Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/449 E. 2019/521 K. 23.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2015/449 Esas
KARAR NO: 2019/521

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 30/04/2015
KARAR TARİHİ: 23/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; 09/07/2012 tarihinde sürücüsü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile seyir halinde iken karşı şönde seyir halinde bulunan sürücü …yönetimindeki … plakalı motosikletin çarpışması sonucu oluşan kazada müvekkilinin ağır yaralandığını, ve kaza neticesinde sakat kaldığını, kaza sonucu düzünlenen trafik tespit tutuanağına göre tüm kusurun … palakıl araç sürücüsüne ait olduğunu, müvekkiline çarpan aracın ZMSS poliçesi buulnmaadığından davanın çççna açılması zorunluluğunun doğduğunu, kazaya bağlı olarak davalı sigorta şirketine başvuraları sonrasında kısmi tazminat alındığını, fakat yapılan ödemenin gerçek zararın çok altında olup gerçek değerin alınması için iş bu davanın açılması zaruriyetinin doğduğunu, müvekkilinin kalıcı iş gücü kaybından doğan hazilahazırda ve geleceğe dönük maddi kaybının giderilmesi için şimdilik 100,00-TL maddi tazminatın davalıya başvuru tarihi müteakip 8. İş günü bitimi tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini ve mutad iştigalinden geri kalan ve çalışamayarak gelir kaybına uğrayan müvekkil için 100,00-TL maddi tazminatın davalıya başvuru tarihini mütakip 8. İş günü bitimi tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline,yapılan kısmi ödemelerin öncelikle, belirlecek maddi tazminata işlecek yasal faiz ve ferilerine mahsubuna ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine, artan gider avansının taraflarına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA /
Davalı vekilinin davaya cevap dilekçesi özetle; davanın kazaya karıştığı belirtilen … plakalı araç sürücüsü … ile işleteni …’ e ihbar edilmesini, trafik kazasının 09/07/2012 tarihinde meydana geldiğini, iki yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davanın zamanaşımına uğramış olmasından ötürü reddi gerektiğini, vekil eden kurumun sorumluluk oranının trafik poliçesi olmayan motorlu araca atfedilen sorumluluk oranı ile sınırlı olduğunu, kusur oralarının tespit edilmesinin gerektiğini, davaya konu maluliyetin tazminatının uzman bilirkişilerce hesaplanması gerektiğini, …nın sorumluluğunun poliçedeki teminat limitinin ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, davacı vekilince geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddi gerektiğini, davacı tarafın temerrüt tarihinden itibaren avans faizi talebinin haksız olup reddi gerektiğini, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasını talep etmiştir.

DELİLLER:
Trafik kaydı, tedavi evrakları, soruşturma dosyası, hasar dosyası, sosyal ekonomik durum araştırma tutanakları ve taraflarca gösterilen diğer deliller toplanmıştır.
ATK … İhtisas Dairesi’nin 31/05/2017 tarihli raporunda özetle; … oğlu … doğumlu … ’ın 09/07/2012 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yaralanmak suretiyle ve meslek grup numarası bildirilmekle Gr1 (bir) kabul olunarak; E cetveline göre %45,2 (yüzdekırkbeşnoktaiki ) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme ( iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz ) ay kadar uzayabileceği bildirilmiştir.
Bilirkişinin 24/10/2017 teslim tarihli heyet raporunda; kusur durumu değerlendirildiğinde; dava dışı sürücü …’ nun olayda % 100 oranında kusurluğu olduğunu, davacı mağdur …’ ın olayda kusursuz olduğunu, davalı … tarafından yapılan ödemelerin güncellenerek zarardan indirildiği, davalı … tarafından yapılan ödemelerin güncellenerek zarardan indirildikten sonra davacının hesaplanan sürekli iş göremezlik zararının 60.264,31-TL olduğu, davacının hesaplanan geçici iş göremezlik zararının 6.965,27-TL olduğu sonuç ve kanaatini bildirmiştir.
Adli Tıp Trafik İhtisas kurumunun 08/02/2019 tarihli raporu özetle;
A) Sürücü …’nun %30 (yüzde otuz) oranında kusurlu olduğu,
B) Sürücü …’ın kusursuz olduğu,
C) Plakası tespit edilemeyen motosiklet sürücüsünün %70 (yüzde yetmiş) oranında kusurlu olduğu.
2.DURUM
A) Sürücü …’nun %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu,
B) Sürücü …’ın kusursuz olduğu kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekilinin 14/02/2017 havale tarihli talep arttırım dilekçesi ile dava dilekçesinde talep ettikleri toplamda 200,00-TL’ nin 66.929,58-TL arttırılmak suretiyle ıslahı ile toplam 67.129,58-TL tazminatın yargılama giderleri ve ücreti vekalet ile birlikte temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91 ve devamı maddeleri ile 97 maddesi ve 5634 Sayılı Kanun’un 14. maddesi kapsamında, zorunlu mali sorumluluk sigortacısına yönelik maddi tazminat talepli eda davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının dava konusu kaza nedeniyle sürekli iş göremezlik zararına uğrayıp uğramadığı, uğramış ise maddi zarardan davalının sorumlu olup olmadığı, kazada kusur durumunun ne olduğu, davacının talep edebileceği maddi tazminat miktarının ne olduğu noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davalı …’nın zaman aşımı def’idavacının yaralanması nedeniyle TCK 89/1 md.gereğince taksirle yaralama suçundan kamu davası açıldığı, eylemin suç oluşturduğu, bu nedenle TCK’ya göre zaman aşımının 8 yıl olup, kaza tarihinden itibaren bu süre dolmadığından reddine karar verilmiştir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85 maddesinde düzenlenen motorlu araç işleten ile araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğunun hukuki niteliği ise kural olarak tehlike sorumluluğudur. Mezkur Kanunun 85/1 maddesi uyarınca “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Yine aynı kanunun 58/son maddesi uyarınca “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” Bu düzenlemeler kapsamında motorlu araç işletenin veya teşebbüs sahibinin, motorlu aracın işletilmesi nedeniyle ortaya çıkan zararlardan sorumluluğu kusur(haksız fiil) sorumluluğu olmadığı gibi, objektif özen yükümlülüğünün ihlaline dayanan olağan sebep sorumluluğu niteliğinde de değildir. Tehlike sorumluluğu niteliğindeki bu sorumluluğun doğması için, motorlu aracın işletilmesine özgü tipik tehlikenin gerçekleşmesi yeterli olup motorlu araç işletenin veya teşebbüs sahibinin kusuru yahut objektif özen yükümlüğünü ihlali aranmaz. Motorlu taşıt işletenin olağan sebep sorumluluğu istisna olup 2918 Sayılı Kanun’un 85/3 fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre işletme haline olmayan bir motorlu aracın sebep olduğu trafik kazasından dolayı işletenin sorumlu tutulabilmesi için, zarar görenin, kazanın oluşumunda işleten veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere ilişkin bir kusurun varlığını veya araçtaki bozukluğun kazaya sebep olduğunu ispat etmesi gerekir. Somut olayda meydana gelen trafik kazası aracın işletilmesi sırasında meydana geldiğinden, işletenin sorumluluğunun tehlike sorumluluğu olduğunda şüphe yoktur. Bu sebeple işleten ancak kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85 maddesinde düzenlenen motorlu araç işleten ile araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğunun hukuki niteliği ise kural olarak tehlike sorumluluğudur. Mezkur Kanunun 85/1 maddesi uyarınca “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Yine aynı kanunun 58/son maddesi uyarınca “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” Bu düzenlemeler kapsamında motorlu araç işletenin veya teşebbüs sahibinin, motorlu aracın işletilmesi nedeniyle ortaya çıkan zararlardan sorumluluğu kusur(haksız fiil) sorumluluğu olmadığı gibi, objektif özen yükümlülüğünün ihlaline dayanan olağan sebep sorumluluğu niteliğinde de değildir. Tehlike sorumluluğu niteliğindeki bu sorumluluğun doğması için, motorlu aracın işletilmesine özgü tipik tehlikenin gerçekleşmesi yeterli olup motorlu araç işletenin veya teşebbüs sahibinin kusuru yahut objektif özen yükümlüğünü ihlali aranmaz. Motorlu taşıt işletenin olağan sebep sorumluluğu istisna olup 2918 Sayılı Kanun’un 85/3 fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre işletme haline olmayan bir motorlu aracın sebep olduğu trafik kazasından dolayı işletenin sorumlu tutulabilmesi için, zarar görenin, kazanın oluşumunda işleten veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere ilişkin bir kusurun varlığını veya araçtaki bozukluğun kazaya sebep olduğunu ispat etmesi gerekir. Somut olayda meydana gelen trafik kazası aracın işletilmesi sırasında meydana geldiğinden, işletenin sorumluluğunun tehlike sorumluluğu olduğunda şüphe yoktur. Bu sebeple işleten ancak kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilir.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesi ile motorlu araç işleten veya teşebbüs sahibine zorunlu mali sorumluluk sigortası yapma mecburiyeti getirilmiştir. Bu düzenleme ile sigortacının, motorlu taşıt işletenin veya teşebbüs sahibinin motorlu taşıtın işletilmesinden doğan sorumluluğunu teminat ile sınırlı olmak üzere karşılaması amaçlanmıştır. Aynı kanunun 92 maddesinde ise zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı tahdidi biçimde sayılmıştır. Maddeye göre; aşağıdaki hususlar zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu dışındadır:
“a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f) Manevi tazminata ilişkin talepler.
g) Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri,
h) İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri,
i) Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.”
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesinde; ” Bu Kanunun 13’üncü maddesi, 13.10.1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10.7.2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21.12.1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak aşağıdaki koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği nezdinde … oluşturulur. Hesaba;
a) Sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için,
b) Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için, …” başvurulabileceği öngörülmüştür.
Anılan düzenlemeler, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu kazanın meydana gelişinde davacının kusursuz olduğu, dava dışı plakası tespit edilmeyen araç sürücüsünün ihtimalli olarak %70 oranında kusurlu veya kusursuz olduğu, sigortasız … plakalı araç sürücüsü …’nun ihtimalli olarak %30 veya %100 oranlarında kusurlu olduğu, her ne kadar dava dışı araç sürücülerinin kusur oranları tam olarak tespit edilememiş ise de, davacının tüm ihimallerde kazanın meydana gelişinde kusursuz olduğu, davalının sigortalısına ait araç sürücüsünün diğer sorumlularla birlikte davacının zararının tamamından müteselsil sorumlu bulunduğu, zira davalının sigortalısına ait araç sürücüsünün tüm ihtimallerde asli veya tali kusurunun mevcut olduğu, bu hususun Hem ceza dosyası içeriğinden hem mahkememizce aldırılan ATK Trafik İhtisas Dairesi raporundan anlaşıldığı, kazanın meydana gelişinde dava dışı sürücülerin kusur dağılımının iş bu yargılamanın konusu oluşturmadığı, davacının kusursuzluğu karşısında, davalı sigortalısına ait araç sürücüsünün tali kusurlu olmasının zararın tamamından müteselsilen sorumlu olması için yeterli olduğu, kaza neticesinde davacının geçici işgöremezlik süresinin dokuz ay, sürekli iş göremezlik oranının %45,2 olduğu, hükme esas almaya elverişli, denetime uygun ve bilimsel yöntemlere göre hazırlanmış teknik açıdan yeterli 24/10/2017 havale tarihli bilirkişi raporuna göre davacının; iş göremezlik zararının 60.264,31-TL olduğu, davacının hesaplanan geçici iş göremezlik zararının 6.965,27-TL olduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili 14/02/2017 havale tarihli talep arttırım dilekçesi ile dava dilekçesinde talep ettikleri toplamda 200,00-TL’ nin 66.929,58-TL arttırılmak suretiyle ıslahı ile toplam 67.129,58-TL tazminatın yargılama giderleri ve ücreti vekalet ile birlikte temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı bu zarardan 2918 Sayılı Kanunun 91 ve devamı maddeleri ile 5684 Sayılı Kanunun 14 maddeleri kapsamında sorumlu olduğundan, davanın 13/12/2017 harçlandırma tarihli talep arttırım dilekçesi ile talep ediylen tutar üzerinden kabulü ile 6.865,27-TL geçici ve 60.264,34-TL sürekli iş göremezlik zararından oluşan toplam 67.129,58 TL maddi tazminatın 26/04/2013 tarihinden itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;

H Ü K Ü M /
Davanın 13/12/2017 harçlandırma tarihli talep arttırım dilekçesi ile talep ediylen tutar üzerinden KABULÜ ile 6.865,27-TL geçici ve 60.264,34-TL sürekli iş göremezlik zararından oluşan toplam 67.129,58 TL maddi tazminatın 26/04/2013 tarihinden itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 4.585,62-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 27,70-TL nispi harç ile 229,00-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 4.328,92-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 27,20-TL peşin harç ile 229,00-TL tamamlama harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 7.734,25-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 27,20-TL başvuru harcı, posta, tebligat, bilirkişi ücreti toplamı 1.794,20-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
HMK.nun 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinde itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır