Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/710 E. 2018/740 K. 05.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/710 Esas
KARAR NO : 2018/740
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 10/07/2015
KARAR : RED
KARAR TARİHİ : 05/07/2018
Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; taraflar arasında 30/10/2012 tarihinde imzalanmış bayilik sözleşmesi bulunduğunu, sözleşmeye göre PVC pencere, kapı ve panjur sistemlerini üreten davalının üretilen malları davacıya sattığını, gönderilen emitaların EURO bazında fatura edildiğini, davacının da bu bedelleri zamanında eksiksiz TL bazında çeklerle ödendiğini, davacı tarafından davalıya kesin teminat mektubu verildiğini, davalının 31/12/2013 tarih …nolu KDV dahil 14.888,53 EURO bedelli kur farkı faturası kestiğini, kesilen açık faturaya davacının 13/01/2014 tarihinde itiraz ettiğini, davalının 05/08/2014 tarihli ihtarnamesiyle davacının 23.248,36 EURO bedelli kur farkından doğan bedeli ödemediği gerekçesiyle teminat mektubunu paraya çevireceğini davalının davacıya ihtar ettiğini, davacının kesilen faturaya ve teminat mektubunun bozdurulmasının yasaya aykırı olacağını davalıya bildirdiğini, davalının kendilerine 19/09/2014 tarihli ihtarname ile borcun 29/09/2014 tarihinde ödenmesini aksi takdirde teminat mektubunun paraya çevrileceğini davacıya ihtar ettiğini beyan ederek davacı şirketin öncelikle … Bankasının … Şubesinin 250.000,00 TL bedelli … nolu teminat mektubunun paraya çevrilmemesi konusunda ihtiyati tedbir kararı alınmasına ayrıca davacının davalıya 66.893,37 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; taraflar arasında akdedilen sözleşmenin ihtilafların halli başlıklı maddesinde yetki şartı uyarınca uyuşmazlıkların halli bakımından İstanbul mahkemelerinin yetkili olacağının kararlaştırıldığını, sayın mahkemenin iş bu uyuşmazlık bakımından yetkili mahkeme sıfatına haiz olmadığını bu nedenle davanın öncelikle İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle sayın mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddini talep ettiğini beyan ederek sayın mahkeme tarafından esas uyuşmazlığın halli bakımından yetkili olmamakla ihtiyati tedbirin 26/09/2014 tarihinde kaldırılmasına ve davacı tarafın %20 tazminata mahkum edilmesine, davalı şirketin davacı taraftan alacaklı olduğu hususun sabit olmakla iş bu haksız ve hukuki mesnetten yoksun ve kötü niyetli menfi tespit davasının külliyen reddine karar verilmesini, davaya ait ferilerin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
*Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin… Talimat sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu,
*Bilirkişiler;… ve … tarafından hazırlanan 02/11/2016 tarihli bilirkişi raporu,
*Tarafların ticari kayıt ve defterleri ,
Davacı, davalı ile aralarındaki bayilik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın bulunmadığının tespitini, davacı tarafından davalıya verilen kesin teminat mektubunun fatura bedelinin ödenmemesi ve yabancı para kur farkından dolayı davalı tarafından paraya çevrilmesinin tedbiren durdurulmasını ve kesin teminat mektubunun iadesini talep etmiştir.
Davalı taraf genel mahiyette iddia olunan vakıaları inkar etmiş ve davanın reddini savunmuştur.
Dava; taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinden kaynaklanan edimlerin yerine getirilip getirilmediği, kur farkı nedeni ile davacının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, davacının borçlu olup olmadığı, borçlu değilse ne kadar miktar borçlu olmadığı, borçlu ise ne kadar borçlu olduğu, teminat mektubunun paraya çevrilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı sonuç olarak; menfi tespite, teminat mektubunun iadesine ilişkindir.
Buna ilişkin tarafların iddia- savunma ve toplanan delilleri, bilirkişi raporu ile tarafların ticari kayıtları incelenmiştir. Hukuken denetlenebilen hüküm kurmaya elverişli belirli ve eksiksiz iddia ve talepleri karşılayan ve hükme esas alınan bilirkişi raporu alınmış ve deliller hakimce taktir hakkı kapsamında değerlendirilmiştir. TMK 6 ve 7 ile HMK 187- 293. maddeleri gereğince ispat hususuna ve ispat kurallarına dikkat edilmiştir. Tarafların ticari defter ve kayıtlarının usule uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil olduğu hususuna dikkat edilmiştir. İncelenen kayıtlardan; dava konusu kayıtlara ilişkin kur farkı fatura kaydının davacı kayıtlarında bulunmadığı ancak davacının son cari hesap borcunun bulunduğu, öncesinde ise davacı tarafın davalı tarafa ödeme edimini yerine getirdiği tespit olunmuştur. Taraflar arasındaki 30.10.2012 tarihli bayilik sözleşmesinde kur farkına ilişkin her hangi yazılı bir düzenleme bulunmamaktadır, ancak ödeme koşulları ve ihtilaf hali ile sözleşme süresi ve sona ermesi düzenlenmiştir. Davalı kayıtlarına dikkat edildiğinde kur farkı ayarlamalarından kaynaklanan 2012 yılından itibaren hesap yılı sonunda kur farkı fatura kayıtlarının yapıldığı ve davacının itiraz etmeksizin 2012 yılına ait sekiz adet kur farkı fatura ödemesinde bulunduğu, 2013 yılın ait 4 adet kur farkı fatura ödemesinin ise iş bu dava konusu çekişmeye mahal verdiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında ticari ilişki süresince yıl sonu hesaplanan kur farkının cari hesaba borç kaydedildiği, davacının ödemeleri TL bazında çek ile yaptığını beyan ettiği hali hazırda davalıya kesin teminat mektubu vererek cari hesap borcuna mahsuba peşin rıza gösterdiği ve karşılıklı rıza ile yazılı olmayan ve bu şekilde olan ödemeye ilişkin anlaşmanın bulunduğu, yazılı sözleşmede de ürün siparişinde ödeme şeklinin peşin ödeme olarak kararlaştırıldığı bu nedenle davacının dava konusu talebinde haksız olduğuna kanaat getirilmiştir. Saptanan ve hukuksal durum karşısında aşağıdaki şekilde kanunen, taktiren ve vicdanen karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca karar ve ilam harcı olan 35,90 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.142,40 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ ye gelir kaydına, bakiye 1.106,50 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa talebi ile iadesine,
3-İşbu dava nedeni ile davacı tarafından yapılan yargılama giderinin uhdesinde bırakılmasına,
4- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 7.708,27 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5- 6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.
Katip …
Hakim …
¸e-imzalıdır