Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/177 E. 2018/1258 K. 18.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/177 Esas
KARAR NO : 2018/1258
DAVA : Banka Teminat Mektubunun Hükümsüzlüğünün Tespiti
DAVA TARİHİ: 20/05/2014
KARŞI DAVA
TARİHİ : 02/09/2014
KARAR TARİHİ: 18/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan Banka Teminat Mektubunun Hükümsüzlüğünün Tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; taraflar arasında 14/01/2008 tarihinde “Özel Güvenlik Hizmetleri Sözleşmesi” bağıtlandığını, bu sözleşme uyarınca davalı tarafından yönetildiği iddia olunan …’S alışveriş merkezinde müvekkili tarafından özel güvenlik hizmeti personeli çalıştırıldığını, sözleşmede belirtilen süre uyarınca ihtarname keşide edilerek sözleşmenin yenilenmeyeceğini davalıya bildirildiğini ve sözleşmenin 31/01/2011 tarihinde sona erdiğini, … borcu bulunmadığına ilişkin yazının davalıya ibrazına rağmen sözleşme uyarınca alınan …bank T.A.Ş ne ait 27/12/2011 tarihli, A NO: … nolu, 300.000,00 TL bedelli teminat mektubunun iade edilmediğini ve davalı tarafından nakde çevrilerek tahsil edildiğini, gerekçe olarak müvekkilinin çalıştırdığı personelin açmış olduğu davaların kendilerine ihbar edildiğinin belirtildiğini, bu nedenle yapılan davalı işleminin haksız ve dayanaksız olduğunu, personelin işten ayrılması durumunda ortaya çıkabilecek kıdem tazminatı ile ilgili taleplerin başka projeye aktarılarak kıdem tazminatı yükümlülüğünün müvekkili açısından devir yoluyla ortadan kaldırılabileceğinin, ancak emeklilik halinde ve başka projelere aktarılamama durumunda ortaya çıkacak kıdem tazminatının davacı özel güvenlik şirketince karşılanacağını sözleşmede belirlendiğini, bunun dışındaki durumlarda ödeme yükümlülüğünün davalıda olduğunu, buna rağmen haksız tahsilat yapıldığını belirterek, tazmin edilen teminat mektubu tutarı olan 300.000,00 TL nin ödeme tarihinden itibaren yürütülecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacının sözleşme ile üstlendiği edimi kapsamında 300.000,00 USD tutarlı teminat mektubu vermesi gerekirken 300.000,00 TL bedelli mektup verdiğini ileri sürerek, eksik kalan teminata denk gelen 416.000,00 TL bakiye teminat mektubu bedelinin karşı dava yoluyla tahsilini istemiş ve davacı karşı davalı çalışanları tarafından işçilik haklarının tahsili talepli 16 adet dava açıldığını, ve tüm davaların müvekkiline ihbar olunduğunu, müvekkil şirket aleyhine sonuçlanma ihtimali yüksek olduğundan davacı şirket yetkilisi …’ın şifai onayı alınarak sözleşme kapsamında her türlü zararı temini amacıyla verilen teminat mektubunun 28/11/2013 tarihinde haklı nedenle tazmin edildiğini, bedelin iadesi talebinin haksız ve dayanaksız olduğunu, davacının basiretli bir tacir gbii davranıp sözleşmenin bağıtlandığı aşamada yükümlülüklerini bilmesi gerektiğini, dava konusu sözleşme ve TTK nın emredici hükümleri kapsamında uyuşmazlığın çözümünde TTK nın 1/2. Fıkrasının uygulanması gerektiğini belirterek davanın haksızlığını savunmuş ve reddine karar verilmesini istemiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Asıl dava, haksız şekilde tahsil edildiği belirtilen teminat mektubu bedelinin istirdadı karşı dava ise, eksik kalan teminat tutarının ödenmesi istemine ilişkindir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, taraflar arasında bağıtlanan 14/01/2008 tarihli sözleşme örneği, davacının fesih bildirimine ilişkin ihtarname örneği, taraflarca keşide edilen diğer ihtarname örnekleri, teminat mektubu örneği ve nakde çevrildiğine ilişkin dekont örneği, dava dışı davacı çalışanları tarafından davacı şirket hakkında açılan işçilik alacaklarına ilişkin dava dosyalarından alınan karar örnekleri dosya içine alınmış ve dosya içeriği deliller üzerinde uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla inceleme yapılarak rapor düzenlenmiştir.
04/11/2016 Tarihli Bilirkişi Raporunda; taraflar arasında bağıtlanan 14/01/2008 tarihli sözleşmenin 4.maddesi gereğince 5 yıl süre ile geçerli olduğunun kararlaştırıldığı, davacının sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde önceden ihtarname keşide ederek sözleşmeyi yenilemeyeceğini bildirdiği ve 14/01/2013 tarihinde sözleşmenin sona erdiği, sözleşmenin teminatı olarak davacı tarafından davalıya verilen 27/12/2011 tarihli 300.000,00 TL tutarlı banka teminat mektubunun davalı tarafından 28/11/2013 tarihinde nakde çevrildiği, tazmin tarihinde davalının dava dışı davacı çalışanlarının işçilik hakları ile ilgili olarak bir ödeme yapmadığı, sözleşmenin 9/1 maddesi kapsamında teminat mektubunun verildiği ve 10 yıl sürenin kararlaştırıldığı, SSK nın ilişkisiz belgesi getirilmesinden sonra iade edileceğinin öngörüldüğü, sözleşmenin 6.1/c hükmüne göre; kıdem ve ihbar tazminatı sorumluluğunun davacıya yüklenildiği, 4857 sayılı İş Kanunun 2/6 maddesi uyarınca; her iki tarafın işçilik haklarından dolayı birlikte dava edilebilecekleri, davalı iş verenin sözleşmenin sona ermesinden itibaren 10 sene saklayabileceği teminat mektubunu herhangi bir zarara uğramamışken nakde çevrilmesinde haklı bir durumun bulunmadığı, bu nedenle iadesinin istenebileceği, taraflar arasında bağıtlanan 14/01/2008 tarihli ve 5 yıl süreli sözeşmenin başlanğıncında 300.000,00 USD tutarında teminat mektubu verilmesi öngörülmüş iken 300.000,00 TL tutarlı teminat mektubunu çekincesiz kabul eden davalı karşı davacının 14/01/2013 tarihinde sözleşmenin süresi son bulduktan sonra geriye dönük teminat tutarı farkı istemesinin HMK 2.maddesine aykırı ve dayanaktan yoksun olduğu belirtilmiştir.
İtirazlar üzerine düzenlenen 08/09/2017 tarihli Ek Raporda; kök rapordaki görüşler tekrar edilmiştir.
İş mahkemelerinde açılmış bulunan dava dosyaları dikkate alınarak düzenlenen 11/06/2018 tarihli ikinci ek raporda; davalı şirket tarafından verilen teminat mektubu kapsamında bir kısım işçilere açmış oldukları davalara karşı ödeme yapıldığı ve bu miktarın 63.873,69 TL olduğu belirtilmiştir.
İddia, savunma, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi raporlarına göre; taraflar arasında bağıtlanan 14/01/2008 tarihli “Özel Güvenlik Hizmetleri Sözleşmesi” nin 4.maddesine göre; 5 yıl süreli olduğu ve davalı iş veren tarafından 3 ay önceden ihbarda bulunarak sözleşmenin sona erdirilebileceğinin kararlaştırıldığı, tarafların kabulündedir. Davacı taraf 28/08/2012 tarihli fesih bildirimi ile sözleşmenin süresi sona erdikten sonra yenilenmeyeceğini davalıya bildirmiş ve bu nedenle sözleşme 14/01/2013 tarihinde sona ermiştir. Bağıtlanan sözleşmenin 9.1 maddesi gereğince; davacı tarafından davalı işverene “Bu sözleşmeden veya sözleşmenin herhangi bir sebebeple feshinden sonra doğmuş ya da doğacak borçların, özel güvenlik görevlilerine karşı İş Kanunundan ve diğer hukuki; özel mevzuattan kaynaklanan sorumlulukları sebebi ile ve uğranılan veya uğranılacak her tür zararın tazmininin, iş bu sözleşmedeki ceza-i şartlar ve faizler dahil olmak üzere her türlü borcunun teminatını teşkil etmek üzere 330.000,00 USD meblağlı, metni iş veren tarafından onaylanıcak kesin ve süresiz banka teminat mektubunu sözleşmenin imzası sırasında iş verene vermekle yükümlüdür.” Hükmü uyarınca; davaya konu olan 300.000,00 TL bedelli teminat mektubunun verileceği kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin 9.3 maddesinde “sözleşmenin herhangi bir nedenle sona ermesi sebebi ile; bu sözleşmeye ilişkin her türlü müsvet ve menfi zarar riskinin teminatı olmak üzere özel güvenlik şirketi tarafından verilen teminat mektubu 10 yıl süre ile iş verende kalacaktır. Ardından bu sözleşme kapsamındaki hizmetin sözleşmeye, eklerine yasal mevzuata uygun olarak yerine getirilmesinden ve varsa hizmete ait eksik ve kusurların giderilerek iş verene herhangi bir borcunun olmadığı tespit edildikten sonra, alınmış olan kesin teminat ve varsa ek teminatlar; Sosyal Sigortalar Kurumundan “ilişiksiz” belgesi getirilmesinden sonra özel güvenlik şirketine iade edilir. Özel güvenlik şirketinin bu hizmet nedeniyle işverene ve sosyal güvenlik kurumun ve diğer idari kurumlara olan borçları ile ücret ve ücret sayılan ödemelerden yapılan yasal vergi kesintilerinin ödenmemesi halinde, protesto çekmeye ve hükme gerek kalmaksızın kesin teminatlar paraya çevrilerek borçlarına karşılık mahsup edilir.” denilmekle, teminat mektubunun verilme ve iade koşulları düzenlenmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin teminatını oluşturmak üzere, davacı özel güvenlik şirketi tarafından davalı işverene davaya konu yapılan …bank T.A.Ş tarafından düzenlenen 300.000,00 TL bedelli, 27/12/2011 tarihli A NO: … nolu kesin teminat mektubunun verildiği çekişmesizdir. Sözleşmenin sona ermesi üzerine teminat mektubu davalı işveren şirket tarafından davacıya iade edilmeyerek, 28/11/2013 tarihinde nakde çevrilmiş ve bedeli davalı tarafından tahsil edilmiştir. Uyuşmazlık; teminat mektubunun iade koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkindir. Dosyada bulunan İş Mahkemesi kararlarına göre; davacı çalışanları tarafından işçilik haklarına dayalı olarak davacı şirket hakkında alacak davalarının açıldığı, bu davaların davalı şirkete ihbar edildiği ve dava tarihi itibarıyla taraflar aleyhine bir İş Mahkemesi kararı verilmediği gibi davalı tarafından dava dışı çalışanlara ödenen bir meblağın bulunmadığı çekişmesizdir. Davalı işveren tarafından anılan davalar nedeniyle risk altında bulunulduğu iddia edilerek teminat mektubunun nakde çevrildiği ileri sürülmüştür. 4857 sayılı İş Kanunun 2/6 maddesi gereğince; davacı ve davalının çalışanlara karşı birlikte sorumlu oldukları düzenlenmiştir. Taraflar arasında bağıtlanan sözleşmenin 5.4.3 maddesinde ise; davacı Güvenlik şirketi çalışanları ile davalı iş veren arasında herhangi bir hizmet ilişkisinin bulunmadığı, her türlü işçilik haklarının sorumluluğunun münhasıran davacı şirket tarafından eksiksiz ve zamanında yerine getirileceği bu sözleşme kapsamında 3.kişiler tarafından işverene yüklenecek her türlü zararın karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Bu düzenleme davacı ve davalı arasında geçerli olup, davacı çalışanlarının asıl iş veren ve alt işveren sıfatıyla davanın ve sözleşmenin tarafı olan şirketlere birlikte başvurmasına engel değildir. Başka bir anlatımla; çalışanların işçilik haklarından her iki şirket birlikte sorumlu tutulabilecektir. Dava tarihi itibarıyla tarafların birlikte sorumlu olduklarını gösterir bir mahkeme kararı bulunmadığı gibi; davalı tarafından davacı çalışanlarına yapılmış bir ödeme söz konusu değildir. Sözleşmenin 9.3 maddesi gereğince; davalı iş veren teminat mektubunu sözleşmenin sona ermesinden itibaren 10 yıl süre ile elinde tutabilecektir. Sözleşmenin kurulma aşamasında davalı iş veren tarafından hiçbir çekince ileri sürülmeksizin 300.000,00 TL bedelli teminat mektubu kabul edilmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerde; davalı işverenin davacı çalışanlarının iş mahkemelerinde açtığı alacak davaları nedeniyle paraya çevirme anında henüz hiçbir zarara uğramadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda; henüz zarar doğmadan ve doğacağı yolunda kesin bir delil bulunmadan teminat mektubunun davacı tarafından nakde çevrilmesinin haklı bir nedeni bulunmamaktadır. Bu nedenle; davacının teminat mektubunun tazmin bedelinin iadesini isteme hakkının bulunduğu ve bu nedenle davanın kabulüne karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Açılan davadan sonra davalı şirket tarafından teminat mektubu kapsamında bir kısım işçilere 63.873,69 TL tutarında ödeme yapıldığı belirlenmiş ise de; bu durum görülmekte olan davanın konusu olmayıp, açılabilecek ayrı bir davada rücuen davacıdan istenip istenemeyeceği yargılama konusu yapılabilecektir.
Davalı iş veren tarafından açılan karşı dava da ise; verilen teminat mektubunun sözleşme koşullarına uygun olmadığı, eksik teminat verildiği belirtilerek, aradaki farkın karşılanması istenilmektedir. Yukarıda açıklandığı gibi sözleşmenin kurulma aşamasında davacı tarafından davalıya 330.000,00 USD tutarlı teminat mektubu verilmesi kararlaştırıldığı halde sadece 300.000,00 TL bedelli mektubu verilmiş, davalı işverenin buna bir itirazı olmamıştır. Sözleşme sona erdikten sonra ek teminat verilmesi istemi dayanaksız ve iyi niyet koşullarına aykırıdır. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; karşı davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Asıl davanın KABULÜNE,
300.000,00 TL’nin 12/03/2014 temerrüt tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte davacı yararına davalıdan tahsiline
Asıl davada karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 20.493,00-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline, peşin alınan harcın mahsubuna,
Asıl davada karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 23.950,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Asıl davada davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 6.039,25-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
HMK.nun 333. maddesi hükmü gereğince davacı tarafından yatırılan 938,60-TL gider avansından geriye kalan 51,60-TL’nin hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
2-Karşı davanın REDDİNE,
Karşı davada karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 35,90-TL maktu karar ve ilam harcının karşı davacıdan tahsiline, peşin alınan harçtan mahsubu ile hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde artan harcın davacıya iadesine,
Karşı davada karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 30.594,00 TL nispi vekalet ücretinin karşı davacıdan alınarak karşı davalıya verilmesine,
HMK 333.maddesi gereğince karşı davacı tarafından yatırılan 900,00 TL gider avansından geriye kalan 50,00 TL’nin hüküm kesinleştiğinde karşı davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin huzurunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. Açıklandı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …
ASIL DAVADA HARÇ BEYANI /
20.493,00- TL. KARAR HARCI
5.123,25-TL. PEŞİN HARÇ
15.369,75 -TL. KALAN HARÇ
DAVACI GİDERİ /
5.152,25 TL İLK GİDER
750,00 TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ
137,00 TL POSTA MAS.
6.039,25 TL TOPLAM
KARŞI DAVADA HARÇ BEYANI /
7.105,95 TL PEŞİN HARÇ
35,90 TL KARAR HARCI
7.070,05 TL. TALEP HALİNDE İADE HARÇ