Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/816 E. 2019/982 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR NO : 2019/982

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 20/08/2015
KARAR TARİHİ : 17/12/2019

İSTANBUL 1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2016/36 ESAS SAYILI DOSYASI

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 13/01/2016
KARAR TARİHİ : 17/12/2019

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9.maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız ve tarafsız İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin kararıdır.
Davacı vekili dava açan dilekçesinde özetle;
Davacı ile; müşterileri dava dışı … Şirketi, … Şirketi, … Gazetesi ve …Şirketi, … Şirketi, …Şirketi arasında imzalanmış olan faktoring sözleşmeleri gereği müşterilerin davalılardan olan alacakların davacı tarafından temlik alındığını, ayrıca davalı … Şirketi ile imzalanmış olan faktoring sözleşmesinin mevcut olduğunu, bu ticari ilişki çerçevesinde davalının davacıya 250.000,00 TL borcunun olduğunu, borcun ödenmemesi üzerine, 07/07/2015 tarih … yevmiye nolu borcun ödenmesi hususunda ihtarname keşide edildiğini, ihtarname ile verilen süre içinde borcun ödenmemesi üzerine davalılar hakkında İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını, davalıların haksız ve yerinde olmayan icra takibine itirazları neticesinde takibin durduğunu beyanla, davalıların icra takibine itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalıların % 20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava açan dilekçesinde özetle;
Davacı ile; müşterileri dava dışı … Şirketi, … Şirketi, … Gazetesi ve … Şirketi, … Şirketi,… Şirketi arasında imzalanmış olan faktoring sözleşmeleri gereği müşterilerin davalılardan olan alacakların davacı tarafından temlik alındığını, ayrıca… Şirketi ile imzalanmış olan Faktoring Sözleşmesinin mevcut olduğunu, bu ticari ilişki çerçevesinde davalıların davacıya 1.334.943,63 TL borcunun olduğunu, borcun ödenmemesi üzerine…Noterliği’nden 07.07.2015 tarihli ve …yevmiye nolu ihtarname keşide edilerek borcun 7 gün içinde ödenmesinin ihtar edildiğini, verilen süre içinde de davalıların ödeme yapmaması sonucunda alacağın öncelikle ipotekle teminat altına alınmış kısmının tahsili amacıyla İstabul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçildiğini, bu takibe itiraz edilmesi üzerine davalılar aleyhine itirazın iptali davası açıldığını ve davanın İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin… esas sayılı dosyası üzerinden devam ettiğini, alacağın teminat dışında kalan kısmı içinde borçlular ile kefaleti olan kişiler aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, davalılar tarafından takibe konu borca itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, davalıların itirazlarının haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu beyanla, davalıların icra takibine itirazlarının, kefalet limitide gözetilerek iptali ile takibe devam edilmesine, davalıların %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmelerine, yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili asıl ve birleşen davaya ilişkin cevap dilekçelerinde özetle;
Taraflar arasında bir çok faktoring sözleşmesi imzalanmış olup yıllar boyu bu ilişkinin sorunsuz olarak devam ettiğini, davalı şirketin dava dışı… Gazetesi ve diğer grup şirketlerin yazılı basın mecralarında reklam girdiğini, bedelinin …şirketine ödediğini, davacının alacakları temlik almasından sonra ara tahsilatlar yaptığını, yine aynı alacak nedeniyle mükerrer icra takibine giriştiğini, davacının keşide ettiği ihtarnamelere cevabi ihtarnameler ile itiraz edildiğini, davalı … ile davacı arasında ticari ilişki bulunmadığını, davalı …’ın verdiği ipoteğin teminat niteliğinde olduğunu, bu nedenle takibin yerinde olmadığını, yine alacak iddiasıyla açılan takibinde gerçek bir alacağa dayanmadığını ve mükerrer olduğunu beyanla, asıl ve birleşen davanın reddine, davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini, talep ve beyan etmiştir.

DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Eldeki asıl dava; İcra İflas Yasasının 67.maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması, birleşen dava ise İcra İflas Yasasının 67.maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması, istemine ilişkindir.
Asıl dava yönünden İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası kapsamından; davacı tarafın davalı hakkında toplam 250.000,00-TL alacağın eklentileri ile birlikte ödetilmesi istemiyle ve ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibinde bulunduğu ve fakat davalı tarafından yasal süresi içinde vaki itirazı sonucu, icra takibinin İcra İflas Yasasının 62. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine nazaran da, bu itirazın iptali davasının İcra İflas Yasasının 67.maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Birleşen dava yönünden İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası kapsamından; davacı tarafın davalı hakkında toplam 1.084.943,63-TL alacağın eklentileri ile birlikte ödetilmesi istemiyle ve ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunduğu ve fakat davalı tarafından yasal süresi içinde vaki itirazı sonucu, icra takibinin İcra İflas Yasasının 62. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine nazaran da, birleşen itirazın iptali davasının İcra İflas Yasasının 67.maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, asıl ve bilrleşen dosyalarda delil olarak gösterilen icra dosyaları celp edilmiş, taraf şirketlerin ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
31/10/2017 tarihli bilirkişi raporunda;
Davaya konu faktoring alacaklarına ilişkin 185 adet fatura ile toplam 1.334.943,63 TL borç olduğunun davacı tarafından iddia olunmasına rağmen davacı tarafından ancak 58 adet fatura ile toplam 393.714,62 TL meblağlı faturların sunulduğu, geri kalan 941.229,01 TL tutarındaki faturaların sunulmadığı, faturalara dayalı faktoring işlemi toplamı dışında 941.229,01 TL tutarındaki işlemin faturaya dayalı olduğunun davacı tarafından kanıtlanamadığı, davacının İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında 15/08/2015 takip tarihi itibariyle talep edebileceği alacağın ipotek limiti ile sınırlı olarak şekilde 250.000,00 TL olduğu, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında 15/08/2015 takip tarihi itibariyle talep edebileceği alacağın 143.714,62 TL olduğu belirtilmiştir.
10/10/2018 tarihli ek raporda;
Taraflar arasında imzalanan 13/05/2016 tarihli protokol uyarınca davalılarca yapılan 605.000,00 TL ödeme sonrasında davacı şirkete bakiye olarak 729.943,00 TL borçlu bulundukları belirtilmiştir.
Asıl ve birleşen davaya ilişkin yapılan yargılamada taraflarca sulh protokolü olarak tanımlanan 13/05/2016 tarihli protokol davacı tarafça sunularak, protokol gereğince karar verilmesi isteminde bulunulmuş, davalı taraf ise protokolün yanlar arasında düzenlendiğini ve tarafları bağlayıcı olduğunu beyan ederek (-davalılar vekilinin 27/11/2017 havale tarihli dilekçesi-) sulh protokolünün delil bildirme süresinden sonra ibrazı nedeniyle yargılamada gözetilemeyeceği ve hükme esas alınamayacağı, yine protokolün davalılardan …’ın kefaletini kaldırmak üzere düzenlendiği, protokolün düzenlenmesi tarihinden sonra davalıların ödemelerde bulunduğu, protokolün 5.2 maddesine göre bakiye alacağın şarta bağlandığı, itirazında bulunmuştur.
13/05/2016 tarihli protokolde yapılan incelemede, protokolün asıl ve birleşen davanın tarafları arasında, asıl ve birleşen davanın da konusunu oluşturan İstanbul …İcra Dairesinin … sayılı takip dosyası ile…İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasında ki borçların ödenmesi koşullarına ilişkin düzenlendiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafça sunulan protokol gereğince karar verilmesi talep edildiğine ve davalı tarafça az yukarıda açıklanan itirazlar ileri sürülmekle birlikte protokolün yanlar arasında düzenlendiği ve bağlayıcı olduğu kabul edildiğine göre, 13/05/2016 tarihli sulh protokolünün irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir.
13/05/2016 tarihli sulh protokolünün,
3.maddesiyle protokolün eldeki yargılamaya konu icra dosyalarında ki alacakların tahsili için düzenlendiği belirtildikten sonra,
4. maddesiyle davacının davalılardan alacağının 1.334.943 TL olduğu,
5.1 maddesiyle 600.000 TL ödenmesi halinde davalı …’a ait taşınmaz üzerindeki ipoteğin fek edileceği, borcun 734.943 TL olarak sabitlenip devam eden icra takibi ve davalar nedeniyle yargılama gideri, ücreti vekalet ve diğer alacakların talep edilmeyeceği,
5.2 maddesiyle borcun bakiye kısmının Ankara/Gölbaşı …Asliye Hukuk Mahkemesinin … sayılı dosyasından … lehine hüküm verilmesi halinde oradan gelecek hak ve alacak ile kapatılmak üzere görüşmeye geleceği, hususları düzenlenmiştir.
Sulh, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Yasasının 313.maddesi uyarınca, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşme olup, aynı yasanın 315.madde hükmü uyarınca, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm sonuçlarını doğurur. Aynı Kanun’un 314. maddesi uyarınca sulh, karar kesinleşinceye kadar her aşamada mümkündür. Dolayısıyla Hukuk Muhakemeleri Yasasının sulhe ilişkin hükümlerinde ve yasa kapsamında sulh protokolünün delillerin hasredilmesi süresi içerisinde bildirilmesi yönünde bir düzenleme olmadığı gibi az yukarıda bahse konu hükümler dairesinde yargılamanın her aşamasında sunulup ileri sürülebilmesi mümkündür.Kaldı ki sulh anlaşmasının delillerin hasredilmesi gereken süre içerisinde bildirilmesi, sulh müessesesinin özelliğine de aykırıdır.Dolayısıyla davalı tarafın protokolün mahkemeye sunulmasına ilişkin süre yönünden yaptığı itiraz yerinde değildir.Kaldı ki asıl davanın 20/08/2015, birleşen davanın 13/01/2016 tarihinde açıldığı, sulh protokolünün 13/05/2016 tarihinde asıl ve birleşen davanın yargılması devam ederken düzenlendiği göz önüne alındığında bu hususta duraksamamak gerekir. Yine hemen belirtilmelidir ki protokolün sunulması tarihine göre davacı tarafın Medeni Yasanın 2.maddesi kapsamında iyi niyet kurallarına ve Hukuk muhakemeleri Yasasının 29.maddesi kapsamında dürüst davranma kuralına aykırı davranmadığı vicdani kanaatine varılmıştır.
13/05/2016 tarihli sulh protokolünün geçerli ve bağlayıcı olduğu tespit edildiğine göre,
a)Protokolün, imzası bulunmadığı anlaşılan davalı … yönünden bağlayıcı olup olmayacağı, adı geçenin kefaletinin sone erip ermediği,
b)Protokolün şarta bağlı olup olmadığı,
c)Yanlar arasında ki uyuşmazlığın halli için protokolün dayanak tutulup tutulamayacağı hususlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Öncelikle belirtilmelidir ki (-her ne kadar davalı tarafın açık itirazı olmasa da-) davalı …’ın protokolde imzasının bulunmadığı, protokolün adı geçen yönünden geçerli olduğu kabul edilse dahi protokolün 5.1 maddesi gereğince 605.000 TL ödeme yapıldığı, bu miktarın adı geçen davalının kefalet limitinin üstünde olduğu, ödeme miktarının kefalet limitinin üstünde olması ve protokolde …’ın imzasının bulunmaması sebepleriyle davalı …’ın yargılamaya ve protokole konu alacaklar nedeniyle sorumluluğunun son bulduğu, bu suretle de aleyhinde ki davanın reddinin gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Dosyada mevcut kayıt ve belgeler ile bilirkişi raporundan anlaşılacağı üzere davalıların protokolün 5.1 maddesi gereğince 605.000 TL ödemede bulundukları, bu sebeple de davalı … adına kayıtlı taşınmazda ki ipoteğin fek edildiği sabittir.Taraflar bu hususta mutabık olup bu sebeple asıl davanın konusuz kaldığını (-asıl davanın konusu protokolde geçen davalı … adına kayıtlı taşınmaz üzerinde ki ipotek nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali-) beyan etmişlerdir.Protokolün 5.1 maddesi gereçkleştiğine göre, protokol gereğince ve protokolün 5.1 maddesine göre borcun 734.943 TL olarak sabitlendiği de sabittir.Zira taraflar protokolde davalıların porotokolün 5.1 maddesinde ki yükümlülüklerini ifa etmeleri halinde icra takip borçlarının 734.943 TL olarak sabitleneceğini protokolde kararlaştırmışlardır. Özetle ve öz olarak protokolün 5.1 maddesin de ki yükümlülüklerin davalılar tarafından ifa edilmesi suretiyle artık eldeki davalara konu alacağın 734.943 TL olduğu sabit olmuştur.
Her ne kadar protokolün 5.2 maddesiyle borcun bakiye kısmının (-yani 734.943 TL lik kısmının-) Ankara/Gölbaşı …Asliye Hukuk Mahkemesinin… sayılı dosyasından … lehine hüküm verilmesi halinde oradan gelecek hak ve alacak ile kapatılmak üzere görüşmeye geleceği hususları düzenlenmiş ise de, temin olunarak incelenen bahse konu davanın konusunun veraset belgesinin iptali ile yeni veraset belgesi düzenlenmesi istemine ilişkin olması nedeniyle doğrudan para alacağına ilişkin olmaması nedeniyle protokolün bu hükmünün uygulanamayacağı, kaldı ki tarafların bu hususta, yani protokolün bu hükmüne yönelik, hükmün gerçekleştiği yada gerçekleştirilmek istendiği yada gerçekleşeceği hususunda beyan yada taleplerinin de bulunmadığı anlaşılmıştır.
Neticede yanlar arasında ki sulh protokolüne göre, davalıların protokolle kararlaştırılan bir kısım borçlarını eda etmeleri nedeniyle asıl davanın protokol gereği konusuz kaldığı, birleştirilen dava yönünden de davalıların davacıya protokolde kararlaştırıldığı gibi 734.943 TL borçlu oldukları, her ne kadar davalı tarafça protokolün düzenlenmesinden sonra bir kısım tahsilatlar yapıldığı iddiasında bulunulmuş ise de bu hususun Hukuk Muhakemeleri Yasasının 200.maddesi kapsamında kanıtlanamadığı, protokole göre tarafların yargılama gideri, ücreti vekalet ve tazminat istemlerinden de vaz geçtikleri anlaşılmakla aşağıda ki karar verilmiştir.

H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Asıl dava yönünden;
1-)Davacı tarafın dayanağı ve yanlar arasında düzenlendiği davalı tarafça kabul edilen 13/05/2016 tarihli protokolün 5.maddesinin 5.1 hüküm gereğince davalılar tarafından ödemelerin yapıldığı ve ipoteğin fek edildiği anlaşılmakla konusu kalmayan dava hakkında her hangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
2-)Davacı tarafın dayanağı ve yanlar arasında düzenlendiği davalı tarafça kabul edilen 13/05/2016 tarihli protokol gereğince icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davacı taraf yararına vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin tahsiline yer olmadığına, yargılama giderlerinin yapan üzerinde bırakılmasına,
3-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 44,40-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan harçtan mahsubu ile hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde artan harcın davacıya iadesine (-yanlar arasında ki 13/05/2016 tarihli protokol gereğince-)
4-)Hukuk Muhakemeleri Yasasının 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-)Davalı tarafça yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Birleşen dava yönünden;
1-)Davacının, davalı … aleyhine açtığı davanın reddine,
2-)Davacının diğer davalılar aleyhine açtığı davanın kısman kabulüne, davacının dayanağı ve yanlar arasında düzenlendiği davalı tarafça kabul edilen 13/05/2016 tarihli protokol gereğince, davalıların İstanbul …İcra Dairesinin …esas sayılı takip dosyasında ki itirazlarının 729.943 TL yönünden iptaline ve takibe bu şekilde devam edilmesine, fazla istemin reddine,
3-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince ve Harçlar Kanununun 22.maddesi gözetilmek suretiyle (-taraflar arasında ki protokol sulh protokolü mahiyetinde olduğundan karar ve ilam harcının 2/3 ünün tahsilinin gerekeceği-) hesap olunan 33.241,6 TL karar ve ilam harcından peşin 13.103,41 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 20.138,19 TL karar ve ilam harcının (-yanlar arasında ki 13/05/2016 tarihli protokol gereğince-) davacıdan tahsiline, hazineye gelir kaydına,
4-)Hukuk Muhakemeleri Yasasının 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-)Davalı tarafça yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-)Davalılar tarafından dosya üzerinde yapılan yargılama gideri bulunmadığından ve yatırılan gider avansı olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-)Hukuk Muhakemeleri Yasasının 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
8-)Davalı … yararına vekalet ücreti tayin ve taktirine yer olmadığına (-yanlar arasında ki 13/05/2016 tarihli protokol gereğince ve protokole bağlı olarak yapılan ödeme neticesinde borcun son bulması nedeniyle-)
Davacı vekilinin huzurunda, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıklandı.

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

ASIL DAVADA HARÇ BEYANI /
3.019,38TL PEŞİN HARÇ
44,40 TL KARAR HARCI
2.974,98 TL. TALEP HALİNDE İADE HARÇ

BİRLEŞEN DAVADA HARÇ BEYANI /
13.103,41 TL PEŞİN HARÇ
49.862,40 TL KARAR HARCI /
Noksan harç…36.758,99 TL