Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/83 E. 2023/484 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/83 Esas
KARAR NO : 2023/484

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/02/2023
KARAR TARİHİ : 06/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 02/02/2023 tarihli dava dilekçesinde özetle, Müvekkil ve eşinin tarımla uğraştığını, limon vb gibi meyve sebze üretimi ve satımı yaptıklarını, Müvekkilin beyanına göre; müvekkil, … adresinde bulunan tarlalarında kullanabilmek maksadıyla gübre satın alabilmek için davalı şirkete gübre kredisi başvurusunda bulunduğunu, bunun üzerine şirket tarafından kendisine şirketten 45.220,50TL bedel karşılığı gübre alabileceği ve bunun için senet imzalaması gerektiği belirttiğini, Müvekkilin beyanına göre; bir gün …’in … ilçesinde bulunan … adlı işletmenin sahibi dava dışı …. elinde davaya konu senetle müvekkilin yanına geldiği ve kendisinin Tarfın bayisi olduğunu, davaya konu senedi göstererek bu senedi imzalayıp Tarfin’e göndermesi gerektiğini, daha sonra ürünlerinin kendileri tarafından müvekkile teslim edileceğini belirttiğini, müvekkilin davaya konu senedi imzaladığını ve PTT kargo yolu ile davalı şirketin adresine gönderdiğini, davaya konu senet incelendiğinde düzenlenme tarihinin 25.11.2021 olduğu görüleceğini, müvekkilin beyanına göre; müvekkilin başvurusundan sonra davalı şirket yetkilisi müvekkili arayıp eşinin de başvuru yapıp yapmak istemediğini sorduğunu, bunun üzerine müvekkilin eşinin de müvekkille aynı şekilde yine kendi tarlalarında kullanmak üzere başvuruda bulunduğunu, Müvekkilin beyanına göre, müvekkilin eşinin de aynı şekilde gübre için senet imzaladığını, bu senedin davalı şirkete gönderildiğini, ancak herhangi bir ürün teslimi olmadığını, davaya konu senet incelendiğinde İlgili senet üzerinde Satış Şartları ve Kişisel Veri Bildirisi başlığının altında; “Çiftçi tarafından elle yazılacak ve imzalanacaktır. “Ürünlerin hepsini elden teslim aldım” ” şeklinde yazılan bir bölüm bulunduğunu, Müvekkilden başvuru için işbu şablon metnin altına “Ürünlerin hepsini elden teslim aldım” yazarak imzalaması istendiğini, Müvekkil herhangi bir ürün teslim almadığı halde buraya imza atmak durumunda kaldığını, Standart sözleşme, tip sözleşme, formüler sözleşme gibi adlarla da anılan genel işlem şartları, sözleşmeyi hazırlayan ve hakim durumda olan tarafın, sözleşme içeriğini önceden tek başına belirlemek suretiyle tek tip bir akit halinde karşı tarafın kabulüne sunduğu sözleşme maddeleri olduğunu, Standart sözleşmelerin işbu tek taraf hakimiyetinde oluşan görünümü irade serbestisi ilkesi ile çeliştiğini, standart sözleşmelerde sözleşmenin kuvvetli tarafı, kendi menfaat ve risklerini akdedildiği şekilde geçirebilmekteyken, diğer taraf mevzubahis genel işlem şartlarının varlığından dahi habersiz, sözleşme içeriğini ve genel işlem şartlarını tam olarak algılayıp olası sonuçlarını değerlendiremeden akdi kabul etmek zorunda kaldığını, müvekkilin yaptığı başvuru sonrasında kendisine böyle bir senet gönderildiğini, davalı şirket tarafından bu hususun adeta ürünleri teslim alabilmenin bir ön koşulu olarak müvekkile sunulduğunu, bu senedin imzalanmadan ürünlerin gönderilmeyeceği belirtildiğini, senedin 25.11.2021 tarihi yani düzenlenme tarihinden önce PTT kargo yolu ile davalı şirkete gönderilmesi de bu hususta karine teşkil ettiğini, bu hususun müvekkilin 25.11.2021 tarihinde böyle bir malı elden teslim almadığına da ayrıca karine teşkil edeceğini, senet aslında düzenlenme tarihinden çok daha önce imzalandığı ve davalı şirkete gönderildiğini, Müvekkilin ne imza gününde ne de senedin düzenlenme tarihi olan 25.11.2022 tarihinde ne de bu tarihten sonra teslim aldığı bir ürün bulunmadığı gibi davalı şirket müvekkilin imzaladığı işbu davaya konu senedi … 19. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasında kötüniyetli olarak icraya koyduğunu, Müvekkilin defalarca gübrelerin gönderilmesi için davalı şirket ile irtibat kurmuş ancak müvekkile gönderilen herhangi bir ürün olmadığını, müvekkilin senet bedeli karşılığı kendisine gönderilecek olan 1950Kg …’ni sözde “…” adresinde bulunan davalı … bayisi olan … adlı işletmeden teslim alacağını, malların davalı şirket bayisi … tarafından teslim edileceği belirtildiğini ancak ne davalı şirket tarafından ne de davalı şirket bayisi tarafından müvekkile herhangi bir mal teslimi yapılmadığını, senette belirtilen malın müvekkile teslim edildiğinin ispat yükünün davalı taraf üzerinde olduğunu, müvekkilin beyanına göre müvekkilin eşininde yaklaşık bu senet bedeline yakın bir bedelde gübre alabileceğinin belirtildiğini, müvekkilin eşi de yine müvekkil gibi kendisine gönderilen senedi imzalayıp davalı şirkete gönderdiği ancak kendisine de herhangi bir mal teslimi yapılmadığını, davaya konu senedin malların teslimi hususunda bir ön şart olarak müvekkile sunulduğu, müvekkilde bu malları teslim alabilmek için senedi imzalayıp davalı şirkete göndermek zorunda kaldığını, ilgili senedin davalı tarafından tek taraflı düzenlendiğini, burada kuvvetli olan tarafın davalı şirket olduğunu, dolayısıyla senedin, bu senedi hazırlayan davalı tarafın koşullarına göre hazırlanmış olduğunu, müvekkilin senet içeriğine müdahale edebilmek gibi bir imkanı bulunmadığını, müvekkilin davalı tarafından dayatılan bu şartı yani davaya konu senedi, senedin üzerinde belirtilen şekilde doldurup imzalamayı ve davalı şirkete göndermeyi kabul etmez ise satın almak istediği gübreden mahrum kalacağını, bu nedenle müvekkil davalı şirket tarafından “ürünlerin hepsini elden teslim aldım” yazarak bu senedi imzalamak zorunda bırakıldığını, dolayısıyla baştan beri hakimiyetin davalı yanda olduğunu, müvekkilin ise kendisinin menfaatine olmayan bu düzenlemeden davalı yanca açıkça, hiç bir tereddüte yer vermeyecek şekilde, kapsamlı bir şekilde bilgilendirilmediğini, müvekkilin iradesinin sakatlanmış olduğunu, Ürünlerin hepsini elden teslim aldım ibaresi” müvekkilin serbest iradesini yansıtmadığını, müvekkil araştırmaları neticesinde, kendisi ve eşi dışında başkalarının da bu şekilde mallarının teslim edilmediğini öğrendiğini belirttiğini, senet karşılığı teslim edilen bir mal bulunmadığından davaya konu senedin artık bedelsiz kaldığını, Müvekkile hiç bir şekilde teslim edilmemiş bir malın bedelinin müvekkilden tahsil edilebilmesinin olanağı bulunmadığı gibi, böyle bir talebi hukuk düzeninin korumayacağını, bu nedenlerle müvekkil aleyhine başlatılan icra takibi ile ilgili olarak ortada açıkça hukuka aykırı bir durum olması nedeniyle … 19. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasındaki tüm işlemlerin teminatsız olarak durdurulmasını, Mahkemeniz aksi kanaatte olduğu takdirde yine teminatsız ve/veya öngörülecek olan teminat karşılığında icra veznesine yatırılacak olan bedelin gerek davalılara gerekse davalıların alacaklılarına ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine, Müvekkilin … 19. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına konu edilen 31.08.2022 vade tarihli 45.220,50TL bedelli senet yönünden yönünden davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, … 19. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasında başlatılan icra takibinin iptaline, Müvekkil aleyhine haksız ve kötüniyetli olarak takip başlatan davalı aleyhine alacağın %20’si oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin 08/03/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle, Davacının, davalı müvekkilden aldığı 1950 kg … karşılığında 25.11.2021 düzenleme ve 31.08.2022 vade tarihli 45.220,50-TL tutarlı kambiyo senedi imzaladığını, davacı söz konusu alım satım ilişkisinde “tacir” unvanı taşımadığını, çiftçilerin hukuki statüsü “tacir” olarak anılmadığından ve işin niteliği olarak ortada “ticari bir iş” de bulunmadığından sayın mahkeme davaya bakmakta görevli olmadığını, hiçbir surette kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için sayın mahkemenin görevli olduğu kabul edilse, bu halde ticaret mahkemesinde görülen menfi tespit talepli davalarda, arabuluculuk dava şartı olduğunu, dava açılması öncesinde davacı tarafın yapmış olduğu herhangi bir arabuluculuk başvurusu bulunmadığı gibi dava dosyası ve ekleri incelendiğinde arabuluculuk son tutanağının dava dilekçesi ekinde sunulmadığının görüldüğünü, davacı tarafça, dava dilekçesinde sunulan Yargıtay kararı 2020 tarihli olup, hukukun yaşayan ve dinamik bir bilim dalı olduğu göz ardı edilmemeli ve 2022 tarihli ve daha yeni tarihli kararın esas alınması gerektiğini, yasa ve güncel yargı kararları ışığında davanın usulden reddi gerektiğini, görev yönünden itirazların değerlendirerek, görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri olması gereğince görevsizlik kararı ile dosyadan el çekmesi gerektiğini, görevsiz mahkeme tarafından verilen ihtiyati tedbir kararının da usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosyanın görevli mahkemeye gönderilerek ihtiyati tedbir kararına ilişkin değerlendirme yapılıncaya kadar mahkeme tarafından verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılarak, ilgili icra müdürlüğü dosyasına bildirilmesini, davacının, söz konusu senet karşılığında herhangi bir mal veya ürün almadığını, yine senedin alt kısmında yer alan teslim bilgileri bölümünde, ürünlerinin teslimine dair yazının TBK kapsamındaki genel işlem şartları niteliğinde olduğunu, senedin düzenlenme tarihinden çok önce imzalandığını, takibi açmakta kötüniyetli olduğumuzu beyan ettiğini, davalı müvekkilin, işbirliği sözleşmeleri imzalayarak 80 ilde 1200’ü aşkın yetkili satış noktasında faaliyet göstermekte ve kurulduğu günden bugüne 50.000’den fazla çiftçiye gübre, tohum, yem, tarım ekipmanı peşin ve vadeli satarak tarım sektörünü ve çiftçileri desteklediğin,i çiftçilerin tarafından satın alınan ürünlerin teslimi ve ürün karşılığında da senet alınması işlemlerini sözleşmeli bayii tarafından gerçekleştirildiğini, davalı müvekkilin işleyişinin ise teknolojik onay (telefon sms onayı), senet imzalanması, ürün teslim onayı ile memnuniyet görüşmesi (telefon görüşmesi) yapılması şeklinde olduğunu, herhangi bir çiftçi … A.Ş. tarafından sağlanan ürün tedariğinden yararlanmak isterse öncelikle sözleşmeli bayii ile iletişime geçmesi gerektiğini, sözleşmeli bayii, çiftçinin talep ettiği ürün ve miktarları davalı müvekkile teknolojik ortamda iletmekte ve ürün satışına uygun bulunması halinde çiftçilerin …’e ve bankalara kayıtlı telefon numarasına onay mesajı gönderildiğini, onay mesajının ardından, çiftçinin yine bayii huzurunda senet imzalamakta ve ürünlerini teslim aldığını, davalı müvekkilin, bayiilerin ürün teslimini tam ve eksiksiz gerçekleştirip gerçekleştirmediğini teyit etmek ve bayiiden alınan hizmetin memnuniyetini değerlendirmek üzere arama gerçekleştirerek çiftçiler ile görüşmeler sağladığını, davacı … için de anlatılan süreçlerin yaşandığını, davacının senede ilişkin iddialarından biri, senet üstünde yazılı olan düzenlenme tarihinden önce senedin imzalanmış olduğu ve davalı müvekkile kargolanmış olduğunu, söz konusu iddia ile davacının neyi amaçladığının anlaşılamadığını, senet üzerinde yazılı olan 25.11.2021 tarihinde düzenlenmemiş olmaması hususunun senedin geçerliliği yönünden hiçbir etkisi bulunmadığını, davacının, davalı müvekkilden aldığı 1950 kg …karşılığında 25.11.2021 düzenleme ve 31.08.2022 vade tarihli 45.220,50-TL tutarlı kambiyo senedini vade tarihinde ödememiş olduğunu, alacağın tahsili amacı ile … 19. İcra Müdürlüğü …E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, 31.08.2022 vadeli senedin üzerinden neredeyse 5 aya yakın bir süre geçtiği, kendisine banka aracılığı ile protesto gönderildiğini, davacının dava dışı eşi Hatice Bal’ın da tıpkı davacı gibi ürünleri teslim aldığına ilişkin yazılı ve sözlü ikrarlarının bulunduğunu, vadesinde senedi ödemediği ancak davacı dışı Hatice Bal hakkında … 19. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile başlatılan yasal takibe karşı süresi içerisinde itiraz etmediğini, ödeme yaparak dosyanın kapanışının gerçekleştirildiği görüldüğünü, bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı, haksız ve kötüniyetle ikame edilen huzurdaki davada öncelikle mahkemenin görevsiz olması gereğince dosyadan el çekerek dosyanın görevli olan … Asliye Hukuk Mahkemeleri’ne gönderilmesini ve görevsiz mahkeme tarafından verilen ihtiyati tedbir kararının derhal kaldırılarak icra müdürlüğüne bildirilmesini, mahkemenin görevli olduğuna kanaat getirmesi halinde dava şartı arabuluculuk kapsamında yer alan menfi tespit davasında arabuluculuk yoluna başvurulmamış olması gereğince davanın dava şartı yokluğundan ve usulden reddine karar verilmesini, mahkemenin aksi kanaatte olması ve yargılamaya devam edecek olması halinde ise esasa ilişkin açıklarımız doğrultusunda davanın esastan ve tümden reddine, yargılama giderlerinin davacı/borçlu üzerinde bırakılmasına ve lehimize vekalet ücreti takdirine, davacı aleyhine asıl alacağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, HMK 329. Maddesi gereğince davacıların ve vekilinin davalı/müvekkil tarafından tarafımıza ödenmesi gereken vekalet ücretinin tamamını ödemeye ve davacılar vekilinin en üst sınırdan disiplin para cezası ödemeye hükmedilmesine, yargılama giderleri, harç ve masraflar ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İİK 72.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır.
Davacı taraf, davalı şirketten gübre kredisi almak istendiği, bunun üzerine kendilerine şirket tarafından 45.220,50TL bedel karşılığı gübre alabileceği ve bunun için senet imzalaması gerektiğinin şart koşulduğunu, şartın yerine getirildiğini ve senet metninin altına “ürünlerin hepsini elden teslim aldım” ibaresini yazmak durumunda kaldığını, ancak senedi imzalamış olmasına rağmen ürünlerin teslim edilmediğini, genel işlem koşullarına aykırılık olduğunu beyanla borçlu olmadığına karar verilmesini talep etmiştir. Dava konusu senedin incelenmesinde, davacı tarafın borçlu davalı tarafın alacaklı olduğu, emre muharrer senedin vadesinin 31/08/2022 olduğu, senedin malen ahzolunduğu, senet altında “Satış Şartları ve Kişisel Veri Bildirisi”nin bulunduğu, bu bölümde davacı tarafça “ürünlerin hepsini elden teslim aldım” ibaresinin yazılarak imzalandığı görülmüştür.
Türk Borçlar Kanunu’nun 20. İla 25. Maddeleri arasında “Genel İşlem Koşulları” düzenlenmiş olup “genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir. Karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlıdır. Aksi takdirde, genel işlem koşulları yazılmamış sayılır.” düzenlemesi yer almaktadır. Somut olayda taraflar arasında sözleşme imzalanmadığı, yalnızca senet düzenlendiği ve altında ürünlerin teslim edildiğinin el yazısı ile teslim alana imzalatıldığı, bu hali ile genel işlem koşullarına ilişkin hükümlerin somut olayda uygulanamayacağı kanaatine varılmıştır.
Davacı taraf, ürünleri teslim alması karşılığında davaya konu edilen senedi imzalamış olup, aksini yazılı bir belge ile ispat edemediği gibi irade sakatlığı haline de dayanmamıştır. Bu hali ile senedin aksi yazılı delille ispatlanamadığından davanın reddine dair karar vermek gerekmiştir.
İİK’nın 72/4 maddesinde, “Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez. ” düzenlemesi mevcut olup, davacı tarafça icra takibine karşı paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde talep edilen tedbirin tensip ara kararı ile kabulüne karar verildiği, 06/02/2023 tarihinde teminat bedelinin ödenmesi ile tedbir ara kararının yerine getirildiği anlaşılmakla İİK’nın 72/4 maddesi uyarınca İİK 72/4 maddesi uyarınca, davaya konu icra takibinde belirtilen asıl alacağın %20 si oranında (9.044,1 TL) tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davalı tarafça tazminatın yanı sıra , HMK 329 maddesi uyarınca vekalet ücretinin ödenmesine ve disiplin para cezasına hükmedilmesi talep edilmiştir. HMK’nın 329 maddesinde ” 1) Kötüniyetli davalı veya hiçbir hakkı olmadığı hâlde dava açan taraf, yargılama giderlerinden başka, diğer tarafın vekiliyle aralarında kararlaştırılan vekâlet ücretinin tamamı veya bir kısmını ödemeye mahkûm edilebilir. Vekâlet ücretinin miktarı hakkında uyuşmazlık çıkması veya mahkemece miktarının fahiş bulunması hâlinde, bu miktar doğrudan mahkemece takdir olunur.(2) Kötüniyet sahibi davalı veya hiçbir hakkı olmadığı hâlde dava açan taraf, bundan başka beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar disiplin para cezası ile mahkûm edilebilir. Bu hâllere vekil sebebiyet vermiş ise disiplin para cezası vekil hakkında uygulanır.
” düzenlemesi mevcut olup, somut olayda yukarıda izah edildiği şekilde davacı tarafın borçlu olmadığı iddiasının ispat edilemediği, ancak davanın kötü niyetle açıldığına dair davalı tarafça somut delil sunulmadığı gibi, davacı tarafın davayı kötü niyetle açtığı konusunda dosya kapsamından anlaşılan bir durum da olmadığı kanaatine varılarak bu yöndeki taleplerin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Davanın reddine,
İİK 72/4 maddesi uyarınca, davaya konu icra takibinde belirtilen asıl alacağın %20 si oranında(9.044,1 TL) tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalının HMK 329 maddesi uyarınca, taleplerinin reddine,
Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 179,90-TL’nin, peşin alınan 772,26-TL harçtan mahsubu bakiye 592,36‬‬-TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri olmadığında bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdiren hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, Taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 haftalık sürede HMK 341 maddesi uyarınca istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.06/06/2023

Katip …
E-imzalıdır.

Hakim …
E-imzalıdır.