Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/315 E. 2020/27 K. 16.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2015/315 Esas
KARAR NO : 2020/27

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 26/03/2015
KARAR :KISMEN KABUL-KISMEN RED
KARAR TARİHİ : 16/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Davacı şirket şimdiki şirket sahibi … tarafından hissedarlar … ve …’dan … Noterliğinde 17/04/2013 ve 26/04/2013 tarihlerinde hisseleri satın alınmış, bu hisseleri satın alınmış, bu hisse devirleri 22/04/2013 ve 29/04/2013 tarihlerinde tescil edilerek ilan edilmiş olduğu, ancak daha sonradan şirket kayıtları incelendiğinde davalıların ortaklıkları kalmadığı halde diğer davalı …’ye talimatla para çektirip kendi uhdelerine alınmış olduğu, şirket hesapları incelendiğinde …Bankası… nolu hesaptan 85.700,00 TL…bank …Şubesi …nolu hesaptan 17.700,00 TL…bank …Şubesi…nolu hesaptan 11.850,00 TL …bank… Şubesi …nolu hesaptan 8.240,00 TL şirket hesaplarından devirden sonra toplam olarak 123.490,00 TL’nin şirket sahibinin bilgisi ve izni olmadan çekilmiş ve davalıların uhdesinde geçmiş olduğu, davalıların şirket hesaplarından çekmiş oldukları bu paraları iade etmeleri için kendilerine … Noterliği 01/09/2014 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname gönderilmiş ancak olumsuz yanıt verilmiş olduğu, davalıların davacı aleyhine başlattıkları İstanbul … İcra Müdürlüğü …E. Sayılı kira alacağı icra takibi ve İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesi… E. Sayılı itirazın kaldırılması davalarının var olduğu ve dava karar çıkmış ve itirazın kaldırılmasına karar verilmiş olduğu, bu icra alacağına ilişkin takas-mahsup talebinde bulunulmakta olduğu, 123.490 TL alacağın davalıların alacağının mahsubu sonucu, bakiye meblağın dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.

SAVUNMA / Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Davalılar maliki oldukları … adresinde bulunan gayrimenkullerini de, 01/05/2013 imza başlangıç tarihli kira kontratı ile davacı şirkete kiralanmış olduğu, davalılara ait şirket hisseleri dava dışı … tarafından Nisan 2013 tarihinde satın alınmış olduğu, davacı şirket yetkilisi dava dışı … ve diğer şirketi dava dışı … da olduğundan, İstanbul’a gelip işleri devir olmamış olduğu, davacı şirketin hisse satışını ve yetkilisini, Bankalara…, …’na bildirmediği gibi işyerinde yeni çalışma yöntemi de belirlenmemiş olduğu, davacı şirketin yeni hisse sahibi dava dışı …’in sahibi olduğu dava dışı … Şti’nin bilet talepleri/satışları da davacı … üzerinden yapılmaya başlanmış olduğu, davacı şirket açısından hassas olan …, … ve diğerlerine yapılan bilet satışlarıın ödemelerinde aksaklık olmaması için, 16 Nisan 2013 ve 30 Nisan 2013 tarihleri arasında servis bedeli …Kasasında kalacak şekilde, davalı … şahsi kredi kartından yapılmış, şirket hesaplarına gelen nakit paradan da bilet ödemesi yapılan davalı …’ın kredi kartı ödenmiş olduğu, davalı … şahsi kredi kartının davalı şirket adına kullanılmasına , sattığı şirketin zarar görmemesi için iyi niyetle izin vermiş olduğu, bu ödemelerden hiçbir menfaati olmamış, davalının itibarını korumuş olduğu, davacı aleyhine kira borçlarından dolayı icra takiplerinin başlamasından ve hisse satışlarının gerçekleşmesinden 17 ay sonra … Noterliği 01 Eylül 2014 tarih …yevmiyeli ihtarname ile bankalardan talimatla çekilen 43.520, TL’nin ödenmesini istemiş” Davacı ihtarnameden 6 ay sonra ise kira borçlarına denk gelecek şekilde 123.490,00 TL’lik davayı açmış olduğu, davacı şirket muhasebecisi …’den edinilen bilgi dahilinde, … Noterliği 05 Eylül 2014 tarih … yevmiyeli cevapla, talep edilen paranın nereye nasıl kullanıldığı bildirilmiş olduğu, 14/11/2014 tarihinde İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesi … E. Sayılı davası ile mecurdan tahliyesine karar verilmiş, tahliye kararının kesinleşmesinden sonra İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasında 27/03/2015 tarihinde cebri icra yolu ile tahliye gerçekleşmiş olduğu, davacı haksız ve kötü niyetli ithamlarda bulunmakta olduğ, yapılan işlemler sonucunda davacının hiçbir zararı oluşmamış olduğu İstanbul daki eski merkez Mayıs 2014 tarihine kadar da gayri resmi açık kalmış bilet satışlarına devam etmiş, davacı gayri resmi olarak çalıtırdığı şubeden vergi dairesine ve ….’a bilgi vermemiş olduğu, davanın reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin de davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

KANITLAR VE GEREKÇE / Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
Davacı şirket tek yetkilisi ve ortağı şirketi temsilen; davalılar … ile …’ dan davacı şirketin hisselerinin tamamını yasal olarak aldığını ve şirketin tek yetkilisi ve tek ortağı olmasına rağmen iş bu hisse devreden davalıların muhasebeci diğer davalı …’ ye para çektirip kendi uhdelerine aldığını, bunun bilgisi ve izni dışında gerçekleştiğini bu nedenle 123.490,00 TL alacağın, davalıların alacağının mahsubu/ takas mahsubu sonucu kalan meblağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar, iddia edilen vakıaları inkar ile şirket lehine hareket ettiklerini bu nedenle davanın reddini savunmuştur.
Dava, alacağın varlığına varsa miktarına ilişkin çekişme; davacı şirketin önceki hissedarı olan davalılar … ve … tarafından şirketteki tüm mevcut hisse ve haklarının davacı şirket yetkilisi …’e satılarak devredilip devredilmediği, hisselerin devir ve temlikinden sonra bu davalıların diğer davalı …’ye verdikleri talimat ile davacı şirketin bankalarda mevcut hesaplarından davacının bilgisi ve izni olmadan toplam 123.490,00 TL para çekilerek uhdelerine geçirilip geçirilmediği, davalılar tarafından davacı aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı kira alacağından kaynaklanan icra takibine konu alacağın mahsubu koşullarının bulunup bulunmadığı, mahsubu koşulları varsa mahsubu gereken miktarın ne kadar olduğu ve buna göre davacının davalılardan varsa dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarının ne kadar olması gerektiği hususlarında toplandığı anlaşılmaktadır.
17/04/2013 tarihli karar ve 17/04/2013 tarihli … Noterliği tarafından gerçekleştirilen hisse devrine göre davalı …’ın davacı şirket ortaklığının ve şirketi temsil yetkisinin 17/04/2013 tarihi itibariyle sona ermiş olduğu, dava dosyasında hisseleri devir alan ve davacı şirketi temsile yetkili olan dava dışı …’in davalı …’ı şirket ileri ile ilgili yetkilendirdiğine dair bir belgeye raslanmamış olduğu görülmüştür.
26/04/2013 tarihli karar ve 26/04/2013 tarihli … Noterliği tarafından gerçekleştirilen hisse devrine göre davalı … ‘ın davacı şirket ortaklığının 26/04/2013 tarihi itibariyle sona ermiş olduğu, dava dosyasında hisseleri devir alan ve davacı şirketi temsile yetkili olan dava dışı …’in davalı …’ı şirket işleri ile ilgili yetkilendirdiğine dair bir belgeye rastlanmamış olduğu görülmüştür.
TMK 6 ve 7 ile HMK 187- 293. maddeleri gereğince ispat hususuna ve ispat kurallarına dikkat edilmiştir. HMK 222 gereğince ticari defterlerin ibrazı ve delil olma vasfına dikkat edilmiştir. Çekişmeye konu davalı …’a ait …bank … kredi kartı ve … Bank Kredi kartı incelenmiştir. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile İstanbul … İcra Dairesi’ nin … E. sayılı dosyası incelenmiştir. Hükme esas alınabilir ve denetlenen bilirkişi teknik raporları alınmıştır.
Bilirkişiler … ve … tarafından hazırlanan 09/01/2018 tarihli raporunda; 17/04/2013 tarihli karar ve 17/04/2013 tarihli … Noterliği tarafından gerçekleştirilen hisse devrine göre davalı …’ın davacı şirket ortaklığının ve şirketi temsil yetkisinin 17/04/2013 tarihi itibariyle sona ermiş olduğu, dava dosyasında hisseleri devir alan ve şirketi temsile yetkili olan dava dışı …’in davalı …’ı şirket ileri ile ilgili yetkilendirdiğine dair bir belgeye raslanmamış olduğu, 26/04/2013 tarihli karar ve 26/04/2013 tarihli … Noterliği tarafından gerçekleştirilen hisse devrine göre davalı … ‘ın davacı şirket ortaklığının 26/04/2013 tarihi itibariyle sona ermiş olduğu, dava dosyasında hisseleri devir alan ve şirketi temsile yetkili olan dava dışı …’in davalı …’ı şirket işleri ile ilgili yetkilendirdiğine dair bir belgeye rastlanmamış olduğu, davalı …’a ait …bank …Kredi kartına yapılan toplam ödemenin (26.326,00 + 31.505,00=55.831,00) 55.831,00 TL olduğu, davalı …’a ait …bank… kredi kartıyla yapılan toplam bilet ödemesinin; (5.243,58 + 1.784,87 + 17.477,74 + 1.575,74 + 1.575,72 + 1.146,84 + 1.1146,84 + 1.146,84 + 1.146,84 + 534,61 + 534,61 + 534,61+319,94+319,94+319,94+319,94+639.88+959,70=36.728,18) 36.728,18 TL olduğu, davalı …’a ait …bank … kredi kartı için (55.831,00-36.728,18=19.102,82) 19.102,82 TL fazladan ödeme yapılmış olduğu, Davalı …’a ait … Bank kredi kartı için (20.395,00-18.816,05=1.578,95) 1.578,95 TL fazladan ödeme yapılmış olduğu, davalı …’ın hisse devrinden sonra davacı şirkete ait bilet ödemelerinin yapılmış olmasının değerlendirilmesinin Mahkemeye ait olduğu teknik olarak değerlendirilmiştir.
Bilirkişiler … ve … tarafından hazırlanan 21.06.2019 tarihli ek bilirkişi raporunda dava dışı …bank A.Ş tarafından da teyit edildiği anlaşılan 1.563,00 TL ödemenin davacı şirkete ait olduğu anlaşıldığından 09/01/2018 tarihli kök raporun sonuç ve kanaatin 4. Maddesinin Davalı …’a ait … Bank Kredi kartı için (20.395,00-1.563,00 TL=18.832,00)- 18.816,05= 15,95) 15,95 TL fazladan ödeme yapılmış olduğu,)” bu şekilde düzeltilmiş olduğu, hem davacı vekilinin hem de davalı vekilinin 16-31 Nisan 2013 ‘e ait IATA BSP raporlarına dayanmış olmaları ve ilgili raporların saklanma süresi sona ermesinden dolayı Mahkemeye sunulamamış olduğundan 09/01/2018 tarihli kök rapordaki görüşlerini değiştirecek yeni bir bilgi ve belge bulunmadığı teknik olarak değerlendirilmiştir.
*Davacının davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile; 19.118,77 TL’nin 26/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya iadesine, fazla talebin reddine ilişkin olarak; teknik incelemeler dikkate alınarak yapılan değerlendirme sonucunda davacı şirketin yeni sahibi ve temsilcisi …’ e hisse devri sonrasında, davacı şirketin ortağı veya temsilcisi olmamasına rağmen (davacı şirket ile hiç bir bağı bulunmadığı halde) davalı …’ ın kendi lehine olacak şekilde hükümde belirlendiği üzere şahsi mal varlığı aktifi artmış/ mal varlığı pasifi azalmıştır ve bizzat sorumluluğu doğmuştur. Davalı …’a ait …bank … kredi kartı için (55.831,00-36.728,18=19.102,82) 19.102,82 TL fazladan ödeme yapılmış olduğu, davalı …’a ait… Bank Kredi kartı için (20.395,00-1.563,00 TL=18.832,00)- 18.816,05= 15,95) 15,95 TL fazladan ödeme yapılmış olduğu yani toplam 19.118,77 TL davalı …’ a davacı şirket aleyhine şirketin mal varlığı aktifini azaltacak mal varlığı pasifini artıracak şekilde fazla ödemenin bulunulduğu teknik değerlendirmeden anlaşılmış saptanan ve hukuksal durum karşısında aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmesi gerektiğine kanaat getirilmiştir.
*Davacının davalı … ve davalı … yönünden açtığı davası pasif husumet yokluğundan reddedilmiş olmakla; “Sıfat” terimi uygulamada yerleşmiş bir terim değildir. Uygulamada sıfat için “husumet” terimi kullanılmaktadır.(Misal :Y3.HD 26.3.2015, 12514/5042.) HMK m. 327/2 hükmünde, burada incelendiği anlamda sıfat deyimine yer verilmiştir. TBK m.205, I’de de, buradaki anlamda” taraf olma sıfatı” deyimine yer verilmiştir. Sıfat, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir. Bir sübjektif hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bu nedenle, o hakka ilişkin bir davada davacı olma sıfatı da o hakkın sahibine aittir(aktif husumet). Mesela, bir alacak davasında davacı olma sıfatı o alacağın alacaksına aittir. Alacak davası, o alacağın alacaklısından başka bir (üçüncü) kişi tarafından açılırsa, (dava konusu alacağın mevcut olmadığından dolayı değil) davacının davacı sıfatına sahip olmadığından (sıfat yokluğundan, husumetten) dolayı reddedilir. Bir sübjektif hak kendisinden davalı olarak istenebilecek olan kişi, o hakka uymakla yükümlü (borçlu) olan kişidir. (davalı sıfatı, pasif husumet). Mesela, bir alacak davasında davalı olma sıfatı o alacağın borçlusuna aittir. Alacak davası, o alacağın borçlusundan başka bir (üçüncü) kişiye karşı açılırsa, (dava konusu alacağın mevcut olmadığından dolayı değil) davalının davalı (borçlu) sıfatına sahip olmadığından (sıfat yokluğundan, husumetten) dolayı reddedilir. (Misal:” Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkesine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa, davanın esası hakkında bir karar verilemeyeceğinden, dava sıfat yokluğundan (husumetten) reddediler. Taraf sıfatı usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olduğundan taraf sıfatının yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için def’i değil, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmesi mümkün ve mahkemece de kendiliğinden nazara alınması zorunlu bir olgudur” (YHGK 27.01.2016, 13/684-106). Yukarıdaki kısa açıklamanın gösterdiği gibi, bir sübjektif hakkın sahibinin ve o hakka uymakla yükümlü olan kişinin kimler olduğu (yani bir davada davacı ve davalı sıfatının kimlere ait olduğu) tamamen maddi hukuka göre belirlenir. Bu nedenle , bir kişinin belli bir davada gerçekten davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı hususu, usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu (sübjektif) hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunudur. Sıfatın usul hukukunu ilgilendiren yönü (usul hukuku bakımından önemi) şudur: Bir davanın tarafları (veya taraflardan biri) o davada gerçekten (davacı veya davalı) taraf sıfatına sahip değilse, mahkeme, dava konusu hakkın esası (mevcut olup olmadığı) hakkında inceleme yapıp karar veremez. Mahkeme, davanın sıfat (husumet) yokluğundan reddine karar verir. Bu karar, davanın mesmu olmadığına (dinlenemeyeceğine) ilişkin bir karar olmayıp, yine davanın esasına ilişkin bir karardır( taraf olarak gösterilenlerden birinin taraf sıfatının bulunmadığını tespit eden bir karardır). Şüphesiz, böyle bir karar, yalnız o davada taraf olarak gösterilmiş olan kişiler arasında kesin hüküm (HMK m.303) teşkil eder; dava konusu hak ve gerçekten taraf sıfatına sahip ( ve fakat o davada taraf olarak gösterilmemiş) olan kişi bakımından kesin hüküm teşkil etmez. Bir davanın tarafları o davada gerçekten taraf sıfatına sahip ise, o zaman, mahkeme dava konusu hakkın esası hakkında inceleme yapar ve karar verir. Mahkemenin bu kararı, dava konusu hak ve davanın ( gerçek taraf sıfatına sahip olan) tarafları bakımından kesin hüküm teşkil eder( HMK m.303). Taraf sıfatı bir dava şart değildir. Çünkü, sıfat, usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu (subjektif) hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunudur. Sıfat yokluğu, bir def’i değil, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olan bir itirazdır. Hakim, kendisine sunulan dava malzemesinden (davalı veya davacının bildirdikleri vakıalardan yani dava dosyasından) bir itiraz sebebinin varlığını (sıfat yokluğunu) öğrenirse, bunu kendiliğinden (re’sen ) gözetir. Mahkeme, yapacağı inceleme sonucunda, taraflardan birinin o davada taraf sıfatının bulunmadığı kanısına varırsa, davayı sıfat yokluğundan (husumetten ) reddeder. Bu kara, ( dava şartı yokluğundakinin aksine) usulden ( davanın mesmu olmadığından dolayı) bir ret kararı olmayıp, davanın esasına ilişkin bir ret kararıdır. Bu (esastan) ret kararı, davanın tarafları bakımından maddi anlamda kesin hüküm ( HMK m.303) teşkil eder. Bir kişi davada sıfatı olmadığı halde, davacıyı, davalı sıfatı kendisine aitmiş gibi yanıltıp, kendisine karşı dava açılmasına sebebiyet verirse, davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddi halinde, davalı yararına yargılama giderlerine hükmedilemez.( HMK m.327/2). Saptanan ve hukuksal durum karşısında; her ne kadar davacı şirket iddiaları çerçevesinde davalı eski şirket ortağı … ve şirket muhasebecisi …’ den alacağını genel hükümler çerçevesinde yetkisiz temsil ile sebepsiz zenginleştikleri ve sorumluluklarının bulunduğu iddiasına dayandırsa da iş bu davalılar açısından herhangi bir zenginleşmenin bulunmadığı (teknik değerlendirmeden de anlaşılacağı üzere mezkur davalıların mal varlıkları aktifi artmamış veya mal varlıkları pasifi azalmamıştır), ayrıca bizzat sorumlu tutulabilecekleri şekilde yetkisiz temsil şartlarının varlığına özel haksız fiil şartlarının kümülatif olarak oluştuğuna kanaat getirilmediği bu davalılar yönünden alacağın varlığı iddiasının dinlenemeyeceği, sorumlu tutulamayacaklarına kanaat getirilmiştir. Bir sübjektif hak olarak alacak kendisinden davalı olarak istenebilecek olan kişi, o hakka uymakla yükümlü (borçlu) olan kişidir (davalı sıfatı, pasif husumet). Bu alacak davasında davalı olma sıfatı o alacağın borçlusuna aittir. Alacak davası, o alacağın borçlusundan başka bir (üçüncü) kişiye karşı açılmış olup ( iş bu davada davalılar … ve … ) (dava konusu alacağın mevcut olmadığından dolayı değil) davalının davalı (borçlu) sıfatına sahip olmadığından (sıfat yokluğundan, husumetten) dolayı dava pasif husumet yokluğundan bu davalılar açısından reddedilmiş aşağıdaki şekilde hükme varılmıştır.

HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile; 19.118,77 TL’nin 26/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya iadesine, fazla talebin reddine, diğer davalılar yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine,
2-6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca karar ve ilam harcı olan 1.306,00 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.108,91 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ ye gelir kaydına, bakiye 802,91 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya verilmesine, başvuru ve vekalet suret harcının davacı üzerinde bırakılmasına, mahsup edilen 1306,00 TL harcın davalı …’ dan tahsili ile davacıya iadesine,
3-6100 S HMK gereğince bilirkişi ücreti, tebligat gideri, posta masrafı olan 2.092,50 TL yargılama giderinin davanın red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 32650 TL’sinin davalı …’ dan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye kısmının davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T m. 13 deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 13.865,27 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’a verilmesine,
6-Davalılar … ve … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T m.3 ve m.7 deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar … ve …’ye verilmesine,
7- 6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davalılar vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır