Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1352 E. 2018/445 K. 26.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1352 Esas
KARAR NO : 2018/445
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 10/11/2014
KARAR : KABUL
KARAR TARİHİ : 26/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; davacının …’de ehliyetini kaybettiğini, hemen bir ay içerisinde gerekli yasal süreçleri yerine getirerek ehliyetini hükümsüz kıldığını, aynı süre içinde … Trafik ve Tescil Şubesinden yeni ehliyet tanzim ettirildiğini, bu işlemden yaklaşık 9 yıl sonra 22/12/2016 günü davalının … şubesine gelen henüz kimlik tespiti yapılamamış X şahsın davacının sürücü belgesini ibraz ederek kredi kartı akdi imzalayarak 1.000 TL limitli … nolu kredi kartı aldığını, davacının bu durumdan 2008 Mart ayı içerisinde seyyar olarak işyeri ve petrol ofislerinde kredi kartı müracaatı alan davalı banka personeline … kart müracaatı yaptığını, form doldurduğunu, ertesi günü davalı banka şubesince arandığını, kendisine ”kredi kartınız zaten var, hakkınızda icra takibi yapıldığı” beyanı üzerine öğrendiğini, … Noter 03/06/2008 gün … Sayılı ihtar ile tebliğ yaparak borcun ödenmesi istendiğini, ihtarnamenin davacıya 27/05/2008 günü tebliğ edildiğini, davacının borcunun / kredi kartının olmadığını beyan etmesine rağmen davalı banka personelini ikna edemediğini, ilgili şubeye giderek durumu öğrenmeye çalıştığını, kredi kartı akdindeki el ürünü yazı, imza, işyeri, ikamet adreslerinin kendisine ait olmadığını belirttiğini, Ümraniye Cumhuriyet Başsavcılığına 30/06/2008 günü suç duyurusunda bulunulduğunu, soruşturmanın devam ettiğini, şahsın tespit edilemediğini, soruşturma kapsamında şikayete konu kredi akdi ve ekleri ile kredi kartı teslimat bilgilerinin istenildiğinin, davalının 17/08/2009-9277-180568 sayılı yazısında evrak asıllarını eki sunulduğunu ancak kredi kartının teslimat belgelerinin aramalara rağmen bulunamadığını belirten cevabı yazının Emniyet Müdürlüğüne bildirdiğini, takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere davalı yazısından anlaşılacağı üzere özensiz, dikkatsiz ağır kusur / ihmal sonucu hukuka aykırı olarak X şahsına davacı aleyhine kredi kartı akdi yaparak kredi kartı verdiğinin ikrar edildiğini, davacının ticaret ile uğraştığını, şahsına ait dekorasyon / mobilya malzemeleri üretim-pazarlaması yaptığını, … mobilya adına ticari işletmesi olduğunu, davalının gerekli dikkati göstermeden X şahsın ibraz ettiği sürücü belgesi ile kredi kartı akdi düzenlemesinin başkaca X şahsından kimliği teşvik edici belge istenmemesi dolayısıyla zararlara uğramaya başladığını, davacının ticari işletmesinde kullandığı çek defterinin çalıştığı … Bankasınca kredi kayıt bürosu kayıtlarının olumsuz olması nedeni ile iptal edildiğini, davacının başvuruya rağmen olumsuz kayıtların düzeltilmesini istediğini, netice alamadığının, son birkaç yıldır ticari işletmesine kredi bulamadan çek defteri kullanıp vadeli mal alamadan dolaylı yıllık gelirlerinde büyük düşmeler olduğunu, çöküş yaşadığını, bu hususun davacıya ait ticari kayıt ve defterleri ile sabit olduğunu, davacının son dönemlerinde Sarıgazi vergi dairesine borçlarını ödeyemediğini, sigorta primlerini ödeyemediğini, buna davalının…Şubesinin neden olduğunu, ağır ihmal ve kusuru ve hukuka aykırı işlemi neticesinde davacının iptal edilen sürücü belgesi ile X şahsına kredi kartı verildiğini, haksız olarak davacının borçlu gösterilerek takibe geçildiğini, bankanın sebep olduğu …Noter 27/10/2014 tarih … sayılı ihtar ile durumun düzeltilerek davacının zararının giderimi istenildiğini, davalıya yanıt verilmediğini, davalının kayıtları düzeltmediğini, kredi risk raporunun olumsuz olduğu için haksız fiilin devam ettiğini beyan ederek fazlaya ait haklar saklı kalmak üzere takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere davalının ağır ihmal ve kusurundan dolayı iş bu haksız fiilinden dolayı davacının ticari hayatına verdiği maddi kayıpları nedeni ile 1.000 TL maddi tazminatın davalı tarafından ödenmesine, 10.000 TL manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; zamanaşımı def’i ve görev itirazında bulunulduğunu, davacının tazminat talebinin reddi gerektiğini, davacının iddia ettiği zararın davacının resmi makamlarca adına düzenleyerek kendisine teslim edilen ehliyetin kaybedilmesine bağlandığını, buna göre varlığı iddia edilen zararın davacıya verilen ve kendisine ait özel ve gizli tutulması kendisinden beklenen bilgileri içeren ehliyeti gerektiği gibi koruyamaması bu konuda dikkatli ve özenli davranmamasından ileri geldiğinin kabulü gerektiğini, nitekim bankacılık işlemlerinin gerçekleştirilmesi için kendisine ibraz edilen personelin söz konusu ehliyetin geçerli olup olmadığı konusunda teknik inceleme yapmasının mümkün olmadığını, bu nedenle olayda davalı bankanın hukuka aykırılık teşkil eden bir eyleminin söz konusu olmadığını, ayrıca itirazları saklı kalmak kaydı ile bir an dava konusu olayda maddi tazminat şartlarının var olduğu düşünülecek olsa dahi davacı lehine tazminata hükmedilmesinin mümkün olmadığını, zira davacı varlığını iddia ettiği zarar ile kendi eylemi arasında illiyet kurulduğunu, bu durumun davacının iddia ettiği zarara tek başına yol açtığını, davacının dava konusu olaydaki etkilerinin kabul edildiğinde hiç kimsenin kendi kusurunda yararlanamayacağına dair genel hukuk ilkesi uyarınca 3. Kişilerin meydana gelecek zarardan sorumlu tutulmasının mümkün olmayacağını, dava şartları oluşmayan manevi tazminat talebinin reddi gerektiğini beyan ederek öncelikle davanın zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılması nedeniyle işin esasına girilmeksizin reddine, iş bu talebin yerinde görülmeyerek reddi halinde usul ve yasaya aykırı olarak ikame edilen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
Davacı taraf kaybettiği sürücü belgesi nedeni ile davalı tarafın 3. bir kişiye kredi kartı vermesinden dolayı ağır kusuru ve ihmali bulunması nedeni ile maddi ve manevi zararının tazminini talep etmiştir.
Davalı taraf zaman aşımı def’ in de bulunmuş ve genel mahiyette davanın reddini savunmuştur.
Dava, davalı banka tarafından hakkı olmayan 3. Kişiye davacının şahsi bilgileri ile birlikte kredi kartı verilmesi nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zararın tazminine ilişkindir.
Dosya kapsamında hukuken denetime elverişli bilirkişi raporu alınmıştır.
İş bu davada maddi ve manevi zarar doğuran fiilden sorumlu olan ve zarar açısından illiyet ile ilgili yapılan değerlendirmede; davacının ehliyetini kaybetmesi nedeni ile cezai ( adli mercilere başvuru) ve hukuki (bankaya sorumlu olmadığını bildirim) tüm yollara başvurduğu ve sorumluluğunun kalmadığı anlaşılmaktadır. Yani davacının hiç kusuru bulunmamaktadır.
Buna rağmen davacı tarafından kaybettiğini beyan ettiği sürücü belgesi kullanılarak 3. kişi tarafından davalı bankadan kredi kartı temin edildiği ve davacının borçlandırıldığı, bunun sonucu olarak uğraştığı ticari işlerde olumsuz not nedeni ile ticari hayatında aksaklıklar meydana geldiği anlaşılmıştır.
Davalı bankanın kendi mevzuatından kaynaklanan azami sorumlulukları bulunmaktadır. Davalı bankanın kart hamiline ilişkin önlemeler almak zorundadır. 5464 sayılı Kanun gereğince kart çıkarmaya ilişkin yükümlülükler hüküm altına alınmıştır. Kredi kartı için başvuran kişinin kimlik bilgileri kontrolünde ibraz edilen belge ile belge ibraz edenin kıyaslanması gerektiği, sürücü belgesinin fiziken incelenmesi gerektiği, kredi kartı vermede banka tarafının azami dikkat ve özeninin olması gerektiği mevzuat hükümlerine aykırı olarak kredi kartı verilerek davacı tarafın maddi ve manevi olarak zarara uğratıldığına kanaat getirilmiştir. Yani davalı bankanın % 100 kusuru vardır.
Dava dışı üçüncü kişiye hukuka aykırı verilen kredi kartı nedeni ile davalı bankanın tam kusuru sonucu davacının 1.240,00 TL maddi zarara uğradığı ancak talebi ile bağlı kalındığı bu nedenle aşağıdaki şekilde 1.000,00 TL maddi tazminat verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davanın hukuksal dayanağı haksız fiildir. Haksız fiil; talep varsa tazminat borcunu, suç oluşturması nedeniyle cezayı gerektiren bir fiildir. Haksız fiil, hukuka aykırı bir eylemle başkasına zarar verilmesidir. Haksız fiilden söz edilebilmesi için, şu dört unsurun birlikte bulunması zorunludur: Öncelikle ortada hukuka aykırı bir fiil bulunmalıdır. İkinci unsur, fiili işleyenin kusurudur. Üçüncü olarak, kusurlu şekilde işlenen ve hukuka aykırı olan bu fiil nedeniyle bir zarar doğmalıdır. Nihayet, doğan zarar ile, hukuka aykırı fiil arasında nedensellik bağı bulunmalıdır. Bu unsurların tümünün bir arada bulunmadığı, bir veya birkaç unsurun eksik olduğu durumlarda, haksız fiilin varlığından söz edilemez.
Davalının haksız fiili sonrasında davacı tarafın maddi zarara uğradığı sabittir. Yine aynı fiil gereği hayatın olağan akışında davacının karşılaştığı maddi zararın yanında manevi zorluklar, sıkıntılar ve ticari hayatındaki karşılaştığı problemler ile çevresine karşı itibarının sarsılacağı değerlendirilmiştir.
Sosyal, ticari ve ailevi yönden davacının maruz kaldığı eylem sonucu manevi zarara uğradığı ve davalının kusuru ile davacının manevi zararı arasında illiyet bulunduğu anlaşılmaktadır.
Haksız fiil öncesi ve sonrası ile eylem tarihinde davacı tarafın mali sosyal durumuna ilişkin rapor ve Uyap sistemi üzerinden nüfus kayıt örneği dosya arasına alınmıştır. Davalı tarafın banka olduğu hususuna dikkat edilmiştir. Manevi tazminata ilişkin kriterler 22.6.1966 tarih ve … Esas… Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıkça vurgulanmıştır. Bu kararın gerekçesinde, taktir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden, hâkim olarak somut olayda taktir hakkını kullanırken, somut olaya etkili olan nedenler de karar yerinde objektif ölçülere göre irdelenmiştir ve gösterilmiştir.
Hâkimin özel halleri göz önünde tutarak, manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği tutar adalete uygun olmalıdır, bu para tutarı, aslında ne tazminat nede cezadır,çünkü mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi, kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir, aksine, zarara uğrayanda bir huzur duygusu uyandırmayı, aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden, tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır, o halde bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir, taktir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır ilkelerine de dikkat edilmiştir.
Manevi tazminat, kaybedilen sürücü kimlik belgesi nedeni ile üçüncü bir kişiye davacı tarafın borçlandırılacak şekilde davalı banka tarafından kredi kartı verilmesi nedeniyle bozulan ruh huzurunun, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nisbetinde iadesini amaçladığından hâkim olarak, M.K.nun 4. maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkı kullanılarak, manevi tazminat miktarı tespit edilmiştir.
Hâkim olarak belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, maddi kayıp ve fiil nedeni ile hak aramaya çalışılan dönemdeki/ süreçteki manevi kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetilmiştir.
Yapılan yargılama sonucu ile tahkikatın tamam olduğu, eksikliğin bulunmadığı anlaşılmış; yargılamanın ceza yargılaması olmadığı, hukuk yargılaması olduğuna dikkat edilerek yargılamanın uzamaması için makul sürede yargılanma hakkı gereği ile tarafların iş bu davaya ilişkin olarak dilekçeler aşamasında beyanda bulundukları ve delil sundukları görülmüş, dilekçeler aşaması ve delil sunma sürelerinin de geçmiş olması sonucu iddia ve savunma hakkının kullanıldığı değerlendirilerek esasa ilişkin beyanda bulunmak üzere taraflara ayrıca ek süre verilmemiş, usul ekonomisi de gözetilerek duruşmada taraflar hazır olduğu için sözlü yargılama ve hüküm verilmek üzere son sözler sorulmuş, , hüküm verilmeden önce hazır bulunan tarafların son sözleri alınmıştır.
Maddi ve hukuki olgular; hukuk- hak- nesafet- hakkaniyet- ülkenin ekonomik koşulları- tarafların ekonomik sosyal durumları- paranın satın alma gücü- davalı tarafın tam kusuru- davacının kusursuzluğu yani tarafların kusur durumları- olayın ağırlığı- olay tarihi- gelişen hukukta tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oran- cezadan çok mağduru tatmin edici- manevi tazminatın bölünmezliği ile birlikte değerlendirilmiştir.
Manevi zarardan davalının sorumlu olduğu ayrıca dosya içerisinde yer alan delillerin birlikte değerlendirilmesinde, davacı tarafın adına davalı banka tarafından hukuka uygun olmayan şekilde üçüncü kişiye kredi kartı verilmesi nedeni ile zarara uğraması sonucu olaydan dolayı davacının manevi olarak zarara uğradığı anlaşılmış, davacının ve davalı tarafların ekonomik ve sosyal durumları, zararın ağırlığı, davalı tarafın tam kusuru, davacı tarafın sürücü kimlik belgesinin kaybı ile ilgili olarak hukuksal yollara başvurmasından dolayı kusurlu sayılamayacağı nazara alınarak manevi tazminatın zenginleşme aracı olarak kullanılamayacağı hususu da dikkate alınmak suretiyle paranın satın alma gücü karşısında hakkaniyet gereğince makul bulunan- vicdanen kanaat edinilen talep edilen manevi tazminatın davacıya verilmesi gerekmiştir. Tüm dosya içeriğine göre vicdanen- takdiren ve kanunen aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacının talebi de dikkate alındığında davanın tam kabulünün gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde kanunen, taktiren ve vicdanen karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-HMK 26 kapsamında davacının davasının tam kabulüne, 1.000 TL maddi tazminat ve 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesin,e
2-6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre karar ve ilam harcı olan 751,41 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 187,90 TL harçtan mahsubuna Hazine’ ye gelir kaydına, bakiye 563,51 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ ye gelir kaydına, mahsup edilen 187,90 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya iadesine, başvuru ve vekalet suret harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
3- 6100 S HMK gereğince tebligat gideri, posta masrafı ve bilirkişi ücreti olan 1.379,80 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince maddi tazminat yönünden belirlenen 1.000 TL ile manevi tazminat yönünden belirlenen 2.180,00 TL olmak üzere toplam 3.180 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5- İşbu dava nedeni ile davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi uhdesinde bırakılmasına,
6- 6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen davacı gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.
Katip
Hakim
¸e-imzalıdır