Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/887 E. 2022/366 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/887 Esas
KARAR NO : 2022/366

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/04/2013
KARAR TARİHİ : 12/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı dava dilekçesinde ve özetle; takip tarihinde yetkilisi bulunduğu şirketlerin kullandığı kredi nedeniyle … 8.İcra Müd.’nün … ve … Esas sayılı takip dosyaları ile kendisi aleyhinde kambiyo takibi başlatıldığını, davalı banka tarafından yapılan icra takiplerine yasal süresi içerisinde imza itirazında bulunulduğunu, imza itirazları üzerine … 2.İcra Hukuk Mahkemesi nezdinde … E. Ve … E. Sayılı dosyaları ile yargılama yapıldığını, istihsal olunan bilirkişi raporlarında imzaların kendisine ait olmadığının tespit edildiğini, ancak taraflarca duruşmalara girilmemesi nedeniyle davaların açılmamış sayılmalarına karar verildiğini, bu nedenle işbu sahtelik davasının açılması zaruretinin doğduğunu, HMK’nın 208-214 maddeleri ile sahtelik iddiası halinde uygulanacak yasal prosedürlerin belirlendiğini, bu dava ile … 8.İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve … E. Sayılı dosyalarına bağlı senetlerdeki yazı ve imzaları inkar etmekte olduğunu, bu doğrultuda sahtelik iddiasında bulunduğunu, kendisinin iflasına karar verilmiş olduğundan adına kayıtlı hiçbir malvarlığı üzerinde tasarruf ehliyetinin bulunmadığını ve tüm malvarlığının iflas müdürlüğü tarafından yönetilmekte olduğunu, bu nedenlerle, yargılama giderini karşılamak açısından maddi gücünün bulunmadığı açık olduğundan HMK md.334 uyarınca adli yardımdan yararlanmasına karar verilmesini ve HMK md.335/c bendi uyarınca tüm giderlerin devlet tarafından avans olarak ödenmesini talep ettiğini, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları uyarınca İİK md.191 hükmünün müflisin medeni haklardan istifade ve medeni hakların kullanma ehliyetini kaybetmiş olduğu anlamına gelmediğini, menfi tespit talebinin masa varlığını azaltmaya, masa malvarlığına zarar vermeye yönelik olmadığını, aksine usule ve yasaya aykırı şekilde sıra cetveline yansıtılmış olan bir alacağın bulunmadığını ispat ederek aynı sıradaki diğer tüm alacaklıların lehine bir hukuki sonuç sağlamak amacını taşıdığını beyanla öncelikle adli yardımdan yararlanma ve tüm giderlerin devlet tarafından avans olarak ödenmesine, aksi düşünüldüğü taktirde gider avansının tarafından karşılanması suretiyle nispi harç açısından adli yardımdan yararlanmasına, … İflas Müdürlüğü’nün …sayılı iflas dosyasına yazı yazılarak, davaya konu senet hakkında HMK 208.maddesine göre sahtelik iddiasında bulunulduğu hususunun bildirilerek, HMK 209.maddesinin 1.fıkrasına göre, Mahkemece karar verilinceye kadar emredici kanun hükmü gereğince işlem yapılmaması zorunluluğunun bildirilmesine, haklı davasının kabulü ile, sahtelik iddiası doğrultusunda HMK’nın 208 vd.maddelerine uygun olarak yapılacak inceleme neticesinde HMK’nın ”Sahte Senedin İptali” başlıklı 212.maddesi gereğince davaya konu senetlerin altına sahte olduklarının yazılarak iptal edilmesine, haksız ve kötü niyetli davalı bankanın %20 tazminata mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı bankaya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Davacı hakkında iflasına karar verilmiş olmakla davacının tasarruf ehliyetinin sona erdiğini, bu suretle şahsen dava açma hakkının bulunmadığını, böyle bir davayı ancak iflas masası tarafından açılabileceğinden davacının şahsen böyle bir davayı açma hakkının bulunmadığını, müvekkilinin müflis …’den olan alacaklarını … İcra Müdürlüğü’nün…İflas dosyasına kaydettirildiğini ve masa tarafından reddedildiğinden kayıt kabul davası açıldığını, kayıt kabul davalarının … 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin …Esas sayılı dosya ile devam ettiğini, bu dava sonucunda müvekkilinin müflisten alacaklı olup olmadığının belirleneceğini, bu nedenle aynı konuda müflisin ayrıca şahsen dava açmasında hukuki yararının bulunmadığını, iflas eden davacı aleyhine dava konusu senetlere ilişkin olarak yeni bir takip yapılamayacağından davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını, dava konusu senetlerin her birisi 1.750.000,00-TL’lik olmasına rağmen müvekkilinin alacağı daha az olduğundan … 8.İcra Müdürlüğü’nün … ve … E. (yeni … 10.İcra …E. Ve … E. ) sayılı dosyalarıyla 504.491,00-TL ve 426.419,46-TL alacak üzerinden icra takibine konulduklarını, dava konusu senetlerin takibe konulmamış olan kısmı için de menfi tespit davası açılmasında hukuki yararının olmadığını, icra mahkemesindeki davalarını takip etmeyen davacının bu aşamada böyle bir dava açmasında hukuki yararı olmadığını, müvekkilinin alacağı, davacının hakim ortağı ve tek yetkilisi bulunduğu … A.Ş ve … firmalarına kullandırılan kredilerden kaynaklandığını, bu kredilerle ilgili gerek şirketleri temsilen ve gerekse şahsen imzalanan genel kredi sözleşmeleri, bonolar ve bankaya verilen tüm talimatlarındaki imzalar ve kefalet imzalarının tümünün davacı tarafından imzalandığını, müflis şirketin gerek müvekkili bankadaki, gerekse diğer bankalardaki tüm işlemleri aynı imzalar ile yapıldığını, davacının tüm bu işlemlerde kullandığı imzaların aynı imzalar olduğunu, kendisinin imzasında ufak bir değişiklik yaparak tüm banka işlemlerini imzaladığının anlaşıldığı, kendisinin bu değişikliği önceden planlayarak ve bankaları dolandırmak amacıyla yaptığı ve sonradan imzalarını inkar ederek takipleri sürüncemede bıraktığı, nihayetinde şirketlerinin ve şahsının malvarlığını kaçırarak iflaslarını sağladığı, bu şekilde tüm bankalardan büyük miktarda haksız kazanç sağladığının açıkça ortada olduğunu, kendisi hakkında dolandırıcılık suçundan dolayı şikayetlerinin mevcut olup … CBS’nin … soruşturma sayılı dosyası ile soruşturmanın devam ettiğini, davacının müflis olmasına rağmen …Ltd. Şti.’nin ortağı ve yöneticisi olarak ticari faaliyetine devam ettiğini, son olarak17/01/2013 tarihinde…’in 25.000TL hissesini satın aldığını, bütün mal varlığını muvazalı olarak 3. kişlere devrettiğini beyan ederek, davanın ve adli yardım talebinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR
… 8.İcra Müd.’nün … ve … Esas sayılı takip dosyaları, … 2.İcra Hukuk Mahkemesi nezdinde … E. Ve … E. Sayılı dosyaları, … İcra Müdürlüğü’nün …İflas dosyası, … 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin …Esas sayılı dosyası, … 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası celbedilmiş, davacıya ait imza örnekleri celbedilmiş, senet asılları dosyaya kazandırılmış, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve dosya ve senetler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
… 40.Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/04/2013 tarihli ara kararının (1) numaralı ara kararı ile; ”Davacı vekili dava dilekçesinde adli yardım talebinde bulunmuş olup, HMK. nın 36/2 maddesinde adli yardım talebinde bulunan kişinin iddianınn özeti ile birlikte iddiasını dayandırdığı delilleri ve yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösterir mali durumuna ilişkin belgeleri mahkemeye sunmak zorunda olduğu düzenlenmiş olup, davacı muhtardan alınan belgeyi ibraz etmiş olup, başka durum ile ilgili belge sunmadığından, adli yardım talebinin reddine” karar verilmiştir.
… 40.Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/12/2013 tarihli duruşmasının (1) numaralı ara kararı ile; ”davacının adli yardım talebinin reddine karar verilmiş olmakla davacı vekiline 24,30 TL başvuru harcı ile 59.771,25 TL nispi harcı yatırması için 2 haftılık kesin süre verilmesine 2 haftılık kesin süre içerisinde yatırmadığı taktirde, 492 sayılı yasanın 30,32,127 md. Gereğince dosyanın işlemden kaldırılacağına karar verileceği, işlemden kaldırılma tarihinden itibaren 3 ay içerisinde harç yatırılıp yenileme talebinde bulunulmazsa davanın açılmamış sayılacağına ihtaratına ( ihtaratta bulunuldu. )” karar verildiği ve davacı vekilinin kendisine verilen kesin süre içerisinde eksik harcı ikmal etmediğinden Mahkememizin 26/12/2013 tarihli duruşmasının (1) numaralı ara kararı ile; ”492 sayılı yasanın 30,32 ve 127. Maddeleri gereğince dosyanın İŞLEMDEN KALDIRILMASINA karar verildi” şeklinde karar verildiği ve Mahkemenin 28/03/2014 tarihli kararı ile ”Davanın açılmamış sayılmasına” karar verildiği, verilen kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosyanın Yargıtay’a gönderildiği, Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 10/06/2015 tarih, 2014/18996 Esas ve 2015/8543 Karar sayılı ilamı ile; ”…İflasa ilişkin hükümler kamu düzeninden olup, re’sen dikkate alınır. Dava konusu bonolar, 22.04.2008 ve 01.07.2008 tanzim tarihli olup, 29.12.2008 vadelidir. Davacı …’in … Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin … E.-… K. sayılı dosyasıyla 09.11.2010 tarihli kararla iflasına karar verilmiş ve hüküm 16.12.2010 tarihinde kesinleşmiştir. Bu durumda davacının iflas ettiği döneme ilişkin olarak düzenlenen bonoya yönelik olarak İİK 191. maddesi gereğince aktif dava ehliyeti bulunmamaktadır. Mahkemenin öncelikle açılan davayı …’ in iflas masasına ihbar edip, iflas masasının davayı takip edeceğini bildirmesi halinde davaya masanın davacı sıfatıyla katılımının sağlanması, iflas masasının davayı takip etmeyeceğini bildirmesi halinde ise davacının dava dilekçesindeki talepleri doğrultusunda inceleme ve yargılama yapılması gerekirken, İİK 184 ve 191. madde hükümleri gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA,..” karar verildiği ve dosyanın Mahkememize gönderilerek Mahkememizin 2015/887 Esas sırasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 11/01/2016 tarihli duruşmasının (1) numaralı ara kararı ile; ”Yargıtay 19.HD’nin usul ve yasaya uygun olan bozma ilamına uyulmasına” karar verilmiştir.
Mahkememizin 04/12/2017 tarihli duruşmasının (1) numaralı ara kararı ile; ”Geçen celse ara kararı doğrultusunda dosyanın bilirkişi …’ya tevdiine, rapor geldiğinde gün beklenmeksizin taraflara tebliğine” dair karar verildiği ve bu doğrultuda Bilirkişisi … tarafından tanzim edilen 10/01/2018 teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dava konusu olan senet üzerindeki … adına atılı imzanın, mevcut imza örnekleriyle göstermiş olduğu yukarıda izah edilen farklılıklar nedeniyle, …’in eli ürünü olmayıp, kendisinin imzaları taklit edilerek atılmış olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 28/06/2018 tarihli duruşmasının (1) numaralı ara kararı ile; ”Dosyanın bilirkişi …’ya tevdii ile 22/04/2008 tanzim, 29/12/2008 vade tarihli ve 1.750,00-TL bedelli senet altındaki … imzasının onun eli ürünü olup olmadığı hususunda rapor tanziminin istenilmesine” dair karar verildiği ve bu doğrultuda Bilirkişisi … tarafından tanzim edilen 16/10/2018 teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dava konusu olan senet üzerindeki … adına atılı imzanın, mevcut imza örnekleriyle göstermiş olduğu yukarıda izah edilen farklılıklar nedeniyle, …’in eli ürünü olmayıp, kendisinin- imzaları taklit edilerek atılmış olduğu sonucuna varılmıştır.
Mahkememizin duruşma ara kararları doğrultusunda dosyanın son olarak ATK Fizik İhtisas Dairesine gönderildiği ve alınan Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 14/06/2021 tarih ve … numaralı raporunda özetle; İnceleme konusu iki adet senette atılı basit tersimli borçlu imzaları ile …’in mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla kuvvetle muhtemel …’in eli ürünü olmadığı görüş ve kanaati bildirildiği tespit edilmiştir.
Bilirkişi raporları ve ATK raporu teknik anlamda yeterli ve denetime elverişli bulunduğundan Mahkememizce hükme esas alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacının davaya konu 22/04/2008 düzenleme, 29/12/2008 vade tarihli, 1.750.000-YTL bedelli ve 01/07/2008 düzenleme, 29/12/2008 vade tarihli, 1.750.000-YTL bedelli senetler nedeniyle davalıya borçlu olup olmadığı, davalının menfi tespit isteminin yerinde olup olmadığı, işbu senetler altındaki borçlu ve avalist imzalarının davacının eli ürünü olup olmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Dava konusu senetler, 22/04/2008 düzenleme, 29/12/2008 vade tarihli, 1.750.000-YTL bedelli ve 01/07/2008 düzenleme, 29/12/2008 vade tarihli, 1.750.000-YTL bedelli senetlerdir. Davacı …’in … Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin … E…. K. sayılı dosyasıyla 09.11.2010 tarihli kararla iflasına karar verilmiş ve hüküm 16.12.2010 tarihinde kesinleşmiştir.
Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi 14/06/2021 tarihli raporunda davaya konu iki adet senette atılı borçlu imzaları ile …’in mukayese imzaları arasında farklılıklar saptandığından söz konusu imzaların kuvvetle muhtemel …’in eli ürünü olmadığı tespitine yer verilmiştir.
Davacı tarafın açıklamaları ve açıklamalarını doğrular ATK raporu -imza sahteliğinin mutlak def’i olup herkese karşı ileri sürülebileceği hususu da nazara alınarak- ile Mahkememizce davanın kabulü ile, 22/04/2008 düzenleme, 29/12/2008 vade tarihli, 1.750.000-YTL bedelli ve 01/07/2008 düzenleme, 29/12/2008 vade tarihli, 1.750.000-YTL bedelli senetlerde … ismi altında yer alan borçlu ve avalist imzalarının …’e ait olmadığının senetlerin davacı yönünden sahte olduklarının tespiti ile, davacı yönünden senetlerin iptaline, davalı tarafın kötü niyeti somut deliller ile ispatlanamadığından kötü niyet tazminatının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davanın KABULÜ İLE,
22/04/2008 düzenleme, 29/12/2008 vade tarihli, 1.750.000-YTL bedelli ve 01/07/2008 düzenleme, 29/12/2008 vade tarihli, 1.750.000-YTL bedelli senetlerde … ismi altında yer alan borçlu ve avalist imzalarının …’e ait olmadığının SENETLERİN davacı yönünden sahte olduklarının TESPİTİ İLE, davacı yönünden SENETLERİN iptaline,
2-Kötü niyet tazminatı talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 239,08-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.500,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 700,00-TL bilirkişi ücreti, 1.060,00-TL ATK fatura ücreti ve 514,80-TL posta masrafları olmak üzere toplam 2.274,80-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri ve yatırılan delil avansı bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin huzurunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.12/05/2022
Katip …
¸

Hakim …
¸