Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1002 E. 2018/604 K. 30.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1002 Esas
KARAR NO : 2018/604
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 12/10/2016
KARAR : USULDEN RED- GÖREVSİZLİK
KARAR TARİHİ : 30/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkil şirketin AVM işletmeciliği işi ile iştigal etmekte olup davalının ise Büyük Mükellefler Vergi Dairesine kayıtlı sigorta şirketi olduğunu, davalı tarafından hazırlanmış 05/12/2015 başlangıç tarihli işveren mali sorumluluk, işveren 3. Şahıs sorumluluk, yan kar kaybı, elektronik cihaz, makine kırılması, işyeri paket poliçelerinin müvekkil emrine düzenlendiğini, müvekkil iş yerinde ortaya çıkan hasar sebebi ile müvekkil şirketin kaybı oluştuğunu, hasarın davalı … tarafından poliçe kapsamında karşılanması için davalı şirkete … Noterliğinin … yevmiye ve 18/07/2016 tarihli ihtarname ile talepte bulunulduğunu, davalı tarafından herhangi bir ödemenin yapılmadığını, ihtarnameye cevap da verilmediğini, davalı tarafından söz konusu poliçelerin düzenlenmesi esnasında yapılan risk değerlendirmelerinde görülen güncel meblağ üzerinden poliçelerin düzenlendiğini ve poliçe kapsamında müvekkilin alacağının doğduğunu, poliçeler kapsamında oluşan hasar bedelinin tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini fakat davalı tarafından herhangi bir ödemenin yapılmadığını ve icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini, müvekkilin alacağının resmi kayıtlar ile sabit olduğunu beyan ederek davanın kabulüne, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki 15.125,00 TL itirazının iptaline, alacağa ticari avans faizi uygulanmasına, davalının dayanak icra takibine konu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davacının iş bu davada aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, dava konusu talebe mesnet teşkil eden 3403.02696088 sayılı ticari / sinai işletme poliçesinde… Bankası A.Ş …Şubesi ve…Bank A.Ş …Şubeleri dain ve mürtehin başka bir ifadeyle rehin hakkı sahibi olarak kayıtlı bulunduğunu, bu durumda poliçeye dayalı talep ve dava hakkının öncelikle dain ve mürtehin kurumlara ait olduğunu, davacı tarafça dava dilekçesinde ileri sürülmüş bulunan iddiaların gerçekleri yansıtmadığını, müvekkil şirketçe davacı tarafa ödenmesi gereken herhangi bir hasar tazminatı bulunmadığından itirazın haklı ve yerinde olup davanın reddi gerektiğini, dava konusu 18/04/2016 tarihli cam kırılması hasarının müvekkil şirkete ihbarını takiben hasar talebinin TTK’nun amir hükümleri, poliçenin tabi olduğu genel ve özel şartlar çerçevesinde incelendiğini ve bu doğrultuda meydana gelen ve ödenebilecek hasar zarar miktarının tespiti ile Hazine Müsteşarlığından belgeli ve bağımsız olarak faaliyet gösteren… Şti’nin görevlendirildiğini, yapılan ekspertiz incelemesinde poliçede eksik sigortanın söz konusu olduğunun tespit edildiğini ve ödenebilecek tazminat miktarının eksik sigorta uygulanarak belirlendiğini, görüldüğü üzere müvekkil şirketçe dava konusu hasarın ihbarını takiben gerekli araştırma ve incelemelerin hassasiyetle yapıldığını beyan ederek müvekkil şirket aleyhine açılmış bulunan davanın davacının taraf ehliyeti bulunmadığından dava şartları yokluğundan reddine, haksız ve mesnetsiz açılmış iş bu davanın esastan reddine, hadise de temerrüdümüz bulunmadığından faiz talebinin dahi reddine, davacının icra takibine konu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
Dava; sigorta sözleşmesinden kaynaklanan davacı … ettiren sigortalının, sigorta sözleşmesinin diğer tarafı davalı … şirketinden, sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Davacı- sigorta ettiren sigortalı tüketici, davalı- sigorta şirketinden tüketiciye karşı sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacak davası açmıştır.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’ un 3/1-k maddesinde tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, 3/1-l maddesinde ise tüketici işlemi ; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmış olup , aynı yasanın 73/1 maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevli kılınmıştır. 6502 sayılı kanunun 83/2 maddesine göre, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğini düzenlemiş olmakla, davacı tüketici sıfatını haiz olmakla sigorta işleminden kaynaklanan tüketici işlemi olan sözleşme gereği davalı … aleyhine taraflar arasındaki sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacak davası açmakla, açılan iş bu davada mahkememizce Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu kabul edilmiştir.
HMK 114/1-c maddesi gereğince, mahkemenin görevli olup olmadığına ilişkin dava şartının HMK nun 115 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında re’ sen dikkate alınması gerektiği gözetilerek, saptanan ve hukuksal durum bu olunca mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine kanunen karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. Bu nedenle aşağıdaki şekilde kanunen görevsizliğe karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının 6100 Sayılı HMK’nın 114/1 ve 115/2 maddeleri gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle usulden REDDİNE,
2-HMK.nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin usulen başvurusu halinde dava dosyasının görevli İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3- Yargılama giderlerinin görevli mahkemesince hüküm altına alınmasına,
4-HMK 20. maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde başvuru yapılmaz ise davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği ve yargılama giderleri konusunda karar verileceğinin ihtarına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.
Katip …
Hakim …
¸e-imzalıdır