Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/412 E. 2018/968 K. 03.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/412 Esas
KARAR NO : 2018/968
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 20/04/2015
KARAR : USULDEN RED- GÖREVSİZLİK
KARAR TARİHİ : 03/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkilinin hastanenin davalı şirketçe tanzim edilen sigorta poliçesinin alacaklısı olan dava dışı …’den temlikname alarak sigorta tazminatı bedelinin temlik alacaklısı olduklarını, sigortalı doktorun ödemek zorunda kaldığı tazminatın sigorta poliçesi kapsamında karşılanması gerekmesine rağmen ödenmediğini beyan ederek ödenen bedel için başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali ile takibin devamı ve sigorta şirketinden sigorta tazminatının tahsilini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davanın zamanaşımı süresi geçtikten sonra ikame edildiğini, davacının sigorta poliçesinin tarafı olmadığını, poliçede muafiyet özel şartı bulunduğunu, manevi tazminatlarda ise %50 teminat sağlandığını, dava dışı …’nin kusurundan kaynaklanan bir tazminat ödemesi söz konusu olması gerektiğini, … tarafından poliçe şartlarına aykırı hareket edildiğini beyan ederek davanını reddini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir: 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’ un 3/1-k maddesinde tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, 3/1-l maddesinde ise tüketici işlemi ; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmış olup , aynı yasanın 73/1 maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevli kılınmıştır. 6502 sayılı kanunun 83/2 maddesine göre, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğini düzenlemiş olmakla, davacının tüketiciden temlik alan olduğu, doktorluk mesleğini icra eden dava dışı temlik eden tüketicinin … olduğu, temlik konusunun ve dolayısı ile dava konusunun; dava dışı temlik eden tüketici … ile davalı sigorta şirketi arasındaki tüketici işlemi olan sigorta sözleşmesi nedeniyle rücudan kaynaklanan alacağa dair itirazın iptaline ilişkin olduğu, davacının dava dışı temlik aldığı alacağa halef olarak davalıdan talepte bulunduğu, halefiyete dayanan rücu ilişkisi varlığı karşısında davada görev belirlenirken temel ilişkinin dikkate alınması gerektiği, davacıya alacağını temlik edenin tüketici sıfatını haiz olduğu anlaşılmakla sigorta işleminden kaynaklanan tüketici işlemi olan sözleşme gereği davalı sigorta şirketine davacının (sigorta ettiren tüketici ye halef olarak ) rücuen alacağa ilişkin itirazın iptali davası açtığı, halefiyete göre açılan iş bu davada mahkememizce Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu kabul edilmiştir. HMK 114/1-c maddesi gereğince, mahkemenin görevli olup olmadığına ilişkin dava şartının HMK nun 115 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında re’ sen dikkate alınması gerektiği gözetilerek, saptanan ve hukuksal durum bu olunca mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine kanunen karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. Bu nedenle aşağıdaki şekilde kanunen görevsizliğe karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının mahkememizin görevsiz olması nedeniyle usulden REDDİNE,
2-HMK.nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin usulen başvurusu halinde dava dosyasının görevli İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3- Yargılama giderlerinin görevli mahkemesince hüküm altına alınmasına,
4- HMK 20. maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde başvuru yapılmaz ise davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği ve yargılama giderleri konusunda karar verileceğinin ihtarına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.
Katip
Hakim
¸e-imzalıdır