Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1136 E. 2018/796 K. 12.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/1136 Esas
KARAR NO : 2018/796
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 30/11/2015
KARAR : RED
KARAR TARİHİ : 12/07/2018
Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkil bankanın …Şubesi müşterisi …’un … nolu hesabından 9.988,00 TL ve …Şubesinde bulunan … nolu hesabından 5.530,00 TL olmak üzere toplam 14.988,00 TL 0532 237 7371 nolu … hattı kullanılarak internet bankacılığı ile başka bir hesaba aktarıldığını, aktarılan paranın 330,00 TL kısmına çekilmeden bloke konduğunu, bununla ilgili … tarafından davacı banka aleyhine Tatvan Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/172 Esas sayılı dosyası ile tazminat davası açıldığını, mahkemece tesis edilen 28/02/2012 tarih ve … sayılı kararda 14.988,00 TL tutarın 27/08/2008 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte bankadan alınarak davacıya verilmesine karar verildiğini, kararın müvekkil bankaca temyiz edildiğini, gerekçeli kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin … Esas 28/11/2013 tarihli kararı ile kesinleştiğini, müvekkil aleyhine sonuçlanan davada Tatvan İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası ile müvekkil aleyhine 28.925,21 TL üzerinden takibe geçildiğini ve müvekkil banka tarafından 35.829,73 TL tutar 30/07/2013 tarihinde ödendiğini, bu ödeme ile banka zarar uğradığından zararın tahsili gerektiğini, bu sebeple müvekkil banka tarafından Tatvan İcra Müdürlüğünün 2012/262 Esas sayılı dosyasına ödenen 35.829,73 TL tutarın 30/07/2013 ödeme tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanunun (4489 Sayılı Kanunun 2. Maddesi ile değişik) 2/2. Maddesi uyarınca hesaplanan faizi BSMV ve diğer ferileri ile birlikte zenginleşme hükümlerine göre tahsili için huzurdaki ihtiyati haciz talepli davacı açma zarureti hasıl olduğunu, söz konusu davalının kaçma veya mal kaçırma ihtimalinin mevcut olduğunu beyan ederek ihtiyati haciz talebinin kabulüne, müvekkil baka tarafından Tatvan İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasına ödenen 35.829,73 TL tutarın 30/07/2013 ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Davaya konu internet bankacılığı dolandırıcılığı ile ilgili Tatvan Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile görülen tazminat davasında yapılan yargılamada bankanın objektif özen borcu gereği internet bankacılığı işlemlerinde gerekli güvenlik önlemlerini almadığı yönünde bir hüküm söz konusu olduğu, iş bu davaya yeni bir durum ve yeni iddia da ileri sürülmediğini, davacı bankanın iş bu davada Tatvan Aslyie Hukuk Mahkemesinin dosyasını dayanak gösterdiğini, başkaca bir açıklama yamadığını, delil göstermediğini, iş bu davada müvekkil şirketin davalı olma sıfatının olmadığını, davacı bankanın hesabından çekilen tutar için müşterisine yaptığı ödemeyi sebepsiz zenginleştiği iddiası ile müvekkil şirketten talep ettiğini, davaya konu olayın dava dışı 3. Kişiler tarafından ele geçirilen müşteriye ait kişisel bilgiler ile telefonun internet bankacılığında kullanılması ile banka hesabından dolandırıcılık eyleminin gerçekleştirilmesine ilişkin olduğunu, müvekkilinin davaya konu dolandırıcılık olayında olayın hiçbir aşamasında davacı banka yada müşterisine güvenlik sağlama taahhüdü vermesi ve bunun karşılığı olarak bir ücret almasının söz konusu olmadığını, ayrıca davaya onu rücu talebinin zamanaşımına uğradığını, banka müşterisi tarafından davanın açıldığı tarihin tazminatın ödenmesinin istendiği tarih olduğunu, davacın bankanın müvekkil şirkete bildirim yapması için zamanaşımı süresinin bu tarihte başladığını beyan ederek zaman aşımı nedeniyle davanın reddine, müvekkil şirketin pasif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddine, kesin hüküm itirazları sebebiyle davanın reddine, haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine, yargılama masraf ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
*Bilirkişiler; …, … ve … tarafından hazırlanan 16/08/2016 tarihli bilirkişi raporu,
*Tatvan Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin … E-…K sayılı dosyası,
*Tatvan İcra Dairesi’ nin… E sayılı dosyası,
*Yargıtay … Hukuk Dairesi’ nin …E- … -28.11.2013 tarihli kararı,
Davacı banka; davalı …’ den, telefon hattının kullanılması sonucu internet bankacılığı aracılığı ile yapılan para transferi nedeni ile zarar gören kişiye mahkeme kararı sonrasında ödemek zorunda kaldığı bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre faiziyle iadesini talep etmiştir.
Davalı taraf genel mahiyette iddia olunan vakıaları inkar etmiş ve davanın reddini savunmuştur.
Dava; Tatvan Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin… E-…K sayılı kararının Yargıtay … Hukuk Dairesi’ nin …E-… -28.11.2013 tarihli kararı ile onanması ile kesineleşen Tatvan İcra Dairesi’ nin … E sayılı dosyasında davacının dava dışı kişiye ödediği miktarın davalının sorumluluğu bulunduğu iddiası ile faiziyle zenginleşme hükümlerine göre iadesine ilişkindir.
Buna ilişkin tarafların iddia- savunma ve toplanan delilleri, bilirkişi raporu ile ticari kayıtlar incelenmiştir. Hukuken denetlenebilen hüküm kurmaya elverişli belirli ve eksiksiz iddia ve talepleri karşılayan ve hükme esas alınan bilirkişi raporu alınmış ve deliller değerlendirilmiştir.
TMK 6 ve 7 ile HMK 187- 293. maddeleri gereğince ispat hususuna ve ispat kurallarına dikkat edilmiştir. Tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulanların sahibi lehine delil olduğu hususu gereği ile bilirkişilerce usule uygun tutulan defterlere değer verilmiştir.
Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının sebebi, kişinin iradesi dışında mal varlığında bir eksilmenin meydana gelmesidir. Zenginleşen kişinin kusuru gerekmez. Zenginleşen kusuru olmasa dahi iade yükümlülüğü vardır. Sebepsiz zenginleşme davasının koşulları; bir tarafın mal varlığında azalma, diğer tarafın mal varlığında artma, illiyet bağı, hukuka ve ahlaka aykırı bir amacın bulunmaması, haklı bir sebebin bulunmamasıdır. Sebepsiz zenginleşen kişi mal varlığında sebepsiz yere meydana gelen artışı iade ile yükümlüdür.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin (…E … K ; … E… K; … E , …K; … E… K;… E 2011/873 K; sayılı ) yerleşik içtihatlarına göre bankalar 4491 Yasa ile değişik 4389 Sayılı Bankalar Kanunun 10/4 ve 5411 Sayılı Bankacılık Kanunun 61. Maddesi uyarınca kendilerine yatırılan paraları mudilere istendiğinde veya belirli bir vadede ayni veya nisbi olarak iade etmekte yükümlüdür. Buna göre mevduat sözleşmesi , ödünç ile usulsüz tebliğ sözleşmelerinin niteliklerini taşıyan kendine özgü bir sözleşmedir yine borçlar Kanunun 306 ve 307. Maddelerine göre ödünç alan, akdin sonunda ödünç verilen parayı eğer kararlaştırılmış ise faizi ile birlikte iadeye mecburdur. Aynı Yasanın 472/1 . Maddesine göre usulsüz tevdide paranın nef’i ve hasarı mutlak şekilde saklayana geçtiği için ayrıca açıklamaya gerek kalmadan saklayan bu parayı kendi yararına kullanabilir. Bu açıdan değerlendirildiğinde usulsüz işlem ile çekilen paralar, aslında doğrudan doğruya bankanın zararı niteliğinde olup , dolandırıcılık eylemi müşteriye değil bankaya karşı gerçekleştirilmekte ve mevduat sahibinin bankaya karşı alacağı aynen devam etmektedir. Usulsüz işlemlerin gerçekleşmesine ispatlandığı takdirde mevduat sahibinin de müterafik kusurundan söz edilebilir ve banka bu kusur oranı üzerinden hesap sahibinin alacağından mahsup talebinde bulunabilir.
Bununla beraber davacı banka somut olayda, olay tarihinde tek kullanımlık şifre gibi zararı engelleyebilecek teknolojik imkanlara sahip olduğu halde bunları kullanmamış ve internet bankacılığında kendisinin ve müşterilerinin güvenliğini sağlayacak güvenlik enstrümanlarını kullanmasını zorunlu kılmamıştır. Banka internet yoluyla yapılacak işlemlerde güvenlik aşamalarını davacının inisiyatifine bırakmıştır. Bu nedenle de tek kullanımlık şifre gibi güvenlik aşamalarını kullanmadan işlem yapmasına izin verdiği müşterisinin veya davalı …’ in meydana gelen zararda müterafik kusuru olduğunu veya tam kusurlu olduğunu iddia edemez. Somut olayda davacı banka hesapta bulunan paranın güvenliğini tam olarak sağlayamadığı, kötü niyetli kişilerin işlemlerine karşı koruyamadığı, bu kişilerin işlem ve eylemlerine karşı koruyacak mekanizmayı veya güvenlik önlemlerini geliştirmediği, bu önlemleri kullanmaya müşterilerini zorlamadığı böylece tam kusurlu olduğu anlaşılmıştır.Kusurun tamamı davacı bankada görülmüş olmakla dava konusu olayda davalının internet bankacılık işlemelerinde bir kusurunun bulunmadığı, bir güven kurumu olan davacı bankanın internet bankacılığı bakımından objektif özen borcunun gereği olarak en yüksek güvenlik önlemlerini almakla yükümlü bulunduğu, bankanını güven kurumları olması nedeniyle en hafif kusurundan dahi sorumlu bulunduğu yasal düzenlemeler gereği kanaat getirilmiştir. Bankanın müşteri hat numaralarına güvenli internet bankacılık şifrelerinin gönderilmesine ilişkin davalı ile aralarında sözleşmenin bulunmadığı gibi davalıya yüklenebilecek yasal başkaca da sorumluluğun bulunmadığı anlaşılmıştır. Güven kurumu olan bankalar her hal ve şartta kendilerine emanet edilen para vb. yi muhafaza etmek zorundadır. Dava dışı müşterinin internet bankacılığı kullanması bankanın sorumluluğunu kaldırmaz ve ya azaltmaz. Ayrıca işlem yapanın hakkı olan kişi olup olmadığına dair kimlik doğrulaması, ek güvenlik olarak SMS e onay vb. sistemsel önlemleri ve güvenliği bankanın sağlaması gerekir. Davacıya davalıdan istirdadı gerektiren herhangi bir alacağının bulunmadığına, davalının kusuru ve sorumluluğunun bulunmaması nedeni ile zenginleşmesinin bulunmadığına kanaat getirilmiştir. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca davada zarar ve sebepsiz zenginleşme durumu ile istirdat gerekliliği ispatlanamadığından, dava konusu şeye ilişkin davalı ile illiyet kurulamadığından ve bulunmadığından aşağıdaki şekilde kanunen, taktiren ve vicdanen karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2- Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, başvuru ve vekalet suret harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
3-İşbu dava nedeni ile davacı tarafından yapılan yargılama giderinin uhdesinde bırakılmasına,
4- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 4.291,16 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5- 6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen davacı gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, ihbar olunan tarafın yokluğunda mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.
Katip
Hakim
¸e-imzalıdır