faiz başlangıcının ödeme tarihinden itibaren istenmesini de kabul etmediklerini, idarede açılan dava ile birlikte mütemerrit hale gelmiş olup bu nedenle dava tarihinden itibaren istenmesi gerektiğini, faizin nev’ine de ayrıca itiraz ettiklerini, Danıştay İdari Dava daireleri Kurulunun ekte ibraz edilen 14.11.2013 tarihli ilamında sigortalı işyerindeki aksaklıkların ruhsat olmaması vs illiyet bağını keseceği dolayısı ile İdarelerin sorumluluğunu ortadan kaldıracağını, ayrıca yine ekte ibraz edilen emsal ilamlara göre hükmedilen tazminattan ödenen sigorta primlerinin düşmesi gerektiğinin açık olduğunu, bu hususların da ayrıca mahkemece dikkate alınmasını beyan ederek davanın husumet ve esas yönünden reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir.
Hukuk mahkemelerinin hangileri olduğu ve bunların kuruluşu 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 4 ve 5 inci maddelerinde düzenlenmiştir. Kanunun 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre asliye hukuk mahkemeleri, sulh hukuk mahkemelerinin görevleri dışında kalan ve özel hukuk ilişkilerinden doğan her türlü dava ve işler ile kanunların verdiği diğer dava ve işlere bakar. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 2 nci maddesiyle de teyit edilmiştir. Anılan maddenin ikinci bendi Hukuk Muhakemeleri Kanununda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesinin diğer dava ve işler bakımından da görevli olduğunu vurgulamıştır.
Asliye Ticaret Mahkemeleri de 5235 sayılı Kanunun üçüncü fıkrasında düzenlenmiştir ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinin 1 numaralı bendi uyarınca bu mahkemeler, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.
Bir davanın ticari nitelikte olup olmadığı, bir diğer ifade ile asliye ticaret mahkemesinde görülüp görülmeyeceğinin belirlenmesi işi de Türk Ticaret Kanununun 4 üncü madde-sinde gösterilen ilkelere göre yapılmalıdır. Öğretide de benimsenen görüşe göre ticari davalar mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrılmaktadır. Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin 1 inci bendinin (a) alt bendi uyarınca bu Kanunda düzenlenen hukuk davaları mutlak ticari davalardır. Nispi ticari davalar ise konusu ne olursa olsun, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarıdır (TTK.m.4/1). Kanuni düzenleme uyarınca sadece mutlak ya da nispi ticari davalar asliye ticaret mahkemesinde görülürken, bunlar dışında kalan davalar (istisnalar saklı kalmak kaydıyla) asliye hukuk mahkemelerinde görülmelidir.
Dava; haksız fiilden kaynaklanan halefiyete dayalı sigorta ödemesinden doğan rücuen tazmin davasıdır.
Mahkememiz dosyasının incelenmesinde; davacının, sigortalısı nedeni ile 3. kişilere yaptığı ödemenin haksız fiilden kaynaklanan halefiyet ilkesi gereği davalıya kusuru nedeni ile rücu edildiği, sigortalının tacir olmadığı görülmüş ve uyuşmazlığın davacı ile davalı arasında haksız fiilden kaynaklandığı ve halefiyet temelli olduğu değerlendirilmiştir. Halefiyet davası, ticari dava olarak nitelendirilemez. Bu dava sigortalının sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir.
Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; 6100 Sayılı HMK.nun 1. maddesine göre, göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olup, m. 2 gereğince asliye hukuk mahkemelerinin de görevi belirlendiğine göre; aynı yasanın 114/1-c bendi uyarınca dava şartı olan bu husus, HMK.nun 115/1 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılmıştır. Mahkememiz davaya bakmakla görevsiz olup, bu dava şartı noksanlığının sonradan giderilmesi de mümkün olmamakla, davanın saptanan dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK.nun 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının mahkememizin görevsizliği nedeniyle usulden reddine,
2-HMK.nun 20. mad. uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin usulen başvurusu halinde dava dosyasının görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3- Yargılama giderlerinin görevli mahkemesince hüküm altına alınmasına,
4- HMK 20 maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde başvuru yapılmaz ise davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği ve yargılama giderleri konusunda karar verileceğinin ihtarına,
Dair, davacı vekilinin, davalı …vekilinin, davalı Gülermak, Kolin, Kalyon Ortakları vekilinin yüzüne karşı, mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.
Katip …
Hakim …
¸e-imzalıdır