Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/423 E. 2018/126 K. 14.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/423 Esas
KARAR NO : 2018/126
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 24/04/2015
KARAR :SIFAT YOKLUĞU NEDENİ İLE HUSUMETTEN RED
KARAR TARİHİ : 14/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkil işletmenin fuar dekorasyon işi yapan bir müessese olduğunu, davalı … Sistemlerini yetkilisi … ile dekorasyon işinde anlaştıklarını, müvekkil işletme tarafından 16/02/2013-20/02/2013-23/02/2013 tarihleri arasında davalı şirketin siparişi üzerine montaj-demontaj işlemlerinin yapıldığını ve yapılan işin dökümünün müvekkil işletmenin hem cari ekstresine hem de faturalarına yansıdığını, fatura alacaklarından alacağın fatura teslim tarihinden itibaren muaccel hale geldiğini, davalının 23/02/2013 tarihi itibariyle müvekkil işletmeye 11.000,00 TL borcu bulunduğunu, müvekkil işletmenin tüm ikaz ve uyarılarına rağmen davalının borcunu ödemediğini, müvekkil işletmenin davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı takip numarası ile icra takibi başlattığını davalı firma yetkilisi …’ın 09/05/2013 tarihinde icra takibine kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu beyan ederek davanın kabulü ile 11.000,00 TL alacağının 23/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesine talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı taraftan herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır. Davalı tarafın 6100 S. HMK m. 128 kapsamında süresinde cevap vermemenin sonucu olarak iddia olunan vakıaları tamamen inkar etmiş sayılmıştır.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
Davacı, davalı taraftan fuar dekorasyonu nedeni ile alacaklı olduğunu iddia etmektedir. Davalı taraf, genel mahiyette davanın reddini savunmuştur.
Dava, fuar dekorasyon alacağına ilişkindir.
“Sıfat” terimi uygulamada yerleşmiş bir terim değildir. Uygulamada sıfat için “husumet” terimi kullanılmaktadır.(Misal :Y3.HD 26.3.2015, 12514/5042.) HMK m. 327/2 hükmünde, burada incelendiği anlamda sıfat deyimine yer verilmiştir. TBK m.205, I’de de, buradaki anlamda” taraf olma sıfatı” deyimine yer verilmiştir. Sıfat, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir. Bir sübjektif hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bu nedenle, o hakka ilişkin bir davada davacı olma sıfatı da o hakkın sahibine aittir(aktif husumet). Mesela, bir alacak davasında davacı olma sıfatı o alacağın alacaksına aittir. Alacak davası, o alacağın alacaklısından başka bir (üçüncü) kişi tarafından açılırsa, (dava konusu alacağın mevcut olmadığından dolayı değil) davacının davacı sıfatına sahip olmadığından (sıfat yokluğundan, husumetten) dolayı reddedilir. Bir sübjektif hak kendisinden davalı olarak istenebilecek olan kişi, o hakka uymakla yükümlü (borçlu) olan kişidir. (davalı sıfatı, pasif husumet). Mesela, bir alacak davasında davalı olma sıfatı o alacağın borçlusuna aittir. Alacak davası, o alacağın borçlusundan başka bir (üçüncü) kişiye karşı açılırsa, (dava konusu alacağın mevcut olmadığından dolayı değil) davalının davalı (borçlu) sıfatına sahip olmadığından (sıfat yokluğundan, husumetten) dolayı reddedilir. (Misal:” Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkesine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa, davanın esası hakkında bir karar verilemeyeceğinden, dava sıfat yokluğundan (husumetten) reddediler. Taraf sıfatı usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olduğundan taraf sıfatının yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için def’i değil, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmesi mümkün ve mahkemece de kendiliğinden nazara alınması zorunlu bir olgudur” (YHGK 27.01.2016, 13/684-106). Yukarıdaki kısa açıklamanın gösterdiği gibi, bir sübjektif hakkın sahibinin ve o hakka uymakla yükümlü olan kişinin kimler olduğu (yani bir davada davacı ve davalı sıfatının kimlere ait olduğu) tamamen maddi hukuka göre belirlenir. Bu nedenle , bir kişinin belli bir davada gerçekten davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı hususu, usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu (sübjektif) hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunudur. Sıfatın usul hukukunu ilgilendiren yönü (usul hukuku bakımından önemi) şudur: Bir davanın tarafları (veya taraflardan biri) o davada gerçekten (davacı veya davalı) taraf sıfatına sahip değilse, mahkeme, dava konusu hakkın esası (mevcut olup olmadığı) hakkında inceleme yapıp karar veremez. Mahkeme, davanın sıfat (husumet) yokluğundan reddine karar verir. Bu karar, davanın mesmu olmadığına (dinlenemeyeceğine) ilişkin bir karar olmayıp, gene davanın esasına ilişkin bir karardır( taraf olarak gösterilenlerden birinin taraf sıfatının bulunmadığını tespit eden bir karardır). Şüphesiz, böyle bir karar, yalnız o davada taraf olarak gösterilmiş olan kişiler arasında kesin hüküm (HMK m.303) teşkil eder; dava konusu hak ve gerçekten taraf sıfatına sahip ( ve fakat o davada taraf olarak gösterilmemiş) olan kişi bakımından kesin hüküm teşkil etmez. Bir davanın tarafları o davada gerçekten taraf sıfatına sahip ise, o zaman, mahkeme dava konusu hakkın esası hakkında inceleme yapar ve karar verir. Mahkemenin bu kararı, dava konusu hak ve davanın ( gerçek taraf sıfatına sahip olan) tarafları bakımından kesin hüküm teşkil eder( HMK m.303). Taraf sıfatı bir dava şart değildir. Çünkü, sıfat, usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu (subjektif) hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunudur. Sıfat yokluğu, bir def’i değil, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olan bir itirazdır. Hakim, kendisine sunulan dava malzemesinden (davalı veya davacının bildirdikleri vakıalardan yani dava dosyasından) bir itiraz sebebinin varlığını (sıfat yokluğunu) öğrenirse, bunu kendiliğinden (re’sen ) gözetir. Mahkeme, yapacağı inceleme sonucunda, taraflardan birinin o davada taraf sıfatının bulunmadığı kanısına varırsa, davayı sıfat yokluğundan (husumetten ) reddeder. Bu kara, ( dava şartı yokluğundakinin aksine) usulden ( davanın mesmu olmadığından dolayı) bir ret kararı olmayıp, davanın esasına ilişkin bir ret kararıdır. Bu (esastan) ret kararı, davanın tarafları bakımından maddi anlamda kesin hüküm ( HMK m.303) teşkil eder. Bir kişi davada sıfatı olmadığı halde, davacıyı, davalı sıfatı kendisine aitmiş gibi yanıltıp, kendisine karşı dava açılmasına sebebiyet verirse, davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddi halinde, davalı yararına yargılama giderlerine hükmedilemez.( HMK m.327/2).
Dava konusu olan alacağa ilişkin İstanbul … İcra Dairesi’ nin …E sayılı takip dosyası incelendiğinde; … Sistemleri ve …’ in ayrı ayrı taraf gösterildiği, ancak mahkememizdeki davanın bir adet davalı olarak … Sistemleri- … olarak açıldığı ve davacının ikrarında olduğu şekilde … Sistemleri yetkilisinin… olarak belirtildiği ve iddia olunduğu ancak dosya kapsamına gelen müzekkere cevaplarında …’nin …’ un işletmesi olduğu, öncesinde plastik başlık imalatı ile iştigal olunduğunun bildirildiği,… Sistemleri unvanlı işletmenin bulunmadığı, … isimli kişinin reklam ajanslarının faaliyetleri ile iştigal ettiği anlaşılmaktadır. İş bu davada davacının iddiası gibi davalının husumeti bulunmamaktadır. Davalının doğru sıfatı taşımadığı davada husumetinin bulunmadığı tespit olunmuştur. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; davalının talebin muhatabı olamayacağı anlaşılmış husumeti bulunmamasından dolayı davası husumet yokluğundan reddolunmuştur.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının sıfat yokluğu nedeniyle husumetten reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi ile 6100 Sayılı HMK gereğince davalıdan alınması gereken karar ve ilam harcı olarak hesap olunan 35,90 TL karar ve ilam harcının peşin yatırılan 187,86 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ ye gelir kaydına, bakiye 151,96 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yürürlükte bulunan 6100 Sayılı HMK ile AAÜT uyarınca davalı lehine 2.180,00 TL vekalet ücreti taktiri ile davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-İş bu dava nedeniyle yapılan yargılama giderinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri sarf edilmediğinden bu husus da karar verilmesine yer olmadığına,
6-6100 S HMK nun 333. maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan miktarın hüküm kesinleştiğinde davacıya talebi halinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, davalı Somut Modern Reklam Sistemleri yokluğunda mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.
Katip …
Hakim …
¸e-imzalıdır