Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/622 E. 2018/1059 K. 25.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/622 Esas
KARAR NO : 2018/1059
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 16/09/2014
KARAR TARİHİ: 25/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davalı Sürücü …’ un sevk ve idaresindeki… plakalı aracının 26/04/2009 tarihinde, hatalı ve ağır kusurlu şekilde manevra yapması neticesinde müvekkilinin sevk ve idaresindeki araca çarpması sonucu ağır şekilde yaralanan müvekkilinin, toplanacak delillere göre tespit edilecek bedensel işlev kaybı, yoksun kalınan ücret kaydı vb. tüm maddi zararlar tutarının belirlenerek, şimdilik 1.000-TL nin ve kapsamı belirlendikten sonra bildirlecek toplam tazminat miktarının araç maliki ve sürücü yönünden olay tarihinden itibaren; davalı sigorta şirketi yönünden ise mezkur zararların sigorta poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere dava tariinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte (Sigorta şirketi için ticari reeskont faiz oranı) müştereken ve müteselsilen sorumlu olan davalılar tarafından ödenmesini, müvekkilinin kaza anında ve sonrasında yaşadığı elem ve ızdırap ile bu kazanın fiziksel ve psikolojik etkilerini, ömür boyu yaşamak zorunda kalması nedeniyle mağduriyetinin giderilmesi için 50.000-TL manevi taminatın davalılar tarafından ödenmesine, tüm yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı …vekilinin davaya cevap dilekçesi özetle; müvekkilinin kuruluş yurt dışına çıkan Türk plakalı araçlara üyeleri vasıtasıyla yeşil kart sigorta sertifikası sağlamakla ve geçerli yeşil kart poliçesi bulunan Türk plakalı araçların kusurlu hareketleri nedeniyle kaza yapmaları halinde kaza mahalli ülke mevzuat ve limitleri çerçevesinde o ülkede mağdur olan şahısların zararlarını gidermek olduğunu, 26/04/2009 tarihinde Bulgaristan’ da meydana gelen trafik kazasında davacı … plakalı (çekici) -… plakalı(…) ile seyir halindeyken davalı …’ un kullandığı… plakalı (çekici) -… plakalı ( …) ile çarpışmış ve bu çarpışmadan sonra dava dışaı … yönetimindeki … (çekici) … ( dorse ) de aynı kayaza karışmış olduğunu, kazanın maddi hasarlı ve yaralanmalı olduğunu, mahkememiz tarafından bilirkişi marifetiyle yaptırılacak olan inceleme neticesinde yeşil kart sigortasınına haiz araç sürücüsünün kusurlu olması halinde ancak müvekkil büronun sorumluluğundan bahsedilelebileceğini, 26/04/2009 tarihli kazada yaralanan davacının hak edebilecekleri mitarlardan mahsup edilmek üzere herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan tazminat alıp almadığının ve/veya tazminat tahakkuk edip etmediğinin belirlenmesi gerektiğini, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasının yurt dışı uzantısı niteliğindeki yeşil karttan kaza tarihinde Türkiye’ de geçerli limitleri aşan herhangi bir miktar ödenmesinin söz konusu olmadığı gibi manevi tazminatlar bakımında da herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davanın haksız fiilden kaynaklanan bir dava olduğundan davacı tarafın ticari reeskont faiz talebinin reddini, davacının tüm taleplerinin reddini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa tahmilini talep etmiştir.
Davlalı … Şti. Vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarını kabul etmediklerini, davalı şoförün ters yönde gittiğine dair bir delil olmadığını, bu nedenle tam kusurlu olduğunu kabul etmediklerini, davalı şoförün alkollü olduğunu gösteren bir alkol raporunun da olmadığını bu iddianın da doğru olmadığını, belgenin fotokopu olduğunu, aslı olmadığını, … tarafından tercümesi gönderilen aynı belgede her iki şoförün de alkollü olduğuna adir bir tespitin olmadığını, tercümede kazaya karışan 3 şoförün de alkollü olmadığnını belirtildiğini, bu nedenle birbiriyle çelişik 3 farklı tercüme olduğunu, bunlara itabar edilemeyeceğinin davalı şirketin kazadan sonra yaptırdığı tercümeye göre sürücünün alkolsüz olduğunu, davalı şoför …’ un çok tecrübeli birisi olduğunu, alkol almasının mümkün olmadığını, yolda kontroller uygulandığını, aklollü sürücülerin ehliyetlerine el konulduğunu, davalının aracınnı CMR sigortasının olduğunu, kaza sonucu yurt dışı şirketin zaraının CMR sigortası tarafından ödendiğini, kazadan sonra davalı şoförün Türkiye’ ye döndüğünü, Bulgaristan’ da alınkonulmadığını, bu nedenle davacının ağır yaralandığı iddialarının ispatlanması gerektiğini, kazada davacının tamamen kusurlu olduğunu, bu konuda bilirkişi incelemsi yaptırılması gerektiğini, davacının akciğerinde hasar olduğu iddasının kabul etmediklerini, kazayı değerlendiren bilirkişi raporuna göre her 3 sürücünün de kusurlu olduğunu, ancak kusur oranlarının belirtilmediğini, davacının kullandığı Scania marka aracın şoförü …’ ın yönetimindeki araçla dıştan virajı dönerken süratli gittiği 70 km hızını azaltmayarak virajda içe doğru savrulduğu ve kontrolünü kaybederek karşıdan gelen … yönetimindeki… marka araca çarptığının belirtildiğini, rapora göre davacıya davalının çarpmandığını, davacının davalıya çarptığını, kusurun büyük kısmının davacıda olduğunu, davalının kullandığı… marka aracın yük ağırlığının % 20 az olduğunun belirtildiğini, araçtaki yükün akslar arasına dengeli dağıtılmadığı için dorsenin dengesinin bozulduğunu, bunun kazanın oluşumunda etkili olmadığını, rapora göre davalının içten döndüğü virajı düşük hızla 65 km geçtiğini, çekicide bir savrulma olmadığını, kazaya karışan Iveco marka TIR ‘ ın ise kaygan yolda hızlı seyrettiğninden kazaya karışan davacının aracına çarptığını, davacının emniyet kemeri takmadığı için başını çarptığını, her 3 şoförün de değerlendirilmesinde davalı …’ un kusursuz olduğunu, dolayısıyla davalı şirketin sorumlu olmadığını, davacının alacaklırının bilirkişi raporuyla tespit edilmesi gerektiğini, davacının asgari ücretle çalışmasına rağmen 2.300,00-TL gelir beyanının çelişkili olduğunu belirtmiş ve davaınn reddini istemiştir.
DELİLLER:
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, tedavi evrakları, ceza dosyası, hasar dosyası, trafik kayıtları, … kayıtları celbedilmiştir.
ATK … İhtisas Kurulunun 03/02/2017 tarihli raporunda özetle, dava konusu kaza nedeniyle davacının sürekli maluliyetinin oluşmadığı, geçici iş göremezlik süresinin dokuz ay olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
22/09/2017 tarihli bilirkişi heyet raporu özetle; dava konusu olayda davalı sürücü …’ un % 50 oranında asli kusurlu olduğu, davacı sürücü …’ nın da olayda % 50 oranında eşit derecede kusurluğu olduğu, olayda başka kişi ve kuruluşlara yüklenebilecek kusur oranının olmadığı, davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik zararının 8.899,82-TL olduğu kanaatine varılmıştır.
24/04/2018 tarihli tedavi giderleri ve bakım harcamasının hesaplamasına ilişkin bilirkişi raporu özetle;26/04/2009 tarihinde % 50 kusurlu olarak maruz kaldığı trafik kazasında yaralanarak belirli bir süre hastane ortamında tedavi gören … doğumlu ve belgeli ücretle çalışan soför olan ve kendisine uygulanan tedaviye maluliyet oluşmayan … da tedavi gideri/ geciçi iş göremezlik zararı yönünden taraf sorumluluğu gözetilerek kaza tarihine göre güncelleştirilmiş peşin sermaye değeri olarak 2.475,00-TL zarar hesaplandığını, 2.475,00-TL zarar yönünden SGK dışındaki diğer davalıların sorumlu oldukları sonuç ve kanaatine varmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava trafik kazası nedeniyle 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 41 maddesi kapsamında haksız fiil failine ve 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85, 91 ve devamı maddeleri ile 97 maddesi kapsamında, işleten ile zorunlu mali sorumluluk sigortacısına yönelik maddi tazminat ile 818 Sayılı Kanunun 49 ve 2918 Sayılı Knaunun 85 maddesi kapsamında haksız fiil faili ve işletene yönelik manevi tazminat talepli eda davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu kazada tarafların kusur durumlarının ne olduğu, maddi ve manevi tazminat talep edebilme şartlarının oluşup oluşmadığı, tazminat tutarının ne olduğu noktalarında toplanmaktadır.
818 Sayılı Kanun’un 41 maddesi uyarınca kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkalarına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Bu sorumluluğun hukuki niteliği kusur sorumluluğu olup haksız fiil failinin sorumluluğu bu madde kapsamında değerlendirilir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85 maddesinde düzenlenen motorlu araç işleten ile araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğunun hukuki niteliği ise kural olarak tehlike sorumluluğudur. Mezkur Kanunun 85/1 maddesi uyarınca “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Yine aynı kanunun 58/son maddesi uyarınca “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” Bu düzenlemeler kapsamında motorlu araç işletenin veya teşebbüs sahibinin, motorlu aracın işletilmesi nedeniyle ortaya çıkan zararlardan sorumluluğu kusur(haksız fiil) sorumluluğu olmadığı gibi, objektif özen yükümlülüğünün ihlaline dayanan olağan sebep sorumluluğu niteliğinde de değildir. Tehlike sorumluluğu niteliğindeki bu sorumluluğun doğması için, motorlu aracın işletilmesine özgü tipik tehlikenin gerçekleşmesi yeterli olup motorlu araç işletenin veya teşebbüs sahibinin kusuru yahut objektif özen yükümlüğünü ihlali aranmaz. Motorlu taşıt işletenin olağan sebep sorumluluğu istisna olup 2918 Sayılı Kanun’un 85/3 fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre işletme haline olmayan bir motorlu aracın sebep olduğu trafik kazasından dolayı işletenin sorumlu tutulabilmesi için, zarar görenin, kazanın oluşumunda işleten veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere ilişkin bir kusurun varlığını veya araçtaki bozukluğun kazaya sebep olduğunu ispat etmesi gerekir. Somut olayda meydana gelen trafik kazası aracın işletilmesi sırasında meydana geldiğinden, işletenin sorumluluğunun tehlike sorumluluğu olduğunda şüphe yoktur. Bu sebeple işleten ancak kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85 maddesinde düzenlenen motorlu araç işleten ile araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğunun hukuki niteliği ise kural olarak tehlike sorumluluğudur. Mezkur Kanunun 85/1 maddesi uyarınca “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Yine aynı kanunun 58/son maddesi uyarınca “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” Bu düzenlemeler kapsamında motorlu araç işletenin veya teşebbüs sahibinin, motorlu aracın işletilmesi nedeniyle ortaya çıkan zararlardan sorumluluğu kusur(haksız fiil) sorumluluğu olmadığı gibi, objektif özen yükümlülüğünün ihlaline dayanan olağan sebep sorumluluğu niteliğinde de değildir. Tehlike sorumluluğu niteliğindeki bu sorumluluğun doğması için, motorlu aracın işletilmesine özgü tipik tehlikenin gerçekleşmesi yeterli olup motorlu araç işletenin veya teşebbüs sahibinin kusuru yahut objektif özen yükümlüğünü ihlali aranmaz. Motorlu taşıt işletenin olağan sebep sorumluluğu istisna olup 2918 Sayılı Kanun’un 85/3 fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre işletme haline olmayan bir motorlu aracın sebep olduğu trafik kazasından dolayı işletenin sorumlu tutulabilmesi için, zarar görenin, kazanın oluşumunda işleten veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere ilişkin bir kusurun varlığını veya araçtaki bozukluğun kazaya sebep olduğunu ispat etmesi gerekir. Somut olayda meydana gelen trafik kazası aracın işletilmesi sırasında meydana geldiğinden, işletenin sorumluluğunun tehlike sorumluluğu olduğunda şüphe yoktur. Bu sebeple işleten ancak kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilir.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesi ile motorlu araç işleten veya teşebbüs sahibine zorunlu mali sorumluluk sigortası yapma mecburiyeti getirilmiştir. Bu düzenleme ile sigortacının, motorlu taşıt işletenin veya teşebbüs sahibinin motorlu taşıtın işletilmesinden doğan sorumluluğunu teminat ile sınırlı olmak üzere karşılaması amaçlanmıştır. Aynı kanunun 92 maddesinde ise zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı tahdidi biçimde sayılmıştır. Maddeye göre; aşağıdaki hususlar zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu dışındadır:
“a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f) Manevi tazminata ilişkin talepler.
g) Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri,
h) İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri,
i) Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.”
818 Sayılı Kanunun 49 maddesi uyarınca bedensel zarar uğrayan kişinin, olayın özelliklerine göre manevi tazminat talep hakkı mevcuttur.
Anılan düzenlemeler çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; denetime elverişli ve hükme esas almaya uygun 22/09/2017 havale tarihli bilirkişi raporuna göre; dava konusu kazanın meydana gelişinde davalı …’un % 50, davacı …’ın %50 oranında kusurlu oldukları, kaza nedeniyle davacıda meydana gelen yaralanmanınsürekli maluliyete sebep olmadığının, davacının geçici iş göremezlik süresinin 9 ay olduğunun mahkememizce alınan ATK raporundan anlaşıldığı, davacının geçici iş göremezlik zararının aktüeryal hesap raporuna göre kusur oranı da esas alınarak 8.899,82-TL olduğu, davacının Sağlık Uygulama tebliği kapsamında karşılanmayan toplam tedavi giderinin 4.949,00-TL olduğunun 24/04/2018 tarihli tedavi giderleri ve bakım harcamasının hesaplamasına ilişkin bilirkişi raporu ile tespit edildiği, davacının kusur oranında göre bu tutarın yarısını davalılardan talep edebileceği, 8.899,82-TL geçici iş göremezlik zararı ile, 2.475,00-TL tedavi ve bakıcı gideri olmak üzere toplam 11.374,82-TL maddi tazminattan davalı …’un 818 Sayılı TBK’nun 41, davalı …Şti’nin 2918 Sayılı Kanunun 85 ve davalı …’nun 2918 Sayılı Kanunu 91 ve devamı maddeleri kapsamında müteselsilen sorumlu oldukları anlaşılmakla, davacının maddi tazminat talebinin 29/08/2018 tarihli tarihli talep arttırım dilekçesinde talep edilen miktar üzerinden kabulü ile 8.899,82-TL geçici iş göremezlik zararı ile, 2.475,00-TL tedavi ve bakıcı gideri olmak üzere toplam 11.374,82-TL maddi tazminatın davalılar …, ve …Şti. İçin kaza tarihi olan 26/04/2009 tarihinden itibaren, davalı … için dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Manevi tazminat talebi yönünden yapılan incelemede, dava konusu kazada ki kusur durumu, kaza nedeniyle davacının vücudunda meydana gelen yaralanmanın niteliği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile manevi tazminatın zenginleşme aracı olamayacağı ilkesi göz önünde bulundurularak, 818 Sayılı Kanunun 41 ve 59 maddeleri kapsamında davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 7.000,00-TL manevi tazminatın davalılar …, ve …Şti.’ den kaza tarihi olan 26/04/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davacının maddi tazminat talebinin 29/08/2018 tarihli tarihli talep arttırım dilekçesinde talep edilen miktar üzerinden kabulü ile 8.899,82-TL geçici iş göremezlik zararı ile, 2.475,00-TL tedavi ve bakıcı gideri olmak üzere toplam 11.374,82-TL maddi tazminatın davalılar …, ve …Şti. İçin kaza tarihi olan 26/04/2009 tarihinden itibaren, davalı … için dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2- Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 7.000,00-TL manevi tazminatın davalılar …, ve …Şti.’ den kaza tarihi olan 26/04/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3- Maddi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 777,00-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 214,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 562,80-TL nispi karar ve ilam harcının tüm davalılardan müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına, 241,20-TL nin tüm davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4- Manevi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 478,17-TL nispi karar ve ilam harcının davalılar …, ve …Şti. Den tahsili ile hazineye irat kaydına,
5- Davacı kendisini bir vekil aracılığı ile temsil ettirdiğinden Maddi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.180,00-TL nispi vekalet ücretinin tüm davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6- Davacı kendisini bir vekil aracılığı ile temsil ettirdiğinden, manevi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.180,00-TL nispi vekalet ücretinin tüm davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
7- Davalı …Şti. Kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiklerinden, manevi tazminat davası yönünden ortak sebebe dayalı olarak reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.180,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …Şti.’ye verilmesine,
8- Maddi tazminat davası için davacı tarafından yapılan 2.800,00-TL bilirkişi gideri, 971,00-TL posta ve tebligat gideri, 24,30-TL başvuru harcı toplamı 3.795,30.-TL yargılama giderinin tüm davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
9- Davalılarca yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10- Davacı tarafından yatırılşan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
HMK.nun 333.maddesi gereğince davacı tarafça yatırılan yargılama giderinden arta kalan 341,00.-TL’nin talep halinde ve hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair taraf vekilleri ile davalı …’ nun yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinde itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır