Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/431 E. 2020/127 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/431 Esas
KARAR NO : 2020/127

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA-BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 08/05/2013-30/10/2013
KARAR TARİHİ : 06/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ nin davacı müvekkili şirket…’ e yönelik eylemlerinde haksız rekabet oluşturduğundan davalının haksız rekabet sonucu elde ettiği menfaatlerin davacıya reeskont faizi ile birlikte devrini, bu talepleri uygun görülmediği takdirde 50.000,00-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birilikte davalıdan alınarak davacı şirkete ödenmesini, 30.000,00-TL tutarındaki manevi tazminatın dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birilikte davalıdan alınarak davacı müvekkili şirkete ödenmesini, haksız rekabetin men’ini, haksız rekabetin ref’ ini, haksız rekabetin mahkemece varlığı kabul edildiğinde hükmün tirajı yüksik bir gazetede ilanını, mahkeme masrafı ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili şirkete 17/12/2009 tarihinden itibaren çalışmaya başladığını, davalının iş yeri çalışanı olarak sahada çalıştığını, böylece tüm müşterileri tanıdığını ve bildiğini, davalı ile 11/04/2012 tarihli Rekabet Yasağı, Bilgi Koruma ve Gizlilik Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmeye aykırı davranan çalışan en son brüt ücretinin, 12 katı tutarında cezai şart ödeneceği hükmünün bağlandığını, cezai şartın karşılıklı olmasının yagane istisnası olan rekabet sözleşmesinden kaynkalı cezai şart olduğu ve somut olaya konu alacak yani icra takibinin dayanağının iş cezai şart olduğunu, davalının istifa dilekçesini sunduğunu, davalının işten ayrılmasının yegane sebinin müvekkili şirkete ait bilgi birikiminin ve ticari bilginin kendilerine menfaat sağlayacak şekilde kullanılmasından ibaret olduğunu, davalıya rakip şirketlerle görüşmeler ve pazarlıklar yapmasından ve bu hususun müvekkili şirketin yetkisili tarafından öğrenilmesinden sonra davalıya ihtarname gönderildiğini, daalının sözleşmeyi yok saymasından dolayı hakkında haksız rekabet genel hükümleri gereğince dava açıldığını ve icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu belirterek davanın kabulü ile takibin devamına, davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle icra ve inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA /
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; her iki tafından şirket merkezlerinin İstanbul olduğunu, hitap ettikleri pazarında ortak olduğunu, dolayısıyla her iki firmanın süreç içerisinde benzer müşteriler ile çalışmasının bulunmasının haksız rekabetin veya farklı bir niyetin ispatı sayılmadığını, ancak niyet okuyuculuğu sayılabilir ki bu da hukuken himaye görmediğini, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.

KANITLAR VE GEREKÇE:
Asıl haksız rekabete dayalı tazminat, birleşen dava rekabet yasağına dayalı cezai şart istemine istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu hususlar; asıl davada davalının, davacının çalışanlarını istihdam etmek, davacı şirketin müşterilerini ekonomik çıkar sağlamak amacı ile kullanmak, davacı ile aynı ürünleri satmak ve davacının sattığı ürünleri karalamak suretiyle davacıya karşı davalının haksız rekabet teşkil eden eylemi olup olmadığı, davalının haksız rekabet teşkil ettiği iddia olunan eylemleri nedeniyle davacının maddi ve manevi zararının oluşmuş ise maddi tazminat alacağının miktarının ne olduğu, birleşen davada davalının taraflar arasındaki iş sözleşmesinin sona ermesinin ardından rekabet yasağına aykırılık teşkil eden eylemlerde bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, taraf tanıkları davetiye ile celbedilerek dinlenilmiştir.
Asıl davada davacı tanığı …; ” ben 2012 yılında davacı … te 1 hafta süre ile çalıştım, hangi tarihte işe başladığımı ve hangi tarihte ayrıldığımı hatırlamam, işi beceremediğimden dolayı işten çıkartıldım, davalıların isminde sadece duydum, kendilerini tanımam, davacı şirket temizlik ve hijyen malzemeleri satışı yapar ancak dava konusu olaylarla ilgili herhangi bilgi ve görgüm yoktur” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Birleşen davada davacı tanığı …; “ben davacı şirkette 2008-2014 yılları arasında yaklaşık 6 yıl süre ile muhasebe müdürü olarak görev yaptım, davalı … ise aynı şirkette satış sorumlusu olduğundan dolayı tanırım, davacı şirket hijyen temizlik ve sistemleri satışı yapar, dava dışı asıl dava davalısı … ı da aynı şirkette çalıştığımızdan dolayı tanırım, kendisi şirkette satış müdürü pozisyonundaydı, 2012 yılı haziran ayında … davacı şirketten ayırılıp kendisi işini yapmaya başladı, … davacı şirketle aynı mahiyette ancak farklı bir firmanın ürettiği hijyen malzemeleri ve sistemlerinin satışını yapıyor, davacı şirket Never firmasının ürünlerini satarken … daki bir üreticinin ürünlerini satmaktadır, atina daki üreticinin ismini net olarak bilmem, davalı … …dan sonra 2012 yılı sonlarına dğru davacı şirketten ayrılarak … ın yanında çalışmaya başladı, … ın yanında yine satış sorumlusu olarak görev yaptı, yine aynı şirkette çalıştığımız … da fikretle aynı anda ayrılıp … ın yanında çalışmaya başladılar, … ayrıldıktan bir süre sonra davacı şirket müşterileri olan Taksim ve Beyoğlu ndaki birçok kafe sizin eski elemanınız geldi sizin ürünlerinizi kötüledi biz artık onlarla çalışacağız diyerek davacı şirketle olan bağlarını kopardılar ben bu sözleri söyleyen firmaların isimlerini net olarak hatırlamam ancak davacı şirketin ve davalı şirketin cari hesap ekstresi döküldüğünde firma isimleri döküldüğünde ortaya çıkar, davacı şirketin ürünlerini sattığığ tüm firmaların isimlerini satılan ürünlerin cinsini ve bizim verdiğimiz teklifi gösterir müşteri takip formları vardı, bu formlar gerek fikret in gerek … ın gerekse …in elindeydi bunlar bizim vermiş olduğumuz teklifi görerek müşterilere daha az fiyattan teklif sunarak davacı şirekt müşterilerini aldılar nitekim ben muhasebede görevli olduğumdan dolayı …ın vermiş olduğu teklifin bizim firmamızdan çok daha az hatta maliyet fiyatından olduğunu görebiliyordum, başkaca bilgi ve görgüm yoktur, şimdi aklıma geldi fikret ve …… ın yanında duyduğuma göre 3-4 ay çalışmışlar … ın yanından ayrıldıktan sonra yine bizim müşterilerimize geliyorlarmış” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Asıl ve birleşen davada davacı tanığı …; “ben davacı şirket bünyesinde 2012-2013 yılları arasında idari işler koordinatörü olarak görev yaptım davacı şirketin sahipleri aynı zamanda benim arkadaşlarımdır, davacı şirket endüstriyel temizlik ve hijyen malzemeleri satışı yapar, davalı …’ı davacı şirket bünyesinde 2005 yılından itibaren satış müdürü olarak çalıştığından dolayı tanırım zira davacı şirket sahipleri arkadaşlarımdır, ancak ben işe girmeden kısa bir süre önce … işten ayrılmıştır, dolayısıyla aynı dönem içinde kendisi ile hiç çalışmadık, davalı …’i de bir dönem aynı şirkette yani davacı şirket bünyesinde çalıştığımızdan dolayı tanırım kendisi satış sorumlusu idi, yine dava dışı …’i de davacı şirket bünyesinde birlikte çalıştığımızdan dolayı tanırım, …de teknik servis sorumlusu idi, ben bizzat görmedim ve duymadım ancak etraftan davalı …’ın davacı şirket bünyesinden ayrıldıktan sonra yine davacı şirket ile benzer alanda faaliyet gösteren bir iş yeri açtığını, … ve …’in yanında çalıştığını duydum, davacı şirketin faaliyet gösterdiği alan içinde sınırlı sayıda portföy vardır, hergün yeni bir şirket müşteri anlamında sektöre dahil olmaz, bu nedenle davalı … ürünlerini satmak için illa ki davacının müşteri çevresi ile görüşmüştür, ancak bunun haksız rekabet olup olmayacağı mahkemenin taktirindedir, ben etraftan … ın davacının müşterileri ile çalıştığını duyduysam da çalıştığım bölüm itibariyle duyduğum bilgileri teyit etme imkanım olmadı gerekte duymadım, yine davalı … ın dava dışı …ve diğer davalı fikreti kendi iş yerinde çalışması için ayartıp ayartmadığını bilmem başkaca bilgi ve görgüm yoktur” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Asıl davada davalı tanığı …; “ben davacı şrket bünyesinde 2010-2013 yılları arasında satış temsilcisi olarak çalıştım, davalı …’ı ise benim müdürüm olduğundan dolayı tanırım beni ototek şirketine satış temsilcisi olarka işe … hanım aldı, ben 2013 yılında davacı şirkette beraber çalıştığımız nişanlım …in davacı şirket yetkilileri tarafından ağır hakarete uğraması ve bir nevi işten ayrılmaya zorlanması karşısında nişanlım …ile birlikte davacı şirketten ayrıldım, … hanım ben şirketten ayrılmadan 3-4 ay kadar önce davalı … hanım da şirketten ayrılmıştı, davacı şirket hijyen malzemeleri, köpük sabun ve ortam kokuları satışı yapar, davalı … işten ayrıldıktan sonra 3-4 ay kadar ne iş yapsam diye düşündü, ben tam işten ayrıldığım dönemde o da kendi işyerini kurdu, iş yerinin ismi Kuatro idi, davacı şirket ile köpük sabun dışında benzer malzemelerin satışını yaptı, davacı şirket ürünleri rabber mate iken davalı … spring air idi, ben kesinlikle … ın yönlendirmesi ve telkiniyle davacı şirketten ayrılmadım, biraz önce söylediğim gibi tamamen nişanlıma yapılan hakaretten dolayı ayrıldım, işten ayrıldıktan sonra 3-4 ay kadar davalı … ın yanında satış temsilcisi olarak çalıştım, ben davacı şirket bünyesinden ayrıltıkdan ve davalı … ın yanında çalışırken yeni müşterilerle ilişki kurduysam da yine ototek döneminde çalıştığım müşteriler de beni telefonla aradı, kendileriyle görüşmemde yeni firmayla çalıştığımı söyledim, onlarda bana getir ürünlerini bakalım uygun olursa kullanırız dediler, davacı ve davalının satmış olduğu ürünlerin piyasada fiyatları hemen hemen standarttır, herkesin satın aldığı ürünün birim fiyatı bellidir, davalı … ın şirketten ayrılmasının iki sebebi vardır, birisi ayrıldığı dönemde davacı şirket çalışanlarına rekabet yasağına ilişkin sözleşme imzalatmak istedi, … hanımda ben 5 yıldır çalışıyorum ne sözleşmesi dedi, onlarda sözleşmeeyi imzalamayan ayrılır dediler, ayrıca bir bavul mevzusundan dolayı davacı şirket yetkili … davalı … hanıma s…. Git dedi, bu hakaret üzerine ve sözleşmeyi imzalamaması üzerine … hanımı davacı şirketten ayrıldı, başkaca bilgi ve görgüm yoktur” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Asıl davada davalı tanığı … beyanında; “ben davacı şirket bünyesinde 2008-2012 yılları arasında teknik servis müdürü olarak çalıştım davalı … ı ise bir dönem aynı şirkette satış müdürü olarak beraber çalıştığımızdan dolayı tanırım, ben davacı şirket bünyesinden ayrılmadan 3-4 ay kadar önce davalı … işten çıktı, zira o dönemde davacı şirket çalışanlarına rekabet yasağına ilişkin sözleşme imzalatmak istiyordu, … hanım hem sözleşmeyi imzaladı, hem de davacı şirket yetkilisi …, davalıya bir tartışma da ” a… koduğum” diye küfür etti ve bu nedenle davalı işten ayrıldı, bu olaydan yaklaşık 3-4 ay kadar sonra bende hakarete mağruz kaldığımdan dolayı işten ayrıldım, benimle birlikte nişanlım olan ve hali hazırdaki eşim … de bana yapılan hakaretten dolayı davacı şirketten ayrıldı, davacı şirket … markası altında hijyen ürünleri, ortam kokusu ve köpük sabun satışı yapar, davalı … işten ayrıldıktan yaklaşık 6 ay sonra … isminde firmayı kurdu, davalı da spring air markası altında hijyen malzemesi ve ortam kokusu satmaya başladı, sadece davacı şirketten farklı olarak köpük sabun satışı yapmadı, davalı kesinlikle bana veya nişanlık fikret e davacı şirketten ayrılmamız konusunda telkinde veya öneride bulunmadı ancak biz davacı şirket bünyesinden ayrıldıktan sonra nişanlım fikret ile birlikte bir dönem davalının yanında çalıştık, ben yine davalı yanında teknik servis müdürü olarak görev yaptım, davalı … firmasında gerek davacı şirket müşterileriyle gerekse başka şirket müşterileriyle görüşmeler yaptı, bunların bir kısmına bende gittim ancak kesinlikle davacı şirketi veya ürünlerini kötüleyen konuşmasına rastlamadım, zaten satılan malzemenin türü itibariyle müşteriler bellidir, davalı … davacı şirket bünyesinden ayrıldıktan sonra elnde davacı şirketin müşterilerini gösterir data yoktu, sadece bilinen müşteriler vardı, piyasa itibariyle hijyen malzemesi satan tüm firmalar bütün müşterileri bilir, … hanım kendisine cem bey tarafından küfür edildikten sonra cem beyle birlikte dubaiye iş gezisine gittiler ancak kendisi bana iş gezisinde çok mesafeli olduklarını anlattı, iş gezisinden döndükten sonra işten ayrıldı, hatta günlerce benim yanımda dahi ağladı, ayrıca ben davacı şirketten kendim ayrılmak istedim ve davacı şirketle karşılıklı olarak ibralaştık, şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı vekilinin talebi üzerine soruldu; ben davacı şirket bünyesinden ayrılırken kafamda kendi şirketimi kurmak veya başkasının yanında çalışmak gibi bir fikir yoktu tamamen kararsızdım başkaca bilgi ve görgüm yoktur dedi.
Asıl davada davalı tanığı …; “ben 2010-2011 yıllarında … firmasında satış elemanı olarak çalıştım, davalı …’da aynı firmada satış müdürümüzdü, ben işten ayrıldığımda … hanım çalışmaya devam ediyordu, bana rekabet yasağına ilişkin herhangi bir sözleşme imzalatılmadı, teklifte edilmedi, şirket sahibi … bey ile … hanımın sıkıntılar yaşadığını biliyorum, ancak benim bizzat şahit olduğum bir olay yoktur, … hanıma…beyin telefonda hakaret ettiğini duydum, ekipte görüştüğüm bazı arkadaşlarım bana olayı anlattı, … hanımla birlikte satışa gittiğimde oldu ancak kendisi müşteriye malları kötülemedi, tam tersine firmamızın ürünlerini övgü ile anlatırdı, ben saha elemanıydım, hazır verilen bir müşteri listesi yoktu, müşteriyi kendim bulmak zorundaydım, büyük kurumsal firma ise müdürümüzün desteği gerekiyordu o zaman sahaya … hanımda bizimle geliyordu, müşteri portfoyü zamana ve yere göre değişiyordu ancak çalıştığımız piyasada önemli olan daha önce aynı işi yaparak piyasayı tanıyor olmamız idi, ben … hanım konusunda ayrıntılı bir bilgi sahibi değilim ancak kendimden örnek verirsem ben ototekten ayrıldıktan sonra aynı işi yapan …firmasında çalıştım, daha önce ototekte müşterim olan bazı firmalar ben totalete geçtikten sonra totaletle de devam ettiğim müşteriler oldu, … ve … ‘yi tanırım, … satış ekibinden …’da teknik serviste olacak şekilde ototekte çalışıyordu, … hanım hamileyken 2-3 ay … ve …… hanıma kendi açtığı firmada yardım ettiler, bundan sonra ikisi ayrı bir firma kurdular ve bu firmada çalışıyorlar, birlikte çalıştığımız dönemde … hanımın şirket kurma gayesi olduğunu duymadım bu konuda bilgim yoktur” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Asıl ve birleşen davalarda taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu hususlarda rapor tanzimi için dosya bilirkişi heyetine tevdii edilmiş; 06/02/2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; incelenen davacı şirkete ait 2012-2013-2014 yılı yevmiye ve kebir defterlerinin açılış tasdikleri ile yevmiye defterlerinin yıl sonu kapanış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yaptırıldığı, ilgili yıllara ait envanter defterleri incelemeye ibraz edilmediğinden defterlerin tasdik durumuna ilişkin herhangi bir tespit ve değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı, incelenen davalı …’ in şirketine ait 2012-2013 yılı işletme defterlerinin açılış tasdikleri ile 2014 yılı ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yaptırıldığı, 2012 ve 2013 yılı defterleri işletme defteri olduğundan kapanış tasdikine konu olmadıklarını, davalının 08/05/2013 dava tarihine kadar davacı müşteri portföyüne yapmış olduğu satış tutarının 66.274,44-TL olduğu, davacının bu satış tutarı üzerinden maruz kaldığı zarar tutarının ise, davacının ilgili yıllara (2012-2013) beyan etmiş olduğu faaliyet karlılık oranının tespit edilerek bu oranın davalının portföyüne yapmış olduğu satış tutarına tatbiki ile bulunabileceği, davalı …’ in faaliyetlerinin davacı açısından haksız rekabet oluşturduğu hususlarının davacı tarafından ispat edilemediği, davalı …’ nin 11/04/2012 tarihli sözleşmenin davalı tarafa tek taraflı borç yüklediği ancak davacının herhangi bir edim yüklenmemesi sebebiyle geçerli bir sözleşme olmadığı, dolayısıyla davalının eylemlerinin rekabet yasağına aykırlık teşkil etmeyeceği ve sorumluluk doğurmayacağı sonuç ve kanaati bildirmiştir.
Kök bilirkişi raporunun ibrazından sonra; davacının maddi zararının mevcut olup olmadığının tespiti bakımından, davacının 2012-2013 yılı envanter defterleri üzerinde ek blirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, davacıya defterlerin ibrazı hususu ihtar edilmiştir. 14/11/2017 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; davacının incelemeye ibraz ettiği 2012-2013 yıllarına ait kurumlar vergi beyannamelerinde yer alan veriler ışığında davacının son 3 yıllık faaliyet karı ortalamasının 0,05 olarak gerçekleştiği, kök raporda tespit edilen, davalı …’ in davacı portföyüne yapmış olduğu 66.274,44-TL tutarındaki satış tutarı üzerinden davacının mahrum kaldığı kar miktarının ise 66.274,44×0,05=3.313,72-TL olduğu, davalı …’ in aynı iş kolunda çalışmasının tek başına haksız rekabet oluşturmayacağı, haksız rekabet unsurların var olup olmadığı hususunda yapılan ispat faaliyet neticesinde hakimde kanaatin oluşup oluşmadığının mahkemeye ait olduğu, davalı … ile davacı arasında yapılan rekabet etme yasağı sözleşmesi karşılığında davacı işverenin bir ödeme yaptığının görülmediği bu sebeple taraflar arasındaki sözleşmenin geçerli bir sözleşme olmadığı sonuç ve kanaatini bildirmiştir.
Birleşen dava; 18/10/2018 tarihinde davacının hazır bulunmaması nedeniyle H.M.K’nun 150.maddesi gereğince birinci kez işlemden kaldırılmıştır. Yenileme istemi üzerine dosya duruşmaya alınmış, ancak 14/03/2019 tarihli duruşmada da davacı vekilinin davayı takip etmemiş ve H.M.K’nun 150.maddesi gereğince dosya ikinci kez işlemden kaldırılmıştır. Davacı vekilinin yenileme talebi kabul edilmiş ise de; 06/02/2020 tarihli duruşmada taraflardan gelen olmadığından H.M.K’nun 150/6 maddesine göre ilk yenilemeden sonra açılan bu davanın ikinci kez takipsiz bırakıldığı anlaşılmakla, birleşen davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
Asıl dava yönünden toplanan deliller, tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamına göre; davalının 2017-2012 yılları arasında, … markası altında hijyen ürünleri, ortam kokusu ve köpük sabun satışı davacı şirkette müşteri ilişkileri sorumlusu olarak çalıştığı, iş yerinden ayrıldıktan sonra yaklaşık altı ay sonra spring air markası altında hijyen malzemesi ve ortam kokusu satan bir firma kurduğu, her ne kadar davacı yanca, davalının davacı çalışanları … ve …’yu ayartarak kendi iş yerinde çalışmalarını sağladığını iddia etmiş ise de, tanık olarak dinlenen … ve …’nun, işten ayrılmalarına sebep olan olayların doğrudan davacıdan kaynakladığını, davalının kendilerine bu yönde telkinlerinin olmadığını açıkça beyan ettikleri, yine her ne kadar davacı yan davalıtarafından, davacının sattığı ürünlerin karalandığını iddia etmiş ise de; dosyaya bu yönde hiçbir delil sunamadığı, davalının davacı ile aynı iş kolunda çalışmasının, benzer ürünler satmasının ve davacının müşterilerinden bazılarına satış yapmasının ise TTK’nun 55 maddesi kapsamında tek başlına haksız rekabet teşkil etmeyeceği, bu haliyle davacının davalının haksız rekabet teşkil eden eylemlerde bulunduğunu ispat edemedeği anlaşılmakla asıl davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;

H Ü K Ü M /
1-Asıl davanın REDDİNE,
2- Birleşen davanın 6100 sayılı HMK ‘ nın 150/6 fıkrası uyarıncadavanın ilk yenilemeden sonra ikinci kez takipsiz bırakıldığı anlaşılıdığından AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
Asıl davada,karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 54,40-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 1.366,20-TL harçtan mahsubu ile hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde artan 1.311,80-TL’ nin davacıya iadesine,
Asıl davada; reddedilen maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 7.300,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Asıl davada; reddedilen manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.500,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Asıl dava nedeniyle, HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan avans bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Asıl davada, davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Asıl davada, Davalı tarafça yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Birleşen davada, Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 54,40-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 214,70-TL’ den mahsubu ile hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde artan 160,30-TL’ nin davacıya iadesine,
Birleşen davada, davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Birleşen dava nedeniyle, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Dair asıl davalı … vekilinin yüzüne karşı, aslı ve birleşen davacı ile birleşen davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinde itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır