Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/362 E. 2019/30 K. 10.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/362 Esas
KARAR NO : 2019/30

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 08/04/2015
KARAR TARİHİ: 10/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; 02/10/2010 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde… doğumlu müvekkili …’ ın yaya konumunda iken sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen motosikletin kendisine çarpması sonucu % 5 oranında sakat kaldığını, … için 2.500,00-TL sakatlık tazminatının temerrüt tarihinden itibaren avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti ile birlikte davalıdan tahsilini ile birlikte yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA /
Davalı vekilinin davaya cevap dilekçesi özetle; davacının yargılama öncesinde maluliyet tazminatının tazmini adına 25/04/2011 havale tarihli dilekçesi ile müvekkili kuruma eksik belgelerle ile başvuruda bulunduğunu, bu başvuru sonrasında müvekkili … nezdinde 100805 sayılı hasar dosyasının oluşturulduğunu, davacının eksik belgeleri tamamlamadığını, plakası tespit edilmeyen araçların ispatının somut delillere dayanması gerektiğini, davaya konu kazaya karışan plakası tespit edilemeyen araç sürücüsü ve zarar gören yayanın kusur oralarının tespit edilmesinin gerektiğini, davaya konu maluliyetin tazminatının uzman bilirkişilerce hesaplanması gerektiğini, …nın sorumluluğunun poliçedeki teminat limitinin ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, davacı vekilince geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddi gerektiğini, davacı tarafın temerrüt tarihinden itibaren avans faizi talebinin haksız olup reddi gerektiğini, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasını talep etmiştir.

DELİLLER:
Trafik kaydı, tedavi evrakları, soruşturma dosyası, hasar dosyası, sosyal ekonomik durum araştırma tutanakları ve taraflarca gösterilen diğer deliller toplanmıştır.
ATK … İhtisas Dairesi’nin 17/04/2018 tarihli raporunda özetle;İsmail kızı 25/12/1970 doğumlu …’in 02/10/2010 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişinin 19/10/2018 teslim tarihli heyet raporunda; kusur durumu değerlendirildiğinde; plaka ve sürücüsü tespit edilemeyen motosiklet sürücüsünün olayda % 100 oranında kusurluğu olduğunu, davacı mağdur yaya …’ ın olayda kusursuz olduğunu, aktüerya yönünden değerlendirmede; davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik zararının 6.202,52-TL olduğu, davanın temerrüt tarihinin 14/01/2015 olduğu sonuç ve kanaatini bildirmiştir.
Davacı vekilinin 05/11/2018 havale tarihli talep arttırım dilekçesi ile dava dilekçesinde talep ettikleri 2.500,00-TL sakatlık tazminatı taleplerini 3.702,52-TL artırılarak 6.202,52-TL’ nin kabulünü, 6.202,52-TL iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91 ve devamı maddeleri ile 97 maddesi ve 5634 Sayılı Kanun’un 14. maddesi kapsamında, zorunlu mali sorumluluk sigortacısına yönelik maddi tazminat talepli eda davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının dava konusu kaza nedeniyle sürekli iş göremezlik zararına uğrayıp uğramadığı, uğramış ise maddi zarardan davalının sorumlu olup olmadığı, kazada kusur durumunun ne olduğu, davacının talep edebileceği maddi tazminat miktarının ne olduğu noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85 maddesinde düzenlenen motorlu araç işleten ile araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğunun hukuki niteliği ise kural olarak tehlike sorumluluğudur. Mezkur Kanunun 85/1 maddesi uyarınca “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Yine aynı kanunun 58/son maddesi uyarınca “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” Bu düzenlemeler kapsamında motorlu araç işletenin veya teşebbüs sahibinin, motorlu aracın işletilmesi nedeniyle ortaya çıkan zararlardan sorumluluğu kusur(haksız fiil) sorumluluğu olmadığı gibi, objektif özen yükümlülüğünün ihlaline dayanan olağan sebep sorumluluğu niteliğinde de değildir. Tehlike sorumluluğu niteliğindeki bu sorumluluğun doğması için, motorlu aracın işletilmesine özgü tipik tehlikenin gerçekleşmesi yeterli olup motorlu araç işletenin veya teşebbüs sahibinin kusuru yahut objektif özen yükümlüğünü ihlali aranmaz. Motorlu taşıt işletenin olağan sebep sorumluluğu istisna olup 2918 Sayılı Kanun’un 85/3 fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre işletme haline olmayan bir motorlu aracın sebep olduğu trafik kazasından dolayı işletenin sorumlu tutulabilmesi için, zarar görenin, kazanın oluşumunda işleten veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere ilişkin bir kusurun varlığını veya araçtaki bozukluğun kazaya sebep olduğunu ispat etmesi gerekir. Somut olayda meydana gelen trafik kazası aracın işletilmesi sırasında meydana geldiğinden, işletenin sorumluluğunun tehlike sorumluluğu olduğunda şüphe yoktur. Bu sebeple işleten ancak kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85 maddesinde düzenlenen motorlu araç işleten ile araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğunun hukuki niteliği ise kural olarak tehlike sorumluluğudur. Mezkur Kanunun 85/1 maddesi uyarınca “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Yine aynı kanunun 58/son maddesi uyarınca “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” Bu düzenlemeler kapsamında motorlu araç işletenin veya teşebbüs sahibinin, motorlu aracın işletilmesi nedeniyle ortaya çıkan zararlardan sorumluluğu kusur(haksız fiil) sorumluluğu olmadığı gibi, objektif özen yükümlülüğünün ihlaline dayanan olağan sebep sorumluluğu niteliğinde de değildir. Tehlike sorumluluğu niteliğindeki bu sorumluluğun doğması için, motorlu aracın işletilmesine özgü tipik tehlikenin gerçekleşmesi yeterli olup motorlu araç işletenin veya teşebbüs sahibinin kusuru yahut objektif özen yükümlüğünü ihlali aranmaz. Motorlu taşıt işletenin olağan sebep sorumluluğu istisna olup 2918 Sayılı Kanun’un 85/3 fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre işletme haline olmayan bir motorlu aracın sebep olduğu trafik kazasından dolayı işletenin sorumlu tutulabilmesi için, zarar görenin, kazanın oluşumunda işleten veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere ilişkin bir kusurun varlığını veya araçtaki bozukluğun kazaya sebep olduğunu ispat etmesi gerekir. Somut olayda meydana gelen trafik kazası aracın işletilmesi sırasında meydana geldiğinden, işletenin sorumluluğunun tehlike sorumluluğu olduğunda şüphe yoktur. Bu sebeple işleten ancak kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilir.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesi ile motorlu araç işleten veya teşebbüs sahibine zorunlu mali sorumluluk sigortası yapma mecburiyeti getirilmiştir. Bu düzenleme ile sigortacının, motorlu taşıt işletenin veya teşebbüs sahibinin motorlu taşıtın işletilmesinden doğan sorumluluğunu teminat ile sınırlı olmak üzere karşılaması amaçlanmıştır. Aynı kanunun 92 maddesinde ise zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı tahdidi biçimde sayılmıştır. Maddeye göre; aşağıdaki hususlar zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu dışındadır:
“a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f) Manevi tazminata ilişkin talepler.
g) Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri,
h) İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri,
i) Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.”
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesinde; ” Bu Kanunun 13’üncü maddesi, 13.10.1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10.7.2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21.12.1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak aşağıdaki koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği nezdinde … oluşturulur. Hesaba;
a) Sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için,
b) Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için, …” başvurulabileceği öngörülmüştür.
Anılan düzenlemeler, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu kazanın meydana gelişinde plaka ve sürücüsü tespit edilmeyen motosiklet sürücüsünün %100 kusurlu olduğu, davacının ise kusursuz olduğu, kaza neticesinde davacının geçici işgöremezlik süresinin üç ay olduğu, sürekli maluliyetinin oluşmadığı, hükme esas almaya elverişli, denetime uygun ve bilimsel yöntemlere göre hazırlanmış teknik açıdan yeterli 19/10/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre davacının geçici iş göremezlik zararının 6.202,52-TL olduğu, davacının bu zararından davalı … Hesabının ise 2918 Sayılı Kanunun 97 ve devamı ile 5684 Sayılı Kanunun 14. Maddesi kapsamında sorumlu olduğu anlaşılmakla; Davanın 05/11/2018 tarihli talep arttırım dilekçesi ile talep edilen tutar üzerinden kabulü ile, 6.202,52-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

H Ü K Ü M :Gerekçesinde açıklandığı üzere;
Davanın 05/11/2018 tarihli talep arttırım dilekçesi ile talep edilen tutar üzerinden kabulü ile, 6.202,52-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 423,69-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 27,20-TL nispi harç ile 35,90-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 360,59-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 27,20-TL peşin harç ile 35,90-TL tamamlama harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.725,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 27,20-TL başvuru harcı, 1.564,50-TL posta, tebligat, bilirkişi ücreti toplamı 1.591,70-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
HMK.nun 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Davalı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinde itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır