Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/898 E. 2018/314 K. 28.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/898 Esas
KARAR NO : 2018/314
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 15/09/2015
KARAR : KISMEN KABUL KISMEN RED
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili banka ile dava dışı … Şti ile diğer davalılar müşterek borçlu ve müteselsil kefil …, … ve … arasında akdedilen genel kredi ve teminat sözleşmesi gereğince muhtelif krediler açıldığını ve kullandırıldığını, borçların zamanında ödenmemiş mütemerrit duruma düştüklerini, banka tarafından … Noterliğinin 29/04/2011 tarih … yev nolu ihtarnamesine rağmen borcun ödenmeyince 29/06/2011 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalıların gönderilen ödeme emrine itiraz ettiklerini, yapılan itirazların hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, takipbi uzatmak ve sürüncemede bırakmak amacına matuf olduğunu beyan ederek vaki itirazların iptaline, takibin devamına, davacı aleyhine %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin borçlulara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalılar … ve …vekili cevap dilekçesinde ve özetle; takipte herhangi bir kredi sözleşmesine dayanıldığının gösterilmediğini, asıl borçlunun dava dışı … Şti olup öncelikle asıl borçludan talepte bulunulması gerektiğini, müvekkillerine ihtar yapılmadığını, faiz oranının yüksek olduğunu beyan ederek davanın reddine ve davacı aleyhine %40 tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
İstanbul (Kapatılan)… Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin… E-… K sayılı 16.12.2013 tarihli kararı Yargıtay …Hukuk Dairesi’ nin … E- … K sayılı 16.06.2015 tarihli bozma ilamı ile bozularak Mahkememizin yukarıdaki esas sırasına kaydolmuştur.
*İstanbul (Kapatılan) … Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin … E-… K sayılı 16.12.2013 tarihli ilk kararı gerekçesi ile birlikte şu şekildedir: ” … Mahkememiz tarafından tarafların delil listesinde gösterdikleri tüm deliller celple incelenmiş, icra dosyası getirtilmiş, icra takip tarihi itibari ile davacının davalıdan talep edebileceği alacak bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mahkememizde açılan iş bu dava, davacı bankanın, dava dışı … Şti ile aralarında yapılmış olan ve davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıkları genel nakdi ve gayri nakdi kredi, business kart sözleşme ve ticari müşteri sözleşmelerine gereğince, davalının kredi borçlarıdan kaynaklanan borcunu ödenmemesi sebebi ile, davalı kart hamili aleyhine yapılan icra takibine, davalının yaptığı itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali istemine ilişkin olup, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde iş bu itirazın iptali davasının açıldığı dosya kapsamı ile sabittir.
Mahkememiz tarafından celple incelenen, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra dosyasının incelenmesinde; davacı bankanın…Şubesince yapılan davalı müşterek ve müteselsil borçlular aleyhine genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesine dayalı ilamsız icra takibiyle 13.961,53 TL asıl alacak, 2.272,24 TL faiz, 113,60 TL GV, 390,35 TL masraf olmak üzere toplam 16.737,72 TL üzerinden takip tarihinden itibaren yıllık %94,5 temerrrüt faizi ve faize %5 gider vergisi uygulanması istemli ilamsız icra takibi yaptığı, borçlulara ödeme emrinin tebliği üzerine süresinde borçlular tarafından, ”Takibe konu borcun davalı dışı şirkete kullandırılan krediden kaynaklandığı, kredinin asıl borçlusunun … Şti olup, kendilerine hesabın katı ihtarnamesinin gönderilmediğini, asıl borçlunun kredi borcunun talep edilmediği, kefil olarak imzaladıkları sözleşmenin kendilerine tebliğ edilmediğini, faizin fahiş olduğunu belirterek borca, takibe talep edilen faiz ve oranına itiraz ediyor, takibin durdurulmasını talep ediyorum” şeklinde itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz tarafından dosya kendisine tevdi edilen bilirkişi Mali Müşavir … tarafından tanzim edilen 26/12/2012 tarihli raporda; davalılara gönderilen ihtarname eklerinden borç bakiyesinin taksitli bir krediden ileri gelmekte olduğunu, bu kredinin yeni bir kredi kullandırma olabileceğini gibi, davalıların dilekçelerinde belirttikleri şekilde önceden gelen bir kredi borcunun yeniden yapılandırma kredisi de olabileceği, davacı tarafından tarafımıza ibraz edilen borçluya ait hesap dökümleri de cari hesap dökümü mahiyetinde olup, sadece kredi hesabından yapılan çeşitli amaçlı tahsil ve ödemeleri göstermekte olduğunu, davaya konu kredinin geri ödeme planı, faiz oranı ve eğer yapılandırma ise hangi krediden kaynaklanmış olduğu gibi hususlar dosya muhteviyatından anlaşılmadığını, sağlıklı incelemenin ve hesaplamanın yapılabilmesi için ilgili kredi dökümlerinin dosyaya ikamesinin gerektiği, dosyaya sunulan Genel Kredi ve Teminat sözleşmesinin 3. Maddesi ile 49. Maddesi arasındaki maddeler dosyada eksik olduğu, bu neden ile akdi ve temerrüt faizine, kefillerin durumuna ilişkin maddeler üzerinde gerekli incelemelerin yapılamadığı rapor edilmiştir.
Mahkememiz tarafından dosya kendisine tevdi edilen bilirkişi Mali Müşavir… tarafından tanzim edilen 02/05/2013 tarihli ek raporda; davacı bankanın ve davalılar arasında 31/01/2007 tarihinde 225.000,00 TL limitli bir adet Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesinin akdedildiği, belirtilen Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesinin 1. Ve 3. Maddelerine istinaden … Şti.’ne 28/10/2010 tarihinde davacı bankanın … Şubesince 12 ay vadeli, aylık %1,950 faiz oranından 14.702,00 TL tutarında ticari amaçlı taksitli kredi kullandırıldığı, 27/01/2011 ve sonraki taksitlerin tahsil edilmemiş olduğu, borçlu kefillerine ihtarname keşide edilmesi sureti ile 03/05/2011 tarihinde de temerrüt halinin oluştuğu, Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesinin 44. Maddesinin ” Müşteri, işbu sözleşmeden doğan borçlarını gününde ödemediği takdirde, belli vadeli borçlarda bu vade tarihinden hesap kapatma ihbarı ile muaccel hale gelen hesaplarda hesap kapatma tarihinden, bu sözleşmedeki özel hükümler gereği muaccel hale gelen borçlarda ise bu borcun kendiliğinden muaccel hale hale geldiği tarihten itibaren, bunları bankaya bu sözleşme koşullarında tamamen geri ödeyeceği tarihlere kadar geçecek günler için bankanın mevzuat gereğince tespit ettiği kredi faiz oranlarından temerrüt tarihinde yürürlükte olan en yüksek kredi faiz oranına, bu oranın %50 ilavesi ile bulunacak oranda temerrüt faizi ile bulunacak oranda temerrüt faizi ile fon ve gider vergisini ayrıca bir ihbar ve merasime hacet kalmaksızın ödeyeceğini kabul, beyan ve taahhüt eder, şeklinde olduğu, alacaklı bankanın temerrüt tarihi olan 03/05/2011 tarihi itibari ile nakit kredilere uyguladığı en yüksek faiz oranının %63 olduğu, belirtilen madde gereğince uygulanacak faizin (63+ 31,5) %95,4 olması gerektiği, ilgili kredi tutarının tahsil edilen son taksidi olan 27/12/2010 tarihi itibari ile kalan ana para borcunun 12.493,12 TL olduğu, son tahsilattan, temerrüt tarihi olan 03/05/2011 tarihine dek geçen gün sayısının 126 gün, yıllık akdi faiz oranının % 23,4, temerrüt tarihine kadar işleyecek faiz oranının, 1.023,19 TL olduğu, faize ait BSMV’nin 51,16 TL olduğu, asıl alacak tutarının 13.567,47 TL olduğu, temerrüt tarihi 03/05/2011 tarihinden takip tarihi 29/06/2011 tarihine kadar, 57 gün, temerrüt faizinin %94,5, faiz tutarının 2.030,00 TL olduğu, BSMV tutarının 101,5, toplam faiz alacağının 2.131,5 TL olduğu, takip tarihi alacağının toplam 15.698,97 TL olduğu rapor edilmiştir.
Mahkememiz tarafından yapılan yargılama sonucunda; davacı banka ile davalı dışı şirket arasında imzalanan genel nakdi ve gayri nakdi kredi, business kart sözleşme ve ticari müşteri sözleşmelerine gereğince, dava dışı şirketin kredi borçlarından kaynaklanan borcunu ödenmemesi sebebi ile, davalı müşterek borçlu ve müteselsil kefiller ile borçlu aleyhine icra takibinin yapıldığı, esasen davalı müşterek borçlu ve müteselsil kefillerin ve dava dışı şirket tarafından dava konusu kredinin kullanıma esasen bir itirazın bulunmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın;
“1- Kredi borcununa ilişkin sözleşmesine usulune uygun olarak kat edilip edilmediği var ise icra takip tarihi itibari ile davacı bankanın davalılardan talep edebileceği alacak miktarının,
2- Bu alacaktan davalıların sorumlu olup olmadıklarının tespiti” noktalarında toplandığı mahkememizce tespit edilerek dosya bilirkişi …’e tevdi edilmek sureti ile işbu bilirkişice tanzim edilen 26/12/2012 günlü ve bu raporu tamamlayan 02/05/2013 günlü raporlar ile davacının davalıdan icra takip atrihi itibari ile 13.567,47 TL asıl alacak, 2.030,00 TL faiz ve 101,50 GV olmak üzere toplam 15.698,97 TL alacaklı olduğu davacı banka kayıtları ile tespit edilmiş olup, işbu tespitin kredi sözleşmesi ve dosyadaki deliller ile uyumlu olduğu mahkememizce benimsenmiştir.
Mahkememizce raporun dosya kapsamına uygun olduğu tespit edilmiş ve taraflara tebliğine rağmen davalılar tarafından rapora karşı herhangi bir itirazda bulunulmamıştır. Davalıların kredinin kapatılmasından sonra dava konusu borcun doğruğuna ilişkin ve özellikle …’nin 2007 ortalarında borçlanmaya ilişkin kredileri kullanan… Şti.deki hisselerini devrederek ortaklıktan ayrılmasından sonra dava konusu kredinin kullanıldığını ve kredi kartı alındığını, kendisinin 2006 yılı genel kredi sözleşmesinin kefili olduğunu belirtmiş ise de, işbu davalının usulüne uygun olarak kefaletten YKS sözleşmesinin 1. maddesinde belirtildiği gibi sözleşmenin doğmasından önce ve sonraki kredilere kefil olunmasının kabul edilmesi ve davalılara dava konusu kefaletten istifa ettiklerini belgelendiremedikleri dosya kaspamı ile sabit olmakla buna ilişkin beyanlarına itibar edilmemiştir.
Taraflar arasındaki sözleşme hükümleri gereğince davacı bankanın defter ve kayıtları delil niteliğini taşımakta olup bunun aksinin davalılar tarafından ispat edilmesi gerekir. Bu nedenle davacı defter ve kayıtları ile alınan bilirkişi raporu dikkate alınarak 15.698,97 TL üzerinden davacının davasını aşağıdaki gibi kısmen kabulü gerektiği kanaatine varılmıştır.
Ayrıca yargılama devam ederken 01/07/2012 tarihinde 6102 sayılı Yeni TTK ve 6098 sayılı Yeni BK yürürlüğe girmiştir. 6098 sayılı BK’nın 88. Maddesinde akdi faiz oranının, sözleşmede kararlaştırılmamış ise faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirleneceği ve sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranının 1. Fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranın %50 oranını aşamayacağı belirtilmiştir. Bu kısıtlamaya göre akdi faiz oranı 01/07/2012 tarihi itibari ile adi borçlarda yasal faiz yıllık %9 olduğundan %13,5’i, ticari işlerde akdi faiz avans faizi %15 olduğundan yıllık %22,5’i ve BK’nın 120. Maddesi gereğince temerrüd faizi sözleşmede kararlaştırılmamış ise faiz borcunun doğduğu tarihte olan mevzuat hükümlerine göre belirleneceği ve sözleşme ile belirlenecek temerrüd faizi yasal mevzuata göre belirlenen faiz oranlarının %100 fazlasını aşamayacağından adi işlerde temerrüd faizi yasal faizin %100’ü olan %18, ticari işlerde avans faizinin %100’ü olan yıllık %30 oranında temerrüd faizi 01/07/2012 tarihi itibari ile uygulanması gerektiği anlaşılmıştır. BK’daki iş bu sınırlamalar kamu düzenine ilişkin olup yürürlüğe girdiği tarihten itibaren derhal uygulanması gerekir. 6102 sayılı TTK’nın 8. Maddesinde ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirlenebileceği düzenlenmiş ise de bu serbestliğin BK’nın 88 ve 120 maddeleri ile getirilmiş bulunan ve kamu düzenine ilişkin düzenlemeler olduğu mahkememizce belirlenen sınırlar kapsamında olduğunun, bu sınırları aşan faiz miktarlarının TTK 1530 maddesi gereğince, BK’daki sınırlamaları aşan faiz oranlarının batıl ve, sözleşme ile belirlenen faiz oranlarının bu sınırlamalar kapmanında geçerli olduğu mahkememizce benimsenmiş ve aşağıdaki gibi 01/07/2012 tarihinden itibaren takip tarihinden sonraki temerrüd faiz oranı talebi aşmamak kaydı ile BK 120. ve TTK 1530 ve 8. maddeleri dikkate alınarak hükümde faiz oranı aşağıdaki gibi uygulanmıştır. Çünkü sözleşme ile tanınan serbesti, faize ilişkin hükümler, yerleşik yargıtay içtihatlarına göre kamu düzenine ilişkin olup mahkemelerce resen dikkate alınmasına gerekmetedir. BK’nın Genel Kanun olması karşısında bu yasadaki akdi faiz ve temerrüd faizi hakkındaki sınırlamaların tacirler hakkında da uygulanması gerekir. Keza hiçbir özgürlük, sınırsız değildir. Her özgürlüğün kamu düzeni düşüncesi ile getirilen bir sınırının varlığı evrensel hukukta kabul gören genel düşüncedir. BK ile getirilen üst sınır ekonomik göstergelere göre belirlenen avans faizi ile birilikte artacak veya azalacaktır. Bu husus ekonomik yönden güçlü, bankalar ve tekel niteliğindeki tek satıcıların tanzim ettiği formüler nitelikteki sözleşmelerde, sözleşme hükümlerini kayıtsız şartsız kabul etmek zorunda kalan kredi kullanıcıları ve bu şirketlerle ilişkiye giren daha güçsüz tacirlerin kurulmasını sağlayacak ve ekonomiye olumlu katkı yapmasını sağlayacak, böylece daha adil faiz oranlarının uygunlanmasını sağlayarak mahkemelern yıllardır BK’nın 19 ve 20. Maddelerinden faydalanarak ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğu gerekçesi ile, yaptığı indirimlerin yasal zeminini oluşturacaktır. Bu neden ile mahkememiz 6098 sayılı BK’nın 88 ve 120. Mad. Değişikliklerin, özellikle faizler yönünden getirilen üst sınırların tacirler arasındaki ticari ilişkilerde de uygulanması, faiz serbestisinin ancak genel düzenlemedeki sınırlarla geçerli olduğu, kanaatine varılmıştır. Mahkememizin iş bu kanaatini TTK 9/2. Maddesindeki, ticari işlerde; kanuni, ana para ile temerrüd faizi hakkında ilgili mevzuat hükümleri uygulanacaktır şeklindeki düzenleme destekler niteliktedir. İlgili mevduat aynı zamanda BK’nın faize ilişkin düzenlemeleri, 3095 sayılı kanun ve bu konudaki yasalarda yer alan diğer düzenlemelerdir.
Ayrıca, alacağın likit olması nedeni ile %40 oranına isabet eden 6.279,58 TL icra inkar tazminatının İİK 67 mad. Ger. davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerektiği, davalıların kötü niyet tazminatı taleplerinin ise dava konusu takibin YKS’ye dayanması ve kötü niyette takip yapıldığı belgelendirilemediğinden reddedilen miktar üzerinden talep edilen kötü niyet tazminatı isteminin de reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibih hüküm tesis etmek gerektiği kanaatine varılmıştır.
H Ü K Ü M / Yukarıda nedenleri açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalının İstanbul … İcra Müd. … esas sayılı icra dosyasında davalıların yapmış bulunduğu itirazın, 13.567,47 TL asıl alacak, 2.030,00 TL işlemiş faiz, 101,50 TL GV olmak üzere toplam 15.698,97 TL üzerinden iptali ile takibin 13.567,47 TL asıl alacağı takip tarihinden 30/06/2012 tarihi sonuna kadar yıllık %94,5 01/07/2012 tarihinden itibaren 6102 sayılı TTK 1530, 6098 sayılı BK 120. Mad.deki sınırlamalar dikkate alınmak sureti ile yıllık %33 oranında, avans faizinin değişmesi halinde, yıllık %94,5 oranını aşmamak ve yıllık avans faizinin 2 katı oranın da değişken oranda temerrüd faizi uygulanmak sureti ile takibin, icra takibindeki diğer koşulları ile birlikte DEVAMINA,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2- Alacağın %40 oranına isabet eden 6.279,58 TL icra inkar tazminatının İİK 67 mad. Ger. davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile DAVACIYA VERİLMESİNE, …”
*Yargıtay … Hukuk Dairesi’ nin… E- … K sayılı 16.06.2015 tarihli bozma ilamı gerekçesi ile birlikte şu şekildedir: ” … Davacı vekili, davadışı … Şti. ile davacı arasındaki genel kredi sözleşmesinde davalıların da müşterek ve müteselsil kefil olduklarını, ödenmeyen kredi borcunun tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün… sayılı icra dosyasından davalılar aleyhine yaptıkları icra takibine davalıların itiraz ettiklerini beyanla, itirazlarının iptaline, takibin devamına ve davalılar aleyhine %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar …ve …vekili, takipte hangi kredi sözleşmesine dayanıldığının gösterilmediğini, asıl borçlunun davadışı…Şti olup, öncelikle asıl borçludan talepte bulunulması gerektiğini, müvekkillerine ihtar yapılmadığını, faiz oranının yüksek olduğunu beyanla, davanın reddine ve davacı aleyhine %40 tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkilinin 2007 yılının ortalarında borçlanmaya ilişkin kredileri kullanan davadışı… Şti’ ndeki hisselerini devretmek suretiyle ortaklıktan ayrıldığını ve dava konusu borcun kendisinin ortaklıktan ayrılmasından sonra davadışı şirketin kullandığı krediden kaynaklandığını, haberi ve imzası bulunmadan şirket adına kredi kartı alındığını, kredi borcu ödenip kapatıldığından müvekkili bakımından davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davalıların dava konusu kefaletten istifa ettiklerini belgelendiremedikleri, sözleşmeye göre banka kayıtlarının esas alınacağı, buna göre düzenlenen ve hükme esas alınan usule uygun bilirkişi raporu dikkate alınarak toplamda 15.698,97-TL üzerinden davanın kısmen kabulü ile, davalıların İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … sayılı icra dosyasındaki itirazlarının, 13.567,47-TL asıl alacak, 2.030-TL işlemiş faiz, 101,50-TL GV olmak üzere toplam 15.698,97-TL üzerinden iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacağın likit olması nedeniyle %40 oranına isabet eden 6.279,58-TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davalıların kötüniyet tazminatı taleplerinin ise dava konusu takibin sözleşmeye dayanması ve kötüniyetle takip yapıldığının belgelendirilememesi nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davalılar … ve…vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanan alacağın dayanağı olarak, genel kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan ticari amaçlı taksitli kredi gösterilmiştir. Davalılar … ve … vekili tarafından, gerekçelerini de göstermek suretiyle karara dayanak teşkil eden bilirkişi raporuna itirazda bulunulmuştur. Davacı vekili de, 21.11.2013 tarihli celsede açıkça “takip konusu borç business karttan kaynaklanan alacağımızdır, borca ilişkin harcamalar işbu kredi kartının kullanımından kaynaklanmaktadır” demek suretiyle alacağın dayanağını açıklamıştır. Bu durumda mahkemece rapora itirazlar ve davacı vekilinin bu beyanı da nazara alınarak tayin edilecek yeni bir bilirkişi heyeti marifetiyle gerektiğinde banka kayıtları üzerinde de inceleme yapılmak suretiyle, Yargıtay denetimine elverişli rapor aldırılıp varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. …Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar Ali ve … vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, hükmün BOZULMASINA … , 16.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi. … ”
*Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılama yapılmıştır. Mahkememizin ilk hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanan alacağın dayanağı olarak, genel kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan ticari amaçlı taksitli kredi gösterilmiştir. Davalılar … ve… vekili tarafından, gerekçelerini de göstermek suretiyle karara dayanak teşkil eden bilirkişi raporuna itirazda bulunulmuştur. Davacı vekili de, 21.11.2013 tarihli celsede açıkça “takip konusu borç business karttan kaynaklanan alacağımızdır, borca ilişkin harcamalar işbu kredi kartının kullanımından kaynaklanmaktadır” demek suretiyle alacağın dayanağını açıklamıştır. Bu durum karşısında mahkememizce rapora itirazlar ve davacı vekilinin bu beyanı da dikkate alınarak yeni bir bilirkişi heyeti marifetiyle gerektiğinde banka kayıtları üzerinde de inceleme yapılmak suretiyle, hüküm kurmaya elverişli ve denetime uygun rapor alınmıştır.
İstanbul …İcra Dairesinin… E. sayılı takip dosyası, Bilirkişi heyet incelemesi, İstanbul (Kapatılan) … Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin … E-… K sayılı 16.12.2013 tarihli kararı ve Yargıtay … Hukuk Dairesi’ nin … E- … K sayılı 16.06.2015 tarihli bozma ilamına dikkat edilmiştir.
Davacı- alacaklı İstanbul … İcra Dairesinin…E. Sayılı takip dosyası ile davalı- borçlu taraf aleyhine business karttan kaynaklanan alacağına dayanan ilamsız takip yapmıştır. Davalı- borçlu tarafa ödeme emri tebliğ edilmiş, davalı- borçlu taraf ödeme emrine 7 günlük yasal sürede itiraz etmiş ve takip durdurulmuştur.
Bunun üzerine davacı- alacaklı İİK m. 67 uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davasını mahkememizde açmıştır.
Davalılar genel mahiyette iddia olunan vakıaları inkar etmiş ve davanın reddini savunmuştur.
Dava; mal satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın faizi ile birlikte tahsiline yönelik itirazın iptaline, alacağın varlığına ve miktarına ilişkindir.
Buna ilişkin tarafların delilleri bilirkişi raporu ile incelenmiştir. Hukuken denetlenebilen hüküm kurmaya elverişli belirli ve eksiksiz iddia ve talepleri karşılayan bilirkişi raporu alınmış deliller incelenmiştir. İİK 67 ile TMK 6 ve 7 ile HMK 187- 293. maddeleri gereğince ispat hususuna ve ispat kurallarına dikkat edilmiştir. Davacının; aşağıda hükümde belirlendiği şekilde alacağının kayıtlar ve toplanan deliller gereğince ispatlandığı, davalı tarafın itirazında aşağıdaki hükümde belirlendiği şekilde haksız olduğu ve borçtan sorumlu olduğu, davacının talebi dikkate alındığında davanın kısmen kabulünün gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde kanunen, taktiren ve vicdanen karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile; İstanbul … İcra Dairesinin … E. Sayılı takip dosyasına yapılan itirazın davalı… yönünden (13.593,05 TL asıl alacak, 1.998,18 TL temerrüt faizi, 99,91 TL BSMV, 389,82 TL masraf) 16.080,96 TL, davalılar… ve …yönünden (13.961,53 TL asıl alacak, 95,70 TL temerrüt faizi, 4,78 BSMV, 389,82 TL masraf) 14.451,83 TL miktarlar üzerinden iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacı lehine davalı … yönünden 3.216,19 TL’sinden, davalılar … ve … yönünden 2.890,36 TL’sinden müşterek ve müteselsil sorumlu olmak üzere icra inkar tazminatının davalılardan alınıp davacı tarafa verilmesine,
3-6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre karar ve ilam harcı olan 1.098,49 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 164,90TL, icraya yatan 83,70 TL olmak üzere toplam 248,60 TL harçtan mahsubu ile bakiye 849,89 TL harcın davalılardan …’nin tamamından… ve …’in 738,60 TL’sinden sınırlı ve sorumlu olması kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına, mahsup edilen 164,90 TLpeşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya iadesine, başvuru ve vekalet suret harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
3- 6100 S HMK gereğince bilirkişi ücreti, tebligat gideri, posta masrafı olan 1.991,00 TL yargılama giderinin davanın red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 1.912,87 TL’sinin davalılardan …’nin tamamından, … ve…’in 1.719,08-TL’sinden sınırlı ve sorumlu olması kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
6- İşbu dava nedeni ile davalılar … ve … tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderinin davanın red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 13,65-TL’sinin davacıdan tahsili ile davalılar … ve …’e ödenmesine,
7- 6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen davacı gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı ve davalı Mustafa ve … vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde YARGITAY’a gönderilmek üzere temyiz yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.
Katip
Hakim
¸e-imzalıdır