Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/481 E. 2022/17 K. 11.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/481 Esas
KARAR NO : 2022/17

DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/05/2015
KARAR TARİHİ : 11/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkiline ait … adresindeki üm İşyeri Sigorta Poliçesi ile sigortalı işyerinde 26/04/2015 tarihinde 00:38 de başlayıp saat 03:50 ye kadar devam eden hırsızlık meydana geldiğini, davalı firmaya ait alarm sistemi hırsızlarca yaklaşık 4 saat devam eden bu hırsızlık olayında davalı firmanın müvekkilini aramadıkları gibi sirenlerin de devreye girerek çalmadığını, hırsızların olay öncesinde mağazanın bulunduğu binanın telefon ve internet kablolarını keserek devre dışı bıraktığını, mağazanın kepenk kilitlerini ve kapı kilitlerini kırarak mağazaya girdiğini ve yaklaşık 4 saat boyunca 4 defa araçlarıyla gidip gelerek mağazayı tamamen boşalttıkları, davalı güvenlik şirketi bağlantı kopmasına ve mağazadan sinyal alarnıyor olmasına rağmen hiçbir şekilde müvekkiline sms yoluyla veya arayarak haber vermediğini, mağaza çalışanının sabah işe gelmesi üzerine olayın öğrenildiğini, müvekkilinin yıllarca biriktirdiği yıllarca çalışıp elde ettiklerinin ellerinden kayıp gitmesinden dolayı bir travma yaşadığını, müvekkilinin hala her gece evinden çıkıp işyerini kolaçan ettiğini, davalı güvenlik şirketine zerre kadar güvenlerinin kalmadığını belirterek davanın kabulüne, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak koşuluyla şimdilik; 10.000,00 TL. Maddi tazminatın olay tarihinden itibaren faiziyle, 500.000,00 TL. manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizliyle davalı firmadan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde Tüm İşyeri Sigorta Poliçesi ile sigortalı … ‘nun kullanımında bulunan işyerinde 26.04.2015 tarihinde 00:38 sularında işyeri önüne gelen meçhul şahısların işyeri önünde bulunan demir kepenk asma kilitlerini koparıp kepengi yerinden çıkartıp , giriş kapısını da kilit bölümünden zorlayarak açıp içeri girerek girişteki standlar ve bodrum kattaki depoda bulunan malları çalmaları suretiyle maddi hasar meydana geldiğini, toplam 190.611,37.TL ‘lik hasar bedelinin müvekkili şirketçe sigortalısına ödendiğini, sigortalı işyerinin davalı şirket tarafından elektronik güvenlik sistemi ile korunmakta olduğunu ancak hırsızlık olayının meydana geldiği esnada güvenlik sisteminin çalışmadığını , sistemin aktif olup olmadığına ilişkin gerekli ikazda bulunulmadığını ve davalı güvenlik şirketi tarafından ilgili merciilere ve sigortalıya gerekli bildirimin de yapılmadığını , hasarın meydana gelmesinde davalı şirketin kusur ve ihtimali bulunduğunu, talep edilmesine rağmen davalı yanca hasara ilişkin olarak herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile rücuen tazminat alacakları olan 190.611,37.TL ‘nin 22.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; müvekkilinin davacı ile arasındaki sözleşmede yer alan tüm edimlerini eksiksiz ifa ettiğini, davacının sinyal bilgileri sözleşmeye uygun olarak aralıksız takip edildiğini, …’e müdahale edilmesi gereken bir sinyal ulaşması halinde, diğer abonelerinde olduğu gibi … tarafından sms yolu ile bildirim yapmakta, sorun çözülmez ise derhal Abone ile iletişime geçmekte veya Teknik Ekibi ilgili mekana yönlendirildiğini, dava konusu olay nedeniyle müvekkili şirketçe müdahale gerektiren bir sinyal ulaşmamasının sebebinin hırsızlar tarafından telefon ve internet kablosunun kesilerek sistemin etkisiz hale getirilmiş olduğunu, bu nedenle müvekkilinin hizmet kusuru bulunmadığını, müvekkilinin sigorta şirketi vasfını haiz olmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin sigorta sözleşmesi olarak değerlendirilemeyeceği sözleşme hükümlerinden de açıklıkla anlaşılmadığını, müvekkilinin sözleşmeden doğan tüm yükümlülüklerini fazlasıyla yerine getirdiğini, davalının kusuru olmaksızın meydana gelen hırsızlık olayı nedeni ile, davacının afaki bir şekilde talep ettiği maddi ve manevi tazminatarın müvekkili tarafından karşılanmasının mümkün olmadığını belirterek haksız, hukuki mesnetten yoksun davanın esastan reddine, davanın sisorta şirketine ihbar edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Asıl ve birleşen dava; maddi, manevi tazimatın ödetilmesi istemine ilişkindir.
Asıl davada; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, taraflar arasında bağıtlanan 04/08/2014 tarihli güvenlik sözleşmesi kapsamında bulunan davacıya ait işyerinde 25/04/2015 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayında davalının ayıplı hizmet ifasının bulunup bulunmadığı, 3.kişinin müdahalesinin olup olmadığı, varsa bu müdahalenin davalının sorumluluğunu ortadan kaldırıp kaldırmadığı, dava dışı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemeden sonra davacının davalıdan tahsili gereken zararının varlığı, miktarı, sözleşmenin 5.4. Maddesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve manevi tazminat isteme koşullarının varlığına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Birleşen davada; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacı tarafın dava dışı sigortalısına ödediği tazminata konu olaydan doğan zararın, davalının kusur ve ihmalinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, davacının sigortalısına ödediği bedeli davalıdan talep edip edemeyeceği hususuna ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, asıl dava tarafları arasındaki sözleşme ve konuşma ve yazışma örnekleri, asıl davacının sosyal ve ekonomik durumuna ilişkin araştırma tutanağı, hasar dosyası, sigorta poliçesi, ödeme belgeleri, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …soruşturma sayılı dosyası, asıl davacının gelir vergisi beyannameleri, asıl davacının asıl davacının bağlı bulunduğu … Vergi Dairesi’nden ve Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen davacının tacir olmadığına dair yazı cevapları dosya arasına alınmış, dosya üzerinde bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
Bilirkişiler Bilgi İşlem Uzmanı …, SMMM…, Ticaret Hukuku Öğretim üyesi … tarafından düzenlenen 22/11/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; asıl davacı davacı yanın 2014 yılı gelir vergisi beyannamesinde yer alan işletme hesap özetine göre, 2014 yılında davacı yanın dönem karı/net satışlar oranının (giderlerden sonra kalan kar miktarı) %0,8 olarak gerçekleştiği anlaşıldığından, bu oranın 149.587,99 TL lik ciro kaybına tatbik edilmesi sonucunda mahrum kalınan kar miktarının 1.196,70 TL olacağı, bilirkişi heyetinin hukukçu üyesinin uzmanlık alanı sigorta hukuku olup, davacının tazminat talebinin temelini oluşturan ve Sayın Mahkemenin 20/06/2017 tarihli ara kararında açıkça ifade edildiği üzere davalı şirketin kusur durumu bu bağlamda zarardan sorumlu olup olmadığı hususunun değerlendirilmesinin borçlar hukuku alanına girdiği; davalı şirketin 04/08/2014 tarihli hizmet sözleşmesi kapsamında kusur ve sorumluluğunun olup olmadığının değerlendirilmesi ve tespitinin uzmanlık alanı borçlar hukuku olan bir bilirkişi tarafından yapılması gerektiği; bu bağlamda davalının kusur ve sorumluluğuna ilişkin değerlendirmenin heyetin uzmanlık alanı sigorta hukuku olan üyesi tarafından yapılmasının mümkün olmadığı; somut olayda davacı sigortalının hırsızlık nedeniyle uğradığı mal zararının sigortacı … Sigorta A.Ş tarafından … no’ lu Yeni Tüm İşyeri poliçesi kapsamında tazmin edildiği; heyetin mali konularda uzman üyesi tarafından 1.196,70.-TL olarak tespit edilen mahrum kalınan kar şeklindeki maddi tazminat ve manevi tazminat talepleri açısından … Sigorta A.Ş’ nin … no’ lu Yeni Tüm İşyeri poliçesinde bu hususta teminat sunulmadığından tazmin yükümlülüğünün bulunmadığı; davacının mahrum kalınan kar şeklindeki maddi tazminat talebi ve manevi tazminat talebinin muhatabının ve sorumlusunun davalı … A.Ş. olup olmadığı hususunun borçlar hukukunda uzman bir bilirkişi tarafından davacı … ve davalı …A.Ş. arasında akdedilmiş olan 04/08/2014 tarihli hizmet sözleşmesinin incelenmesi, hırsızlığın meydana gelme şekli ve sebebi dikkate alınarak davalı şirketin hırsızlığın meydana gelmesinde bir kusurunun olup olmadığının bir başka deyişle davalı şirketin hizmet sözleşmesinden kaynaklanan edimlerini tam, doğru ve gereği gibi ifa edip etmediğinin tespiti neticesinde belirlenebileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce; davalı vekilinin itirazlarının cevaplandırılması ve birleşen davadaki talepler yönünden görüş belirtilerek hesaplama yapılması için ek bilirişi raporu alınmasına karar verilmiş; bilirkişiler Bilgi İşlem Uzmanı …, SMMM …, Ticaret Hukuku Öğretim üyesi … tarafından düzenlenen 15/08/2018 teslim tarihli bilirkişi ek ropurunda; kar mahrumiyeti hesabında yapılan maddi hatanın düzeltilmesi neticesinde kar mahrumiyetinin 977,70 TL olabileceği, davacı yanın, gider tablosunun da gelir olarak değerlendirilmesi gerektiği yönündeki itirazlarının ise yerinde olmadığı, zararın meydana gelme şekli ve sebebi ile davalı şirketin zararın meydana gelmesinde herhangi bir kusur ve sorumluluğunun bulunup bulunmadığı hususlarının heyetin bilişim uzmanı üyesi tarafından değerlendirilmesinin uzmanlık alanı dışında olması nedeniyle mümkün olamadığı bu hususları telekomünükasyon ve haberleşme uzmanı bir bilirkişinin uzmanlık alanı kapsamında olduğu, asıl davada davacının davalıdan olan tazminat taleplerinin haklı ve yerinde olup olmadığının bir başka deyişle davalı şirketin 04/08/2014 tarihli hizmet sözleşmesi kapsamında kusur ve sorumluluğunun olup olmadığının tespiti hususlarının sigorta hukukçusu üye tarafından değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, birleşen … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin…E., … K sayılı dosyasında davalı … A.Ş’ nin zarar sorumlusu olup olmadığının dolayısıyla somut olayda halefiyetin bütün şartlarının mevcut olup olmadığının ve davacı … Sigorta A.Ş’ nin rücuen tazminat talebinin doğru ve yerinde olup olmadığının taraflarından tespitinin mümkün olamayacağı belirtilmiştir.
Mahkememizce, birleşen davada yapılan ödemenin asıl davacı sigortalının gerçek zararını karşılayıp karşılamadığı ve (Kadri Marufunda olup olmadığı) kabul edilebilecek değerde olup olmadığının tespiti yönünden mali bilirkişiden ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş; bilirkişi SMMM … tarafından düzenlenen 08/04/2019 teslim tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; birleşen davada yapılan ödemenin davacı sigortalının gerçek zararını karşılamadığı, zira birleşen davada yapılan ödemenin davacı sigortalıya değil, dava dışı satıcı firmaya yapıldığı, davacı zararının önceki raporlarda yer verilen hesaplamalar ışığında kar kaybına isabet eden 977,70 TL ile sınırlı olabileceği belirtilmiştir.
Bilirkişiler…, Borçlar Hukuk Uzmanı …, … tarafından düzenlenen 16/12/2019 teslim tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu somut olayda tüm dosya kapsamı heyetimiz yaln incelenmiş olup nihai karar mahkemeye ait olmak üzere aşağıdaki sonuca ulaşılmıştır; davalı … A.Ş. nin % 100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davacı Börçin … nun Kusursuz olduğu, davacı yanın hesaplanan kar kaybının 829,29 TL olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce; asıl davacının müsteciri olduğu iş yerinde 26/04/2015 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayında, iş yerinin müstecirinin ve davalı güvenlik şirketinin, mevcut ise 3.kişilerin kusurlarının ve olaya etkili olan eylem ve davranışlarının 04/08/2014 tarihli sözleşme hükümleri de gözetilerek tespiti, meydan gelen olay sebebiyle davacının uğradığı maddi zararların belirlenmesi hususunda resen belirlenecek 1 güvenlik uzmanı, işin teknik inceleme ve değerlendirmeyi gerektirmesi nedeniyle borçlar hukuku alanında uzman bir öğretim üyesi ve bir mali müşavirin katılımıyla oluşturulacak bilirkişi kurulundan rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler …, Borçlar Hukuk Uzmanı … SMMM … tarafından düzenlenen 05/06/2020 teslim tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu somut olayda tüm dosya kapsamının tekrar incelendiği, daha önce alınan KÖK raporun kusur yönünden doğru olduğu, değiştirilecek hiçbir maddesinin olmadığı, nihai karar mahkemeye ait olmak üzere asıl ve birleşen davalı … A Ş. nin % 100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davacı Börçin … nun kusursuz olduğu, davacı yanın hesaplanan kar kaybının 829.29-TL olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce; birleşen davada davacının rücuen tazminat alacağının varlığı ve miktarı, gerçek hasar tutarının ne olduğu hususlarında inceleme yapılmadığı, hırsızlık sonucu çalınan malların tekstil ürünleri olması nedeniyle gerçek hasar tutarının tekstil ürünleri ve tekstil sektöründe uzman bir bilirkişi eliyle tespitinin gerektiği anlaşılmakla, dosyanın heyete re’sen seçilecek bir tekstil sektör uzmanı bilirkişinin dahil edilmesi suretiyle önceki heyete tevdii ile; asıl ve birleşen davalarda tarafların kusur ve zarar hususundaki rapora itirazları değerlendirilmek ve birleşen davada gerçek hasar tutarının ne olduğu tespit edilmek suretiyle ek rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiştir.
Bilirkişiler …, Borçlar Hukuk Uzmanı …, SMMM …, Tekstil Mühendisi … tarafından düzenlenen 15/08/2021 havale tarihli bilirkişi 2. ek raporunda özetle; ekspertiz raporunda tespit edilen 190.611,37-TL hasar değerinin;rapor ekine sunulu faturalar ve 2015 yılı piyasa rayiç değerleri yönünden kadri marufunda olduğu belirtilmiştir.
İddia, savunma, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi raporlarına göre; asıl davada davacı ile davalı arasında 04/08/2014 tarihli güvenlik sistemi hizmet sözleşmesi bulunduğu, davacıya ait işyerinde 26/04/2015 günü meydana gelen hırsızlık olayında; ekspertiz raporuna göre; 00:38, 01:19, 02:18 sularında işyeri önüne gelen meçhul şahısların işyeri önünde bulunan seyyar demir kepenk asma kilitlerini koparıp kepengi yerinden çıkararak, alüminyum giriş kapısını da kilit bölümünden zorlayarak açıp içeri girerek, girişleki stantlar ve bodrum kattaki depoda bulunan çok miktardaki malları beraberinde getirmiş oldukları vasıtaya yükleyip kaçtıkları, işyerinin ön cadde ve arka sokaktan çift girişli olduğu, her iki girişe ait alüminyum cam kapının önünde seyyar demir kepenk bulunduğu, pronet marka alarmın olduğu, ayrıca çeşitli bölümlerinde kamera gözleri ve kayıt cihazının mevcut olduğu, hırsızların mağazanın bulunduğu apartman girişindeki ana kabloyu kestikleri, alarm cihazının görev yapmamış olduğu hususları uyuşmazlık konusu değildir.
Davacı, davalıdan satın alınan güvenlik sistem ve hizmetinin gerekli uyarıyı yapmamış olmasının sözleşmeye aykırılık teşkil ettiğini iddia etmiş, davalı şirket ise sistemin devreye girmemesinin kendi kusurlarından kaynaklanmadığı, hırsızlık eyleminin failleri tarafından kablonun kesilmesi nedeniyle sistemin devreye girmediği savunulmuştur.
Taraflar arasındaki güvenlik hizmet sözleşmesinin 2.maddesinde sözleşmenin konu ve kapsamı düzenlenmiş olup davalı, davacıya ait işyerinde davacının istekleri doğrultusunda tasarlanmış ve mülkiyeti davalıya ait olan elektronik güvenlik sistemlerinin temin ve tesisi ile bu sistemlerin telefon hatları ile …Merkezine bağlantısının yapılması, … Merkezine gelen sinyallerin 24 SAAT GÖZETİLMESİNİ, gerektiği takdirde gerekli mercilere ayrıca davacı ile savacının belirleyeceği kişi ve kuruluşlara haber verilmesi hizmetlerini yüklenmiştir. Sözleşmenin 3.4 maddesinde; davalının elektronik güvenlik sistemlerinden gelen sinyalleri 365 gün ve 24 saat boyunca izlemeyi, teknik problemlerde davacıya 7 gün 24 saat telefonla destek hizmeti vermeyi taahhüt etmiştir. Sözleşmenin 5.3 ve 5.4 maddelerinde; elektronik güvenlik sistemlerince korunmuş olan iş yerinde, izleme hizmetine rağmen hırsızlık meydana gelmesi, pronet akü ve pillere ilişkin arızalar, elektrik, şebeke, telefon arızaları, internet hatlarının borç nedeniyle kapanması yahut üçüncü kişilerin müdahalesi nedeniyle hattın çalışamaz hale gelmesi gibi sebeplerden ötürü hırsızlık yaşanması halinde ise davalının sorumlu tutulamayacağı kararlaştırılmıştır.
Somut olayda mahkememizce alınan 12/12/2019 tarihli i,kinci bilirkişi heyeti kök raporunda, güvenlik uzmanı bilirkişi tarafından yapılan değerlendirmelerde değinildiği üzere; davalı sözleşme ile davacıya ait işyerindeki sinyalleri 365 gün ve 24 saat izleme taahhüdünde bulunmuştur. Hırsızlık olayında, faillerin apartman girişindeki ana kabloyu kestikleri, bu nedenle alarm cihazının çalışmamış olduğu gibi sinyallerinde kesilmiş olduğu, öte yandan hırsızlığın 00:38-02:18 saatleri arasında meydana geldiği, iki saat boyunca sinyal kesintisi olmasına rağmen, bu olağandışı durum ile ilgili davacıya veya davacının bildirdiği kişi ve kuruluşlara haber vermeyen davalının sözleşmeye aykırı davrandığı mahkememizce kabul edilmiştir. Öte yandan hırsızların güvenlik kameraları, alarmlar vb güvenlik unsurlarını devre dışı bırakmak için iletimi sağlayan kabloları kesmelerinin, binadan hırsızlık vakalarında sık karşılaşılan bir durum olduğu nazara alındığında; ticari faaliyet ve uzmanlık alanı güvenlik sistemleri olan davalının, hiçbir tedbir almaksızın veya alternatif iletim yönetimi oluşturmaksızın, asli edimi hırsızlık olaylarına karşı müşterilerine önleyici güvenlik hizmeti sunmak olmasına rağmen, hırsızlar tarafından ana kablonun kesildiğinden bahisle ve sözleşmenin 5.4 maddesine dayanarak akdi yükümlülüğünden kurtulamayacağı da mahkememizce sabit görülmüştür.
Asıl davada davacının zararı bakımından yapılan değerlendirmede; davacının sigortalısı olan … Sigorta A.Ş.’den, hırsızlanan ürünler için 190.611,37-TL ödeme aldığı, bu ödemenin davacının talimatı ile Sigorta Şirketi tarafından dava dışı …Ltd. Şti’ye ödendiği tespit edilmiştir. Davacı eldeki davaya mahrum kaldığı kar nedeniyle maddi ve manevi zararını konu etmiştir. Mahkememizce hem birinci hem de ikinci bilirkişi heyetleri tarafından davacının 2014 yılı Ağustos ayı(işyerinin açıldığı dönem) ile 2015 yılı aralık aylarındaki satış ortalamaları tespit edilmiştir. Dava konusu hırsızlık olayı ise 26/04/2015 yılında meydana gelmiştir. Davacının işyerinin açıldığı 2014 yılı Ağustos ayında aktif satışı mevcut değildir. Aktif satışlar 2014 yılı Eylül ayında başlamıştır. Dolayısı ile kar mahrumiyeti hesabında 2014 yılı Ağustos ayı hesaba katılmamalıdır. Bu husus mahkememizce alınan birinci bilirkişi heyeti kök raporundaki mali incelemede tespit edilmiştir. 2014 yılı Eylül ayı ile 2015 yılı Mart ayı arasındaki yedi aylık dönemde davacının aylık ortalama satışlarının 27.374,57-TL olduğu, davacının hırsızlık olayının gerçekletiği 2015 yılı Nisan ayından itibaren 2015 yılı Ekim ayına dek ay boyunca ortalama satış tutarının altına düştüğü, 2015 yılı Nisan- Eylül aylarında toplam (27.374,57 x 6 =164.247,42-TL satış potansiyeli olmasına rağmen (bilirkişi raporunda hataen 6 yerine 7 ile çarpım yapıldığı tespit edilmiş, bu hata mahkememizce giderilmiştir.), altı aylık dönemde sadece 42.034,00-TL satış yaptığı, buna göre davacının yaşadığı ciro kaybının(164.247,42-TL – 42.034,00-TL) 122.213,42-TL olduğu, davacı yanın gelir vergisi beyannamelerine göre; dönem karı/net satış oranının %0,8 olduğu, buna göre davacının 2015 yılı Nisan ve Eylül ayları arasında bu aylar dahil kar mahrumiyeti zararının 122.213,42 x %0,8= 977,70-TL olduğu tespit edilmiştir. Davacı bu tutarı davalıdan talep edebilir. Davacı olay tarihinden itibaren faiz talebinde bulunmuş ise de; taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğu, davacının sözleşmeye aykırılık nedeniyle tazminat talebini ileri sürdüğü, davalıyı dava tarihinden önce temerrüde düşürmediği anlaşıldığından, tespit edilen tutara dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmiştir. Davacı dava dilekçesinde faizin türünü belirtmediğinden ve tacir olmadığı anlaşıldığından yasal faize hükmedilmiştir.
Asıl davada davacının manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede; TBK’nun 58 maddesi uyarınca; kişilik hakkının zedelenmesinden zarar görenin, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebileceğinin düzenlendiği, somut olayda davacının, işyerinde meydana gelen ve davalının güvenlik sistemi hizmeti verme edimini gereği gibi yerine getirmemesi nedeniyle önlenemeyen hırsızlık olayı sonucu malvarlığının zararına uğradığı, ancak davalının sözleşmeye aykırı eyleminin, davacının kişilik hakkına yönelik doğrudan bir saldırı olmadığı gibi, davacının kişilik haklarının, davalının sözleşmeye aykırılık şeklinde gerçekleşen kusurlu eylemi nedeniyle zedelendiğinin davacı tarafından ispat edilemediği anlaşılmakla, yasal koşulları oluşmayan manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Birleşen davada; birleşen davacı şirkete … nolu Yeni Tüm İşyeri sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan Börçin …’na ait iş yerinde 26/04/2015 tarihinde meydana gelen hırsızlık neticesinde, sigortalının çalınan mallar nedeniyle hasarının meydana geldiği, davacının yaptırdığı ekspertiz incelemesi sonucu sigortalısına 22/06/2015 tarihinde, 190.611,37-TL hasar bedeli ödediği ve TTK m.1472 maddesi uyarınca sigortalısının haklarına halef olduğu, davacının bu halefiyete dayalı olarak ödediği bedelin tazmini için, hasarın meydana gelmesinde kusurlu olduğu iddiası ile davalı şirket aleyhine eldeki davayı ikame ettiği anlaşılmıştır. Davalı tarafından ödemenin, sigortalıya değil … Tic A.Ş’ye ödeme yapıldığı, bu nedenle davacının sigortalısına halef olamayacağı savunulmuştur. Dosya arasına alınan hasar evrakı içeriğinden, poliçe kapsamında sigortalıya yapılacak ödemenin, sigortalının talimatı üzerine, sigortalı adına dava dışı şirkete yapıldığı, davalı savunmasının yerinde olmadığı tespit edilmiştir.
Asıl dava kapsamında yapılan tahkikat neticesinde elde edilen deliller değerlendirilerek, dava konusu hırsızlık olayının gerçekleşmesinde, davalının sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle kusurlu olduğu mahkememizce kabul edilmiştir. Birleşen davada gerçek hasar tutarının tespiti için, çalınan ürünlerin tekstil ürünleri olması nedeniyle, tekstil mühendisi bilirkişiden rapor alınmış, 15/08/2021 havale tarihli ikinci bilirkişi heyeti ek raporunda tekstil mühendisi bilirkişi tarafından, ekspertiz raporunda tespit edilen ve sigortalıya ödenen hasar tutarının, rapor ekindeki faturalar ve 2015 yılı piyasa rayiç değerlerine göre kadri marufunda olduğu saptanmıştır. Bu saptama mahkememizce yerinde görülerek hükme esas alınmışır. Davacının davalıdan 190.611,37-TL’nin rücuen tahsilini talep edebileceği sonucuna ulaşılmıştır. Davacı sigortalısına halef olduğundan, davalıya karşı ileri sürebileceği talepler, sigortalısının davalıya karşı ileri sürebileceği talepler ile sınırlıdır. Davacı her ne kadar 22/06/2015 ödeme tarihinden itibaren faiz istemiş ise de; sigortalısı ile davalı arasındaki ilişkinin sözleşme ilişkisi olduğu, davacının dava tarihinden önce hasar bedeli alacağı yönünden davalıyı temerrüde düşürmediği kabul edildiğinden, faizin dava tarihinden itibaren yürütülmesine karar verilmiştir. Yine tacir olmayan sigortalı, kendi akidi olan davalıdan ticari faiz talep edemeyeceğinden, davacının avans faizi talebi yerinde görülmemiş, alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiştir.
Yukarıda yapılan tüm açıklamalar çerçevesinde; asıl davada davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 977,70-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat talebinin reddine; birleşen davada davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile 190.611,37-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle;
ASIL DAVADA;
1-Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 977,70-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazla talebin reddine,
2-Davacının manevi tazminat talebinin reddine,
3- karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince maddi tazminat talebi yönünden hesap olunan 66,79-TL nispi karar ve ilam harcı ile manevi tazminat talebi yönünden hesap olunan 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 8.709,53-TL’den mahsubu ile
3- Manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 59,30-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 84-TL harçtan mahsubu ile artan 8.583,44-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4- Maddi tazminat talebi yönünden davacı tarafından yatırılan 66,79-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesi gereğince hesap olunan 977,70-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Reddilen maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesi gereğince hesap olunan 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Reddedilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 2.002,70- TL yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre 196,26-TL’sının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 50,00- TL yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre 45,10-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
12-Davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avans kalmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
BİRLEŞEN DAVADA;
1-Davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile 190.611,37-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazla talebin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 13.020,67-TL nispi karar ve ilam harcından 3.255,17-TL peşin alınan harcın mahsubuna, bakiye 9.765,50-TL nispi karar ve ilam harcının davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 21.792,80- TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 6.047,27-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Davalı tarafından yatırılan gider avansı olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/01/2022

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır

ASIL DAVADA HARÇ BEYANI /
8.709,53-TL PEŞİN HARÇ
66,79-TL KARAR HARCI
59,30-TL KARAR HARCI /
8.583,44-TL TALEP HALİNDE İADE HARÇ

ASIL DAVADA DAVACI GİDERİ /
27,70-TL BVH
1.500,00-TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ
475,00-TL POSTA MAS. /
2.002,70-TL TOPLAM

BİRLEŞEN DAVA DA HARÇ BEYANI /
13.020,67 TL KARAR HARCI
3.255,17 TL PEŞİN HARÇ /
9.765,50 TL KALAN HARÇ

BİRLEŞEN DAVADA DAVACI GİDERİ /
3.282,87-TL İLK GİDER
2.650,00-TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ
114,40-TL POSTA MAS.
6.047,27-TL TOPLAM