Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/548 E. 2021/126 K. 15.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/548 Esas
KARAR NO:2021/126

DAVA: Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ: 28/05/2015
KARAR TARİHİ:15/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı … dava dilekçesinde özetle; 2010 tarihinde % 85 dayı …, % 10 abi … ve % 5 … …. Ltd. Şti.’ni kurduklarını, 2013 yılı Mayıs ayına kadar … bölgesinde 70 lüx daire, ruhsatları alınmış yeni projeler ve birçok yeni sözleşmeler yaptıklarını, 2013 yılı başlarına kadar herhangi bir yıl sonu hesabı yapılmadığını ve çalışmalara devam ettiklerini, Ocak ayı sonlarına doğru yıl sonu hesaplarının yapılması üzere talepte bulunmaya başladığını fakat dayı … tarafından sürekli çıkartılan sorunlarla karşılaştığını, şirket mali hareketlerini takip ettiğini ve yapılan daire satışlarının resmiyette gerçek rakamların yarısının da altında gösterildiğini gördüğünü, açıktan elde edilen kazancın dayı … ve ailesi üzerine olan … inşaat otomotiv nakliyat …. Şti ‘nin ( … VD … ) ticari faaliyetlerine kaynak olarak kullanıldığını tespit ettiğini, aralarında çıkan tartışmaları takip eden süreçte, abi …’ı dolandırmak sureti ile sahip olduğu hisselerini üzerine aldığını ve tarafına da aynı baskıyı kurmaya çalıştığını fakat başarısız olduğunu, aralarındaki tartışmalar sonrasında …Asliye Ceza Mahkemesine başvurduğunu … – C. Savcılığı Esas No: … … ertelenmiş suçları da göz önünde bulundurularak cezalandırıldığını, bugüne kadar geçen sürede hazırlamaya çalıştığı tüm anlaşma zeminlerine hile, zorbalık ve saldırganlıkla cevap verildiğini, şirket üzerinde detaylı tüm incelemelerin yapılması için Kayyum atanmasını, dairelerin gerçek rakamlarının tespit edilmesini, … İnş.’a aktarılan paranın tespit edilmesini, hisse değerimin hesaplanmasını ve ortaklıktan ayrılması için gerekli işlemlerin yapılmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili davaya cevap dilekçesi özetle; Davalı şirketi temsile yetkili müvekkili … olduğunu, her ne kadar resmi kayıtlarda davalı şirketin kayden kurucuları davacı ile birlikte kardeşi … ve müvekkil … olarak görülmekteyse de, şirketin gerçek kurucusu ve sermayesinin tamamını ödeyen müvekkil …’nın olduğunu, davacı …, davalı şirketin bir çalışanı iken bu görevinden ayrıldığını, müvekkilinin henüz LTD.ŞTİ. tek kişi ile kurmaya ilişkin yasal düzenlemenin olmadığı süreçte ablasının çocuğu olan davacıyı gerçek değil, kayden ortak yapmıştığını, öz ablasının çocuğu olan davacıya iş vermiş ve çalışmaktan hoşlanmayan davacıya bağlansın diye şirket kuruluşunda kayden pay vermişdiğini, davacı bu pay için pay bedelini ödemediğini, sadece görünürde pay sahibi gösteriltiğini, müvekilinin davacıya güvendiğini, ancak; davacının bu güveni kötüye kullandığını, davacının gerçek bir pay sahibi olmadığı halde, pay sahibi olduğunu ileri sürdüğünü, davacının anlatımlarının tamamen yanıltmaya yönelik olduğunu, davacı ile müvekkil arasındaki sorunların pay ile ilgili olmadığını, davacının çalışmayı sevmemesinden ve işini yapmaması sonucu davacının bahanelerle işten ayrılıp gittiğini, davacı anlatımında, sanki gerçek pay sahibiymiş gibi; yıl sonu hesaplarının yapılması için talepte bulunduğunu, bu isteğinin yerine getirilmediğini ve sorunlar çıkarıldığını ileri sürdüğünü, bunların hiç biri doğru olmadığını, dava dilekçesinde öne sürülen iddeaların aksine, mevcut şirketten başka bir şirkete aktarım yapmadığını, aksine tüm şahsi malvarlığını şirket batmasın diye kullandığını, davalı şirketi bu anda döndürmekte olan şahsi malvarlığı ve aldığı borçlar olduğunu, davalının çalışmakta olduğu iş yerinde kendisine verilen görevleri savsakladığından ve kötüye kullanmaya başladığından müvekkile olan güven kaybolduğunu bunun sonucunda yetkisine azledilmek suretiyle son verildiğini, davacı işten ayrıldıktan sonra davalı şirketi güç durumda bırakacak ve yok edecek davranışlar içine girdiğini, davacının ihbar ve şikayetleri üzerine davalı şirket ve müvekkil mağduriyetler yaşamış ve ağır ekonomik kayıplara uğradığını, TTK 638 / 2 ortaklıktan çıkabilmek için haklı bir nedenin olması gerektiğini, davacının kusursuzluğunu ispat etmesi gerektiğini, davacının gerçek pay sahibi olmaması ve sadece kayden güvene dayalı yardım amaçlı ve hak doğurmayacak bir paya da sahip olmaması nedeniyle gösterilecek delillerin toplanmasından sonra müvekkiline yönelik açılmış bulunan haksız ve mesnetsiz davanın reddini, mahkeme masrafları ile avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE/
Dava; 6102 Sayılı TTK.nun 640/3. Maddesi hükmüne dayalı olup, davalı şirketin ortağı olan davacının ortaklıktan ayrılması istemine ilişkindir.
Davacı vekili tarafından Uyap üzerinden gönderilen 11/02/2021 havale tarihli dilekçe ile, davadan feragat edildiği bildirilmiştir.
Davalı vekilinin 12/02/2021 havale tarihli muhabere kanalı ile göndermiş olduğu dilekçesinde, davalı olarak, dosya davacısı olan …’ dan feragat nedeniyle lehlerine olacak vekalet ücretinden feragat ettiklerini beyan etmiştir.
Davadan feragat H.M.K. nun 307. maddesi hükümü gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir. H.M.K. nun 309. Maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatının mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Feragat bildirimi de H.M.K. nun 309. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tesbit olunmuştur. Bu yasal nedenlerle davanın feragat sebebiyle reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Feragat nedeniyle davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi gereğince hesap olunan 59.30-TL karar harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan 1.892,7-TL harçtan mahsubu ile hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde artan 1.833,40-TL harcın davacıya iadesine,
Talep edilmediğinden yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Tarafların yaptığı yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
HMK nun 333. Maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan avansın hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıklandı. 15/02/2021

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır