Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/990 E. 2022/363 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/990
KARAR NO : 2022/363

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 31/03/2014
KARAR TARİHİ : 12/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirketin aralarında yapmış oldukları sözleşme ile Kartepe-Hasdal şantiyeleri arası taş tozu ve mıcır nakiyesi işinin taşeron … Ltd. Şti. tarafından yapılması hususunda anlaşmaya vardıklarını, taşeron hizmeti nedeniyle verilmesi gereken ücretlerin müvekkili şirket tarafından zamanında ödendiğini, müvekkili şirketin sözleşmeden kaynaklanan herhangi bir sorumluluğunun kalmadığını, taşeronun sözleşmesel sorumluluğunu kendi istihdam ettiği personel ve kendi kiralayacağı/mülkiyetindeki araçlar ile yerine getirdiğini, dava dışı …’in de bu doğrultuda taşeron tarafından istihdam edildiğini, davalı şirketin personeli olduğunu, müvekkili şirket ile en ufak bağlantısının bulunmadığını, taşeron şirket ile aynı şehirde ve aynı sektörde faaliyet gösteren … ile kendi aralarında yaptıkları antlaşma gereği taşeronun sorumluluğunu yerine getirdiğini, müvekkili şirkete verdiği bir hizmetin söz konusu olmadığını, mülkiyeti …’ya ait … plaka sayılı … marka kamyonun, … sevk ve idaresinde iken 20/08/2014 tarihinde …, … ve …’in içinde bulundukları İsmail Altınok idaresindeki … sayılı ticari plakalı … marka taksi ile … Beldesi istikametinden … istikametine seyir halinde iken meydana gelen trafik kazasında sürücü … ve yolculardan …’ın ölümüne ve …’in ağır yaralanmasına sebebiyet verildiğini, işbu trafik kazası nedeniyle ölenlerin yasal mirasçıları ve yaralı … tarafından … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile müvekkili şirket ile … ve … aleyhine tazminat davası açıldığını, davanın kabulüne karar verildiğini, kazaya karışan … plakalı aracın … adına kayıtlı olduğunun sabit olduğunu, müvekkili şirketin kusursuz sorumlu sıfatıyla sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, müvekkili şirketin … plakalı aracın maliki ya da işleteni olmadığını, yine müvekkilinin haksız fiili ika eden şahsı istihdam eden olmadığını, … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararı uyarınca davacılar tarafından … 1. İcra Dairesi’nin …Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, icra dosyasında haciz işlemlerine engel olabilmek için icra dosyasına 07/01/2010 tarihinde 975.573,44 TL meblağlı banka teminat mektubu ibraz edilmek zorunda kalındığını, mahkeme kararının taraflarınca temyiz edilmesi üzerine bozulduğunu, … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce 2013 tarihinde yeniden karar verildiği, taraflarınca bu kararın da temyiz edildiğini, kararın bu kez … 3. İcra Dairesi’nin…Esas sayılı dosyası üzerinden takibe konulduğunu, mükerrer icra takibi başlatıldığını, bu icra dosyasına da 955.000,00 TL meblağlı teminat mektubu ibraz edilmek zorunda kalındığını, alacaklı vekilince manevi tazminat yönünden verilen kararın kesinleşmesi sebebi ile kesinleşen kısım açısından dosya borcunun ödenmesinin talep edildiğini, 28/06/2013 tarihinde 169.640,98 TL ödeme yapılmak zorunda kalındığını, … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu iddia ve beyan ederek 169.460,98 TL alacağın fazlaya dair talep ve hakları saklı kalmak kaydı ile 28/06/2013 tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazanın … meydana geldiğini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkilinin hangi gerekçe ile taraf gösterildiği hususunun merak konusu olduğunu, müvekkilinin söz konusu kaza ile yakından uzaktan hiçbir alakasının söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin karşı tarafında delil olarak belirttiği hiçbir olayda taraf olmadığını, kazaya karışan araçla müvekkili firmanın da herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, kaza yapan şoförün adını müvekkili şirketçe ilk kez bu olay vesilesi ile duyulduğunu, işbu davanın ihtimal yanış anlamadan dolayı açıldığının düşünüldüğünü iddia ve beyan ederek davanın öncelikle usulden ve/veya esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tarafların bildirdiği belgeler, … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, … 1. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyası, … 1. İcra Dairesi’nin …Esas sayılı icra takip dosyası, … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, …plaka sayılı aracın trafik kayıtları, … Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’nün 02/02/2015 ve 08/12/2015 havale tarihli yazı cevapları, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü İşverenler Daire Başkanlığı’nın 19/06/2015 havale tarihli yazı cevabı, tanık beyanları ve bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, haksız fiil nedeniyle ödenen dava dışı kişiye ödenen bedelin rücuen tazmini istemine ilişkindir.
Davalı vekili yetki itirazında … Mahkemelerinin yetkili olduğunu belirtmiş ise de haksız fiilin … ilçesi sınırlarında meydana geldiğini belirtmiş olduğundan haksız fiilin meydana geldiği yer Silivri olduğundan, davalı yanca da yetkili mahkeme doğru bir şekilde gösterilmediğinden usulüne uygun olmayan yetki itirazının reddine dair 24/11/2014 tarihli celsede karar verilmiştir.
… 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı 15/10/2004 tarihinde açılan maddi ve manevi tazminat davasında davacıların …, …, …, …, …, …, …ve …, davalıların ise …, … ve …A.Ş. olduğu, 21/10/2009 tarihinde …karar numarası ile davalı … yönünden açılan maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden açılan maddi tazminat davasının ise kabulüne, manevi tazminat davalarının ise kısmen kabul kısmen reddine dair karar verildiği, karara karşı davalı …Tic. A.Ş. Tarafından yapılan temyiz başvurusu neticesinde Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 26/04/2011 tarihli 2010/3680 esas 2011/4740 karar sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verildiği, dosyanın … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/821 esas sırasına kaydının yapıldığı, bozma sonrası yapılan yargılama neticesinde 13/03/2013 tarihinde 2013/71 karar sayılı ile davalı … yönünden açılan maddi tazminat davası ile davalılar aleyhine manevi tazminat davalarının bozma kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, davalılar yönünden açılan maddi tazminat davasının ise kısmen kabulüne, kısmen reddine dair karar verildiği, karara karşı davalı … San. Turz. ve Tic. A.Ş. Tarafından yapılan temyiz başvurusu neticesinde Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 27/02/2014 tarihli 2013/10965 esas 2014/2675 karar sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verildiği, dosyanın … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/23 esas sırasına kaydının yapıldığı, bozma sonrası yapılan yargılama neticesinde 27/05/2015 tarihinde 2015/300 karar sayılı ile davalı … yönünden açılan maddi tazminat davası ile davalılar aleyhine manevi tazminat davalarının bozma kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, davalılar yönünden açılan maddi tazminat davasının ise kısmen kabulüne, kısmen reddine dair karar verildiği bu karara karşı yapılan temyiz başvurusu neticesinde Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 31/10/2017 tarihli 2016/6718 esas 2017/9898 karar sayılı ilamı ile hükmün düzeltilerek onanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Taraf sıfatı (husumet), maddi hukuka göre belirlenen, bir subjektif hakkı dava etme yetkisini ya da bir subjektif hakkın davalı olarak talep edilebilme yetkisini gösteren bir kavramdır. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve dava takip yetkisi davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu subjektif hakka ilişkindir. Davacı tarafta yer alan taraf için aktif taraf sıfatı, davalı tarafta yer alan taraf için pasif taraf sıfatından söz edilebilir. Uygulamada, “sıfat” yerine “husumet” terimi de kullanılmaktadır. Hâkim diğer itirazlar gibi taraf sıfatını da dava dosyasından anlayabildiği sürece kendiliğinden nazara alır. Sıfat, davada taraflardan birinin davaya konu subjektif dava hakkının bulunup bulunmadığı ile ilgili bir husustur. Tarafların sıfatının yargılama sonuna kadar devam etmesi zorunludur. Bu husus mahkemece re’sen gözönünde bulundurulmalıdır. Bir davada, taraflardan birinin, davacı ya da davalı sıfatının (aktif ya da pasif husumet sıfatının) olmadığı belirlenirse, artık bu davanın esasının çözümüne girilmeden, davanın husumet sıfatı yokluğundan reddi gerekir. Bir kişinin belli bir davada davalı veya davacı sıfatını haiz olup olmadığı şeklinde nitelendirilen husumetin ileri sürülme zamanı yasa ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi davalı veya davacı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir def’i de değildir. Davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vakıf olunduğu takdirde re’sen nazara alınması gerekli hukuki bir durumdur.
Özel hukuka ilişkin bir uyuşmazlıkta, hâkim kural olarak, doğduğu iddia edilen bir hukuksal sonucun, gerçekten doğup doğmadığını belirleyebilmek için o hukuksal sonucu öngören hukuk kuralındaki olumlu veya olumsuz koşulların (öğe olayların), somut olarak ortaya çıkıp çıkmadıklarını kendiliğinden araştıramaz. O hukuksal sonucun doğduğunu iddia eden tarafın, gerçekleşmesi gereken koşulların, somut olarak gerçekleştiğini ispat etmesi gerekir. Genel ispat kuralı gereğince, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK m. 6). Bu bakımdan bir olguya bağlanan hukuksal sonuçtan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o olguyu ispat yükü altındadır (HMK m. 190/1). Somut olayda ispat yükünün, çekişmeli olgulardan kendi lehine haklar çıkaran davacı taraf üzerinde olduğu kabul edilmiştir.
Dava dilekçesinde davalı şirket ile taşıma işi ile ilgili olarak anlaşma yapıldığı, davalı şirketin davacı şirketin taşeronu olduğu ve bu taşıma iş esnasında …’in davalı şirket tarafından istihdam edildiği, aracın …’ya ait olduğu, 20/08/2004 tarihindeki kaza nedeniyle … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …esas sayılı tazminat davasının açıldığı, bu dava sonunda davacı aleyhine hükmedilen tazminata ilişkin olarak başlatılan … 3. İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takip dosyasına davacı şirket tarafından 169.640,98 TL ödeme yapıldığı bildirilerek bu bedelin davalından rücuen tazmini talep edilmektedir.
Davacı şirket ile davalı şirket arasında … plakalı araca ilişkin yazılı bir taşıma veya hizmet sözleşmesi bulunmamaktadır. Dava dilekçesinin ekinde sunulan sözleşme başlıklı 12/03/2005 ve 10/04/2006 tarihli belgeler trafik kazasından sonraki tarihlere ilişkindir. 22/07/2004 tarihli sözleşme de ise herhangi bir araç plakası belirtilmeden hizmet sözleşmesi yapılmıştır. Taşıma irsaliyelerindeki plakalar da …plakası yer almamaktadır. Davacı tarafça sunulan faturada da bu yönde bir kayıt bulunmamaktadır. Davalı taraf cevap dilekçesinde sözleşme ilişkisini inkar etmektedir. 20/08/2004 tarihi trafik kazasında yer alan …plakalı araç 23/07/2018 tarihli … İl Emniyet Müdürlüğü tarafından gönderilen trafik tescil kaydına göre dava dışı … adına kayıtlıdır. Bu aracı kullanan … ise SGK kayıtlarına göre olay tarihinde davalı şirket çalışanı olmayıp …’nın çalışanı olduğu 08/12/2015 havale tarihli … Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’nün cevabi yazısı ile bildirildiği, davalı şirket ile dava dışı … Arasında taşeronluk yapıldığına dair herhangi bir SGK kaydının da 02/02/2015 havale tarihli … Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’nün cevabi yazısı ile sabittir. … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …esas …karar (bozma öncesi ilk olarak 2006/234 esas 2009/343 karar) sayılı dava dosyasındaki gerekçeli kararda da davacı şirket ile davalı şirket arasında bir sözleşme ilişkisi veya herhangi bir sorumluluktan bahsedilmemiştir. Tüm bu hususlar dikkate alındığında davacı tarafın üzerinde bulunan ispat yükü uyarınca davalı şirketin 20/08/2004 tarihli trafik kazasında … plakalı araç ile taşıma yaptığını ve bu nedenle de trafik kazasında ortaya çıkan zarardan sorumlu olduğunu ispatlayamadığı kanaatine varılmıştır. Bu nedenle davalının iş bu rücuen tazminat davasında davalı sıfatının bulunmadığı anlaşılmakla iş bu davanın sıfat (pasif husumet) yokluğu nedeniyle reddine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın sıfat yokluğu (pasif husumet) nedeniyle reddine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının, davacı taraftan peşin olarak alınan 2.894,00 TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, artan 2.813,30 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kararın mahiyeti gereği üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan tebligat ve posta masrafı 18,50 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider/delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’nin 7/2. maddesine göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/05/2022

Katip …

Hakim …