Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/947 E. 2018/634 K. 07.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/947 Esas
KARAR NO : 2018/634
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 21.09.2015 ( tevzi tarihi:05/10/2015)
KARAR : DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASI
KARAR TARİHİ : 07/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; 08/08/2015 günü müvekkili…’nin yolcu olarak bulunduğu… plaka sayılı minibüs sürücüsü…’ın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu tek taraflı ölümlü ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, Balıkesir Edremit Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyasında söz konusu olayın konu olduğunu, kazanın meydana gelmesinde… plakalı araç sürücüsünün asli ve tam kusuru bulunduğunu, müvekkilinin ise araçta yolcu olarak bulunduğundan herhangi bir kusurunun bulunmadığını, ekte kaza tespit tutanağının sunulduğunu, müvekkilinin kaza sebebiyle iç organlarından ciddi bir darbe alacak şekilde yaralandığını, kaza sonrası Balıkesir Edremet Devlet Hastanesinde ameliyata alındığını ve iç organlarında meydana gelen iç kanamalar sebebiyle ameliyat edildiğini, ancak organ parçalanması yaşayan ve bu sorunu tedavi ile iyileşmeyen müvekkilin gerek geçici gerekse de sürekli iş göremezlik yaşadığını, müvekkilin kaza tarihinden bugüne kadar tam olarak iyileşemediğini ve sürekli sakat kaldığını, bu hususun tahkikat aşamasında adli tıp raporuyla belirleneceğini, ekte epikriz raporlarının sunulduğunu, kazaya asli ve tam kusuruyla sebebiyet veren… plaka sayılı aracın kaza tarihinde davalı … A.Ş’ye zorunlu trafik sigorta ile poliçeli olduğunu (Poliçe No: …), Karayolları Trafik Kanunu, TTK’ya göre kusur ile bir kişinin ölümü veya yaralanmasına neden olan aracın zorunlu trafik sigortacısının meydana gelen zarardan poliçe limiti ve kusur oranı nispetinde sorumlu olduğunu, bu sebeple davanın husumetle ilgili poliçeyi düzenleyen … A.Ş’ye yöneltildiğini beyan ederek yukarıda anılan ve tahkikat aşamasında ortaya çıkacak sebeplerle bilirkişi raporuyla belirlenecek miktar üzerinden arttırılmak kaydıyla şimdilik; 10.000 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınmasına, Edremeti C. Başsavcılığı’na müzekkere yazılarak … Soruşturma sayılı dosyasının UYAP sisteminden celbine, Edremit Devlet Hastanesine müzekkere yazılarak müvekkilinin tüm tedavi evraklarının celbine, müvekkilin adresinden SEK araştırması yapılması için Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına, Ceza soruşturma dosyası geldikten sonra dosyanın kusur raporu için bilirkişiye tevdine, tedavi evrakları geldiğinde maluliyet raporu alınması için bilirkişilere tevdine, tüm bu hususlar tamamlandıktan sonra dosyanın hesap bilirkişisine tevdine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Dava dosyası içerisinde yer alan belgeler kapsamından anlaşıldığı üzere davacı …’nin Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu, MÖHUK madde 48/2’ye göre “Türk Mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır.” şeklinde olduğunu, Suriye ile Türkiye arasında geçerli bir teminat muafiyeti anlaşması bulunmadığını, dolayısıyla –gereken hallerde- teminat yatırma şartının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri kanununda dava şartı olarak öngörüldüğünden davacı yanın gerekli teminatı yatırmaması halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, Sayın Mahkeme nezdinde ikame edilen iş bu dava ile davacı yanın, 08.08.2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu meydana geldiğini iddia ettiği maluliyeti neticesinde, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00.-TL tutarında maddi tazminatı müvekkil şirketten talep ettiğinin anlaşıldığını, davacı yanın maddi tazminat isteminde bulunmasına karşın, tazminatın ne kadarının hangi alacak kalemine ilişkin olduğu hususunun belirsiz olduğundan, bu miktarın ne kadarının hangi alacak kalemine ilişkin olduğunun açıklattırılmasına karar verilmesinin talep edildiğini, dava konusu kazaya karışan… plakalı aracın … poliçe numarası ile 21.04.2015-21.04.2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere müvekkil şirket nezdinde Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi ile teminat altına alındığını, müvekkil şirketin poliçe kapsamında sorumluluğunun poliçe üzerinde yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, bu poliçeden dolayı müvekkil şirketin sorumluluğunun 2015 yılı için, davaya konu müvekkil şirket sigortalısı aracın ait olduğu araç grubunda, sigortalının kusuru oranında olmak üzere, bedeni zararlarda azami 290.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, davacının müvekkil davalıdan bu yönde bir talebi bulunmamasına karşın, manevi tazminat taleplerinin poliçe teminatı dışında olduğunu, Zorunlu trafik sigortasının bir meblağ sigortası olmayıp bir zarar sigortası olduğunu, dolayısıyla söz konusu teminat limitinin tamamının defaten ödenmesi söz konusu olmayıp, zarar görenlerin kaza nedeniyle uğradığı gerçek maddi zararın tespiti ve sigortalının kusuru oranında bu gerçek zararın tazmini esas olduğunu, davacı vekili tarafından mahkemeye sunulmuş olan 21.09.2015 tarihli dava dilekçesinde davacının isminin … ve … doğumlu olduğu belirtildiğini, dosyaya sunulan Edremit Devlet Hastanesi evraklarında kişinin isminin … Vakıf, doğum tarihi 08.018.1985 olarak kayıt altına alınmış ise de, Havran/Balıkesir İlçe Jandarma Komutanlığı Edremit Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulan 09.08.2015 tarihli Fezlekede dava konusu kazada yaralanan şahısların isimlerinin listelendiğini ve… isimli şahsın 1963 doğumlu olduğu yazıldığını, davacının pasaport yahut kimlik belgesi yerine geçecek herhangi bir evrakının dosyaya sunulmamış olması sebebiyle davacı ile dava konusu kazayı geçirmiş olan kişinin aynı kişi olup olmadığı hakkında tereddüt bulunmakta olup söz konusu tereddüdün ortadan kaldırılması gerektiğini, davacının Suriye uyruklu olduğundan Uluslararası hukuk anlamında ülkemizde “geçici koruma” statüsüne tabi olduğunun kabul edildiğini, dolayısıyla … sayılı Geçici Koruma Yönetmeliği md. 22 kapsamında -kendisine verilmiş olması halinde- geçici koruma kimlik belgesinin ibrazı halinde bu belirsizliğin çözülebileceğini, açıklanan nedenle, davacı ile dava konusu kazayı geçirmiş olan kişinin aynı kişi olup olmadığının Sayın Mahkeme tarafından tespitine karar verilmesinin talep edildiğini, dava konusu kazaya ilişkin ifade tutanaklarından taşımanın… iline yapıldığı, yolcuların oradan Yunanistan ülkesine geçiş yapmayı amaçladığı belirtildiğini, aynı zamanda göçmen kaçakçılığı suçunun işlendiği anlaşılan söz konusu taşımaya ilişkin soruşturma dosyasından davacı …’nin de para karşılığı, yasa dışı yollarla ülke dışına çıkmak için para ödemiş olduğu anlaşıldığını, Edremit Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/5692 Sayılı Soruşturma dosyasında taşımanın ticari bir taşıma olduğu ifade tutanakları aracılığıyla da kayıt altına alındığını, savcılık dosyası incelendiğinde, ifadesi alınmış olan tüm mağdurların para karşılığı taşındığı, birbirlerini tanımadığı ve dolayısıyla taşımanın ticari amaçla yapılmış olduğu anlaşıldığını, bu bakımdan dava konusu kazanın Karayolu Taşıma Kanunu kapsamında değerlendirilmesi ve dava konusu kaza nedeniyle meydana gelen zararın öncellikli olarak taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanması gerektiğini, 4925 Sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 17. maddesinde taşıyıcının sorumluluğunun düzenlendiğini, söz konusu hükme göre “Şehirlerarası ve uluslararası yolcu taşımacıları; duraklamalar dâhil olmak üzere yolcunun kalkış noktasından, varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelecek bir kaza nedeniyle yolcunun ölümü, yaralanması ya da eşyasının zarara uğramasından dolayı sorumludur.” denildiğini, kazanın “Karayolları Taşıma Kanunu” kapsamında olması sebebiyle öncelikli olarak Zorunlu Karayolu Taşımacılık Malî Sorumluluk Sigortası’na başvuru yapılması zorunlu olduğundan müvekkil şirketten talepte bulunulmasının mümkün olmadığını, açıklanan nedenlerle, dava konusu kazanın “Karayolları Taşıma Kanunu” kapsamında yapılmış bir taşıma niteliğinde bulunması dolayısıyla öncelikli olarak Zorunlu Karayolu Taşımacılık Malî Sorumluluk Sigortası’na başvuru yapılması zorunlu olduğunu, söz konusu taleplerin öncelikli olarak karayolları taşıma sigortasından karşılanması gerekmekte olup bahse konu aracın karayolları taşıma sigortasının bulunmaması halinde davanın …na ihbar edilmesi gerektiğini, bu durumun yerleşik Yargıtay kararları ile de sabit olup davalı müvekkilin ticari taşımacılıktan sorumlu tutulamayacağının aşikâr olduğunu, müvekkil şirket tarafından sigortalı ve kazaya karışan … plakalı araca ilişkin Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi düzenlenmiş olması, poliçede yer alan teminat tutarının müvekkil şirket tarafından doğrudan davacıya ödeneceği anlamını taşımadığını, sigortanın bir zenginleşme aracı olmayıp sigorta şirketi sigortalısının, kaza nedeniyle oluşan maddi zararlarını tazmin etmekle yükümlü olduğunu, sigortalı aracın sebep olduğu riziko sebebiyle üçüncü kişilere ait mal veya bedeni zarardan ötürü sigortacı poliçede gösterilen limit meblağın tamamını değil, üçüncü kişilerin maruz kaldığı gerçek zarar miktarını araştırıp saptayarak ödemesi gerektiğini, öncelikle davacı tarafından müvekkil şirket sigortalısı… plakalı araç sürücüsünün dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunduğunun tespit edilmesi gerektiğini, tedavi giderleri kapsamında, sigorta şirketinin, motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan sorumluluğun zorunlu olarak sigorta teminatına bağlanması nedeniyle yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğünün 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunduğunu, geçici iş görmezlik durumunun tedavi giderleri teminatı kapsamında yer aldığını, davacının çalışamayacağı tedavi-iyileşme sürecindeki maddi zararları geçici iş görmezlik dönemi ile ilgili olduğunu, geçici iş görmezlik haricindeki maddi tazminat talebini kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacının özellikle geçici iş göremezlik durumuna ilişkin kısmın, poliçe kapsamına girmemesi sebebiyle yasa gereği reddedilmesi gerektiğini, müvekkil şirketin ise, 6111 Sayılı Kanun kapsamında ödemeleri yaparak bu teminat kapsamında oluşabilecek tüm hukuki sorumlulukları …’ ya devrettiğini, dava konusu kaza nedeniyle tazminat hesabı yapılmasına karar verilmesi maluliyet tazminatı hesabı sigorta aktüerleri yönetmeliği uyarınca Hazine Müsteşarlığınca yetkilendirilen aktüerler listesine kayıtlı, lisanslı aktüerler tarafından belirlenmesi gerektiğini, sigortanın bir zenginleşme aracı olmayıp sigorta şirketi sigortalısının, kaza nedeniyle oluşan maddi zararlarını tazmin etmekle yükümlü olduğunu, Sigortalı aracın sebep olduğu riziko sebebiyle üçüncü kişilere ait mal veya bedeni zarardan ötürü sigortacı poliçede gösterilen limit meblağın tamamını değil, üçüncü kişilerin maruz kaldığı gerçek zarar miktarını araştırıp saptayarak ödemesinin gerektiğini beyan ederek yukarıda açıklanan ve Sayın Mahkemece re’sen nazara alınacak nedenler ışığında, tüm yasal hakların saklı kalmak kaydıyla, dava şartı olan teminatın yatırılmamış olması halinde davanın usulden reddine, dava konusu taşımanın ticari mahiyette olması dolayısıyla öncelikli olarak Zorunlu Karayolu Taşımacılık Malî Sorumluluk Sigortası’na başvuru yapılmasının zorunlu olması sebebiyle müvekkil şirket aleyhine ikame olunan davanın reddine, Sayın Mahkeme tarafından yapılacak inceleme neticesinde söz konusu aracın Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortasının bulunmadığının tespit edilmesi halinde davanın …na ihbarına, Sayın Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde, davacı ile dava konusu kazayı geçirmiş olan kişinin aynı kişi olup olmadığının tereddüde mahal vermeyecek şekilde Sayın Mahkeme tarafından açıklığa kavuşturulmasına, davacı tarafın tazminat isteminin hangi alacak kalemlerine ilişkin olduğunun açıklattırılmasına, dava konusu kazaya ilişkin, ilgili savcılık/ceza mahkemesi dosyasının celbine, tarafların kusur durumunun belirlenmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesine, davacının maluliyetinin tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesi’ne gönderilmesine, dava konusu kazanın meydana gelmesinde müvekkil sigortalısının kusurunun bulunduğunun ve maluliyetin varlığının Adli Tıp …İhtisas Dairesi tarafından belirlenmesi halinde tazminat hesabının dosyanın Hazine Müsteşarlığı’na kayıtlı aktüer bilirkişisince yaptırılmasına, Sosyal Sigortalar Kurumu’na müzekkere yazılmak suretiyle dava konusu kaza sebebiyle var ise davacıya dava konusu kaza nedeniyle bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin sorulmasına ve ödenecek tazminat tutarından indirilmesine, Sayın Mahkeme tarafından herhangi bir tazminata hükmedilmesi durumunda, hesaplanacak olan tazminat tutarından dilekçe de belirtilen indirim sebepleri göz önüne alınarak indirim uygulanmasına, davaya yönelik tüm beyanların dikkate alınmak suretiyle, şartların varlığı halinde sigortalı araç sürücüsü ve işletenine rücu hakkı saklı kalmak kaydıyla, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
-Edremit Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma Sayılı dosyası,
Davacı taraf, cismani zarar nedeni ile maddi zararının tazminini talep etmiştir.
Davalı taraf davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Dava; cismani zararın tazminine ilişkindir.
07/12/2016 tarihli 2 nolu ara karar uyarınca dava konusu cismani zararın tazminine ilişkin olmakla ATK maluliyet raporunun alınabilmesi için davacı tarafa ihtaratın yapıldığı ancak davacı asilin hazır bulundurulmadığı görülmüştür. Davacı …’nin dosya kapsamında 1963 doğumlu mu yoksa … doğumlu mu olduğunun anlaşılamadığı görülmüştür. Davacı …’nin tebliğe yarar adresinin dosyada bulunmadığı anlaşılmıştır. Davalı … vekilince 07/12/2016 tarihli 2 nolu ara karar uyarınca ihtarı yerine getirilememiştir, ATK ön raporu gereğince grafiler çekilemeyeceğinden maluliyet tespit edilemeyecektir, davacı vekilinin daha sonraki talebine muvafakatimiz yoktur, şeklinde beyanının bulunduğu anlaşılmıştır. Yani genel mahiyette davalı taraf davanın reddini savunmuştur. 24.01.2018 tarihli 6. Celsede; ” 1- 6100 Sayılı HMK’nın 114 ve 115 maddeleri gereğince öncelikle taraf teşkili yapılması açısından dosya içerisinde … isimlik…doğumlu ve… doğumlu iki ayrı kişinin bulunduğu anlaşılmakla davacı …’nin mümkünse T.C veya yabancı ülke kimliğinin bir örneğinin dosyamıza sunulması için davacı tarafa 2 haftalık kesin süre verilmesine aksi takdirde davanın usulden redolunacağının ihtarına (ihtarat yapıldı), 2-6100 Sayılı HMK’nın 119. Maddesi gereğince davacı …’nin adresinin ve kimlik nosunun (T.C veya yabancı veya geçici kimlik) bildirilmesi için davacı tarafa 1 haftalık kesin süre verilmesine aksi takdirde davanın açılmamaış sayılacağınıın davacı tarafa ihtarına (ihtarat yapıldı), 3-Akabinde maluliyet ilişkin tarafların beyanları dikkate alınarak 6100 sayılı HMK’nun 186. Maddesi gereğince tahkikat aşaması sona erdiğinden yine aynı kanunun 184-186.maddeleri gereğince gelecek celsenin sözlü yargılama ve hüküm için belirlenmesine ( taraflar hazır bulunduğundan şerhli davetiye çıkartılmaksızın tarafların yüzüne karşı gelecek celsenin sözlü yargılama ve hüküm celsesi olduğu bildirildi. İhbar olunana şerhli davetiye çıkartılmasına) ” şeklinde ara kararlar kurulmuş ihtaratlara rağmen ara kararlar yerine getirilmemiştir.
Usul hukuku gereğince bir davada öncelikle dava dilekçesi incelenir, akabinde dava şartları değerlendirilir ve esasla birlikte yargılamaya devam olunur. Dava dilekçesinde davacı adı ile bulunan davacı …’nin adresinin ve kimlik nosunun (T.C veya yabancı veya geçici kimlik) bildirilmesi istenilmiştir. Çünkü dosyada davacı …’nin dosya kapsamında 1963 doğumlu mu yoksa… doğumlu mu olduğunun anlaşılamadığı görülmüştür. Dosya kapsamına gelen evraklar ve beyanlar birbiri ile örtüşmemiştir. Verilen sürede ve sonrasında ihtarata rağmen belirtilen eksiklik giderilmemiştir. İş bu dava 21.09.2015 tarihinde açılmıştır. Usul ekonomisi ilkesine dikkat edilmiştir. Dava, taraflarca getirilme ilkesinin geçerli olduğu ve ispat yükünün davacı tarafta olduğu bir davadır. Bu davanın açıldığı tarihe dikkat edilince usul ekonomisi ilkesine aykırı olarak davacı tarafın dava dilekçesinin eksik olduğu ( davacının kimlik numarası ve vatandaşlığının belli olmadığı, adresinin bulunmadığı, dosya kapsamında… ismi ve kişi bazında karışıklığa neden olabilecek farklı kişilere ait olduğu anlaşılan çelişkili belgeler bulunduğu, ) süresinde ihtarata rağmen eksikliğin giderilmediği anlaşılmıştır. İhtarat sonucu olarak dosyanın mevcut durumu ile değerlendirilmesinin gerektiğine bu nedenle davacının davasının 6100 S HMK 119 uyarınca eksiklik giderilmediğinden açılmamış sayılmasına aşağıdaki şekilde kanunen karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının açılmamış sayılmasına,
2-6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca karar ve ilam harcı olan 35,90 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 34,16 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1,74 TL harcın davacıdan Hazine’ ye gelir kaydına,
3- 6100 S HMK gereğince davalı tarafından yapılan tebligat gideri, posta masrafı olan 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
4- İşbu dava nedeni ile davacı tarafından yapılan yargılama giderinin uhdesinde bırakılmasına,
5- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6- 6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu
Katip
Hakim
¸e-imzalıdır