Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/971 E. 2019/1021 K. 24.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/971 KARAR NO : 2019/1021

DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ : 24/12/2019

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9.maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız ve tarafsız İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin kararıdır.
Davacının avukatı dava açan dilekçesinde ve yargılamada ki beyan ve iddalarında özetle;
Yanlar arasında (-… Noterliğince … yevmiye numarası ile 20/11/2007 tarihinde tasdik olunan-) 19/11/2007 tarihli sözleşmeyle sigorta acenteliği ilişkisinin tesis edildiğini, acentelik ilişkisinin kurulmasından sonra bir çok müşterinin, davacının çabası ile davalı (-…Şirketi iken …bank T.A.Ş… Vakfı tarafından hisselerinin satın alınmasıyla ünvanı… Sigorta AŞ olarak değişmiştir-) sigortaya kazandırıldığını, taraflar arasında ki acentelik ilişkisinin 2013 yılına kadar sorunsuz devam ettiğini, 2013 yılında davalının, davacıyı devreden çıkartarak davacının kazandırdığı müşterilerin poliçelerini …bank T.A.Ş aracılığıyla yenilettiğini ve davacıya komisyon ödemediğini, davacının bu sorunu diyalog yoluyla çözme çabasına karşılık davalının 28.01.2014 tarih ve 310/72 sayılı yazısı ile acentelik sözleşmesini tek taraflı olarak ve herhangi bir sebep göstermeksizin feshettiğini, davacının acentelik ilişkisi devamı süresince 2013 yılına kadar davalı sigortaya birçok yeni müşteri kazandırdığını, bu yeni müşterilerin ilk defa …Sigorta Anonim Şirketi tarafından sigortalandığını, bu işlemlere davacı şirketin aracılık ettiğini, hal böyle olunca sözleşme devam ederken poliçelerin yenilenme işleminin davacının devreden çıkartılarak yapılmasının davalı sigortayı komisyon vermekten kurtaramayacağını, davalının 2013 yılı öncesinde davacı şirketin aracılık ettiği poliçelerin 2013 yılında yenilenmesi ile ilgili olarak komisyon bedelini davacıya ödemek zorunda olduğunu, yine davalı sigortanın 28 Ocak 2014 tarihli yazısı ile acentelik sözleşmesini sebepsiz sonlandırması nedeniyle Türk Ticaret Kanununun 122.maddesi kapsamında belirlenecek tazminatı davacıya ödemekle yükümlü olduğunu beyanla, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak davasının kabulüne, ileride artırılmak üzere 2013 yılı ücret alacağı olarak 10.000-TL’nin ticari faizi ile birlikte davalı sigortadan tahsiline, Türk Ticaret Kanununun 122.maddesi kapsamında ileride arttırılmak üzere 20.000,00TL denkleştirme tazminatının ticari faizi ile birlikte davalı sigortadan tazmin ve tahsiline, yargılama harç ve masraflarıyla vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davalının avukatı cevap dilekçesinde ve yargılamada ki beyan ve iddalarında özetle;
19/11/2007 tarihli sözleşme ile davacı tarafından davalıya poliçe kesme ve prim tahsil etme yetkisinin tanındığını, sözleşme kapsamında acentelik faaliyetlerinde bulunan davacının üretim yetersizliği, hasar prim oranının yüksekliği, bir takım büyük projelerle ilgili olarak davacı, taraf olmasına rağmen davacıyı devre dışı bırakmak suretiyle acenteliğini yaptığı diğer sigorta şirketlerine projeler konusunda teklif götürmesi sebepleriyle davalının acentelik sözleşmesini 07/03/2014 tarihinde feshettiğini, yanlar arasında ki sözleşmenin 46.maddesine göre davalının sözleşmeyi feshetme hususunda her hangi bir sebebe dayanma zorunluluğunun bulunmadığını, üretim yetersizliği ve portföyün dengesiz gelişmesi gibi hususların sözleşmenin 47/e-f maddeleri kapsamında fesih sebebi kabul edildiğini, 07/01/2014 tarihli acente değerlendirme toplantısında alınan karar gereği 7 acente ile birlikte davalının da sözleşmesinin feshi kararının alındığını, davalının davacı acentenin çalışmasından gerekli verimi alamadığını, davacının komisyon bedeli ile denkleştirme tazminatı istemlerinin yasal koşullarının somut olayda oluşmadığını, kaldı ki istemlerinin yanlar arasında ki sözleşmeye de aykırı olduğunu beyanla, davanın ve davacının istemlerinin reddine, yargılama giderlerinin davacının üzerinde bırakılmasına karar verilmesini, talep ve beyan etmiştir.

DEĞERLENDİRME VE SONUÇ
Elde ki dava, yanlar arasında ki 19/11/2007 tarihli acentelik sözleşmesinin, davalı tarafından 07/03/2014 tarihinde tek taraflı olarak feshedilmesinden kaynaklanan komisyon bedeli ile portföy tazminatının davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama da davacı taraf, davalının 19/11/2007 tarihli acentelik sözleşmesini 07/03/2014 tarihinde her hangi bir sebebe dayanmaksızın haksız olarak tek taraflı fesh ettiğini, davacının sözleşme ilişkisi çerçevesinde davalıya pek çok yeni müşteri kazandığını ve bu müşterilerin davalının portföyünde bulunduğunu, davalının 2013 yılı öncesinde davacı şirketin aracılık ettiği poliçelerin 2013 yılında yenilenmesi ile ilgili olarak komisyon bedelini davacıya ödemek zorunda olduğunu, yine davalının Türk Ticaret Kanununun 122.maddesi kapsamında davacıya denkleştirme tazminatı ödemekle yükümlü olduğunu beyan ve iddia etmiş, davalı taraf ise davalının, üretim yetersizliği, hasar prim oranının yüksekliği, bir takım büyük projelerle ilgili olarak davacı taraf olmasına rağmen davacıyı devre dışı bırakmak suretiyle acenteliğini yaptığı diğer sigorta şirketlerine projeler konusunda teklif götürmesi sebepleriyle davalının acentelik sözleşmesini feshettiğini, kaldı ki sözleşme hükümlerine göre davalının haklı bir nedene dayanmak zorunda da olmadığını, davalının davacının çalışmaları nedeniyle önemli bir menfaat sağlamadığını, davacının komisyon bedeli ve denkleştirme tazminatı isteminin koşullarının somut olayda gerçekleşmediğini, beyan ve iddia etmiştir.
Elde ki davanın yapılan yargılamasında tarafların dayandığı deliller dosyaya ikame olunmuştur. Bu yönde dosyanın tamamlanmasından sonra davacının komisyon bedeli ve portföy alacağının varlığı ve miktarı hususunda 3 ayrı bilirkişi kurulu raporu tanzimi sağlanmıştır.
15/04/2016 tarihli raporda özetle;
Davacının Türk Ticaret Kanununun 122.maddesi kapsamında ki denkleştirme tazminatı isteminin, davalı … şirketinin dava konusu portföyle ilgili önemli bir menfaat elde etmemesi nedeniyle yerinde olmadığı, Grup Ferdi Kaza Poliçeleri nedeniyle komisyon bedeli isteminin yerinde olduğu ve davacının komisyon bedeli olarak 162.340,50 TL talep edebileceği,
31/07/2017 tarihli raporda özetle;
Sözleşmenin feshi nedeniyle davacının talep edebileceği komisyon bedeli miktarının 431.915,91 TL denkleştirme tazminatı miktarının 551.592,50 TL olduğu, hakkaniyet indirimi hususunda taktirin mahkemeye ait olduğu,
03/12/2018 tarihli raporda özetle;
Davacının istemlerine ilişkin daha önce yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesi tanzim olunan birbirine aykırı raporlar arasında ki çelişkinin dosyada ki verilere göre giderilemeyeceği, cari hesap ekstrelerinin sunulması ile kanaat verici sonuca ulaşılabileceği,
Yönünde görüş açıklandığı anlaşılmıştır.
Somut olayda öncelikle acentelik sözleşmesinin feshi üzerinde durulması ve müteakip davacının diğer istemlerinin koşullarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 23/15.maddesi “Sigorta acentesi, acentelik sözleşmesinin sona ermesi halinde, sigorta ettirenlerle yaptığı veya kısa bir süre içinde yapacağı işlerle ilgili sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği komisyona hak kazanır”
23/16.maddesi “Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra sigorta şirketi sigorta acentesinin portföyü sayesinde önemli menfaatler elde ediyor ve hakkaniyet gerektiriyorsa, sigorta acentesi, sigorta şirketinden tazminat talep edebilir. Ancak, sigorta acentesinin haklı bir nedene dayanmaksızın sözleşmeyi feshetmesi ya da kendi kusuruyla sözleşmenin feshine neden olması halinde tazminat hakkı düşer”
Türk Ticaret Kanununun 122.maddesi “(1)Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra;
a)Müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa,
b)Acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa ve
c)Somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa, acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir.
(2)Tazminat, acentenin son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasını aşamaz. Sözleşme ilişkisi daha kısa bir süre devam etmişse, faaliyetin devamı sırasındaki ortalama esas alınır.
(3)Müvekkilin, feshi haklı gösterecek bir eylemi olmadan, acente sözleşmeyi feshetmişse veya acentenin kusuru sebebiyle sözleşme müvekkil tarafından haklı sebeplerle feshedilmişse, acente denkleştirme isteminde bulunamaz.
(4)Denkleştirme isteminden önceden vazgeçilemez. Denkleştirme istem hakkının sözleşme ilişkisinin sona ermesinden itibaren bir yıl içinde ileri sürülmesi gerekir.
(5)Bu hüküm, hakkaniyete aykırı düşmedikçe, tek satıcılık ile benzeri diğer tekel hakkı veren sürekli sözleşme ilişkilerinin sona ermesi hâlinde de uygulanır”
Yasal hükümler çerçevesinde davacının komisyon alacağı ve denkleştirme tazminatı talep edebilmesi için ön koşul sözleşmenin sona ermesinde davacının kusurunun bulunmamasıdır. Yukarıda açıklandığı üzere yanlar arasındaki 19/11/2007 tarihli acentelik sözleşmesi 07/03/2014 tarihinde davalı tarafından fesh edilmiştir. Davalı; sözleşmenin hükümlerine göre sözleşmenin feshi hususunda herhangi bir nedene dayanmak zorunda olmadığını, kaldı ki üretim yetersizliği ve hasar prim oranının yüksekliği ile etik davranışlarda bulunulmamasının sözleşme kapsamında fesih nedeni olarak kabul edildiğini, davalının bu sebepleri de gözeterek sözleşmeyi tek taraflı olarak fesh ettiğini, savunmuş ve iddia etmiştir.
Yanlar arasındaki ilişkinin mahiyeti gereği (acentelik ilişkisi- 2007 yılında başlayıp sözleşmenin feshi tarihine kadar devam eden) sözleşmenin feshinde yanların haklı nedenlere dayanması gerektiği kanaatiyle davalının sözleşmenin feshine ilişkin sözleşme hükümleri gereğince davalının sebebe dayanmak zorunda olmadığı yönünde ki savunmaları yerinde bulunmamıştır. Gerek dosya içeriği deliller gerekse bilirkişi raporları içeriği birlikte değerlendirildiğinde davacıya ait hasar/pirim oranının her dönem yüksek seyrettiği, hasar/prim oranı yüksekliğinin 2013 yılına özgü bir durum olmadığı, yine acentenin genel portföyünde 2011 yılından itibaren yaşanan düşüşün … Sigorta Anonim Şirketindeki üretime de yansıdığı, sözleşme süresinde yıllar itibari ile kayıp yaşandığı, yani üretim yetersizliğinin 2013 yılına özgü olmadığı, 2007 yılında başlayan ilişkide bu sebeple sözleşmenin feshinde bu nedene dayanılmasının doğru ve yerinde olmadığı, yine davalı taraf her ne kadar acentenin sözleşmeye ve etik kurallara aykırı davranması nedeniyle sözleşmenin fesh edildiği iddiasında bulunmuş ise de, bu iddianın davalı tarafça ispat edilemediği, hal böyle olunca da davalının sözleşmenin feshi hususunda ki iddialarının yerinde olmadığı, bu suretle de haklı bir nedene dayanmaksızın sözleşmenin davalı tarafından tek taraflı fesh edildiği sonucuna varılmıştır. (-bu hususlarda 15/04/2016 tarihli rapor hasar prim oranı ve üretim yetersizliği yönünden hesaplamaları ve tespitleri itibariyle yerinde bulunmuştur-)
Türk Ticaret Kanununun 122 ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 23/16.maddesi kapsamında her hangi bir somut olayda istem sahibi yararına denkleştirme tazminatına hükmedilebilmesi için,
-Acentelik ilişkisinin sona ermiş olması,
-Sözleşme tarafının, acentenin bulduğu müşteriler sayesinde önemli menfaatler elde etmeye devam ediyor olması,
-Acentenin sözleşmenin sona ermesinden dolayı işletmeye kazandırdığı müşterilerle yaptığı veya yakın zamanda yapacağı işler için sözleşme devam etseydi elde edeceği ücret alma hakkını kaybetmiş olması,
-Somut olaya bakıldığında denkleştirme tazminatı talebinin hakkaniyete uygun görülmesi,
-Denkleştirme talebinin sözleşmeden doğan ilişkinin sona ermesinden itibaren bir yıl içinde ileri sürülmüş olması gerekir.
Somut olay açıklamalar ve yasal hükümler doğrultusunda değerlendirildiğinde, davacının istemini 1 yıllık yasal süre içerisinde mahkeme önüne getirdiği, bu nedenle süresinde olduğu, her ne kadar davacı tarafça sağlanan portföy nedeniyle davalının önemli kazanımlar sağladığı iddiasında bulunulmuş ise de, toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde davacının bu iddiasında haklı olmadığı, zira davalının dava konusu portföyle ilgili önemli menfaatler elde etmediği, 2009 yılından itibaren davalının portföyden zarar etmesine yol açtığı, kaldı ki sözleşme ilişkisi devamınca hasar/prim oranı yüksekliği ve üretim yetersizliği nedeniyle davacı yararına denkleştirme tazminatına hükmedilmesinin hakkaniyete uygun olmadığı, bu suretle davacının istemine ilişkin koşulların gerçekleşmemesi nedeniyle bu yönde ki isteminin reddinin gerektiği, sonucuna ve vicdani kanaatine varılmıştır (-bu hususta ki hesaplama tespit ve değerlendirmeler hususunda 15/04/2016 tarihli bilirkişi raporu uygun ve yerinde bulunmuş olup mahkememiz denkleştirme tazminatına hükmedilmesinin yanlar arasında 2007 yılında başlayan ticari ilişki de davalının önemli menfaatler elde etmemesi nedeniyle hakkaniyete uygun bulmamıştır-)
Davacının komisyon alacağı istemine gelince,
Davacı acentenin; …Sendikaları Konfederasyonu ile yapılan sözleşme gereği daha önceki yıllarda yaptıkları Grup Ferdi Kaza Sigortası Poliçelerini 2013 yılında da kendileri tarafından yenilenmeleri gerekirken komisyon ödememek için davalının …bank TAŞ’a yenilettiği iddiası gereğince ticari defter ve kayıtlar ile sigorta poliçe dökümlerine göre oluşturulan raporlarda açıklandığı gibi, …Sendikaları Konfederasyonu’na ait 2013 yılı Grup Ferdi Kaza Sigortası Poliçelerinin tamamının 08/03/2013 tarihinde …bank TAŞ tarafından yenilendiği, bitiş tarihinin 05/03/2014 tarihi olduğu, prim toplamının 31/07/2017 tarihli bilirkişi raporunda açıklandığı ve mahkememizce kabul edildiği üzere 2.154.579,57 TL olduğu, taraflar arasında ki 19/11/2007 tarihli acentelik sözleşmesinin 25.maddesine göre ferdi kaza sigorta komisyonu oranının % 25 olduğu, sözleşmenin 26.maddesine göre komisyon miktarının net prim üzerinden hesaplanacağının kararlaştırıldığı, ancak davacı acentenin geçmiş yıllar komisyonunu % 20 oranı üzerinde tahsil ettiği, hal böyle olunca da komisyonun bu oran üzerinden hesaplanması gerektiği, bu suretle elde ki davada davacının talep edebileceği komisyon bedelinin 2.154.597,57 TL net pirimin % 20 si olan 431.915,91 TL olduğu, sonucuna ve vicdani kanaatine varılarak aşağıdaki karar verilmiştir.

H Ü K Ü M /Açıklanan nedenlerle;
1-)Davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, davacının Türk Ticaret Kanununun 122.maddesi kapsamında denkleştirme tazminatı isteminin, koşulları gerçekleşmemesi nedeniyle reddine,
2-)Davacının komisyon bedeli isteminin kabulüne, 431.915,91 TL nin dava tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-)Yargılama giderlerinin kabul ve red oranlarına göre taraflara ait olmasına,
4-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 29.504,18 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline, peşin alınan harcın mahsubuna,
5-)Davacı tarafça yatırılan 16.795,89 TL peşin harcın davalıdan tahsiline,
6-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 31.226,64 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 36.013,70 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-)Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 4.685,50 TL yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre % 45’inin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-)Davalı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 150,00 TL yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre % 55’inin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Hukuk Muhakemeleri Yasasının 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
-Davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avans kalmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Taraf vekillerinin huzurunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıklandı.

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

HARÇ BEYANI /
29.504,18 TL KARAR HARCI
16.795,89 TL PEŞİN HARÇ /
12.708,29 TL KALAN HARÇ

DAVACI GİDERİ /
29,00 TL BVH VE VSH.
4.400,00 TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ
256,50 TL POSTA MAS. /
4.685,50 TL TOPLAM

DAVALI GİDERİ /
150,00 TL POSTA MAS.