Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/107 E. 2018/48 K. 18.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/74 Esas
KARAR NO : 2018/9
DAVA : Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak
DAVA TARİHİ : 22/01/2015
KARAR TARİHİ : 05/01/2018
Mahkememizde görülmekte olan bayilik sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Davalı…Şti’nin 31/01/2011 tarihli 5 yıl süreli Bayilik Sözleşmesi ile müvekkili şirketin bayiliğini yaptığını, sözleşmenin 18. Vd. Maddelerinde ”Bayiye Ariyet olarak teslim edilecek malzemelere ilişkin hükümlerin düzenlendiğini, sözleşmenin 25. Maddesinde sözleşmenin bir neden ile sona ermesi durumunda bayinin kendisine ariyet olarak verilen malzeme ve teçhizatı 7 gün içerisinde sağlam ve eksiksiz olarak teslim edeceğini taahhüt ettiğini, birinci davalının bayiliğini yürüttüğü adreste ikinci davalı adına otogaz bayilik lisansı verildiği ve birinci davalının lisansının sonlandığını, davalının bu davranışı nedeniyle 17/03/2014 tarihli ihtarname ile sözleşmenin fesih edildiğini ve mülkiyeti müvekkiline ait teçhizatın tesliminin ihtar edildiğini, müvekkili tarafından alınan tespit raporuna göre bir kısım teçhizatın halen ikinci davalı tarafından kullanıldığını beyanla neticeten davalıya ariyet olarak teslim edilmiş olan bahsi geçen emtianın sağlam ve çalışır vaziyette müvekkiline iadesine, iade ile birlikte emtia demontaj ve nakliye masraflarının da davalılardan tahsiline, emtianın iadesi mümkün olmaz ise rayiç bedellerinin davalı…Şti.’den şimdilik 5.000 TL’sinin tahsiline, malzeme ve teçhizatın haksız kullanımına ilişkin olarak tazminat taleplerinin hesaplanma sonucu arttırılmak üzere şimdilik 5.000 TL davalı …Şti’den tahsiline, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı … Petrol vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Şirketlerinin … adresinde Akaryakıt bayi açtığını, diğer davalıdan almış olduğu … LPG pompa … Model pompayı davacı ile diğer davalı arasında malları kullanma sözleşmesi olduğunun öğrenilmesi üzerine fatura ile iade edildiğini, söz konusu malın alındığı gibi davalı şirkete iade edildiğini beyanla davadan şirketlerinin ayrılmasını tüm sorumluluğun kullanım bedelinin diğer davalı…’a ait olduğunu beyan etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
Davacının davalı … ile akdettiği bayilik sözleşmesi gereğince; davalı…’ in sözleşme dışı 3. kişi durumundaki diğer davalı…’ ya dava konusu yapılan otogaz bayiliğini işlettirmesi nedeni ile sözleşmenin haklı nedenle feshi sonucu bayilik sözleşmesi gereğince davalılardan, davalı…’ e verilen emtiaların değeri ile haksız kullanım tazminatı istediği anlaşılmaktadır.
Davalılar genel mahiyette davanın reddini savunmuş, davalı … tüm sorumluluğun diğer davalı…’ de olduğunu savunmuştur.
Dava konusu; bayilik sözleşmesinden kaynaklanan emtiaların rayiç bedelinin iadesi ve haksız kullanım tazminatına ilişkindir. Davacı tarafın 01.12.2017 tarihli ıslahı mevcuttur.
Dava konusu bayilik sözleşmesinin davacı ile davalı… Şti. arasında akdedildiği anlaşılmaktadır. Davalı …Şti.’ nin bayilik sözleşmesinin tarafı olmadığı, sözleşme açısından 3. kişi durumunda bulunduğu, davacının davalı … Şti ile herhangi bir hukuki ilişkisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ancak davalı… Şti. ile davalı …Şti arasında işletim hakkının devredildiği anlaşılmaktadır.
Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; davacının bayilik sözleşmesine davalı… ‘ in aykırı davranması nedeni ile sözleşmenin 25. Maddesi uyarınca sözleşmeyi feshetmesi haklı bulunmuştur. Dava konusu talep açısından yapılan incelemede iddia, savunma ve toplanan deliller kapsamında alınan hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporları değerlendirilmiştir. Bayilik konusu emtiaların ekonomik değerlerinin kalmadığı anlaşılmakla rayiç bedellerinin faizleri ile birlikte iadesine karar vermek gerekmiştir. Tazminat açısından TBK ve akdi şartların oluşmadığı değerlendirilmiştir. Davacının iddialarını ispatladığı kadarı değerlendirilebilmiş ve aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
“Sıfat” terimi uygulamada yerleşmiş bir terim değildir. Uygulamada sıfat için “husumet” terimi kullanılmaktadır.(Misal :Y3.HD 26.3.2015, 12514/5042.) HMK m. 327/2 hükmünde, burada incelendiği anlamda sıfat deyimine yer verilmiştir. TBK m.205, I’de de, buradaki anlamda” taraf olma sıfatı” deyimine yer verilmiştir. Sıfat, dava konusu sübjektif hak(dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir. Bir sübjektif hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bu nedenle, o hakka ilişkin bir davada davacı olma sıfatı da o hakkın sahibine aittir(aktif husumet). Mesela, bir alacak davasında davacı olma sıfatı o alacağın alacaksına aittir. Alacak davası, o alacağın alacaklısından başka bir (üçüncü) kişi tarafından açılırsa, (dava konusu alacağın mevcut olmadığından dolayı değil) davacının davacı sıfatına sahip olmadığından (sıfat yokluğundan, husumetten) dolayı reddedilir. Bir sübjektif hak kendisinden davalı olarak istenebilecek olan kişi, o hakka uymakla yükümlü (borçlu) olan kişidir. (davalı sıfatı, pasif husumet). Mesela, bir alacak davasında davalı olma sıfatı o alacağın borçlusuna aittir. Alacak davası, o alacağın borçlusundan başka bir (üçüncü) kişiye karşı açılırsa, (dava konusu alacağın mevcut olmadığından dolayı değil) davalının davalı (borçlu) sıfatına sahip olmadığından (sıfat yokluğundan, husumetten) dolayı reddedilir. (Misal:” Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkesine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa, davanın esası hakkında bir karar verilemeyeceğinden, dava sıfat yokluğundan (husumetten) reddediler. Taraf sıfatı usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olduğundan taraf sıfatının yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için def’i değil, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmesi mümkün ve mahkemece de kendiliğinden nazara alınması zorunlu bir olgudur” (YHGK 27.01.2016, 13/684-106). Yukarıdaki kısa açıklamanın gösterdiği gibi, bir sübjektif hakkın sahibinin ve o hakka uymakla yükümlü olan kişinin kimler olduğu (yani bir davada davacı ve davalı sıfatının kimlere ait olduğu) tamamen maddi hukuka göre belirlenir. Bu nedenle , bir kişinin belli bir davada gerçekten davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı hususu, usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu (sübjektif) hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunudur. Sıfatın usul hukukunu ilgilendiren yönü (usul hukuku bakımından önemi) şudur: Bir davanın tarafları (veya taraflardan biri) o davada gerçekten (davacı veya davalı) taraf sıfatına sahip değilse, mahkeme, dava konusu hakkın esası (mevcut olup olmadığı) hakkında inceleme yapıp karar veremez. Mahkeme, davanın sıfat (husumet) yokluğundan reddine karar verir. Bu karar, davanın mesmu olmadığına (dinlenemeyeceğine) ilişkin bir karar olmayıp, gene davanın esasına ilişkin bir karardır( taraf olarak gösterilenlerden birinin taraf sıfatının bulunmadığını tespit eden bir karardır). Şüphesiz, böyle bir karar, yalnız o davada taraf olarak gösterilmiş olan kişiler arasında kesin hüküm (HMK m.303) teşkil eder; dava konusu hak ve gerçekten taraf sıfatına sahip ( ve fakat o davada taraf olarak gösterilmemiş) olan kişi bakımından kesin hüküm teşkil etmez. Bir davanın tarafları o davada gerçekten taraf sıfatına sahip ise, o zaman, mahkeme dava konusu hakkın esası hakkında inceleme yapar ve karar verir. Mahkemenin bu kararı, dava konusu hak ve davanın ( gerçek taraf sıfatına sahip olan) tarafları bakımından kesin hüküm teşkil eder( HMK m.303). Taraf sıfatı bir dava şart değildir. Çünkü, sıfat, usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu (subjektif) hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunudur. Sıfat yokluğu, bir def’i değil, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olan bir itirazdır. Hakim, kendisine sunulan dava malzemesinden (davalı veya davacının bildirdikleri vakıalardan yani dava dosyasından) bir itiraz sebebinin varlığını (sıfat yokluğunu) öğrenirse, bunu kendiliğinden (re’sen ) gözetir. Mahkeme, yapacağı inceleme sonucunda, taraflardan birinin o davada taraf sıfatının bulunmadığı kanısına varırsa, davayı sıfat yokluğundan (husumetten ) reddeder. Bu kara, ( dava şartı yokluğundakinin aksine) usulden ( davanın mesmu olmadığından dolayı) bir ret kararı olmayıp, davanın esasına ilişkin bir ret kararıdır. Bu (esastan) ret kararı, davanın tarafları bakımından maddi anlamda kesin hüküm ( HMK m.303) teşkil eder. Bir kişi davada sıfatı olmadığı halde, davacıyı, davalı sıfatı kendisine aitmiş gibi yanıltıp, kendisine karşı dava açılmasına sebebiyet verirse, davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddi halinde, davalı yararına yargılama giderlerine hükmedilemez.( HMK m.327/2).
Dava konusu bayilik sözleşmesinin davacı ile davalı… Şti. arasında akdedildiği anlaşılmaktadır. Davalı … Şti.’ nin bayilik sözleşmesinin tarafı olmadığı, sözleşme açısından 3. kişi durumunda bulunduğu, davacının davalı …Şti ile herhangi bir hukuki ilişkisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Ancak davalı… Şti. ile davalı… Şti arasında işletim hakkının devredildiği anlaşılmaktadır. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; davacının sözleşme tarafı olmayan davalı … Şti’ ne karşı davalı… Şti’ nin husumeti bulunmamasından dolayı davası husumet yokluğundan reddolunmuştur.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının davalı… Şti. Yönünden kısmen kabulü, kısmen reddi ile HMK 26 kapsamında; dava konusu emtiaların ekonomik değeri kalmamakla dava konusu emtiların (1 adet 10 metre küplük LPG tankı, 1 adet kademeli pompa, 1 adet 2 tabancalı dispanser, 1 adet elektrik panosu, 1 adet tank üssü tesisat, 1 adet toprak altı tesisat, kanopi giydirmesi) bedeli olan 44.000,00 TL’nin davalı… Şti.’den temerrüt tarihi olan dava tarihi 22/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline, davacıya verilmesine, tazminata ilişkin talebin reddine, davalı … Şti. Yönünden davacının davacının sıfat yokluğu nedeniyle husumetten reddine,
2-İşbu karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu, Harçlar Tarifesi ile 6100 Sayılı HMK’nun ilgili hükümleri uyarınca alınması gereken 3.005,74-TL harçtan peşin olarak yatırılan 170.78-TL ile tamamlama harcı olarak yatırılan 870,00-TL olmak üzere toplam 1.040,78-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.964,96-TL ilam harcının davalı…Şti.’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-AAÜT ile 6100 Sayılı HMK uyarınca Davacı yararına tayin ve takdir olunan 5.190,00-TL vekalet ücretinin davalı… Şti.den tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-İşbu dava nedeni ile davacı tarafından tebliğat gideri, posta masrafı ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.766,40-TL yargılama giderinin davanın red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 3.382,02-TL’sinin davalı … Şti.den tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından dava açılırken Peşin harç olarak yatırılan 170,80-TL, Başvuru harcı olarak yatırılan 27.70-TL ve Tamamlama harcı olarak yatırılan 870,00-TL olmak üzere toplam 1.068,48-TL’nin davalı …Şti.den tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-6100 Sayılı HMK m.333 gereği artan avansın talep halinde karar kesinleşince yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır